13 Haziran 2009

Belgesiyle Adanalı Mourinho!

İşte "Adanalı Mourinho". Ben Portekizli için "Adanalı Mourinho" dediğimde elbette ki İstanbul'da çekilmiş bu fotoğrafın varlığından haberdar değildim. Elde çekildiği tarih yok o zaman tahmin etmeye çalışalım. Sol baştaki Hacıdan ocakbaşının sahibi. Etiler ve Levent bölgesinde Hacıdan adıyla 2-3 yerde dükkan açtı kapattı. Bu hangi dükkan bilmiyoruz tabii. Mourinho'nun gelmesine vesile olan Bayram Tutumlu'nun cep telefonunun modelinden de birşey çıkartamadım. Geriye Mourinho kalıyor. 10 yıl öncesi gibi duruyor. Bayram Tutumlu, Barcelona'nın içinden! Mourinho'yu da oradan tanıyordur. Kebaplar yenmiş, ince belli bardaklarda çaylar gelmiş. Yürü be Adanalı kim tutar seni!

Hangi Lig Hangi Kanalda

Yeni sezonda Avrupa Ligleri'nin hangi kanalda yayınlanacak? Bundesliga el değiştirdi. Kanal 24'den TRT'ye geçti Alman futbolu. TRT'nin usta spikerleri için güzel haber. La Liga NTV'de devam ediyor. Serie A'nın hangi kanalda olacağı belli değil. Premier Lig, Spormax'de devam ediyor. Fransa Ligi, Kanal A'da.

Konfederasyon Kupası 2009

Grup Maçları (saatler Türkiye için +1)
14 Haziran Pazar
Güney Afrika – Irak (Johannesburg) A Grubu – 16.00
Yeni Zelanda – İspanya (Rustenburg) A Grubu – 20.30
15 Haziran Pazartesi
Brezilya – Mısır (Bloemfontein) B Grubu – 16.00
Amerika – Italya (Pretoria) B Grubu – 20.30
17 Haziran Çarşamba
İspanya – Irak (Bloemfontein) A Grubu – 16.00
Güney Afrika – Yeni Zelanda (Rustenburg) A Grubu – 20.30
18 Haziran Perşembe
Amerika – Brezilya (Pretoria) B Grubu – 16.00
Mısır – Italya (Johannesburg) B Grubu – 20.30
20 Haziran Cumartesi
Irak – Yeni Zelanda (Johannesburg) A Grubu – 20.30
İspanya – Güney Afrika (Bloemfontein) A Grubu – 20:30
21 Haziran Pazar
Mısır – Amerika (Rustenburg) B Grubu – 20.30
Italya – Brezilya (Pretoria) B Grubu – 20.30
Yarı Finaller
24 Haziran Çarşamba
A Grubu 1.’si – B Grubu 2.’si (Bloemfontein) – 20.30
25 Haziran Perşembe
B Grubu 1.’si – A Grubu 2.’si (Johannesburg) – 20.30
3-4. maçı
28 Haziran Pazar
(Rustenburg) – 15.00
Final
28 Haziran Pazar
(Johannesburg) – 20.30
credit:footballove

