13 Aralık 2008

Ulan Drenthe

İster derbi deyin ister El Clasico, dünya üzerinde -bizim derbiler başımız üstüne- en keyif aldığım rekabet budur. Ne Boca-River, ne Milan-Inter ne de diğerleri. Bu maçı izledikten sonra La Liga birkaç haftalığına benim için anlamını yitirir. Sezon başında fikstür çekildiğinde ilk bu maçın haftasına bakar, sonra da günü saatini kollarım ki işi gücü ayarlayayım, evde ekran başında olayım... Ne skoru ne de oyun kalitesi umurumda değildir. Ekranında köşesinde Barcelona-Real Madrid yazması yeterlidir.Real Madrid tarafından bakalım. 9 puan geridesin, teknik direktörün "orada kazanmamız imkansız" demiş ve kovulmuş, gelen adam Tottenham'dan yollanan Juande Ramos, 4 günde şapkadan tavşan çıkartacak hali yok. 14 maçta kalende 24 gol görmüşsün ve rakibin 44 gol atmış. Rakibinde bir tek Iniesta sakat, sende Robben, Marcelo cezalı, Pepe, De la Red, Diarra, Van Nistelrooy gibi dört kilit adam yok. Drenthe gibi çakma Davids ile sahaya çıkıyorsun. Son 24 yılda, sadece 2 kez Camp Nou'da kazanabilmişsin. Geçen hafta Sevilla sana sahanda 4 atmış. Rakibin de, önceki hafta o Sevilla'ya deplasmanda 3. Başbakan 5'lik olursunuz demiş. Anketlerde %70 ve üzeri Barça çıkmış ve bahis şirketleri galibiyetlerine 5 ve üzeri öderiz demiş. Rakip zirvede gelene 6; gidene 4 atmış. İlk 30 dakikada herkesi dağıtmış. Ne yapacaksın?Gidip kavga çıkartacaksın. Arka mahallenin bıçkın çocukları gibi sahaya çıkıp krampon göstereceksin. Tırsalarsa ne ala! Öyle de oldu. 2 dakikada 3 kez indirdiler yere. Arkasından Messi'nin aşile çalışmaya başladılar. Juande Ramos'un defans hattında başka da alternatifi yoktu. Metzelder ve Cannavaro tandem, Salgado sağ bek ve Sergio Ramos solda Messi'nin karşısında. Bazı maçlar vardır, vurduğun girer, bazılarında topun canı istemez, öyle gitti ilk 20 dakika. Real Madrid için de önemli olan buydu zaten. Gago ve Guti ile orta göbeği tutmaları imkansızdı. Puyol dahil topu alan slaloma başladı Real Madrid'in yayının dışında. Puyol'a Servet'ten bulaşmış bu hastalık galiba, canım kardeşim senin neyine. İki kontratak yedirdi bu çıkışlarında. Henry harika oynadı, bana göre maçın adamıdır da. Sakatlıktan dönen Eto'o tandemin arasında sıkışıp kalınca iş Messi ve çilingir Xavi'ye kaldı. Ramos'un oyunda kalabilmesi başarıdır. Şahsen atılır oyundan diye bekledim son dakikaya kadar. Barça ilk yarı atamadıysa, iki stoperin son vuruşlara iyi zamanlamayla yatmalarındandır. Raul kontratak forveti değil ancak alan boşaltır, lokum gibi topu Drenthe denen futbolcumsu (bkz: Ulan Drenthe foto) karşı karşıya heba etmese, Barça kim bilir belki yine de çevirirdi maçı ama... Dani Alves ve Abidal'ın gereğinden kötü olduğu, Xavi'nin de Aslan Xavi olmadığı bir ilk yarıydı. Hakem Cantalejo bu sezon hakemliği bırakıyor, bu da muhtemelen son clasico'su oldu. İlk yarıda Barça dayak yerken biraz fazla abarttı ve "yiyin birbiriniz"e getirdi oyunu. Sonucu etki eden bir düdük de çalmadı. Büyük hatası ise Real Madrid atağında avantajı uygulamayıp, Marquez'e sarı çıkartması. Cantalejo bu maçı kaldıracak hakemdi. Figo'nun ilk kez Camp Nou'ya çıktığı ve domuz kafası atılan maçta da o vardı. Real Madrid yedek kulübesinde çoluk çocuk oturuyordu. Oyuna giren Palanca, Garcia, kenarda bekleyen Anton, Bueno eh bir de Barça çıkması Saviola ve Sneijder. Messi'nin muhteşem slalomları ve adam geçmelerine eyvallah ama kesin bir şut sorunu var. En az dört pozisyonda adamakıllı sert şut çıkartmadığından yedi pozisyonları. Maçın topla oynama oranları %67-33 bitti. Seyirci sayısı 96 bin 59. 60'dan sonra Real Madrid sahasına yıkılan oyunda Guti ve Gago'nun da dili dışarı çıkınca tek ihtimal kalmıştı geriye. "San Iker", takımı Camp Nou'dan çıkartacaktı, başka türlü yolu bulamazlardı. Az daha oluyordu da... Salgado, "Heitinga stili" bir penaltı çaldırttı. 3 yıldır Casillas'a gol atamayan Eto'o kaçırdığında Ercan Taner "Casillas çıkardı, Casillas çıkardı" diye inletiyordu ortalığı. Bayrak adamlar böyle maçlarda önemlidir. Puyol Efendi, Ramos gibi bir adamın tepesine çıkıp indirdi topu, Eto'o da tipledi. Messi de yediği tekmelerin acısını kapanış golüyle çıkardı. Cannavaro direğe girdiğinde, Camp Nou yıkılıyordu zaten.Katalan bir teknik direktörle, kendi evladı Guardiola yönetiminde Real Madrid'i devirmek, Barselonalılar için ayrı bir güzeldir. Puan farkı 12. Real Madrid yaralarını sarana kadar bu fark kaç olur? Ben bilmem bizim Ramon bilir...

