25 Temmuz 2008

Steven Gerrard

John Moores University (Liverpool), Steven Gerrard'a fahri doktora ünvanı vermiş, giydirmişler bir güzel, yanındaki ayrı güzel (eşi Alex Curran). Blogda dayıoğlu Gerrard olarak geçer genelde. Severiz Gerrard'ı. Transferde adı geçmez...

20 yorum:

tahir durten dedi ki...

kafasindaki zavazingo delikanli gerard'a normal olarak yakismamis ama olsun... buyuk kaptan liverpool'la bi sampiyon olsa da hepimiz rahatlasak...

Adsız dedi ki...

ben sporcunun fahri doktora ünvanlısını severim..

rafa benitez..

Adsız dedi ki...

Kusura bakmayin ama ben sevmem. Kendisi Galatasaray hakkinda yaptigi kotu yorumlari hic bir zaman unutamam.

SkyCaptain dedi ki...

Bir Fenerbahçeli olarak Gerrard'ı severdim ancak otobiyografisinde Galatasaray maçları ve Türkler hakkında yazdıklarını okuduktan sonra eski sempatim kalmadı...

Adsız dedi ki...

başa bir takım da düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez futbolculardan biri. (raul, puyol, gigs, maldini, metin oktay tayfası :)


bu arada; abi yengede erik gibiymiş kütür kütür...

Adsız dedi ki...

forza gerardinho... bu alemde futbol varsa 1 numarası gözümde gerrard'dır gerisi hikaye:)şampiyonluk çokta yakışacak kendisine 1 umut bekliyoruz...

getabbaaww dedi ki...

neymiş yaa şu galatasaray hakkındaki yorumları?? merak ettim...

Adsız dedi ki...

Otobiyografisini okuyana kadar benim için bir efsaneydi. şimdi ise iyi bir futbolcu sadece. Sempati toplamak uğruna sarfettiği o yavan sözler kişiliğinin çok da sağlam olmadığını gösterdi bizlere.
-uygar-

tknycl dedi ki...

otobiyografisinde "1 bobo 3 hagi eder" demiş.. :P

Ortega dedi ki...

Mahallenin sorunsuz delikanlısı Gerrard'ı ayrı bir severim ben de..

Adsız dedi ki...

Aceto Gerrardın Chelseaye transferinin neden olmadıgı ve sonra da neden hic transferde adının gecmedigi renk askindan cok biraz da karanlik islere dayaniyor galiba...

http://www.telegraph.co.uk/sport/football/2296934/Gangster-%27threatened-to-shoot%27-Steven-Gerrard.html

Adsız dedi ki...

otobiyografisini şimdi copy paste yapıyorum.. çok komik bazı yerler var.. hakan şükür buna çimdik ( pandik) atmış falan hahahahaha...

