
Dolce&Gabbana'nın dergisi Swide için Milan'ın ABD turnesinde yapılan özel prodüksiyondan kareler...
Fransa Ligue 1 takımlarının geçen sezondan seyirci istatistikleri, kısa kimlikleri. Billsportsmaps'den
Chelsea'nin Agüero için teklifi 57 milyon euro. Bu Arjantinli yıldızın kontratında yazan serbest kalır rakamından sadece 3 milyon daha aşağısı. Agüero evet dediği takdirde o üçü de verip Atletico Madrid'e söz hakkı bırakmazlar. Ancelotti, Pato'sunu arıyor bu transferde. Lige de kısmetli başladı, uzatmalarda Drogba'nın ortası (foto) gol oldu. Agüero gidiyorum derse ortalık hareketlenir. Atletico Madrid, Real Madrid'den Higuian ve Gago'yu istemişti. Kaptan Maxi'nin de ayrılması halinde Robben&Sneijder ikilisine saldıracakları yazılmış bugün.
Soccernomics: Why England Loses, Why Germany and Brazil Win, and Why the U.S., Japan, Australia, Turkey--and Even India--Are Destined to Become the Kings of the World's Most Popular Sport
Premier Lig takımlarının geçen sezondan seyirci istatistikleri, kısa kimlikleri. Billsportsmaps'den. Sezon başlarken duvara poster bile olabilir...
Galatasaray'da Adnan Polat'ın yaptığı basın toplantısının ardından dört gün geçti. Ne öğrendik peki? Haldun Üstünel yalnız değilmiş, başka sihirbaz yöneticiler de varmış! "Transferi tek başına Haldun Üstünel bitirmiyormuş!" Olacağı buydu. Haldun Üstünel'ün popülaritesi; demek ki Galatasaray yönetiminde bazı isimleri rahatsız etmiş. Şimdi aşağı çekmeye çalışıyorlar Üstünel'i. Bu bir Galatasaray klasiğidir. O her ne kadar mütevazi davranmaya devam etse de, kameralardan kaçsa da, üslubunu korusu da; bu şöhret bazılarına sıkıntı vermiş... Bir anda transferleri 3-4 yöneticinin yaptığı hikayeleri yazılmaya başlandı. Para sihirbazı varmış, o varmış, bu varmış... "Haldun Üstünel başkan adayı olur mu?" diyen yazılarla muhalefet kaşınıyor. Hesapta öven ama alttan alta hedef gösteren metinler bunlar... Üstünel, "çok oldu" anlayacağınız...
Galatasaray, orta sahaya bir adam alır mı? Bu adam Guti olur mu? Ben pek ihtimal vermiyorum ama İspanya'da bugün çıkan haber budur. Rijkaard'ın Guti'yi istediği, İspanyolun da 2011'de bitecek olan sözleşmesini tamamlamak istediğinden bahsediyorlar. Gamsız Guti'ye bu saatten sonra "box to box" oynatmak deveye hendek atlatmaktan zor. Canı istediği zaman tek başına maç alan adamdır ama onun pozisyonundan 20 metre geride oynayacak birine ihtiyacı var Rijkaard'ın eğer Linderoth ve Mehmet Topal'ı yok sayıyorsa.
14 Ağustos Cuma
Real Madrid'e gidecekse de gitmeden önce bence temiz bir dayak yiyecek Ribery Münih'te. Taş olsa çatlar. Almanları resmen keriz yerine koyuyor. Bayern Münih'e sakatım deyip Fransız Milli Takımı'yla maça çıkıyor. Tersini çok gördük, en son örneği Cristiano Ronaldo. Milli takımların hazırlık maçlarından firar bildik hikaye. Bizim ligde de çok örneği yaşandı. Bu işlerin önünü kesmenin kuralı basit. İtalyanların uyguladığını alıp kural yapmak lazım. Milli maç haftasında sakatım diye affını istiyorsan; o hafta sonunda maça çıkamazsın.
*sakatım/sakat değilim
Serie A gelecek hafta başlıyor. Biliyorum bu sezon pek fazla yolunu bekleyen yok. Son haftaya girilirken bir turnuva bir de kupa maçı var. Bu akşam Juventus, Milan ve Inter, TIM Cup'da 45 dakikalık 3 maça çıkacaklar. Turnuva Pescara'da. Milli maçların ertesi olduğu için ideal onbirler olmaz sahada. İtalyanlar şifresiz yayınlıyorlar turnuvayı. Pazartesi akşamı da San Siro'da Berlusconi Kupası var. Milan-Juventus. Son 4 sezonda Milan, Juventus'u yenmeyi başarmıştı. Patronun babası adına koyduğu kupa kulüp müzesine gidiyor. Zaten dolu olan müzede kupa kalabalıklığı işte. Pazartesi bizim ligde maç olduğundan naklen yayın olacağını sanmıyorum.