Barça vs. Real Madrid #10


Barça vs. Real Madrid #9

Barça vs. Real Madrid #8

12 Aralık 2008

The Barclays Global Fans Report

Premier Lig'in sponsoru Barclays'in tüm dünyada yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre:
Afrika'da; en sevilen futbolcu Cristiano, Ronaldo, teknik direktör: Alex Ferguson, en beğenilen stadyum: Old Trafford. Avrupa'da bu sıralama: Fernando Torres, Rafa Benitez ve Anfield olarak değişiyor. Asya ve Ortadoğu'da en yüksek oranlar Afrika'daki seçimlerle aynı. Anket 185 ülkede 32 bin taraftarda uygulandı...

Barça vs. Real Madrid #7

Blogda bahis lafını pek geçirmemeye çalışıyorum. İşe haber tarafından bakalım. Marca gazetesi bugün bir sayfasını ayırdı. El Clasico'da son yıllarda hiç böyle oranlar çıkmamıştı. Real Madrid galibiyetine verilen minumum oran 5.50. Tüm Avrupa, riski Barcelona'nın sırtına yükledi.

Santiago Cazorla

Hem Villarreal'de hem de İspanyol milli takımında, maskot gibi duruyor bu adam. Santiago Cazorla'nın hikayesinde bir klişe var. Genç takımdan çıkan oyuncu, A takımda yer bulamaz, pişmeye yollarsın, ya gittiği yerde kavrulur, kaybolur gider, ya da kıvamında piştiğinde çekip alırsan kiralık fırından senin karnını doyururur. Cazorla ikincisi. Villarreal, onu Huelva'ya yollamıştı 2 sezon önce. Geçen sezon da takıma geri döndü, ligi 2. bitiren kadronun kilit adamlarından biri oldu ve bu performans onu Euro 2008'e götürdü. Finallerde Aragones'in Ali Bilgin'i oldu. Villarreal 2 yıl içinde ondan iyi para kazanacaktır. Cazorla daha 24 yaşında... Öte yandan demeden olmaz şimdi:) Konuyu değiştiriyoruz. Valencia, Helguera'ya kapıyı gösterdi. 33 yaşında stoper, ön libero arayanlara duyurulur...

