20 Ocak 2012

Hafta Sonu Futbol

20 Ocak Cuma
20:00 Antalyaspor - Beşiktaş @Lig TV
20:00 Gaziantepspor - Mersin İY @Lig TV 2
21:30 B.Monchengladbach - Bayern Münih @Trt HD

21 Ocak Cumartesi
13:00 İstanbul BŞB - Manisaspor @Lig TV
13:00 Samsunspor - Orduspor @Lig TV 2
13:30 Kayseri Erciyesspor - Bucaspor @Trt 3
14:45 Norwich City - Chelsea @Lig TV 3
16:00 Bursaspor - Sivasspor @Lig TV 2
16:00 Karabükspor - Trabzonspor @Lig TV
16:00 Elazığspor - Kartalspor @Trt 3
16:30 Schalke 04 - Stuttgart @Trt Haber
17:00 Fulham - Newcastle United @Lig TV 3
19:00 Fenerbahçe - Kayserispor @Lig TV
19:00 Roma-Cesena @Euro Futbol
19:00 Kasımpaşa - Konyaspor @Trt 3
19:30 Kaiserslautern - Werder Bremen @Trt HD
19:30 Bolton - Liverpool @Lig TV 3
21:00 Real Sociedad - A. Madrid @NTV Spor
21:45 Atalanta-Juventus @Euro Futbol

22 Ocak Pazar
13:00 Osasuna - Valencia @NTV Spor
13:30 Boluspor - Giresunspor @Trt 1
13:30 Tavşanlı Linyitspor - Sakaryaspor @Trt 6
15:30 Manchester City - Tottenham @Lig TV 2
16:00 Ankaragücü - Gençlerbirliği @Lig TV
16:00 Adanaspor - Karşıyaka @Trt 3
16:30 Hamburg - B. Dortmund @Trt Haber
18:00 Arsenal - Manchester United @Lig TV 2
18:30 Bayer Leverkusen - Mainz @Trt HD
19:00 Eskişehirspor - Galatasaray @Lig TV
19:00 Göztepe - Denizlispor @Trt 3
19:00 Malaga - Barcelona @NTV Spor
21:45 Inter-Lazio @Euro Futbol
22:30 Real Madrid - A. Bilbao @NTV Spor

Adam!

19 Ocak 2012

Kapalı Kapılar

"Beni Milan'da istemiyorlar. Leonardo da, Allegri de benimle çalışmak istedi ama bir kapı kapalı. Onlar da buna takıldılar. Juventus ile Del Piero'nun ilişkisini gördüğümde kendimi kötü hissediyorum." Paolo Maldini 1978-2009/Milan


Maldini Nasıl Uğurlandı?
Milan'ın Kaptanları

Clockwork Orange 2012

Real Madrid: 1 Barcelona: 2

Maçtan bir gün önce gazeteci soruyor. Muhtemelen Barselona diyarlarından: “Barcelona’yı devirecek formülü buldunuz mu?” Mourinho cevap veriyor: “Hayır.” Oysa ki yıllar önce bugün çalıştırdığı takımı devirecek taktiği bulduğunda odasında sevinçten havalara fırlamış. Klasik, kalem, defter çalışıyor Porto-Real Madrid maçı öncesinde. Yapıyor takımını, Figo’ya bir adam, Zidane’a bir adam, ileride üçlü, ortaya kolla... Tamamdır diyor çözdüm Real Madrid’i, alırız bu maçı. Sonra bakıyor tahtaya 12 futbolcu yazmış... Kaybediyor o maçı...O Real Madrid’i çözemediysen bu Barça’yı hiç çözemezsin tabii ama adam deniyor. Pepe de o denemenin bir parçası. Kazanacağından değil kaybetmediği günün hatırına yine sahada. Elinda başka orta saha alternatifleri varken 10. Dakikada kırmızı görse kimsenin şaşırmayacağı bu baltayı o bölgede oyuna sürmenin bir başka bir açıklaması yok tabii...Teknik adamların ne yapmak istediğini her zaman anlayabilmek mümkün değil. Bir kumar oynuyorlar, kafalarında bir 90 dakika yaşıyorlar, kazanırlarsa ne ala, futbol devrimi oluyor, kaybederse de “saçmaladı.” Dalglish hafta sonunda Anfield Road’da Stoke City ile oynuyor, hani deli hücum eden bir takım olsa anlarsın da, koca hoca sahaya 3 stoperle çıkıyor, Carragher, Skertel, Coates... Forvet hattında Luis Suarez cezalı. 40 milyonluk Carroll oynar değil mi? O da yedek; Bellamy de.. Kuyt çıkıyor en uçta. Maç 0-0 berabere bitiyor.... Milano derbisinde üç gün önce bir tarafta Seedorf yedek, diğer tarafta Sneijder kulübede oturuyor. Bu akşam Lass’lı Pepe’li orta saha santra noktasına yürürken, Kaka ile Mesut kulübede. Maestro olmadığında ileride oynayanlar da başı kesik gibi dolanıyorlar sahada...

