18 Nisan 2009

Şampiyonlar Ligi Son 10 Sezon

Şampiyonlar Ligi'nin 32 takımlı formatında bu sezon 10. yıl. Yarı finaller üzerinden muhasebesini yapalım. Son 3 sezonda yarı finale 3 takım çıkaran İngilizler ile en fazla kupa kazanan İspanyollar arasındaki rekabette bu sezon ya eşitlik sağlanacak ya da İspanya arayı bir kupa daha açacak. Önce yarı finalistler: Son 10 yılda İngilizler yarı finale 15 takım çıkardı. Chelsea 5, Man. United 4, Liverpool 3, Arsenal ve Leeds United 1 kez. İspanyollar 13 takımla geldiler yarı finale 5 kez Barcelona, Real Madrid 4 kez, Valencia 2 kez, Villarreal ve Deportivo ise birer yarı final gördüler. İtalyanlarda bayrak Milan'da 4 yarı finalle. Juventus ve Inter de birer kez son dörde kaldılar. Almanlar 3 takım çıkarabildiler. 2 kez Bayern Munih, bir kez de Bayer Leverkusen. Portekiz, Hollanda ve Fransa da birer takımla yer aldılar. Porto, Psv ve Monaco. Biz 2001'de Galatasaray, 2008'de Fenerbahçe ile yarı finalin kapısından döndük. Bu 7 ülke dışında bunu başarabilen bir ülke yok. Gelelim finallere. İngilizler 5 kez final oynadılar. 2 kez kazandılar. (Liverpool, Man. United), İspanyollar 5 kez final oynadı (2 Real Madrid, 1 Barcelona) 3 kupayı kaptılar. İtalya 4 final oynadı. 3 Milan, 1 Juventus. 2 kupayı da Milan götürdü. Portekiz, Porto ile bir final oynayıp kazandı. Fransa'da Monaco ile Porto'ya finalde kaybetti. Barcelona, Chelsea'yi eleyip Roma'da final görürse İngiltere ve İspanyolların finalist takım sayısı 6'ya çıkacak. Finalde İngilizler kazanırsa bu 10 yıllık vadede 3 kupayla İspanyollarla eşitleyecekler. Barcelona kupayı kazanırsa, İngilizler "Hector Cuper"zade olacaklar ve defterde 4'e 2 geride kalacaklar.

Ayda 7 Bin Euro Cep Faturası

Futbol dünyasında menajerler var bir de süper menajerler. Pini Zahavi, Jorge Mendes gibi. Portekizli Mendes'in portföyünde Mourinho ve Cristiano Ronaldo var. Quaresma'nın Inter'e transferini yapan adam da ta kendisi. Juventus'a Tiago'yu kakalayan da. Mourinho için enterasan bir açıklaması var. Mendes der ki: "Onunla çalışan adını açıklayamacağım bir büyük yıldız Mourinho'yu bana şöyle tarif etmişti: "Jose, o... çocuğudur ama büyük teknik adamdır." Benim tahminim Drogba. "Ayda 7 bin euro cep telefonu faturası ödüyorum" diyor Mendes. Barcelona'da forma giyen Rafa Marquez'i televizyonda maç özetleri seyrederken keşfetmiş, hemen gidip kontrat yapmış kendisiyle. Galatasaray da Almeguer'i bu şekilde keşfetmişti. İki gençten bahsediyor, büyük yıldız olacaklarını iddia ediyor. Kayıt düşelim. Real Madrid'e yolladığı 16 yaşındaki Brezilyalı Alipio ve İtalya-Brezilya çift pasaportlu Rodrigo Possebon. Alex Ferguson'un en yakın arkadaşlarından biri Mendes. Ferguson'un sonra Mourinho Man. United'ın başına geçerse elbette ki bu adamın parmağı olacak transferde...