Google Translate Gazeteciliği

Transfer spekülasyonları iyidir, güzeldir, okuması da keyiflidir. Bugün bir Servet Çetin haberi gördüm. Der ki "Fransa’nın Selon La Provence gazetesinde yer alan habere göre, Gerets’in takımın başından ayrılmasına rağmen Marsilya, 28 yaşındaki milli futbolcumuzdan vazgeçmiş değil. "
***
Bu Google Translate, spor medyasını bitirmiştir. "Selon" kelimesini çevirmedi mi acaba bu Google? "x'na göre demektir "selon". La Provence gazetesine göre.. Evet transfer haberlerindeki saçmalıkları artık yazma vakti... Avrupa medyasından bırakın bir büyük spor gazetesini; irili ufaklı yerel basının haberleri bile kaynak gösteriliyor. Peki bu adamlar bu haberleri nereden alıyor? Elbette ki Türkiye'den. Google translate'in artık Türkçe'den çevirisi var! Haftalar önce çıkan Servet-Marsilya haberi bugün La Provence gibi Avrupa'nın en önemli(!) gazetesinde haber olunca büyük değer kazanıyor tabii! "Galatasaray-Dos Santos" haberi de ilk Türkiye'de çıktı. İngiliz basını buradan alıntılıyor, haber ertesi gün "İngiliz Times gazetesi yazdı" oluyor. Alman Bild, "Luca Toni'ye Fenerbahçe yıllık 8 milyon euro veriyor" diyor. Güler misin, ağlar mısın? Biz burada duyum almışız; ilk kez gazeteye Juande Ramos yazıyoruz, haberi akşamında As ile paylaşıyoruz, orada okuyanın eli ayağı karışıyor, Juande Ramos yerine Pellegrini fotoğrafını manşete çakıyor Türkiye'de! Real Betis'li Ricardo Oliviera için İspanya'da çıkan tüm haberleri kaynağı bizim burada yazdıklarımız! Peki sonra ne oluyor? El Mundo'ya; yok bilmem neye göre... Bir doğru okusalar bazı dış haberciler, haberin daha önce nerede yazıldığını. Ama yok, yaşasın google translate. Rijkaard'ın İstanbul'da basın toplantısında söylediklerini İspanyollar haberleştiriyor. Ertesi gün oradan haber buraya "Rijkaard, İspanyol medyasına konuştu" olarak dönüyor. Daha çok var böyle hikaye... Avrupa'da yayın yapan irili ufaklı ne idüğü belli olmayan siteler muteber kaynakmış gibi manşetlere taşınıyor. "Tribalfutbol ne lan" diye kimse sormuyor. Bu sitelerin arkasında menajerlerin çevirdiği spekülasyonlar, uydurma haberler var mı yok mu diye kimse merak etmiyor. Taraftar diyor ki; "Belçika basını yazıyor Dos Santos G.Saray'da" ama sorgulamıyor. Kardeşim bu adam eski Barcelonalı, Meksika asıllı, Tottenham'a (edit) satılmış, oradan kiralık gitmiş, transferde adı geçen kulüp, Türk kulübü. Peki Belçika'daki gazetenin spor müdürünü bu istihbarata iten ne? Yine kasmış bu adam böyle bu habere! "Leo Franco'ya İspanyol medyası yeni uyandı" diyor bir diğeri; iki gün önce imza haberini görünce. Yazık adamlar 1.5 aydır yazıyorlar. Bu iş artık çok ucuzlamıştır, hepimize geçmiş olsun...

12 Haziran 2009

Kaçan Balık

7 Mayıs 2003 tarihli Marca gazetesi. Atletico Madrid'de başkan Jesus Gil hayatta. Sporting Lizbon'dan Jardel'in peşindeler. Aynı takımdan bu tıfılı da takip ediyorlar. Olmuyor tabii transfer. Real Madrid, Pepe'yi de 2 milyona almak varken yıllar sonra 30 milyon ödemişti.

Maicon Real Madrid'e?

"Kaka ve Ronaldo'dan sonra Real Madrid'in 3. bombası kim olur?" anketi devam ediyor blogda. David Villa önde. O listede yer alan Maicon haberleri ufak görülüyordu artık manşetlere taşınmaya başlandı. Ibrahimovic ile birlikte Inter'de pirelenen iki isimden biri Maicon. Fiyatını yükseltmek için de yapıyor olabilir. Real Madrid, Sergio Ramos varken Maicon'u ne yapsın diye yorum gelmişti. Cevap basit değil mi? Cannavaro'nun gittiği defans göbeğini Pepe-Sergio Ramos ile kurup, sağ beke Maicon'u yerleştirecekler. Ben en iyi onbirimde Dani Alves değil Maicon'u tercih ediyorum. Geçen sezon o sakatlanana kadar, Inter onun sağ kanattan uçtuğu her maçı güle oynaya kazandı. Maicon yılda 3.2 milyon euro kazanıyor ki bu Serie A için bayağı iyi bir rakam. Real Madrid, elindeki Hollandalıları her talip oldukları adam da takas öznesi olarak kullanıyor. Bayern Münih'e de Ribery karşılığında Sneijder'i vermişlerdi, Inter'e de.. Üstüne de 17 milyon euro veriyorlar.

