
18 Aralık 2010
Cannavaro

17 Aralık 2010
Avrupa Ligi Son 16 ?

Napoli - Villarreal
Glasgow Rangers - Sporting Lizbon
Sparta Prag - Liverpool
Anderlecht - Ajax
Lech Poznan - Braga
Basel - Spartak Moskova
Young Boys - Zenit
Aris - Manchester City
PAOK - CSKA Moskova
Sevilla - Porto
Rubin Kazan - Twente
Lille - PSV Eindhoven
Benfica - Stuttgart
BATE Borisov - Paris Saint Germain
Metalist Kharkiv - Bayer Leverkusen
4. Tur
Benfica/Stuttgart - BATE Borisov/Paris Saint Germain
BEŞİKTAŞ/Dinamo Kiev - Aris/Manchester City
Rubin Kazan/Twente - Young Boys/Zenit
PAOK/CSKA Moskova - Sevilla/Porto
Lille/PSV Eindhoven - Glasgow Rangers/Sporting Lizbon
Metalist Kharkiv/Bayer Leverkusen - Napoli/Villarreal
Anderlecht/Ajax - Basel/Spartak Moskova
Sparta Prag/Liverpool - Lech Poznan/Braga
Avrupa Ligi'nde son 16 kim olur?
CL'de Son 8 Kim Olur?
Cassano Milan'a


16 Aralık 2010
Hafta Sonu Futbol

20.00 Trabzonspor – Kardemir Karabük / LİG TV
21.30 Monchengladbach – Hamburg / TRT 3
18 Aralık Cumartesi
14.00 Altay – Adanaspor /TRT 1
14.00 Kayserispor – Bucaspor /DIGI
16.00 G.Birliği – Bursaspor /LİG TV
16.30 E. Frankfurt – B. Dortmund /TRT 3
17.00 Antalyaspor – Ankaragücü /DİGİ 205
17.00 Arsenal – Stoke City /SPORMAX
19.00 Fenerbahçe – Sivasspor /LİG TV
19.00 Gaziantep BŞB – Diyarbakırspor /TRT 6
19.00 Inter – TP Mazembe /NTVSPOR
19.30 Liverpool – Fulham /SPORMAX
19.30 St. Pauli – Mainz /TRT 3
21.00 Espanyol – Barcelona /NTVSPOR
21.45 Milan – Roma / SPORMAX (Yorum) / TV 8
22.00 Paris Saint Germain – Monaco /KANAL A
23.00 Real Sociedad – Valencia /NTVSPOR
19 Aralık Pazar
13.30 Lazio – Udinese /TV 8
13.30 Orduspor – Denizlispor /TRT 1
14.00 Manisaspor – İstanbul Belediye /DİGİ
15.30 Blackpool – Tottenham /SPORMAX
16.00 Chievo – Juventus /TV 8
16.00 Konyaspor – Galatasaray /LİG TV
17.00 Kasımpaşa – Eskişehirspor /DIGI
18.00 Chelsea – Man. United /SPORMAX
18.00 Sochaux – Bordeaux /KANAL A
19.00 Beşiktaş – Gaziantepspor /LİG TV
19.00 Rizespor – Samsunspor /TRT 1
20.00 Malaga – A. Madrid /NTVSPOR
21.45 Sampdoria – Genoa /SPORMAX
22.00 Real Madrid – Sevilla /NTVSPOR
22.00 Marsilya – O. Lyon /KANAL A
20 Aralık Pazartesi
22.00 Man. City – Everton /SPORMAX
Modern Zamanların Boktan Hikayeleri



Galatasaray’daki Misimoviç ya da Insua gibi. Biri ne olduğunun farkında değil. Hocası ciddi çalışmıyorsun demiş. Birileri "ağzında sakız, laubali" yazıyor. Dönüp bakıyorsun adam Bundesliga’da asist kralı olurken da ağızı cak cak. Bosnalı ya, acaba kuru et mi çiğniyordu bu adam o zaman! Biri, sol bekte Hakan Balta sallanırken, formayı kapmış, teknik adam değişiyor, hasım ailenin oğlu gibi kulübeye gömülüyor. Neşeli neşeli tweetler atan Insua gün geliyor patlıyor. “Ne olduğunu anlamıyorum. Bir an önce devre arası olsun istiyorum” diyor. Paralarını alıyorlar mı, alıyorlar işte... Bu adamlar futbolcu ama bir şekilde top oynayamıyorlar. Schuster'e, Guti'ye yapılanlar, Ankaragücü'ndeki rezalet... Nereye klavye uzatsan kir tutuyor...