Barça vs. Real Madrid #6

Barcelona, 44 golün 26'sını evinde attı. Bu gollerin 21'i kombine ataklardan, 6'sı bireysel performansın ürünü. 6 golü ceza sahası dışından. 3'ü serbest vuruştan. 3 gol de penaltıdan.
Real Madrid 24 gol yedi. Ligin son 3 sırasındaki takımlardan daha fazla gol giyen Real Madrid savunması 24 golün 9'unu deplasmanda kalesinde gördü. 10 gol kombine ataklardan geldi. 6 golü kafa vuruşundan yediler. Kalelerinde 3 penaltı golü var.
Real Madrid bu sezon 33 gol attı. 24 gol Santiago Bernabeu'da, 9 gol deplasmanda. Gollerin 18'i kombine ataklardan, 5'i bireysel çabayla geldi. Attıkları 2 penaltı var. Frikikten golleri yok. Kafayla attıkları gol sayısı 5. Barcelona bu sezon 9 gol yedi. 5 golü Camp Nou'da, dördünü de deplasmanda kalelerinde gördüler. Kafayla gol yemediler. 3 gol ceza sahası dışından geldi. (Sağ kolonda La Liga ortalamaları da var.)

La Liga'ya Dürbün

İspanyollara da bu yakışırdı. Bazı stadlarında maç seyretmek için gerçekten de dürbüne ihtiyaç var. Santiago Bernabeu, Camp Nou ve Mestalla'da en üst katlarından ayın yüzeyi daha net görülüyor zaten. Bu reklam da dünkü Marca'dan. İşportacılık yapıyorlar işte...

Top 20 Sadakatsiz

Figo, Laudrup, Luis Enrique, Eto'o, Hagi, Alfonso, Celades, Prosinecki, Ronaldo, Saviola ve Schuster. Real Madrid ve Barcelona oynadıktan sonra El Clasico'nun öteki yakasına geçen isimler bunlar. Hikayelerini geçen sezon Real Madrid'in sahasında 4-1 kazandığı şampiyonluk maçı öncesinde yazmıştım. Marca bugün tüm zamanların " 20 Sadakatsizi" listesini yayınladı. İtalyan basını da alıntıladı. Ben de oradan aldım. 20 futbolcunun yer aldığı liste önem sırasına, koparttığı patırtıya göre yapılmış. Güney Amerika'da olan transferlerin çoğunun hikayesine uzağım ama Baggio'nun transferinde Floransa'da cam çercevenin indiğini unutmam mesela. Bu listenin bir de yerlisini yapmamız lazım lig arasında kollektif bir çalışmayla. Büyük Mehmet, Tanju, Semih, Baliç, Revivo'lu olanını...
1) Figo. Dal Barcelona al Real Madrid
2) Roberto Baggio. Dalla Fiorentina alla Juventus
3) Ruggeri. Dal Boca Juniors al River Plate
4) Sol Campbell. Dal Tottenham all'Arsenal
5) Batistuta. Dal River Plate al Boca Juniors
6) Romario. Dal Flamengo al Fluminense
7) Cruyff. Dall'Ajax al Feyenoord
8) Caniggia. Dal River Plate al Boca Juniors
9) Hugo Sanchez. Dall'Atletico Madrid al Real Madrid
10) Mo Johnston. Del Celtic al Glasgow Rangers
11) Tardelli. Dalla Juve all'Inter
12) Luis Enrique. Dal Real Madrid al Barcellona
13) Krancjar. Dalla Dinamo Zagabria all'Hajduk Spalato
14) Paul Ince. Dal West Ham al Manchester United
15) Laudrup. Dal Barcellona al Real Madrid
16) Aldo Serena. Dal Torino alla Juventus
17) Caceres. Dal River Plate al Boca Juniors
18) Denis Law. Dal Manchester United al Manchester City
19) Schuster. Dal Barcellona al Real Madrid
20) Gatti. Dal River Plate al Boca Juniors