Gerard, Galatasaray'ı unutamamış!
Liverpool´un yıldızı Steven Gerrard, hayatını anlattığı ve satış rekorları kıran kitabında Galatasaray´ı da es geçmemiş!: 2003'te oynadığımız hazırlık maçı vahşi batı filmlerinden farksızdı. Kendimi kanlı bir boksör gibi hissediyordum.
goal.com Liverpool’un ve İngiliz futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en büyük yetenek olan, hatta adı şimdiden efsane oyuncularla birlikte anılmaya başlanan Steven Gerrard, geçen yıl çıkardığı ve hayatını anlattığı, ‘Gerrard, My Autobiography’ kitabında Galatasaray’a da özel bir yer ayırmış. Fanatik'te yeralan habere göre yıldız futbolcunun unutamadığı anısı, 3 Ağustos 2003’te Cim Bom’un Amsterdam’da 2-1’lik skorla kazandığı hazırlık maçı. İşte Gerrard’ın kaleminden, kendi deyimiyle ‘vahşi batı’ filmi!:
‘Gerçek bir savaştı’
Ve tarih 3 Ağustos 2003... Kendimizi Hollanda’nın Amsterdam Arena Stadı’nda Galatasaray’la oynarken buluyoruz. Bu kesinlikle sezon öncesinde centilmence oynanan bir hazırlık maçı değildi. Bildiğiniz gibi, o ana kadar Türkiye ve İngiltere arasında hem milli hem de kulüp takımları seviyesinde tansiyon hep yükseliyordu. Birkaç ay öncesine kadar İngiltere, Sunderland’in Stadium of Lights Stadı’nda 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Türkiye’yi yenmişti. Bu, gerçek bir savaştı. En ufak bir kıvılcım bile tansiyonu artırıyordu. Galatasaraylı oyuncuların hedefi de İngiliz oyunculardı...
‘Kulübede dayanamıyordum’
Maça yedek kulübesinde başlamıştım. Türkler Michael (Owen) ve Emile’e (Heskey) sert giriyordu. Dayanamıyordum, hocamız Gerard Houlier’e sürekli beni oyuna almasını söylüyordum. Bundan yarım saat sonra (Dk.64) sahadaydım. Harry Kewell’a çok sert bir müdahale yapıldı. Bu tıpkı bir vahşi batı filmi gibiydi. İki taraf arasında savaş devam ediyordu. Benim oyunda olmadığım süreyi telafi etmem gerekiyordu. Galatasaraylı futbolcular hafif tekmeler, formalardan çekmeler ve tükürmelerle bize karşı oynuyorlardı.
‘Hareket eden her şeye tekme’
Hakan Şükür olayların ortasındaki adamdı. Hakan Ünsal da boş durmuyordu. Birden yüzüme bir dirsek yedim. Gözlerim sulanmış, dudağım şişmiş ve sinirlerim iyice gerilmişti. Hemen sahada Hakan Şükür ile Ünsal’ı aramaya başladım ve Ünsal’a bir tekme attım. Hollandalı hakem Rene Temmink bana bir kart gösterdi. Artık Türkler peşimdeydi... Ve bir başka dirsek daha! Kendimi kanlı bir boksör gibi hissediyordum. Bizim genç forvetimiz Neil Mellor, Gabriel Tamas’a bir tekme attı. Ve Temmink ona kırmızı kart gösterdi. İyice sinirlenmiş ve hareket eden her şeye tekme atmaya başlamıştım.
‘Klasik Türk provokasyonu!’
Hakem, Hakan Ünsal’a yaptığım hareket için aptalca bir frikik kararı verdi. Türkler hemen etrafımı sardı ve yüzüme tükürdüler. Yüzümü sildim. Hakan Şükür beni çimdikledi. Bu, klasik bir Türk provokasyonuydu. Hakemin bu kararlarıyla çılgına dönmüştüm. Ona, “Sen şişko bir ...sın’ diye bağırdım. Temmink, “Ne dedin sen, gel buraya” dedi ve ikinci sarı karttan beni oyundan attı. Böylece Türkler’in istediği oldu. Hakem yabancıydı ve İngilizce biliyordu. Bu karar beni UEFA Kupası maçlarında etkileyebilirdi. Hocamız Gerard, hakemle görüşmeye gitti. Ve yüzünde bir gülümsemeyle dönerek, “Hakemle konuştum, bunu raporuna yazmayacak. Sadece, ‘Gerrard agresifti, ama küfür etmedi’ ifadesini kullanacak. Yani bir sorun yok” dedi. Sonuç; Temmink için Fair-Play! Ve şimdi rahatım...

man on the prowl dedi ki...

o telegraph.co.uk'in haberinde transfer ile ilgili bir mevzudan bahsedilmemiş ki. haberi okumadan nasıl chelsea'ye gitmemesiyle bu tehdit olayını ilişkilendiriyosunuz??

bi detay: john moores üniversitenin röktörü queen'in gitaristi brian may'dir :)

deg dedi ki...

Bu neredeyse tüm ingiliz sporcu biyografi kitaplarında yapılan bir 'ayak'. Anlamsız ve gündem dışı spekülatif kahramanlık hikayeleri, kitabı okuyan kitleyi oltalayacak editöryel ayak oyunları. Editör yazmışta yazmış işte. Ek olarak Gerrard'ın Türkleri sevmemesi gayet normal sıradan bir ingiliz çocuğu zira.

En sevdiğim 3-4 futbolcu arasındadır fakat biz ulan hangi üniversiye ne tez versek, 3-4 yıl doktoraya harcasak mı diye perişan olurken millete böyle çat diye doktora takkesini giydirmiyorlar mı, deli olmamak elde değil.

Adsız dedi ki...

maymuna dönmüş,kız da güzel değil

aşkın dedi ki...

''Hakan efendi futbolcu''
''Örnek futbolcu''
''Bir beyefendi''
Dünyada kendi uydurduğu yalanlara inanıp gerçek açığa çıkınca çemkiren kaç toplum vardır acaba?

a.c. sedef dedi ki...

gs'ye ne derse ne dersin.kızım olsa veririm buna.böyle efendi böyle iyi görünümlü bir surat ifadesi görmedim.liverpool'dan gittiği gün kıyamet kopar heralde.merseyside'da cam çerçeve iner.

Fuzzy Logic dedi ki...

len deli olacam, 1 haftaligina türkiye'ye gittim, simdi o 1 hafta icin bir yerimden kan cekiyorlar. Isler bitmedi, butun hafta sonu ofisde kalacam, haftaya cumaya kadar bir sunum, bir rapor bir tane de poster hazirlayip pazartesi gününe bunlari sunmam lazim, ..lazim, ...lazim, ...lazim bunlain hepsi doktorayi verebilmek icin.

E simdi bir de herseyin ustune 5 dakika ara icin blog'a ne var ne yok diye okumak icin girip, su oglan cocuguna iki top depti diye doktora vermisler haberini okuyunca e bir de yanindaki hatunu görünce,... baslarim eve gidiyom lan ben

Sencer Yücel dedi ki...

John Moores medyatik takılıyor, rektör Brian May'den sonra hoş olmuş.

Adsız dedi ki...

O herzaman bır efsanedir ve oyle kalacak robbie fowler 1 gerrard 2