10 Şubat 2021

Zola'nın Cebini Bulun Bana

Dünyanın bütün istihbarat teşkilatlarını kıskandıran duyumcular, senede iki kez transfer dönemine gazeteci olduğunu hatırlayanlar ya da mevsimlik gazeteciliğe soyunanlar, sosyal medyada rüzgar estirecek hesaplar peşinde koşan menajerler, gelen uçağı radarda takip eden taraftarlar, Instagram’da bir yıl sonra “gidin” diyeceği futbolcunun eşine “Gelin artık, senin sözünü dinler” diyenler, imza törenleri, manşetler, “gelirse 40 gol atar” golcüler, “geldi artık gol yemeyiz” dedirten taş gibi stoperler… Bir transfer döneminin daha sonuna geldik. Sıcak bir hikayeyle başlayıp geçmişe dönelim.

Lecce, İtalya’da Serie A’nın asansör takımlarından. Gelen, tutunamayıp bir alt lige dönenlerden. Bu sezon da Serie A’ya dönme hayalleri kuruyor güzel şehrin kulübü ama işleri zor. Kasada para yok, taraftar ise ara transferde yapılacak takviyelerle liderin sekiz puan gerisindeki takımın şansı olduğunu inanıyor elbette. 15 gün önce transfer bombasını patlatıyorlar, Galatasaray’dan bir golcüyü kadrolarına katıyorlar. Hayır ne Falcao ne de Diagne.. Zaten Lecce’nin parası bunlar yetmez, aldıkları golcünün ismi Hene Kurraska. Galatasaray’da böyle bir futbolcu yok diyorsanız işte hikaye orada başlıyor. Eli Photoshop tutan bir Lecce taraftarı Hene Kurraska adını verdiği bir karakter yaratıyor ve sosyal medyada 130 maçta 95 gol atan Galatasaray’ın golcüsü Lecce’de haberi yayılıyor. Transfer baskısıyla uykuları kaçan kulübün sportif direktörü de galiba biraz gevşemek istemiş olmalı ki o da bu bomba transferin duyurusunu sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. Şehirde bir bayram havası, havaalanında elinde Lecce atkısıyla poz vermiş Hene Kurraska fotoğrafı… Daha ne olsun, yerel medya başta olmak üzere İtalya’da haber kaynakları son dakika olarak veriyorlar. Acı gerçeğin ortaya çıkması uzun sürmüyor elbette, basit bir internet aramasıyla böyle bir futbolcunun olmadığını öğrenecek gazeteciler de var elbette İtalya’da… “Büyük golcü” Hene Kurraska transfer tarihindeki yerini alıyor.

***

Pandemi nedeniyle bu sezon futbolda devre arası yok ama geçmiş sezonlarda takımlar ikinci yarı hazırlıkları için Antalya’da kampa girerlerdi. Elbette gazeteciler de hem takımları takip etmek hem de ara transferdeki isimleri öğrenebilmek için Antalya’ya akın ederdi. 15 yıl geçmiştir üzerinden, Galatasaray orta sahaya bir yabancı arıyor, gazeteciler idmanda sportif direktör ne zaman eline telefonu alsa büyük bir heyecanla vereceği haberi bekliyorlar ama sportif direktör ser verip sır vermiyor. 3-4 muhabir çevresine toplandığında uzaktan gelen muhabire yapacakları şakadan elbette o muhabirin haberi yok. Muhabir yaklaştığında “Massimo Dutti” diyor sportif direktör. Acar muhabir ismi duyar duymaz İstanbul’daki müdürünü arıyor. “Massimo Dutti geliyor Galatasaray’a” diyor… Spor müdürü “Mağaza mı açıyor Massimo Dutti, Galatasaray’da, hangi dükkan!” deyip gülüp kapatıyor telefonu… İtalyan tekstil markası, doğrusu bir futbolcu ismi olsa fiyakalı olurmuş; 10 numaralı formasıyla Massimo Dutti…

**

Bu kez 21 yıl geriye gidiyoruz. Fenerbahçe, Zola’nın peşinde, İtalyan forvet Chelsea forması giyiyor ve günlerdir manşetlerden düşmüyor. Spor müdürü artık Zola’yı konuşturun diyor dış haberlere bakan muhabire. Zola’ya ulaşmak lazım ama nasıl? İtalya’da bir gazeteci aranıyor, Zola’nın telefonunu soruyor muhabir de İtalyan kurt gazeteci, “Hayırdır?” diyor. “Fenerbahçe talip” haberini alınca “Bu transfer paraları yeter mi?” diyor İtalyan… Şimdi coşma vakti, muhabir haberi ilginç hale getirirse telefonu numarasını alırım diyor: “Olmaz mı, Sadece Zola değil Fenerbahçe, Di Matteo ve Poyet’i de istiyor Chelsea’den” diye yüksekten uçuyor. İtalyan iki saat sonra arıyor: “Zola Sardunya’da tatildeymiş, cebini kapatmış, menajeriyle konuştum” deyip ertesi gün ufak bir haber olarak kullanıyor Türkiye’den gelen iddiayı.. O yıllarda her haber kullanılmıyor gazetelerin internet sitelerinden.. Bir gün gecikmeli gelen İtalyan gazetesinde haber tarayan genç gazetecilerden birinin gözleri ışıldıyor. İstanbul’dan Milano’ya giden “Zola, Di Matteo, Poyet” haberi ertesi gün birinci sayfadan İtalyanlar kaynak gösterilerek “Zola ve Di Matteo Fenerbahçe’de, Poyet de sırada” manşetiyle veriliyor. Poyet neden sırada bunu bilen yok ama bu da benim tahminim: Sayfanın editörü “üçü birlikte geliyor abartı olur” deyip Poyet’deki belirsizlikle manşetini kuvvetlendiriyor… Transfer dönemi biter, hayaller bitmez… İyi pazarlar.