Alfonso

Real Madrid'de Alfonso vardı ne oldu ona? Salon futbolunda ter döküyor fotoğrafta görüldüğü üzere. Kardeşi Ivan Perez de aynı kadroda. Maçın skoru Real Madrid: 13 Valencia:12. Karanka ve Amavisca da kadroda...
Valencia: Bartual; Garrido, Giner, Djukic , Juan Sánchez. (Balaguer, Otero, Tatín, Soto e Higinio Camarasa)
Madrid: Contreras; Ramis, Karanka, Alfonso, Amavisca. (Geni, Rubio, Julio Llorente, Iván Pérez, Velasco)

Ibrahimovic

"Juventus taraftarı olsam ben de Ibrahimovic'i ıslıklardım"
Zlatan Ibrahimovic

Camp Nou'daki Çocuk #2

Campo Nou'daki çocuk başlıklı postun fotoğrafıydı. 28 Şubat'ta yazmışım. Barcelona, bugün Getafe deplasmanına gidiyor. Ligin ilk yarısında galibiyet serisini bozan takımdı Getafe. Camp Nou'dan beraberlik çıkarmışlardı. Guardiola, Victor Munoz'a karşı. Fotoğrafın kesin yılını da öğrenmiş olduk bu arada: 1986

Mourinho&Moratti

Mourinho'yu tarif eden bir fotoğraf bu. Inter Başkanı Moratti el pençe divan durmuş. Mourinho da rahatlık diz boyu! Bu adamın yaptığı onbire dokunabilir mi Moratti? Bu akşam İtalya derbisi var. Puan farkı 10 olduğundan Juventus işi onur mücadelesi olarak görüyor. Mourinho maçtan önceki basın toplantısında yine çıldırttı. Juventus'u küçümsedi, Del Piero'ya Avrupa'da ödül kazanmamış diye gider yaptı kendince. Juventus bakalım bu gazı alacak mı? Ibrahimovic'in eski takımına siftafı yok. Atacak mı, göreceğiz...
***
Muhtemel 11'ler:
Juventus (4-4-2): 1 Buffon, 5 Zebina, 33 Legrottaglie, 3 Chiellini, 28 Molinaro, 32 Marchionni, 18 Poulsen, 30 Tiago, 11 Nedved, 10 Del Piero, 9 Iaquinta. (12 Chimenti, 21 Grygera, 4 Mellberg, 29 De Ceglie, 20 Giovinco, 17 Trezeguet, 8 Amauri). All.: Ranieri.
Inter (4-3-1-2): 12 Julio Cesar, 39 Santon, 2 Cordoba, 25 Samuel, 26 Chivu, 4 Zanetti, 19 Cambiasso, 20 Muntari, 5 Stankovic, 10 Ibrahimovic, 45 Balotelli. (1 Toldo, 23 Materazzi, 6 Maxwell, 14 Vieira, 7 Figo, 18 Crespo, 9 Cruz). All.: Mourinho

1991 Doğumlu İtalyan Yetenekler

Geçenlerde bir kanalda rastladım. Biri diyor ki "İtalyanların altyapısı çalışmıyor. Artık futbolcu yetiştiremiyorlar." Karşısındaki de itiraz etmeyince "Yazık bu İtalyanlara" havası oluştu. Kanal değiştirdim. Söyledim, oldu ile olmuyor elbette. Nasıl bir cesaret ise! Şurda iki gol attı diye bak işte Macheda ya da Inter'de Santon var demek de istemiyorum. Bizdeki 87 kuşağının tartışılan bereketi kadar, İtalyanlar da şimdi 91 kuşağını masaya yatırmış durumdalar. Tarladan futbolcu fışkırıyor mübarek. Birkaç isimden bahsedeceğim. Hepsi 1991 doğumlu. Santon, Macheda, Chelsea'nin Atalanta'dan aldığı Sala artık tanınan isimler. Albertazzi, Milan'dan, stoper ve sol bek. D'Alessandro, Roma'lı. Bu sezon bir kez forma giydi. Kanatlarda oynuyor. Boniperti, Juventus altyapısından, golcü. Destro. Inter altyapısında öve öve bitiremedikleri 10 numara. Rigione, Inter'de genç takımın stoperi. Borini, Chelsea onu Bologna'dan aldı. Forvet. Bari'li Galano, forvet arkası. Caldirola. Inter'de defans, bu yaz A takıma çıkıyot. Sepe. Napoli'de kaleci. Colombi, Atalanta'da kaleci. Soriano, Sampdoria'da orta saha. Ragatzu. Cagliari'de forvet. Crescenzi. Roma'lı, iki kanat da oynuyor. Zigoni, Serie B'de Treviso'da forvet.

