
20-25 yıl önce başka bir futbol oynanıyordu. Eskinin uçuk gol rekorlarını, galibiyet sayılarına hep kırılamazmış gibi bakardım. Bir sezonda 40 gol atmak. Bir takımın 100 golün üstüne çıkması... 2-3 yıldır bireysel rekorlarını paramparça eden iki süperstarın istisnasız her maçını izliyor, bu tarihe canlı tanıklık ediyoruz. Real Madrid’in 22 yıl önceki rekoru da böyle uçuk bir rekordu. Real Madrid’in 80’lerin sonunda yakaladığı efsane kadro, Akbaba Beşlisi, Toshack yönetiminde 107 gol atmıştı. Mourinho’nun takımı Camp Nou’ya giderken cebinde bu rekoru egale etmiş kartvizitini taşıyordu.

Şampiyonluk yarışı kadar önemli bir diğer istatistik ise son 5 yılda geriden gelip galibiyet sayısında beraberliği bulan (86-86) Barcelona’nın kazanıp El Clasico’da öne geçme ihtimaliydi.İki takım da Şampiyonlar Ligi deplasmanlarından mağlup döndüler. Real Madrid çok daha fazla efor sarfeden takımdı. Bayern Münih, Chelsea’dan çok daha dişli bir takım. Topa sahip olmazsan yorulursun. Barça, şanssız olduğu akşamda Chelsea’ye mağlup olurken, aslında haftalar öncesinden fizik probleminin sinyallerini veriyordu. Real Madrid daha sert, daha sağlam... Barça daha kırılgan ve daha yorgun...
İki ihtimalin Real Madrid’e yaradığı bir 90 dakikaya, kendi evinde Barça’nın yine bayıltarak başlamasını beklemek doğaldır. Guardiola ‘Onlar buraya kaybetmemek için değil, kazanmak için gelecekler” demişti maçtan bir gün önce. David Villa’nın sakatlığı sonrasında transfer yapmamak, Mascherano’dan stoper yaratıp ısrarla kaliteli bir stoper almamak, Abidal’ın yaşadığı büyük talihsizlik... İdmana 15 A takım oyuncusuyla çıkıp, genç takımdan sürekli olarak çift kaleler için adam çağıran bir takımdan bahsediyoruz. Bugün 90 dakikanın genelinde, Premier Lig’de Manchester City’nin sallandığı haftalarda ne yaşadıysa, aynısını yaşadılar. Büyük maçlara, derbilere zinde çıkacak olan onbir ligde de fasulyeden rakiplere karşı ter döktü. Bu bir teknik adam tercihidir.
Real Madrid gibi dikine fişek gibi çıkan bir takım karşısında da kontrataklarla avlanmamak için defansın önünü fazla çıkartmadılar. Real Madrid ilk dakikadan itibaren ısırdı. Kopartacakları zamanı da kendileri değil Puyol belirledi. Valdes için zor pozisyondu ama Puyol vursam mı acaba derken, Khedira attı golü. El Clasico’da ilk golü kim atacak bahisine Khedira’ya para yatıracak adam ancak Khedira’nın babasıdır. Bu golle Real Madrid 108’i buldu ve rekoru kırdı.
Yetenek ve profesyonellik çıtasını bu kadar yükseğe koymuş bir takımda La Masia’dan gelen her adamın ilk günden istenileni verebilmesi mümkün değil. Bu akşam Tello hayal kırıklığı hanesine yazıldı ama El Clasico oynamak başka bir şey...

Barça tarafında Pique’nin kulübeye çakılması, Fabregas’ın sezona çok iyi girip biraz da Guardiola ile papaz olduğu dedikoduları sonrasında onbirden düşmesi, 5 yıl sonra Camp Nou’da gelen RealMadrid yenilgisinin ardından kaşınacaktır elbette...

Thiago’dan istedikleri verimi alamadılar. Guardiola gemileri yakıp Xavi’yi oyundan aldığında da Real Madrid’in attığının bir benzerini 1 dakika önce oyuna giren Alexis ile buldular. 1-1’e kadar oynadıkları oyun, bu maçı çevirirler havasında değildi. Khedira ve Alonso ile iki stoperin önüne seti kuran Mourinho, Barça’nın en büyük kozu aşırtma topları kesmeyi başardı. Adriano kısıtlı bir adam, Alves röportajındaki kadar iyi değildi...
Real Madrid bu kez kavga etmeden sert durmayı başardı sahada. Bunda 4 puan önde olmanın özgüveni de fazlasıyla etkiliydi tabii. Yedikleri golün ardından Mesut’un nefis pasıyla da Ronaldo ile ikiyi buldular. Raul’un Camp Nou’ya çektiği sus’un ardından Ronaldo’nun “Sakin olun, ben burdayım” jesti, ona yakıştı doğrusu. 42 gol atan adamın da biraz kibiri olsun değil mi?Madrid’den emanet bir yorumla biterse eğer: Real Madrid, Camp Nou’da kazandı. Atletico Madrid, Cruyff’lu Ajax gibi oynuyor. Mayalılar galiba haklıymış.” Camp Nou’da 10. Maçında ilk kez kazanan Jose Mourinho, bu kez kırmadan, yıkmadan aldı 3 puanı ki Guardiola da maçtan sonra Real Madrid’i tebrik ederek başladı sözlerine... Khedira canın senin!...


Sahadaki oyundan bağımsız bu iki fotoğraf karesini sona sakladım. 90 dakika öncesi Mourinho ve Cristiano Ronaldo'nun tavırları soyunma odasında anlaşmışçasına benzer. İkisi de selamı almıyorlar, gözlerini kaçırıyorlar...