11 Aralık 2008

Barça vs. Real Madrid #5

Bu hareketin adı İspanya'da -sözkonusu futbol olunca- "Manita". İspanya başbakanı tabii burada selam veriyor ama son demecine de uygun bir fotoğraf olmuş. Zapatero -ki Katalan değildir-Barcelona taraftarı. Barcelona-Real Madrid maçı için tahmini: "5-1 yeneriz". Zapatero bir de Real Madrid defansına çakmış lafı. 3. ligde oynayan Cultural Leonesa'nin defansı bile Real Madrid'den iyi demiş. Bizde bu tahmini başbakan yapsa kıyamet kopar, ee orada da kopuyor...
Ultras Başbakanlar

Mister Mancini

Mancini'nin durumunu koltuklardaki reklam anlatıyor en güzelinden. Global Relax. Inter'den devam eden sözleşmesinden hesabına para akmaya devam ediyor. İtalyan medyası, Schuster gittikten sonra aynı gün Juande Ramos geldiğinden vatandaşlarını Real Madrid'e pazarlayamadılar. Mancini'nin Avrupa'da çalıştırabileceği kulüp sayısı bir elin parmakları kadar çünkü ağabey 5 milyon euro'dan aşağısına imza atmıyor. Son söylenti Chelsea. Şampiyonlar Ligi'nde son maçlar öncesinde Scolari ağır eleştiriliyordu İngiltere'de. İlk 23 maçındaki galibiyet oranı Abramovich döneminin 3 hocası, Ranieri, Mourinho ve Grant'ın ortalamalarının altında kaldı. Chelsea, ligde 3 büyükten sadece Man. United'den bir puan aldı, Liverpool ve Arsenal'e sahasında yenildi. Bunlar eleştiri silahının barutları. Abramovich zaten parasıyla konuşan, sağı solu belli olmayan bir oligark. Scolari'nin de ağız kokusu çekecek bir tipi yok gibi. Diğer tarafta iki aydır Londra'da özel ders alıp İngilizcesini geliştiren Mancini var. Ben olur demiyorum, bir kenarda dursun bu söylenti...

Thiago Silva Milan'da

Güney Amerika'dan Avrupa'ya genç yaşta gelip başarısız olup geri dönen ve 2. sefere çıkanların son örneği oldu Thiago Silva. 3 sezon önce Porto-Moskova bileti almıştı. Rusların anlamsız paralar döktüğü, Portekiz takımlarının da onları kazıkladığı dönem. Moskova'da üşüyen Thiago Silva, Fluminense'ye döndü. Geride kalan 3 sezonda bonservisi 10 milyon euro'ya ulaştı. Milan da bu parayı gözünü kırpmadan ödedi. Silva da yıllık 2.5 milyon euro alacak. Milan savunması yaşlı ve sakatlar ordusu. Thiago Silva defansın göbeğinde oynuyor gerekirse de sağ bek. Ligin ikinci yarısında Milan için iyi takviye diyemiyor kimse çünkü Serie A'daki Avrupa Birliği dışı oyuncu kontenjanına takıldı. Geçen sezon Pato da böyle beklemişti. Thiago Silva sezon sonuna kadar antrenmanlara çıkacak ve kendi kıtasından bir oyuncunun Milan'dan ayrılmasını bekleyecek...

Süper Lig'in Bidonu

Serie A'da Quaresma'nın seçildiği yılın bidonu anketinin bir benzerini bizim lig için yapalım dedim. Yorumlarda yine kavga çıktı. Neden 18 takımdan değil? 450 futbolcu var ve kaç şıklı bir anket olacağı da ayrı bir anket konusu olurdu. 4 büyüklerden sezonun ilk yarısında ağır sakatlık yaşayanlar haricinde; beklentinin en uzağında kalan futbolcuyu seçeceğiz. Bu en yeteneksiz futbolcu oylaması değildir. Ben gelen 207 yorum arasında 11 futbolcu belirledim. Halihazırda süren 2 anket olduğundan bunu pazartesiye bırakıyorum. Adaylar:
Güiza, Seric, Maldonado, Bobo, Nonda, Emre B., Burak Yılmaz, Meira, Serkan Kurtuluş, Cale, Ümit Karan

Juventus vs. Milan?