Looking For Eric

Eric Cantona yakında Cannes'da sahne alıyor: Looking for Eric. Yönetmen Ken Loach. 2006'da Cannes'da Altın Palmiye almıştı. İyi bir ikili oldukları kesin. Film Haziran ayında vizyona giriyor. Bizim sinemalara uğrar mı emin değilim ama arayanın da bulacağı kesin... Filmin resmi sitesine yol buradan
Teaser: Looking For Eric

17 Nisan 2009

Marcelo'nun Tahmini

La Liga'da bitime 8 hafta var. Puan farkı 6. Bunlar da Marcelo'nun tahminleri. Aksini söyleyecek hali yok elbette. Bakalım ne kadar tutacak bu tahminler...

Hafta Sonu Futbol

17 Nisan Cuma
18.00 Kayseri Erciyes - Çaykur Rize (D SPOR)
20.00 Trabzonspor - Gençlerbirliği (LİG TV)
21.30 Schalke 04 - Energie Cottbus (KANAL 24)
18 Nisan Cumartesi
14.00 Adanaspor - Malatyaspor (D SPOR)
16.15 Konyaspor - Sivasspor (LİG TV)
16.30 Wolfsburg - Bayer Leverkusen (KANAL 24)
17.00 Middlesbrough - Fulham (SPORMAX)
19.15 Arsenal - Chelsea (NTVSPOR)
20.00 Ankaraspor - Fenerbahçe (LİG TV)
20.00 Grenoble - Toulouse (KANAL A)
21.30 Juventus - İnter (NTVSPOR)
22.00 St. Etienne - Lille (KANAL A)
23.30 Getafe-Barcelona Ntv Spor (Bant)
19 Nisan Pazar
13.00 Lokomotiv Moscow - Zenit (SPORMAX)
14.00 Kartalspor - Boluspor (D SPOR)
15.30 Tottenham - Newcastle United (SPORMAX)
16.15 İstanbul Belediye - Galatasaray (LİG TV)
17.00 Manchester City - West Bromwich (SPORMAX)
18.00 Lorient - Marseille (KANAL A)
18.00 Hertha Berlin - Werder Bremen (KANAL 24)
18.00 Manchester United - Everton (NTVSPOR)
20.00 Academica - Porto (SPORMAX)
20.00 Beşiktaş - Bursaspor (LİG TV)
21.00 Boca Juniors - River Plate (NTVSPOR)
22.00 Bordeaux - Lyon (KANAL A)
22.15 Vitoria Setubal - Benfica (SPORMAX)

15 Nisan 2009

Hernan Crespo/1994

Fikri Olan?

Soru şudur: Futbolcuların 90 dakikada koştukları mesafe nasıl ölçülüyor? Farklı teknolojilerden bahsediliyor. Fikri olan, "açılın ben mühendisim" diyen, "inanmıyorum kafalarına göre yazıyorlar 8-10 km" diyen. Tartışalım, gerçekleri yazalım..