15 Aralık 2010
Liverpool'dan Barcelona'ya Forma Reklamları




14 Aralık 2010
Total Futbol (!)
13 Aralık 2010
Jorge Mendes Dörtlüsü


Simao Beşiktaş'a (?)


ŞL ve AL Gelirleri #2

********
ŞL ve AL yayın havuzunda her ülkenin payı, katkısına göre belirlenir. ŞL’de şu an en büyük pay İngiltere’nin. İngilizler, 2006-09 döneminde İtalya’nın ardından %20 ile ikinciydi. 2009-12 dönemi yayın anlaşmaları sonucunda paylarını %24,5’e çıkarıp ilk sıraya yükseldiler. Türkiye ise 2006-09 döneminde %3 olan payını 2009-12 döneminde %3,8’e çıkardı ve Hollanda’nın paraşütsüz inişi ile yedinciliğe yükseldi. Geçen yıl bu kalemde 338 milyon dağıtılmıştı. UEFA’nın bu yıl 350 milyon dağıtacağını varsayalım. Buradan İngiltere’nin payı 86,75 milyon Türkiye’nin payı da 13,3 milyon euro olur. Tek temsilci Bursaspor bu payın tümünü alır. İki temsilcili ülkelerin payı %52,5 ve %47,5 olarak bölüştürülüyor. Yani Fenerbahçe gruplara kalabilseydi havuzdan 6,3 milyon, Bursaspor da 7 milyon alacaktı. Geçen sezon İngilizler 83, İtalyanlar 50,7 milyon alırken İspanyollar 49, Almanlar 47, Fransızlar 28, Yunanlılar 14,8 milyon euro almışlardı.
Geçen yıl Beşiktaş’a 12,8 milyon gelen havuzdan Bursaspor 13,3 milyon alırsa; toplam rakam, sıfır çekilmesi halinde 20,5 son maçı kazanılırsa 21,3 milyon olur. Beşiktaş toplamda 21116000 euro almıştı.
AL gelir dağılımı da aynı temel mantıkla şekillenir ancak rakamlar daha düşük. Katılım ve maç başı ücretleri toplamı 900000 euro. Galibiyet 120000, beraberlik 60000 euro. Gruptan çıkış 180000, son 16’ya kalış 270000, çeyrek final 360000, yarı final 630000 euro kazandırırken finalist 2, şampiyon 3 milyon euro aldı geçen sezon. Son kalemde ise ufak bir değişiklik var: ŞL’den farklı olarak kulübün ligi geçen sezon kaçıncı sırada bitirdiği önemsiz. Ancak ülkesinde kupayı kazanarak AL yolcusu olanlar, ligdeki derecesi sonucu gelenlerden biraz daha fazla alıyor. Ana rakamda yine ülkelerin yayın havuzundaki ağırlığı birincil etkenken başarı biraz daha önemli. Takımların ilerlediği tur sayısı yayın geliri dağılımında ŞL’ye göre daha belirgin bir rol oynuyor. AL yayın havuzunda en büyük pay, ŞL yayın havuzu dördüncüsü Almanya’nın ve yaklaşık %25. Onları ŞL lideri İngiltere %19 ile takip ediyor. Üçüncü yine İspanya(%15). Dördüncü şaşırtıcı: ŞL’de %3,8 ile yedinci olan Türkiye AL’de %12’nin üzerine çıkmış. Tüm ülkeler arasında AL için ödediği para ŞL için ödediği paranın yarısını geçen tek ülke Türkiye. Örneğin lider Almanya’nın AL için ödediği yayın ücreti ŞL için ödediğinin üçte birinden az ve Romanya ile birlikte AL/ŞL oranı Türkiye’ye en yakın ülke onlar. İngilizlerde oran sekize birin altında. ŞL ikincisi İtalya ise AL’de sekizinci sırada ve ŞL için ödediklerinin yaklaşık yirmi beşte birini ödüyor. ŞL’ye bizim dört katımızı ödeyen İtalyan yayıncılar, AL için Türkiye’ninkinin üçte birinin altında bir değer belirlemişler. Her iki kupada da üçüncü büyük ödemeyi yapan İspanyollarda oran altıya bir civarında. İdeale en yakın olan onlar denebilir çünkü şu anda AL, ŞL’nin dağıttığı gelirin altıda birinden biraz fazlasını dağıtıyor. Türkiye yayıncısının aldığı riski alan bir başkası yok. Oynanan kumarın tutmaması, okuduğumuza göre 100 kadar insanın işine mâloldu. GS ve FB’nin yedikleri goller, onlarla beraber bu ailelerin de kalelerindeydi.
Geçen yıl Fulham, Hamburg ve Werder Bremen’den sonra havuzdan en çok geliri elde eden takımlar, gruplar sonrası ilk turda elenen FB ve GS olmuştu. Bu yıl tek temsilcimiz olan BJK, AL yayın havuzundan en büyük geliri elde eden kulüp olmak için bir numaralı aday. Şu anda gelirler toplamında 8 milyon euro barajına gelindi, Quaresma’nın bonservisi karşılandı. Geçen yılla karşılaştırırsak, Fulham dışındakiler şimdiden geride bırakıldı. “AL para kazandırmaz” ezberi, en azından bizim kulüplerimiz için artık pek geçerli değil. Kulübün toplam AL geliri, performansıyla şekillenecek. Yarı final, yaklaşık 10 milyon euro anlamına geliyor. Geçen yıl bu barajı yalnızca ucu ucuna Fulham(10010114 euro) aşabilmişti. AL şampiyonluğu, süper kupa finalini de garanti edeceğinden gerçekleşmesi durumunda 15 milyon euro barajı rahatlıkla aşılacaktır. İki yılda yenen –şimdilik- yirmi dörder milyon euro farkı da Adnan ve Aziz Beyler düşünecektir elbet…
ŞL ve AL Gelirleri #1
ŞL ve AL Gelirleri #1

