"Lamp, hobnail boots, tin hat, haversack packed with pliers, screwdrivers and spanners-these were my first tools. Before the white lights of the world's biggest stadiums shone on my endeavours, my working life began in darkness."Boby Robson hala İngiliz futbolunun yaşayan en kariyerli teknik direktörü...
Dünyanın en başarılı futbol yayıncılığını açık ara ellerinde tutan İngilizler, Robson için bir belgesel film yapmıştı.
Gary Lineker'in sunduğu belgesel, FİFA'nın gol projesi kapsamında çektiği üçlemenin her birinden iyidir.
Aslında Hollywood'un beyazperdeye taşıması gerekir Robson'ı : Dünya Kupaları, Pele, Ronaldo, Romario, Gascoigne, Morinho, Lineker, Maradona, Barcelona, İngiltere milli takımı; 50'ler, 60'lar, 70'ler ve oyun tarihine tanıklık eden onlarca anıdan harika bir başyapıt çıkar, eminim..
18 Şubat günü 76 yaşına basıyor.
Gary Lineker ve Kevin Keegan'dan sonra ingiliz futbolunda hayranlık duyduğum futbol adamlarından biridir.Ne garip Keegan'ı milli takıma gelir gelmez göndermiş, Lineker ile çok özel bir ilişkisi olmuştu.Onun çalıştırdığı İngiltere milli takımına 2 kez 8-0, bir defada 5-0 yenilmiştik.
Maradona'nın eli olmasaydı 86'da İngiltere'yi Dünya şampiyonu yapabilirdi.
Kanseri 4 kez yendi. Şimdilerde yine kansere karşı savaşıyor.
2005 yılında yayınlanan otobiyografisi, bir futbol adamı tarafından kaleme alınan en iyi örneklerden biridir.
15-17 yaşları arasında hem kömür madeninde elektrik teknisyeni olarak çalışmış, hem futbol oynamış,
İlham veren bir hikayesi var.. Kitapta en çok etkilendiğim cümlesini ilk paragrafa koydum.
Futbol ve hayata dair bilmediğimiz, öğrenince yüzde tatlı bir tebessüm bırakan o kadar hoş şeyler yazmış ki üstad ."Ah ülkemin yüzyıllık futbol tarihine ışık tutacak yazılmamış mektuplar" diye dövünüyor insan. Siz hiç "
...1958 yılının ilk baharıydı, Dolmabahçe'ye geçmek için; takım halinde Kadıköy iskelesinde vapur bekliyorduk. Aramızda maçı izlemeye giden Galatasaray'lı taraftarlar da vardı." benzeri bir cümle okudunuz mu?
Bize anlatılan 2-3 cılız anı ile kimin kimi kaç kez yendiği istatistikleri dışında hiçbir şey yok..
Peki gelecekte böyle bir umut varmı ?
Kimse yazmıyor.
o da yok.!
Özetle futbolumuzun yazılı bir kültürü (bence) yok.!
İnsanı karamsar yapan geçmişte olmadığından ziyade; gelecekte olacağına dair bir işaretin de görünmemesi..
Robson'ın kitabından milli takıma seçilme haberini aldığı günden naklettiklerini alıntılıyor ve bitiriyorum.
Mutlu yıllar Bay Robert Robson...
Okay Karacan
" On a trip to Wolverhampton racecorse in November 1957 I landed the biggest winner of my early professional life. No horses or bookmakers were involved. As I was leaving the track after a good day out with some West-Brom team-mates, I peeled away to buy the evening paper and scanned the stop-press column, where players looked in those days to find out who had been summoned for international duty. There I spotted an announcement: ' The England team to play France is as follows...' and there was my name- R.Robson "