Barça

14 Nisan 2009

Chelsea 4 - Liverpool 4

Bizim futbol dünyamızda 48 saatti futbol konuşulmuyor. Oyunu özlemişiz. Ama bu kadarı da fazla. Nutkum tutuldu. Bir maça "muhteşem, unutulmaz, en iyisi" derken geçmişte seyrettiğimiz maçlara haksızlık ettiğimi, onları aldattığımızı düşünürüm. Suçluluk duygusu kaplar içimi. Varsın suçlu olalım, cezamız neyse çekelim bu gece. Mantık arayan arkadaşına "film ulan bu" dersin ya; işte ondan. Ne oyunun analizi, ne eksikler ne ilk maçın ardından bu dehşet skor. Hangi kalıba sokacaksın, nasıl anlatacaksın ki bu oyunu. Hatta o garip spiker Uğur Önver'i (!)
Eleneceksen böyle eleneceksin kardeşim...
***
CHELSEA-LIVERPOOL 4-4 (primo tempo 0-2)
MARCATORI: Fabio Aurelio (L) al 19’ Xabi Alonso (L) su rigore al 28’ p.t.; Drogba (C) al 5’, Alex (C) al 12’, Lampard (C) al 31’, Lucas (L) al 36’, Kuyt (L) al 38’, Lampard (C) al 44’ s.t.
CHELSEA (4-1-4-1): Cech; Ivanovic, Alex, Carvalho, A.Cole; Essien; Kalou (Anelka 36’ p.t.), Ballack, Lampard, Malouda; Drogba (Di Santo 48’ s.t.). (Hilario, Belletti, Mancienne, Mikel, Deco). All. Hiddink.
LIVERPOOL (4-3-3): Reina; Arbeloa (Babel 40’ s.t.), Skrtel, Carragher, Fabio Aurelio; Mascherano (Riera 25’ s.t.), Xabi Alonso, Lucas; Kuyt, Torres (Ngog 35’ s.t.), Benayoun. (Cavalieri, Hyppia, Agger, Dossena). All. Benitez.
ARBITRO: Medina Cantalejo (Spagna).

Roma Derbisi ve Cezalar

Kavgaysa kavga. Cezaysa ceza. Hafta sonunda Lazio-Roma derbisini izleyenler kırmızı kartları görmüştür. Evet kavga vardı ama 6 gol ve futbol da vardı. Matuzalem ve Mexes'e anında 3 maç cezayı yapıştırdılar. Fiorentina-Cagliari maçında soyunma odası tünelinde kavga eden Felipo Melo ve Diego Lopez de 5 maç ceza aldılar. Bugün bizim federasyon başkanı çıkmış yine nutuk çekiyor, ne anlattığı belli değil. Çiçek, böcek edebiyatı yapıyor. "X;Y;Z'yi disiplin kuruluna sevkettik" diyor. Bu kadar mı basiretsiz olunur? Cezaları belirle, öyle çık o kameraların karşısına. Olmaz; illa ki kendini ekranda görecek..

Arda Turan

Semih Şentürk'ün açıklamasının ardından Arda'dan da bir açıklama bekleniyordu. Bu satırlar da Arda imzalı. İkisi de hatalıydı ama sonrasında taraftarlardan daha sağduyulu oldukları kesin. Galiba artık futbol konuşabiliriz...