Yüzyılın Transferi?

Cristiano Ronaldo'nun Real Madrid'e transferine Arjantinli bakışı. Ole, "Pahalı ama en iyi ikinci" manşeti atmış. Messi mi Ronaldo mu? "Sergen-Tümer yanyana oynar mı?" gider bu böyle... Marca'nın manşeti yüzyılın transferi. En pahalı transfer olduğu ortada ama bence yüzyılın transferi tam da bu sezon Messi'nin bonservisinde yazan 150 milyon euronun ödenip Real Madrid forması giydirilmesi olurdu. Önce oyuncu kabul edecek transferi, Figo için de böyleydi, Cristiano Ronaldo için de...

11 Haziran 2009

Nistelrooy-Forlan-Ronaldo

Hey gidi günler hey değil mi? Fotoğraf karesinde iki golcünün arkasından çekingen bakan sivilceli çocuk şimdi dünyanın en pahalı futbolcusu. Manchester United vitrine çıkartıyor onlar İspanya'da parayı buluyor. Bir Forlan'ın ekmeğini yiyemedi Alex Ferguson. Karede Premier Lig'in de gol kralı var La Liga'nın da. Onlar gidince Premier Lig'in kralı olan da. Ayaktaki, Anelka mıdır, bilemedim...

İki Taş Bir Top

"Süperstarlar La Liga'ya?" başlıklı postun sonundaki soru işareti kalktı artık. Ribery ve Ibrahimovic'in gelmesi halinde Avrupa futbolunda tüm dengeler değişecek. Elbette ki yine fikstürler çekilecek, yine yaz kampları olacak, yine Şampiyonlar Ligi, yine yine... Sorgulanması gereken ilk konu, Sterlin/euro paritesi. Premier Lig'deki yıldız kaybının sebeplerinden biri. Ülkeler arasındaki vergi oranı da ikinci faktör. Premier Lig için kullanılan futbolun NBA'i tanımı hızla La Liga'ya kayıyor. Yıldızlar artık orada!.. Lokal yayın ihalelerinde bir değişiklik olmayacaktır ama yurt dışı satışlarda İngilizler ufak bir tokat yer. İtalya Serie A ise yokuş aşağı koşuyor. Bu ligi hala bizde hangi kanalın yayınlayacağı belli değil. La Liga'yın elinde yıllardır tutan NTV'ye de helal olsun. İspanyolların nasıl böyle bir futbol ekonomisi ürettiklerine dair elimizde veri yok. En azından Prof. Martin bile Real Madrid'in kaynağının ne olduğunu bilmiyor. Tüm bunlar ekran başındaki futolseverin derdi. Oyunun güzelliği önce mahallede toz toprağın içinde; sonra da tuttuğun takımın peşinde stadyumlarda. Ne elin oğlunun bomba transferleri; ne de 103 ekran lcd...
Babanın tuttuğu takım, oğlunun tuttuğu takım, en yakın arkadaşının tuttuğu takım, kaybettiğinde kapattığın cep telefonu, kazandığında işe giderken taktığın kravat... Oyun avuçlarından kayıyor sanma, hala iki taş dikip oynanıyor sen istersen. Ve 100 milyonluk transferlere lanet okurken; unutma. Topun sahibi çocuk dünyanın her yerinde kaleye geçmiyor (!)

Real Madrid'in
3. Bomba Transferi?