Haftasonu Futbol

12 Aralık Cuma
20:00 Gençlerbirliği - Galatasaray / Lig Tv
21:30 Borussia Dortmund - B. Monchengladbach / 24
13 Aralık Cumartesi
13:00 Diyarbakırspor - Manisaspor / D Spor
14:45 Middlesbrough - Arsenal / Spormax
15:00 Bursaspor - Trabzonspor / Lig Tv
16:30 Stuttgart - Bayern Munich / 24
19:00 Beşiktaş - MKE Ankaragücü / Lig Tv
19:30 Tottenham - Manchester United / Spormax
20:00 Le Mans - Bordeaux / Kanal A
21:00 Valencia - Espanyol / Ntv Spor
22:00 Rennes - Nantes / Kanal A
23:00 Barcelona - Real Madrid / Ntv
14 Aralık Pazar
13:00 Kasımpaşa - Gaziantep Bşb. / D Spor
16:00 Inter - Chievo / Ntv Spor
18:00 Hoffenheim - Schalke 04 / 24
18.00 Nice - Lille / Kanal A
18:00 Chelsea - West Ham United / Spormax
19:00 Fenerbahçe - Antalyaspor / Lig Tv
21:30 Juventus - Milan / Ntv Spor
22:00 O. Lyon - Marseille / Kanal A

Credit: tribundergi.com

Şampiyonlar Ligi Son 16

Altı maçlık maraton bitti Şampiyonlar Ligi'nde. Artık kısa mesafe engelli zamanı. A grubundan başlayalım. Kötü başlayan Roma iyi bitirdi, lider çıktı gruptan, Chelsea göreceli olarak kolay grupta Roma'nın arkasında kaldı. Bordeaux UEFA'da. Cluj için de 4 puan iyi bir deneyim oldu. B grubunda hayalkırıklığı Inter, Mourinho, 6 maçta ancak 8 puan toplayınca ki 3. Bremen'e 4 puan verdiler, 10 puanlı Panathinaikos'un altında kaldılar. C grubunda, Barça, R.Madrid maçını düşünüp yedeklerle çıkınca Şaktar'a kendi sahasında ma verdi. Liderliği zaten garantiydi. Sporting de 2. liği bir hafta önce yazmıştı tabelaya. Maçlardan çok Santos'un konuşulduğu grupta 12 yıl sonra bu kupaya gelen Atletico Madrid 4. torbadan girdi ve gruptan 2. çıktı. Rafael Benitez bu sezon hem lig hem Şamp. Liginde iyi gidiyor. Marsilya, Liverpool'un PSV deplasmanında kazanmasıyla kendini UEFA'da buldu. 6 maçta 4 puan Erik Gerets için berbat bir tablo. E grubunda İskoç, İskoç'u yedi. Celtic, Villarreal'i devirdi ama Alex Ferguson'un Man. United'ı sahasında Aalborg'a bir puan verince İskoçlar evlerine döndüler.(edit: İkili averaja bakmadan yazdım. Uyarı geldi. teşekkürler. Ferguson'a bağlı değildi skor) O.Lyon bu kupada kaşınmaya devam ediyor. Sahalarında Bayern Munih'e yenilip liderliği verdiler, 2. çıktılar, Fiorentina UEFA'da. S.Bükreş ise Galatasaray'ı eleyen taş gibi takım(!) bir puanda kaldı. Chelsea'den sonra şaşırtan bir diğer İngiliz ise Arsenal. Evlerinde Fenerbahçe beraberliğinin faturasını ödediler. Porto'ya deplasmanda mağlup olunca gruptan 2. çıktılar. Fenerbahçe ile oynadığı ilk maçta çekilmez bir futbol oynayan Porto da sonradan açıldı. Son sürpriz ya da beklenmeyen ise Real Madrid'in Juventus'un arkasında kalması. Schuster'in mirası oldu bu, Juventus averajla lider çıktı gruptan. UEFA'nın son şampiyonu Zenit yine bu kupanın yolunu tuttu. Totalde favoriler hiç fire vermedi. Son 16'da bir tek sürpriz bile yok. Kuralar 19 Aralık'ta çekiliyor....