"Pazar gecesi Ali Sami Yen Stadı’nda maçın bitimine doğru yaşanan istenmeyen olaylar beni de derin üzüntüye boğmuştur. Özellikle Milli Takım ve Fenerbahçe’den her zaman ağabey olarak gördüğüm, sevdiğim ve ailesiyle görüştüğüm Semih Şentürk ile istemeden ve düşünmeden içine düştüğümüz durum ve ortaya çıkan fotoğraf hiç bir zaman arzu etmediğim ve hiçbir zaman onaylayamayacağım görüntülere neden oldu.Gerek kişiliğim gerekse futbol kimliğime yakışmayan bu olayın içinde Semih Şentürk’le birlikte olumsuz olarak anılmak bizim gibi birbirine saygı ve sevgisi tartışılmaz iki oyuncunun görebileceği en büyük cezadır diye düşünüyorum. Semih Şentürk’ün içten açıklaması ve yaklaşımı içinde hissettiklerini ben de onun gibi bir ağabeyim için düşünüyorum. Saha içinde yaşanan olumsuzlukların saha içinde kalması gerektiğini biliyorum. Kimin haklılığından çok dostluğumuzun, ağabey-kardeş ilişkimizin devamının önemli olduğu bilincinde yaşananlardan dolayı tüm spor kamuoyundan ve Türk halkından özür dilerim. Ayrıca Semih Şentürk ile bugüne kadar gelen inanılmaz dostluğumuzun asla tükenmeyeceğini buradan belirtirken, ona olan sevgi ve saygımın ise sonsuza kadar süreceğinin bilinmesini isterim. "

20 Yıl Önce Hillsborough

Kırarım Bu Raketi

Lugano'nun Hesabı

Futbolunu beğenen de var beğenmeyen de, konumuz değil. Karakterini de tartışmayacağım. Lugano'nun derbide gördüğü kırmızı karttan öte nasıl gördüğüne bakalım. Rakibine arkadan kafa atıyor. Maçın uzatmalarında son dakika. İki takım da şampiyonluk yarışından kopmuş. Lugano her ne kadar Emre 3 kez ayağıma bastı dese de bu kafa atmanın sebebi olamaz gibi geliyor bana. Peki ne olabilir? Yabancı futbolcuların Noel öncesinde gördükleri kasıtlı kartların gelişmiş versiyonu olabilir mi acaba? Lugano, Fenerbahçe ile sözleşme yenilemedi. İtalyan kulüplerinin peşinde olduğu 6 aydır yazılıyor. Çifte vatandaşlıktan dolayı Serie A'da yabancı sayılmıyor. Partneri Edu ağır bir sakatlık yaşamış, bu kalan haftalarda Lugano'nun performansını da direkt etkileyecek bir sakatlık. Lugano acaba Fenerbahçe defterini erken kapatmak için mi bu kafayı attı? Böyle bir hareketin karşılığının oynadığı Brezilya liginden çok ağır cezasını olduğunu biliyor. Bizde çıkacak cezadan ise haberi yok. Evet benimki komplo teorisi. Lugano da 5 ve üstü maç ceza alacağını varsayarak sezonun kalan maçlarında sakatlık riskine girmeden imza attığı ya da atacağı kulübe transferini garanti altına almış olabilir mi acaba? Onun oyun karakteri zaten kırmızı karta açık, daha önce de görmüştü denilebilir ama uzatmanın son dakikasında herşey bitmişken atılan bu kafa bana sanki uçak bileti gibi geldi. (Fenerbahçe ile sözleşme yenilerse bir özür borcum olur bu mecrada... )

Semih Şentürk

Semih Şentürk'ün bugün yaptığı açıklama harika. "Benim hala umudum var" dedirtti bana bu satırlar.

"Maçın son dakikalarında çıkan olaylarda asıl amacım ortalığı yatıştırmak olmasına rağmen, Arda'yı ayırmak isterken, kontrolsüzce yaptığım sert hareket hem Arda, hem de izleyenler tarafından yanlış algılandı. Sonrasında ise Arda'nın verdiği tepki neticesinde benim de sinirlerim boşaldı ve kimsenin görmek istemediği o tatsız olaylar ortaya çıktı. Arda benim için çok farklı biri. Bir rakip, bir meslektaştan öte, benim için bir kardeş. Avrupa Şampiyonası sırasında yaklaşık 45 gün boyunca Milli Takımda Arda ile yediğim, içtiğim ayrı gitmedi. Birlikte sevindik, birlikte üzüldük. Daha sonraki Milli Takım kamplarında da durum aynı idi. Gerçek bir abi kardeşin ilişkisi ancak bizimki kadar olabilirdi. Böylesi bir ilişkinin, anlık bir sinir ve tepki sonucu bozulmasına ne ben, ne de Arda izin verir. Öncelikle tüm futbolseverlerden onları böylesi olaylara tanıklık ettirdiğimiz için ve bize yakışmayan davranışlarda bulunduğumuz için, özür diliyorum. Sonrada canım kardeşim sevgili Arda' yla birlikte böyle bir olaya karışmış olmaktan duyduğum üzüntüyü belirtmek istiyorum. Ben kendi adıma bir daha böyle bir olaya karışmayacağımın sözünü veriyorum."