Avrupa Parası / İsmail Şayan
*******
Türkiye, UEFA’nın kulüpler düzeyindeki organizasyonlarına, yani “Avrupa Kupaları”na ilk kez 1957’de GS ile katıldı. İki yıl sonra BJK da bu organizasyonla tanıştı. Ertesi yılın katılımcısı FB tur atlayabilen ilk takımımız oldu. 52 sezonluk süreçte 24 farklı kulüple temsil edildik. 1992’de başlayan Şampiyonlar Ligi, Avrupa Futbolu’nun ortasına dev bir göktaşı misali düşüp dengeleri yeniden oluşturdu. Bazı köklü kulüpler iyi olmayan dönemlerinde yakalanıp eski şöhretlerinden uzaklaşırken, bazı kulüpler ele geçirdikleri fırsatı çok iyi kullanarak sınıf atladılar. ŞL’nin sağladığı mali kaynak akıllıca kullanıldığında yararlananları ihya ediyor, kendi liglerindeki rakipleri ile aralarında “sınıf farkı” yaratmalarını bile sağlayabiliyordu. Pasta zamanla öyle büyüdü ki 2009/10 finalistlerine ŞL havuzundan düşen pay, Süper Lig’imizin 2009/10 sezonu yayın gelirini aşmış; Manchester United ve Arsenal dışındaki tüm kulüplerin bir sezonda loca, sezonluk kart ve bilet satışından elde ettikleri gelirleri geride bırakmıştı. Kıtasal rekabetle ilk tanışan üçlü bu kulvarda da ilk olurken onlara bu sezon, Avrupa serüveni 1975 yılında çeyrek finalde Dinamo Kiev’e elendiği Kupa Galipleri Kupası ile başlayan Bursaspor da eklendi.
Bursaspor şu anda eleştirilerin odağında… Ortadaki tablo hiç kuşkusuz onlar için de düş kırıklığı. Öte yandan, diğer takımlarımızın sahneden erken çekilişinin de Bursaspor’a yöneltilen eleştirilerin sertliğini arttırdığı söylenebilir. FB, GS ve TS erken elenip Beşiktaş da iyi performans sergileyince, sahnede kalan tek başarısız takım olan Bursaspor, Avrupa kulvarı eleştirilerinin paratoneri oldu.
Eleştirilerin önemli bir kısmı Bursaspor’un “yapmadığı” transferler üzerine… UEFA’dan 20 Milyon Euro alındığı ve kadronun daha kaliteli yabancılarla güçlendirilmiş olması gerektiğini söylemeyen neredeyse kalmadı. Bu ifade kulağa hoş geliyor ama gerçekler böyle mi? İşte genel eleştirilerin sordurduğu bu soru; Türkiye’nin yeni anlaşmalar döneminde ŞL ve AL içinde değişen payları görülünce yazılmasına karar verilen ancak 4 aydır bekleyen bu yazı için –Noatsamisa’nın ev sahipliğinde yorumlarda süren fikir teatisinin de katkısıyla- katalizör oldu.
UEFA’nın hem ŞL ve AL pastalarını nasıl oluşturup nasıl paylaştırdığını hem de Türkiye’nin bu pastalardaki paylarını basitçe anlatmaya çalışacağım. Bu bilgiler ışığında, Bursaspor’a ve diğer kulüplerimize hem yöneltilen hem yöneltilmeyen eleştirilerdeki doğruluk payına dair biraz zihin jimnastiği yapmayı, daha da önemlisi, yapılmasına teşvik edebilmeyi umuyorum.
Şampiyonlar Ligi, ilk sezonunda katılımcılara yaklaşık 25 milyon euro dağıtmıştı. Giderek büyüyen rakam geçen yıl, ilk sezonun 30 katı olan 746,5 milyon euro oldu.