Caffe Lavezzi

Napoli'de kahve deyince Lavazza out LavEzzi in(!)

10 Aralık 2008

Gökhan Gönül ve Gönülsüzler II

Gruptaki puan hesabını bir kenara bırakalım, Fenerbahçe bu kupada 2. tura çıkma şansını sahasında Dinamo Kiev ile berabere kalarak yok etmişti. UEFA'ya gitme ihtimalini de Porto'ya Kadıköy'de yenilerek... Evet hala bir ihtimal vardı. Kiev'de kazanmak. Grup kuraları çekilip, maç programı belli olmadan Ali Okancı ile canlı yayındaydık. Kiev deplasmanı 6. ve hesap gerektiren bir maç olursa oradan fazla birşey beklememek lazım demiştim. Maçın künyesinde Şampiyonlar Ligi yazınca insan ister istemez iyi futbol bekliyor nedense. Ligden farklı, memleket futbolundan daha kaliteli bir futbol. Maçın ilk yarısındaki Fenerbahçe'nin bu sezon Anadolu deplasmanlarındaki Fenerbahçe'den bir farkı yoktu. Pozisyona giremediler. Takımın en iyisi - kendisi de sıkılmıştır artık bu durumdan ama- Gökhan Gönül'dü. Bu oyunda takım kötü oynarken en iyinin sağ bek olması büyük arızadır. Kiev için çok fazla lafım yok, koşuyorlar, basıyorlar vs. vasatın üstü bir takım değil işte. Sol stoper Edu ya da bir ön libero adamı kaçırdı ve Volkan yanlış çıktı ya da doğru çıktı ama yanlış atladı. Bir kaleci o pozisyonda iki bacağını ayırıp atlamaz, özellikle ayaklarını kapatıp, ellerini açarak açıyı daraltır. Başka da net pozisyon vermedi Fenerbahçe savunması. 90 dakikada da kötünün iyisi hat olarak yazdırdılar adlarını. İstanbul ve Kiev arasındaki sıcaklık farkı 20 dereceden fazla. Hava değişimi diyorlar buna. Cuma akşamı maçını oynayan Fenerbahçe bu ısı farkını alışabilmek için bir değil de 3 gün önce gidebilir miydi Kiev'e? Yoksa bu kadronun kapasitesi bu, gitseler fazladan 2 gün daha otel parası ödeyip, üstüne üşürler miydi demek daha doğru? Mutlak kazanılması gereken bir maçta gol pozisyonuna girememek, ya da girermiş gibi yapmak; "Aurelio gitti böyle oldu"ile açıklanamaz elbette. Alex'in de Fenerbahçe kariyerinde kötü oynamaya hakkı olduğun dönemler var, o da bunun kredisini kullanıyor. İki gol lazımken Alex'i çıkartan Aragones'e çok lafı olanlar olacaktır. Ben kötü oynayan kimse bu ihtiyar babasının oğlunu tanımaz, alır oyundan diyorum. Alex de çok kötüydü ve çıktı. Kazım yine ne yaptı da kafileye alınmadı, Emre bir maç oynarım bir maç yatarım diye sözleşmesine madde mi koydurdu bilmiyorum ama Aragones'in elindeki kadro bu. Daha fazlası hakkında arşivde Ferran Adria vs. Aragones var. Ali Bilgin ve İlhan Parlak'ın oyuna girdiği bir onbirden maçı çevirmesini bekleyen taraftarı da yoktu sanırım ekran başında. Aragones'e yüklenmek kolaycılıktır. Aziz Yıldırım için "tesisleşmede başarılı; ama" cümleleri yarından itibaren fırına sürülecektir elbette. İstanbul'da 2 hafta önce oynanan Porto maçından sonra yazının başlığı Gökhan Gönül ve Gönülsüzler idi. Bu gece de devamı geldi. Maçı ve Fenerbahçe'nin bu sezonki Şampiyonlar Ligi serüvenini özetleyen ise Maldonado'nun gördüğü kırmızı karttır. Bence hareketi kasıtlı değildi. Tut ki öyle, kırmızı kart doğru. Maldonado bir daha hangi takımda Şampiyonlar Ligi maçına çıkma şansını yakalayacak da; ona dur senin 2 maç cezan var diyecekler? Artık onun ömür boyu boynunda taşıyacağı bir cezası var...