13 Nisan 2009

Bir Zamanlar Remix

Ramos'un Randevusu

Yoğun bir iş gününün ve futbolun olmadığı can sıkıcı bir derbinin ardından yarına yetiştirmem gereken bir yazıyla uğraşıyorum gecenin bir vakti. Konu, bu akşamdan sonra şaka gibi!.. Türkiye'de futbol kitapları. O bir rafı zor dolduran kitaplar. Kimse de okumuyor zaten. Kafam dağılsım dedim, Real Madrid maçı haberlerine baktım AS gazetesinde. Bu haber güzel. Real Madrid, Valladolid'i 2-0 ile geçti. Sergio Ramos maçta cezalıydı. Real Madrid'de kural der ki; cezalı futbolcu stada gelmek zorunda. Ramos da gelmiş zaten. Ancak arkadaşın bir başka randevusu var. İlk yarıyı seyrediyor ve çıkıyor Santiago Bernabeu'dan. İstikamet, Las Ventas. Madrid'in meşhur arenası. Ramos, yakın arkadaşı matador Alejandro Talavante'yi izleyecek. Çıktığında skor kaç kaç peki? Real Madrid 44'te Raul golüyle 1-0 önde. İkinci yarıda da Robben atmış. Gazeteler de Ramos'a kafayı takmış... (foto blog arşivinden)

12 Nisan 2009

Derbiden Geriye Kalan

Galatasaray-Fenerbahçe
Milan-Inter

Galatasaray vs. Fenerbahçe

Galatasaray: De Sanctis, Emre Aşık, Mehmet Topal, Hakan Balta, Sabri, Ayhan, Barış, Kewell, Arda, Ümit Karan, Baros
Yedek: Orkun, Nonda, Aydın, Lincoln, Serkan Kurtuluş, Hasan Şaş
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Önder, Lugano, R. Carlos, Deivid, Selçuk, Emre, Uğur, Semih, Güiza
Yedek: Volkan Babacan, Ali Bilgin, Yasin, Deniz, Josico, Vederson, Kazım
**********
22:06
Kusura bakmayın ne ben yazayım bu derbiyi, ne de sizler yorumlayın...

Uefa Elit Stadlar

Credit:Billsportmaps

Galatasaray vs. Fenerbahçe Muhtemel 11'ler

Hem Galatasaray hem de Fenerbahçe onbirleri muhtemel düzeyinde tutmayı başardı. Antrenmanlardan verdikleri haberlerle kafa karıştırdılar ama iki tarafın da birbirinin içinde istihbaratı vardır. İki teknik adam da kadroları biliyordur. Galatasaray tarafında sürpriz Mehmet Topal'ın stoper, Hakan Balta'nın sol beke geçmesi olur. Fenerbahçe'den iki sürpriz gelebilir. Birincisi Alex'in oynaması; ikincisi, Güiza'nın tek forvet çıkıp Deniz'in oynaması. Benim beklediğim onbirler ise:
Galatasaray: De Sanctis, Sabri, Emre Aşık, Hakan Balta, Volkan, Kewell, Ayhan, Barış, Arda, Lincoln, Baros
Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Önder, Lugano, Roberto Carlos, Deivid, Selçuk, Emre, Deniz, Uğur, Güiza