TIM Cup kadroları
Bir ligi, o ülkenin dilini biliyorsun çok daha seviyorsun illa ki. Oku, araştır faslı işte... Ben ilk öğrendiğim dilin ligini ise nedense sevemedim. Aldatacak o kadar çok lig var ki Fransa Ligue 1'i. Ekran başına oturduğunda; her seferinde İspanya ve İtalya ile çakışan bir programı var sonuçta. Auxerre-Nancy maçını seyretmekten çok daha iyi alternatifler var bu hayatta. Neyse sezona dönelim. O.Lyon'un, Rocky serisini de geçen şampiyonluk serisine biraz da Eric Gerets'in yardımlarıyla Bordeaux son verdi. Laurent Blanc'ın da hakkını vermek lazım tabii. L'Equipe geleneksel sezon öncesi anketini yaptı geçen hafta. 4 yıldır herkesin gözü kaplı banko dediği O.Lyon, lig 3.sü çıktı bu oylamada. Teknik adamlar, futbolcular, 409 kişinin oy kullandığı bir oylama bu. 31 kişi cevap vermemiş. Marsilya %47 oy almış. Bordeaux ise %20. İşin ilginç tarafı Bordeaux ve O.Lyon kadrosu içinde Marsilya şampiyon olur diyen toplam 6 kişi var. Marsilya ise inanmış, fire vermemişler. Paris Saint Germain kadrosu içinde Marsilya ve Bordeaux şampiyon olur diyenler, kendi takımlarına güvenenlerden fazla.
Transfere gelirsek, Lauren Blanc kadrosunu korumayı başardı. Gourcuff'un bonservisini almış olmaları en büyük transferleri. Kaleye Carrasso ve orta sahaya Osasuna'dan Plasil takviyesi yaptılar. Chamakh'ı Arsenal'e verirlerse mutlaka forvet alacaklardır. O.Lyon'da tarladan adam yetiştirip satan Aulas bu kez çıldırdı. 7 şampiyonluk kazandıran kadronun lideri Juninho'nun bir yıl daha sözleşmesi olmasına rağmen ayrılması , Benzema ve Keita'nın satılması ortaya bambaşka bir takım çıkardı. Lisandro Lopez ve Gomis ikilisinin maliyeti yaklaşık Benzema kadar. Lille'den gelen Bastos ise Keita'nın yerini dolduracak. Bir de Porto'dan Chissoko ileride büyüklere satılmak üzere alındı. Gerets'in yerini alan Deschamps kadroyu resmen dağıttı. Patronun ölümü, başkanın gidişi derken Marsilya, Servet flörtüyle bütün yaz bizim medyayı da esir aldı. Gidenler arasında bence iki önemli adam var. Biri adamım Cana diğeri de Wolfsburg'a giden Ziani. Lucho Gonzalez, takımın yeni beyni olacak. Morientes bir kez daha Güney Fransa havası almaya geldi. Rennes'den M.Bia orta sahayı toplar. Heinze açıkçası Real Madrid'in artığı. Ben üç takıma da eşit şans tanıyorum. Deschamps'ı sever, sayarım, Marsilya'nın şampiyon olmasını dilerim...

Eduardo Antonio Salvio. 19 yaşında. Lanus'da oynuyor. Ya da oynuyordu.Fiorentina bonservisini aldı. Forvet hattının her noktasında oynuyor. Lavezzi'yi benzetiyorlar. Maradona'nın da son dönemde güvendiği gençlerden. Fiorentina, Lanus'a 10 milyon euro ödeyecek. Salvio da Lanus'da aldığından daha fazlasını kazanacak tabii: Yılda 600 bin Euro!
Kaka'yı satıp Gourcuff'u kalmaya ikna edemeyen Milan'ın son transfer bombası bence bu sezon San Siro tribünlerini sahaya döker. İnadına yapıyorlar galiba. Fotoğraftaki Kalac'ın yapabildiği tek şey bu zaten. Tavana değer, kale direğine değer, kalasın tekidir kısaca. Hazırlık maçlarında da takımın anasını ağlattı. Onu gönderiyorlar. Bu iyi haber gibi gelse de gelen adam 35 yaşındaki Flavio Roma. Türkiye'de bir takım yapsa bu transferi yönetimi sokağa çıkamaz. Serie A'da şampiyonluktan bahsediyorsan kalecin iyi değil çok iyi olacak. Çok uzağa gitmeyelim; Buffon ve Cesar etkisi malum son yıllarda. Milan'ın elinde iki ihtiyar var. Dida ve Abbiati. (Storari de var da kime ne fayda!) Oldu şimdi 3 ihtiyar. Adriano Galliani kendini aşmıştır bu transferle. Taraftar zaten nefret ediyor, artık kelinden öperler... Kalac'a da iş bulduk. Şamdan'ın kapısında çalışacak...