Barça vs. Real Madrid #4

1997-98 sezonu: Real Madrid: Barcelona:3.
Soldan sağa Reiziger, Ferrer, Couto, Abelardo, Sergi, Rivaldo, Luis Enrique ve Raul. 7 Barcelona'lı 1 Real Madrid'liye karşı... Son zamanlarda gördüğüm en iyi fotoğraf oldu bu...

Barça vs. Real Madrid #3

"Geçen sezonki 4-1'lik mağlubiyeti ve onları alkışladığımız anın videolarını seyrediyoruz"
Xavi Hernandez/Barcelona- El Clasico'ya 3 gün kala...

Ronaldo Corinthians'da

Transfer mevsimi yaklaşıyor. Ronaldo, Fener'e geliyor, Beşiktaş Ronaldo'yu bitirdi manşetleri artık atılamayacak ne yazık ki. Ronaldo ülkesinde kaldı bence iyi de etti, Avrupa'nın yüksek temposunda o dizler iflah olmaz bir daha. Corinthians ile anlaştı. Haberi Brezilya'da kulüp tarafından doğrulayan ise tanıdık bir isim. Eski Beşiktaşlı Zago. Flamengo taraftarı ise "Bize söz vermişti. Flamengo taraftarı olduğunu söylüyordu, başka takıma imza attı." deyip asağıdaki eyleme imza attı...

Fedakar Gattuso

Diz bağı kopan bir futbolcu 80 dakika sahada kalabilir mi? Bunu da ancak Gattuso başarabilirdi. Catania'yı 1-0 mağlup ettikleri maçın 10. dakikasında sakatlandı, sağlık ekibi kenara aldı, fedakar ya! oyuna devam etmek istediğini söyledi ve maçı tamamladı. Gelen rapor, sağ diz bağlarında kopuk olduğu. Buyrun işte doktor ihmali budur. Ne kendisi ne de sağlık ekibi MR sonucuna inanamamış. Gattuso operasyon geçirecek ve sezonu kapattı...
***
Diz bağ sakatlıklarında oyuna devam edilir mi? Bu postu yazdıktan sonra spor hekimi arkadaşımla konuştum. Ne oyuncunun ne de sağlık ekibinin bir ihmali var. Diz sakatlıklarında bazı oyuncular sahayı sedyeyle terkederken bazıları oyuna devam edebilir, acı da duymaz. 3 gün sonra ağrıları hisseder diyor. Sağlık ekibinin de saha kenarında ayağının üzerine basabilen bir oyuncuya diz bağın kopmuş deme olasılığı yokmuş.

Schuster'in Ardından

Schuster eğer o cümleyi Madrid havaalanında elinde Münih bileti varken kursaydı giderayak gerçeklerle yüzleşiyor derdim. Skibbe'den sonra Schuster. Alman teknik adamlar neo-realizm akımının futbol sahalarındaki temsilcileri. Skibbe, Ankaraspor'dan kupada puan alınca, "lig ikincisinden puan aldık"; Kayserispor ile kupada oynadıktan sonra "Maçın favorisi Kayserispor" demişti. Schuster de "Bu sezon Barcelona'nın sezonu. Biz Camp Nou'da kazanamayız" dedi. Ayarı da Raul'dan aldı. Ertesi gün de Marca gazetesi Real Madrid formasını kapağına basıp "Bu forma her maça kazanmak için çıkar" manşeti attı. Schuster 7 milyon euro brüt tazminat alacak. Barselona medyası R. Madrid'deki telaş havasıyla dalgasını geçiyor elbette. Juande Ramos, Allah'ın sevgili kuluymuş. Tottenham'dan kovulup Real Madrid'in başına geçti. B takımı da olsa eski bir Barcelona teknik direktörüdür.