Cristiano Ronaldo
Real Madrid'de

Kaka transferinde kalmış blog-vakitsizlikten, havalardan- bir hatayla. En pahalı transfer yazdım, Zidane'ın rakamını yanlış hatırlamışım. Florentino Perez o olmadı bu oldu dedirtti. Cristiano Ronaldo için Manchester United 96 milyon euro bonservis bedelini kabul ettiğini ve Real Madrid'in oyuncusuyla transfer görüşmesi yapabileceğini resmen açıkladı internet sitesinden. Florentino Perez en zor iki transferi bitirdi, listedeki diğer isimlere çantada keklik olarak bakıyordu demek ki. Futbol piyasası çıldırmıştır, hayırlı olsun. Real Madrid'de 7 numara Raul'da olduğuna göre ben olsam Cristiano Ronaldo'ya 96 numarayı verirdim... (Mümkün değilmiş)
***
Barcelona bu iki transfere mutlaka cevap verecektir. Karşı kampanya başladı zaten. Xavier Sala i Martin dünyaca ünlü bir ekonomist aynı zamanda Barcelona'nın parasını da o yönetiyor. Başkan Laporta'nın en yakın arkadaşı. Florentino Perez'i bombalamış. Nazikçe kara para yorumu yapıyor. Transfere 300 milyon harcayacağını söyleyen Perez forma satacağım diyor. 30 milyon forma mı satacak diye sormuş Martin. Belki de Kral Carlos sarayın gizli ödeneğinden veriyordur, aklıma gelen bu(!)
Perez'in Bilmecesi
Alex Ferguson vs. Real Madrid
Truva Atı Jorge Valdano
Perez'in Meşhur Taktiği

Arşivden: Perez bir Ancelotti de şaştı...
Alex Ferguson geçen sene esiyor. "Bu mafyaya bir virüs bile satmam." Sattın işte...

Transfer Top 10
Cristiano Ronaldo Manchester Utd/Real Madrid 93,0 mln euro
Zinedine Zidane Juventus/Real Madrid 68,8
Kakà Milan/Real Madrid 67,2
Luis Figo Barcellona/Real Madrid 55,8
Hernan Crespo Parma/Lazio 53,6
Robinho Real Madrid/Manchester City 51,1
Gianluigi Buffon Parma/Juventus 49,2
Christian Vieri Lazio/Inter 48,3
Dimitar Berbatov Tottenham/Manchester Utd 46,4
Andrij Schevchenko Milan/Chelsea 45,3

9 Haziran 2009

Kaka Real Madrid'de

Brezilya milli takım kampından çıkartamadıkları için daha fazla bekleyemediler. Kaka'nın transferi hem Madrid hem de Milano'yu germişti. Diğer transferleri de tetikleyeceğinden Florentino Perez imza şovu sonraya bıraktı. Bir önceki başkanın 2 yıl uğraştığı transferi 10 günde bitirdi. Adamın sadece parası var demek yetmiyor. Transferin maliyeti: Milan'a 64.5 milyon gidiyor. İlk kulübü Sao Paulo da 2.7 milyon euro alacak. Dünyanın en pahalı futbolcusu oldu bu rakamlarla. 6 yıllık sözleşme imzaladı. Yıllık kazancı en fazla kazanan futbolcu olmasına yetmedi. Sadece 9 milyon euro (!) Sezon ortasında Milan, Man. City'ye satarken "gitmiyorum" demişti, Real Madrid'in ödediği bonservisin çok daha fazlasını verdi Dubai sermayesi. Son sözü söyleyen Kaka oldu. O gün de Real Madrid'e sezon sonu için söz verdiği yazıldı. Kaka'nın "Bu takımda yaşlanmak istiyorum" sözünü tercih etti Milan taraftarı. Biri resmi sitesinden harika 6 yıl için teşekkür ederiz dedi, diğeri hoşgeldin dedi. Serie A bir süperstarını daha kaybetti. NTV de zaten bu ligi gelecek sezon yayın haklarını almadığını açıkladı. Biz de transferin boku çıkıyor. Adamlar da Kaka'yı alıyor... Marca gazetesi "Biz bu transferi önceden yazmıştık" dese, 100 sayfalık ek vermesi lazım son 3 yıla dair...