"Bundesliga'da bu sezon kim şampiyon olur?" kadar önemli bir soru daha var Almanların gündeminde. Bu sezon Avrupa kupalarında İtalyanlardan daha başarılı olacaklar mı? Bunun önemini anlamak için kestirme yol öncelikle arşivden bir yazı: "Anne Almanlar Geliyor". Özetle Şampiyonlar Ligi'ne 4 takımla katılan İtalyanlar 2011-2012'den itibaren bu sırayı Almanlara kaptıracak mı? İşleri giderek zorlaşıyor. Milan'ın final oynadığı 2004-2005 sezonu da hesaptan düşünce aradaki fark 3 puana düşüyor. İngiltere, İspanya, İtalya diye giden ezberi bozmak istiyor Almanlar. Yeni stadlar, bilançoları pozitif çıkan kulüpleri, dolu tribünleri, 4 sezon için 1.650 milyar euro yayın gelirleri ve alt yaş gruplarında kazandıkları şampiyonluklarla gümbür gümbür geliyorlar. Karşılarında ise Kaka ve ıbrahimovic gibi ligin iki yüzünü kaybetmiş ve son yılların en zorda Milan'ı ve her gün kime satılacağı merak edilen Roma'sı olan Serie A var.
Süperstarların La Liga'da toplandığı sezonda gitmek için Bayern Münih'i delirten Ribery dışında bir süperstarı yok Bundesliga'nın. Hatta ligin en teknik oyuncu Diego'yu da rakip belledikleri Serie A'ya kaptırdılar. Gelelim kim şampiyon olur meselesine. 17 teknik adamın 16'sı Bayern Münih demiş. Wolfsburg'un şampiyonluğuyla biten sezonun ardından bakılması gereken Bayern Münih'in en son ne zaman iki sezon arka arkaya bu ligdde hüsrana uğradığı. 94-96 arasında B.Dortmund'un iki şampiyonluğu sonrasında Bayern Münih arka arkaya iki şampiyonluk kaybetmedi. Araya Kaiserslautern, Dortmund, Bremen ve Stuttgart girdi birer kez. Futbolcu transferinden önce ligin kaderini etkileyecek olan teknik adam değişimleri elbette. Magath'ın şampiyon takımı bırakıp Schalke'ye gitmesi, Martin Jol'un ligi terketmesi, Louis Van Gaal'ın not defteriyle Bayern Munih'in başına geçmesi ve Wolfsburg'un başına Armin Veh'in gelmesi zirvedeki değişimler. Heynckes Leverkusen'de, Labbadia Hamburg'da, Skibbe Frankfurt'ta ise ikinci derece önem arzediyor sanırım.
Transfer sezonu bitmemekle beraber gün itibariyle 180 milyon euro para çıktı kulüplerin kasasından transfer için. Geçen sezonun 204 milyonunu geçecek gibi duruyorlar. En pahalı transfer Bayern Munih'e Stuttgart'tan gelen Mario Gomez oldu. Köln'ün Podolski ve Hamburg'un Berg için ödediği 10 milyon euro ise kulüp tarihine transfer rekoru olarak geçti. Zirve yarışı vereceğine inandığım takımların transfer dosyalarını ekleyerek son noktayı koyayım. Oyuncuların yıldızları La Gazzetta'nın takdiridir... 




Takım kaptanısın, yeni stadın yapılmış, açılış maçında Liverpool'u yenmişsiniz, iki ay sonra çocuğunu doğuracak sevgilinle telefonda konuşuyorsun.
Manchester'da bu özel okul binasına benzeyen malikanenin sahibi Cristiano Ronaldo. 3.8 milyon sterlin ödemiş zamanında. Real Madrid'e imzayı atınca da 4.5 milyona satışa çıkarmış. 4 müşteri var. 4'ü de Manchester City'li. Adebayor, Barry, Tevez ve Toure. Arapların bol para saçtığı bu dörtlüden en gözü kara Toure çıkmış. 5.5 milyon sterlin teklif etmiş. Evin şöyle bir avantajı var tabii. Eskort çağırdığında kırk saat evin adresini vermiyorsun. Cristiano Ronaldo'nun evi işte...