9 Aralık 2008

Real Madrid'in Yeni T.Direktörü

Bernd Schuster'i, bayram günü(!) yolluyorlar işte. Real Madrid'i akşam antrenmanında bakalım Juande Ramos çalıştıracak mı? 14:15 Real Madrid, Schuster'i yolladı... 14:30 Juande Ramos, Real Madrid'in yeni teknik direktörü

St.Pauli vs. Hamburg

Napoli'den Gitmek

"Bir futbolcu İngiltere'ye gitmek istiyorsa, elbette ki gider. Fakat bilmeli ki; orada kötü yaşıyorlar, kötü yemekler yiyorlar ve kadınları kıçlarını yıkamıyor."
Aurelio De Laurentiis -Napoli Başkanı

8 Aralık 2008

Serie A'da 2008'in Bidonu: Quaresma

Bidone D'Oro, İtalya'da yılın en kötü futbolcusuna verilen bir ödül. Sezon başında Inter'e transfer olan Ricardo Quaresma'yı 2008 yılının bidonu ilan ettiler. 2. sırada 2005 yılının bir numarası olan Vieri, 3. sırada ise son 2 sezonun şampiyonu Inter'li Adriano var. Son 3 sezonun şampiyonundan 3 bidon çıkması ilginç tabii. Bizim lig için de böyle bir anket yapalım blogda. 4 büyüklerde oynayan futbolculardan bu sezonun ilk yarısında en kötü performans gösterenleri yorum bölümünde Çarşamba'ya kadar aday gösterin, ardından 10 kişi arasında 5 günlük anketle sezonun bidonunu seçelim...

Son Tango

Arjantin 2008 Açılış Ligi'nde son haftaya giriliyor ve ilk 3 sıradaki takımın da puanı 36. Lider San Lorenzo, 2. sırada Tigre ve 3. sırada Boca Juniors. 3 takımın da 11 galibiyet, 3 beraberlik ve 4 mağlubiyeti var. Tigre ve Boca'nın attığı (30) ve yediği bile aynı (19). Boca geride kalan haftaya 2 puan önde girmişti, Gimnasia deplasmanında 0-0 berabere kalınca San Lorenzo ve Tigre'ya yakalandı. Tigre, Rosario deplasmanında 3-2 kazandı. San Lorenzo da Independiente'yi 4-1 ile geçti.San Lorenzo averajla lider ama son haftada deplasmana gidecek tek takım da onlar. Argentinos ile oynayacaklar. Boca, Colon ile Tigre de Banfield ile evinde oynayacak. Puan eşitliğinde şampiyonu belirlemek için averaja bakılmıyor, iki takım arasında final maçı oynanıyor. 3 takım da son hafta kazanırsa, TSYD Kupası(!) oynayacaklar.

Barça vs. Real Madrid #2

Real Madrid-Barcelona rekabetinde dün bir dönüm noktasıydı. "Barça üyesi" Schuster'in "Camp Nou'da kazanmamız imkansız" açıklamasına ilk cevap kaptan Raul'dan geldi. "Oraya kazanmaya gideceğiz. Ben sistemlerden çok futbolculara inanırım" diyor. Tekrar etmenin vaktidir. Stoperleri rezil de eden vezir de eden ön liberolardır. De La Red'in sakatlığı ardından Diarra'nın da revirlik olması Real Madrid'in tandemini çökertti ki Pepe de sakat. Van Nistelrooy'dan sonra Diarra da sezonu kapadı. Cumartesi günü el clasico'da Robben ve Marcelo cezalı. Barça tarafında Guardiola Şampiyonlar Ligi maçında 8 as oyuncusunu oynatmayacak.