Mehmet Topuz Titanic'de

Bu ülkede boğazda yalı dairesinde oturan futbolcu da var. Sandalla açılıp balık tutan... Cumartesi gecesi bir başkasına rastladım Balıkçı Sabahattin'de. Yazın keyfini çıkartıyordu. Herkesin hayatı kendine tabii. Futbolun kenarından bile geçmeyen insanlar onun adını ezberledi. Mehmet Topuz diye çınlıyor kulaklarımız. 34 hafta boyunca hakkında çıkan haber sayısını yüze katladı Topuz. Ben ne hangi takımı tuttuğuyla, ne de hangi takımda oynayacağıyla ilgileniyorum. Mehmet, bu ülkenin en yetenekli 2-3 futbolcusundan biri. Allah vergisi fiziği, futbol yeteneği... O tek başına takım olduğunu sandığı kafasını İstanbul'da değiştirmek zorunda demiştim sadece. Buralarda öyle her yerden vurdurmazlar. Peki banane Mehmet Topuz'dan? Adamın Titanic Otel'de kalmasına taktım kafayı. Lig bitmiş, 10 gün olmuş. Atla dünyanın öbür ucunu git, Bora Bora'da tatil yap, dünyaları kazanıyorsun, Güney Amerika'da kaybol mesela. Bırak, "menajerim"(!) dediğin adamlar ilgilensin transferinle... Sen ne yapıyorsun? Hadi memleketi terketmedin, bari git Rixos Premium'da kal, Gloria Golf'de kal. Titanic'in lobisinde başında nöbet bekleyenler, kaçırmaya gelenler, dandik cep telefonlarına elinde formayla poz vermeler, o program bu programa bağlanmalar. İşin hukuku, futbolseverin derdi değil. Ben de merak da etmiyorum. Beşiktaş görüşmek için izin almış mı? Fenerbahçe oyuncunun olurunu almadan mı kulübüyle pazarlık etmiş? Mehmet ilk Rıdvan Dilmen'i aramış da, Aziz Yıldırım ona geri dönmemiş mi? Bizim medyada bazılarının yere göğe koyamadığı; o çok başarılı menajer dediği Süleymen Hurma'nın iş bilmezliğinden çıkan bir krizdir bu. Bir takımın teklifi olacak, menajer oyuncuyu haber etmeyecek. Bir başka takım oyuncuyu arayacak, futbolcu takımın menajerini bilgilendirmeyecek! 3 yıldır "Gökhan Ünal-Mehmet Topuz'u satmıyoruz" diye diye haber olmaktan büyük keyif aldı Süleyman Hurma. Fotoğraflarına bol bol bakmıştır gazetelerde. Bugün ancak "dönsün, Kayseri'de de oynayabilir" diyor. Bu ülkenin hafızasızlığına güvenen eski futbolcular da Mehmet Topuz'un yaptığı yanlışları anlatıyorlar. Sanki onlar bir zamanlar giydikleri formayı çıkartıp başka takımlara imza atmamışlar, söz verdikleri takımları yolda bırakıp bir diğerinin formasını giymemiş gibi... Bu ülkenin bir futbol yeteneğine iş bilmezlik, cehalet, fındık gibi egolar tecavüz ediyor bir haftadır. Yıllardır bir isim yapmışsın, 30 metreden kaleyi gördün mü asılıyorsun; daha dünkü çocuk sana mikrofon uzattı mı "Ben doğuştan... " diye başlayıp susmuyorsun. Bora Bora'yı,Mauritius'u bilmezsen; o "F.Bahçe 50 milyon da verse gitmem" dediğin parayı ne yapacaksın ki?.. Bu Titanic karada... Ama sen batarsın böyle işte...

8 Haziran 2009

4007. Post

29 ayı geride bıraktı blog, 4006 başlık altında en çok da elbette ki futbol yazmışım, 4 milyon kişinin yolu geçmiş bu adresten. Yorumlarla, emaillerle büyük katkı sağladınız. Ali Okancı ile blogları ekrana taşıdık. Yüzlerce futbol blogu var artık. Blogidmanyurdu doğdu. Yolu bir gün ya da her gün buradan geçenlere teşekkür ediyorum.