ŞL gelirleri bir yayın havuzunda toplanır ve 3 kalem halinde dağıtılır. Toplanan gelirin 530 milyonluk kısmının %75’i, aşan miktarın ise %82’si, katılım hakkı kazanan kulüplerin payıdır. UEFA, bu sezona ilişkin bazı rakamları açıkladı. Yukarıda belirtilen payın %6,5’i gruplara kalamayanlara ayrılıyor. Gruplara kalan her takım “ayakbastı parası” olarak 3,9 milyon(geçen yıl 3,8 idi) ve maç başına 550000’den 3,3 milyon alıyor. Yani Bursaspor sıfır çekse dahi UEFA, TFF hesabına Bursaspor’un katılım payı olarak 7,2 milyon euro gönderecek. Bu ilk kalem, tüm kulüpler için eşit. Federasyonlar da, UEFA’dan gelen miktardan kulüplerin borçları gibi bazı kesintileri yaptıktan sonra kalanı kulüplere gönderirler.
İkinci kalem performansa bağlı olarak şekillenir. Gruplarda alınan her galibiyet 800000, her beraberlik 400000 euro demek. Gruptan çıkmak 3, çeyrek finale kalmak 3,3 milyon anlamına gelirken yarı final 4 milyon daha getirir. Wembley’de kaybeden 5,6(geçen sezon 5,2 idi), kazanan 9 milyon alacak. Son olarak, süper kupa finalistine verilen 2 ve şampiyonuna verilen 2,5 milyon euro da bu kalemde yer alır.
Üçüncü kalem olan pazar payları, ülkelerin yayın havuzu içindeki ağırlıklarına ve kulüplerin son sezonda kendi ülke liglerinde elde ettikleri sıralamaya göre hesaplanır. Bu tutar, ikinci kalemi oluşturan performansa bağlı gelire eklenir ve UEFA tarafından ilgili federasyonun hesabına iki taksitte aktarılır. Federasyonlar da –varsa- gereken kesintiyi yapıp kulüplere paylarını aktarırlar. Bu hesapların nasıl yapıldığı, Bursaspor’a düşen yaklaşık tutar, AL gelirleri ve Beşiktaş’ın ne kadar kazanabileceği ikinci bölüme kalsın.
Türkiye, UEFA’nın kulüpler düzeyindeki organizasyonlarına, yani “Avrupa Kupaları”na ilk kez 1957’de GS ile katıldı. İki yıl sonra BJK da bu organizasyonla tanıştı. Ertesi yılın katılımcısı FB tur atlayabilen ilk takımımız oldu. 52 sezonluk süreçte 24 farklı kulüple temsil edildik. 1992’de başlayan Şampiyonlar Ligi, Avrupa Futbolu’nun ortasına dev bir göktaşı misali düşüp dengeleri yeniden oluşturdu. Bazı köklü kulüpler iyi olmayan dönemlerinde yakalanıp eski şöhretlerinden uzaklaşırken, bazı kulüpler ele geçirdikleri fırsatı çok iyi kullanarak sınıf atladılar. ŞL’nin sağladığı mali kaynak akıllıca kullanıldığında yararlananları ihya ediyor, kendi liglerindeki rakipleri ile aralarında “sınıf farkı” yaratmalarını bile sağlayabiliyordu. Pasta zamanla öyle büyüdü ki 2009/10 finalistlerine ŞL havuzundan düşen pay, Süper Lig’imizin 2009/10 sezonu yayın gelirini aşmış; Manchester United ve Arsenal dışındaki tüm kulüplerin bir sezonda loca, sezonluk kart ve bilet satışından elde ettikleri gelirleri geride bırakmıştı. Kıtasal rekabetle ilk tanışan üçlü bu kulvarda da ilk olurken onlara bu sezon, Avrupa serüveni 1975 yılında çeyrek finalde Dinamo Kiev’e elendiği Kupa Galipleri Kupası ile başlayan Bursaspor da eklendi.
Bursaspor şu anda eleştirilerin odağında… Ortadaki tablo hiç kuşkusuz onlar için de düş kırıklığı. Öte yandan, diğer takımlarımızın sahneden erken çekilişinin de Bursaspor’a yöneltilen eleştirilerin sertliğini arttırdığı söylenebilir. FB, GS ve TS erken elenip Beşiktaş da iyi performans sergileyince, sahnede kalan tek başarısız takım olan Bursaspor, Avrupa kulvarı eleştirilerinin paratoneri oldu.