Kasap kardeşliğiydi orta sahası Real Madrid’in. Özellikle ilk yarıda da Messi, Fabregas çokça sakındılar kendilerini. Giremedi Barça, Barça gibi oyuna. Carvalho aylar sonra sahada, Hamit, çerezden bir kupa maçını saymazsak ligde aldığı dakikalarla hiç ama hiç hazır değil bu seviyede bir maça... Yine de Pinto kıyağıyla buldu Real Madrid golü... Orta sahada Xabi, vasatın altında kalınca, Ronaldo da darbeyi alıp bileğini tutmaya başlayınca, Real’in işi durdurmaya kaldı.
Alexis Sanchez daha bu takımı anlamaya çalışıyor. David Villa’yı arıyor Barça. Messi de Fabregas’ın gelişiyle beraber pozisyon değişince zaten bu sezon deplasmanlarda zorlanan Barcelona, ritmini bulamadı ilk yarı... Real tarafında problem basitti, takımda Casillas dahil 10 adamın aklı Barça’yı durdurmaya programlandığından kimse bu madalyonun bir de öteki yüzü var diye düşünmeye fırsat bulamadı.Avrupa’nın en kısa takımından kafa golü yemek? Barcelona, 200’e yakın korner atmış, direkt golü bu maçta buldu. Yanlış hatırlamıyorsam, Puyol Santiago Bernabeu’da attığı ilk golde Katalan bayrağı renklerindeki pazubandı tribünlerin gözüne sokmuş, ortalık karışmıştı... Sonrası Pepe’nin rezaletleri. Busquets’in iki perde de tiyatrosu... Çüş anı, kasabın Messi’nin eline bastığı an. Pepe gibi rakibinin sırtına çıkıp çiğnemiş bir adam için ınsaflı davrandı bile diyebilirsin. Materazzi ile Pepe’yi al, kız istemey git. Vermezlerse orada kızın sülalesini keserler senin için.. Sert futbolcu çok adam sayarız ama bu pislik! Rooney de zaten twitter’dan Pepe’ye geçirdi durdu ama o da çok masum sanki...


Messi, Barça klasiği; topu kaldırdığında Real Madrid defansı yine içtimaya çıkmış, tekmil veriyordu. Eller kollar havada... Hamit bölgesini kaybetmiş, Ramos arkada kalmış.. Kornerden gol atamayan Barça’dan gol yiyen Real Madrid, ikinci golü de kırk yılda bir gol atan Abidal’den yedi. Barcelona, Real Madrid deplasmanlarında son 7 maçını kaybetmeyen ilk takım olarak tarihe geçti. Tarihte ne varsa değiştirecekler, bu istatistik de onlardan biri.. Mourinho deniyor, kafa patlatıyor, kadroda devrim yapıyor, onbirini tahmilerden öte kuruyor ama olmuyor. Akıl var ama El Clasico’larda Mourinho’nu yüreği yok... Guardiola, otomatik vites, cruise control, yola devam... Ne yaptı dersen? Mütevazidir, "Takım otobüsünde en önde oturuyorum bir de "Viva La Vida" çaldırıyorum" der...
Real Madrid: 1 Barcelona: 3
Süper Kupa 2011
Barcelona: 1 Real Madrid: 1
Real Madrid: 0 Barcelona: 2
Real Madrid: 1 Barcelona: 1
Barcelona: 5 Real Madrid:0
Real Madrid:0 Barcelona: 2
Barcelona: 1 Real Madrid:0
Real Madrid:2 Barcelona:6
Barcelona: 2 Real Madrid: 0
Real Madrid:4 Barcelona:1
El Clasico'da İhanet
Laporta döneminde Barcelona vs. Real Madrid
Barça ve Kaçan Yıldızlar
Ben Luis Figo

16 Ocak 2012

Milan 0 - Inter 1

Pato, Paris Saint Germain’e mi gidecek? Carlos Tevez, Milan’a mı imza atacak yoksa Inter mi işini bitirecek? Milano derbisine iki transfer bilinmeziyle yürüdü İtalyanlar. Ne Pato, Paris’e gitti ne de Tevez kararını verdi top santra noktasına konduğunda. Ev sahibi Milan favoriydi, olması için de yeterli sebepleri vardı. Elinde ezeli rakibinin eski silahı İbrahimoviç, ligin zirvesinde bir takım, daha iyi defans, daha iyi forvet… Inter daha kötü başlayamazdı sezona bu yüzden son haftalarda aldığı seri galibiyetler Ranieri ile uçuyorlar havası yarattı ama rakipler sıradındı. Ocak ayının ortasına gelip daha sezonun yarısını oynamadıklarından dolayı, Noel sonrası verilen tatille birlikte ritmini kaybetmiş ligde Milano derbisi tadsız tuzsuz başladı. Tribünler yine güzel görünüyordu ama bir şey eksikti işte San Siro’da 79 bin 552 seyirciye rağmen… Ranieri kariyerinde derbi kaybetmemiş. Inter Başkanı Moratti’nin getirdiği 13 teknik adamdan sadece biri ilk derbisini kazanabilmiş. Çakışan iki istatistikten altta kalan ikincisi oldu.
Inter, bir puan da iyi derken, Juventus’un iki puanı yakması ve ev sahibi taraf olması nedeniyle Milan, illa da 3 havasındaydı. Derbilerde deplasman tarafının iyi savunma yaparım, yakalarsam da bir tane sıkıştırırım kuralı yine işledi. Abate’nin hatasında Milito cezayı kesti. Arjantinliyi bidon seçen o iki radyocu bir sahil kasabasına yerleşirler artık bu maçtan sonra. Milan zorladı ama olmadı, Zlatan milli takımda 2004’de İtalya’ya uçarak topukla attığı golün bir benzerini atamadı. Robinho sezon sonunda memleketine döner. Nocerino sezon boyunca çizdiği grafiğin çok altında kaldı ve Emanuelson, Milan çizgisinde bir topçu değil. İki takımın da yedek kulübesinde Seedorf, Sneijder’in oturduğu; "Milan’da bir Pirlo olsaydı" dedirten bir derbiydi… Şampiyonluk yarışı artık iki değil çok başlı…