Cruyff&Rijkaard ve Barcelona

"... Ajax’ta her şey harika giderken hocası Cruyff’a kızdı, idman sahasını terk etti ve bir daha takıma dönmedi. Böylesine büyük bir oyuncunun başarısız Lizbon ve Zaragoza maceralarının olmasının nedeni de bu, asiliği... Aslında bu hikaye, başka bir iddiayı da çürütür nitelikte: Barcelona’nın 2004-2008 takımının Rijkaard tarafından değil, Cruyff eliyle yönetildiği iddia edilir kapalı kapılar ardında. Birincisi, bizim izlediğimiz Rijkaard, boyunduruk altında yaşamaya müsait değildi. İkincisi de, Rijkaard’dan önce “0” kupayla kapatılan 5 yılda da Barcelona pekâlâ Cruyff’tan yardım alabilirdi."
****
Uğur Meleke'nin bugünkü yazısından bir pasajı aldım. Son cümle iyi bir tartışma konusu Barcelona tarihi adına. Cruyff, 1999-2003 yılları arasında nerdeydi? Barça, Cruyff'dan yardım alabilir miydi? Öncelikle 2003-2008 Barcelona'sında Rijkaard'ın takımın başına geçirilme kararından, 5 yıl boyunca başkan Laporta'nın her hamlesine Cruyff'un danışmanlık yaptığı konusunda mutabık mıyız? Değilsek bu başka bir tartışma konusu (!) Öyleysek bir önceki dönemi, kupasız geçen yılları sorgulamak lazım. Cruyff neredeydi? Barcelona neden onun futbol aklından faydalanmadı? Mümkün değildi çünkü Cruyff kovulmuştu çünkü Cruyff muhalifti. 4 yıllık Dream Team döneminden sonra iki yıl şampiyonluğu kaçıran kadronun başında daha fazla kalamadı. Barcelona'nın başkanlığına 1978'de gelen Nunez, Cruyff'u kovdu ve o gün de, onun için sonun başlangıcı oldu. Yerine Bobby Robson geldi. Van Gaal dönemi olmasa Nunez daha da erken giderdi. Cruyff giderken Katalan halkını da arkasına aldı ama dönüşü zaman da aldı. Başkan Nunez 2000'de gittiğinde bugünkü başkan Laporta'nın başını çektiği muhalif grup, Nunez'in 2. adamı Gaspart'a karşı seçim kaybetti. Cruyff'un açık desteğini verdiği Laporta, Nunez ve adamlarını ancak 2003 yılındaki seçimlerde yıkabildi ve Cruyff Nou Camp'a geri döndü. Yanında Rijkaard ile birlikte...

Jimmy Jump Rolland Garros'da

"Roma'da Şampiyonlar Ligi finalinde atlayamadım" diyor sahaya. Paris'te başarmış. Jimmy Jump yine iş başında... Video burada...

Süperstarlar La Liga'ya?

Oynadıkları takımların değil liglerin kaderini değiştirebilecek adamları ayrı bir kata koyuyorum. Süperstar diyelim onlara. Messi, Cristiano Ronaldo, Ibrahimovic, Kaka ve Ribery. Ve hepsi önümüzdeki sezon La Liga'da oynayabilir. Serie A için tehlike bu. Ronaldo, Barça'dan Inter'e geldiğinde eli kuvvetli olan lig Serie A idi. Zidane transferi sonrasında La Liga onları mat etti. Ligin iki parlak yüzünden Kaka gitti, gidiyor, Ibrahimovic valizini topluyor. Ribery klasik kaşınıyor, Cristiano Ronaldo iki yıldır yılan hikayesi... Bütün süperstarlar Barça ve Real Madrid'de mi toplanacak?

Los Galacticos 2

Bu kadroya şimdilik gönüllerdeki 11 diyebiliriz. Transferler gerçekleşirse de Perez'in devam filmi Los Galacticos 2 vizyona girecek. Kalede Casillas, defans dörtlüsü Sergio Ramos, Pepe, Albiol, Marcelo, önlerinde Xabi Alonso, sağda Ribery, solda David Silva, forvette Cristiano Ronaldo, David Villa arkalarında Kaka. Saydıktan sonra klasik bir yuh diyesi geliyor insanın. Bu adamların hepsini alabilir mi Real Madrid? Tek tek imkansız diyemiyorum ama sezonun ilk haftasında sahaya çıkacak takım da bu olmaz. Hollandalıların hepsinin bileti kesilmiş bu rüya onbirde. 250 milyon euro lazım bu yeni transferler için.