Eleştirilerin önemli bir kısmı Bursaspor’un “yapmadığı” transferler üzerine… UEFA’dan 20 Milyon Euro alındığı ve kadronun daha kaliteli yabancılarla güçlendirilmiş olması gerektiğini söylemeyen neredeyse kalmadı. Bu ifade kulağa hoş geliyor ama gerçekler böyle mi? İşte genel eleştirilerin sordurduğu bu soru; Türkiye’nin yeni anlaşmalar döneminde ŞL ve AL içinde değişen payları görülünce yazılmasına karar verilen ancak 4 aydır bekleyen bu yazı için –Noatsamisa’nın ev sahipliğinde yorumlarda süren fikir teatisinin de katkısıyla- katalizör oldu.
UEFA’nın hem ŞL ve AL pastalarını nasıl oluşturup nasıl paylaştırdığını hem de Türkiye’nin bu pastalardaki paylarını basitçe anlatmaya çalışacağım. Bu bilgiler ışığında, Bursaspor’a ve diğer kulüplerimize hem yöneltilen hem yöneltilmeyen eleştirilerdeki doğruluk payına dair biraz zihin jimnastiği yapmayı, daha da önemlisi, yapılmasına teşvik edebilmeyi umuyorum.
Şampiyonlar Ligi, ilk sezonunda katılımcılara yaklaşık 25 milyon euro dağıtmıştı. Giderek büyüyen rakam geçen yıl, ilk sezonun 30 katı olan 746,5 milyon euro oldu.
ŞL gelirleri bir yayın havuzunda toplanır ve 3 kalem halinde dağıtılır. Toplanan gelirin 530 milyonluk kısmının %75’i, aşan miktarın ise %82’si, katılım hakkı kazanan kulüplerin payıdır. UEFA, bu sezona ilişkin bazı rakamları açıkladı. Yukarıda belirtilen payın %6,5’i gruplara kalamayanlara ayrılıyor. Gruplara kalan her takım “ayakbastı parası” olarak 3,9 milyon(geçen yıl 3,8 idi) ve maç başına 550000’den 3,3 milyon alıyor. Yani Bursaspor sıfır çekse dahi UEFA, TFF hesabına Bursaspor’un katılım payı olarak 7,2 milyon euro gönderecek. Bu ilk kalem, tüm kulüpler için eşit. Federasyonlar da, UEFA’dan gelen miktardan kulüplerin borçları gibi bazı kesintileri yaptıktan sonra kalanı kulüplere gönderirler.
İkinci kalem performansa bağlı olarak şekillenir. Gruplarda alınan her galibiyet 800000, her beraberlik 400000 euro demek. Gruptan çıkmak 3, çeyrek finale kalmak 3,3 milyon anlamına gelirken yarı final 4 milyon daha getirir. Wembley’de kaybeden 5,6(geçen sezon 5,2 idi), kazanan 9 milyon alacak. Son olarak, süper kupa finalistine verilen 2 ve şampiyonuna verilen 2,5 milyon euro da bu kalemde yer alır.
Üçüncü kalem olan pazar payları, ülkelerin yayın havuzu içindeki ağırlıklarına ve kulüplerin son sezonda kendi ülke liglerinde elde ettikleri sıralamaya göre hesaplanır. Bu tutar, ikinci kalemi oluşturan performansa bağlı gelire eklenir ve UEFA tarafından ilgili federasyonun hesabına iki taksitte aktarılır. Federasyonlar da –varsa- gereken kesintiyi yapıp kulüplere paylarını aktarırlar. Bu hesapların nasıl yapıldığı, Bursaspor’a düşen yaklaşık tutar, AL gelirleri ve Beşiktaş’ın ne kadar kazanabileceği ikinci bölüme kalsın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)