9 Haziran 2007

Tanrı'nın eli ve adaleti

Alttaki posttan devam edebilirdim, etmedim. Devre arasında yollamıştım onu. Bir anı olarak kalsın orada. Hayatımda böyle futbol akşamı az yaşadım. Nasıl bir sezondu bu allahaşkına? Önce AZ Alkmaar yıkıldı, ardından Schalke 04 şimdi de Barcelona. Milli maç arası falan hikaye; 15 gündür bununla yatıp kalkıyordu tüm İspanya. Bütün ligler bitmiş, siestacılar yine en sona kalmıştı. Tanrı'nın eli de vardı adaleti de bu gece. NTV de harika yayın yaptı, Zaragoza'da Okay, Barselona'da Güntekin,(keşke gidip stattan anlatsalardı bu maçları); gollerde ikiye bölünen ekran. Gözlerinden öpüyorum bu güzel insanları. Saçma sapan bir penaltıyla başladı goller, Aimar zaten penaltıya gidiyordu, tribünde Celalettin Kolot varmış Helguera'yı izlemeye gelmiş, Ivan heyecan yaptı, Aimar da çuval gibi attı kendini. Zaragoza da UEFA'ya gidecek, teşvik primi desen bir aydır ayyuka çıkmış İspanya'da. Sonra Camp Nou'da o akıllalmaz gol. Böyle rastlantılar ürpetiyor insanı.Sen kalk Getafe'ye kupa maçında Maradona'nın slalom golünün aynısını belki de daha iyisini at, sana Messidona desinler ardından Espanyol dişiyle tırnağıyla 1-0 öne geçmiş, uçarak elle topu filelere gönder. İnanılmaz bir açıydı elle vurduğu pozisyon, hakemler gördü dü vermedi mi bence hayır. İspanyol rejisi ısrarla Messi'ye yakın plan girdi, gözleri elle attım diyor mu diye bastılar ekrana Arjantinliyi. Chelsea maçında Del Horno'ya çektiği numara sonrası zaten kumaşını belli etmişti, kılı kıpırdamadı. İkinci yarı Messi golü atıp Barça 2-1 öne geçtiğinde ki dakika 57 Van Nistelrooy, Zaragoza'da beraberlik golünü attı.Aimar slalom yapıp Mileto'ya uzattığında o da Roberto Carlos'u Migros'a yollayıp Casillas'ın hayalarına sıktığında Barça şampiyondu. İspanyol rejisi işini biliyor elbet. Ekrana devamlı Raul'u bastılar. Real Madrid yıkılıyordu, Raul kenardaydı. Zaragoza kalesinde eski Real Madrid'li Cesar inadına çıkardı sanki topları. Bizim memlekette kaleciler eski takımlarına gel geç yaparlar. Sonra o muhteşem final. Van Nistelrooy 2-2'yi bulduğunda ekran yine ikiye bölündü. Raul Tamudo golü atmış koşuyordu.(2-2) Espanyol-Sevilla UEFA finalinde hayatının ilk belki de son finalinde bitime 30 dakika kalan oyundan çıkarken ağlamaklı olan Espanyol kaptanı Raul Tamudo. Yayın Zaragoza'ya döndüğünde adaşı Real Madridli sevinçten çıldırmıştı. Sevilla, Mallorca deplasmanında kazansa 3 takım da 73 olacaktı. Berabere kaldılar. Şimdi Real Madrid ve Barcelona 73, ikili averaj Real Madrid'in. Son hafta Santiago Bernabeu'ya Mallorca gelecek. İş bitti. Van Nistelrooy 2 gol atarsa Totti'yi geçecek ve Avrupa gol kralı olacak. Futbolun adaleti yok derler. Olduğu akşamdı.
Real Betis'in sahasında Osasuna'ya kaybettiği maçtan sonra taraftar sahaya indi, Calderon'da Atletico Madrid Celta Vigo'ya kaybedip UEFA dışı kalınca Frente Atletico grubu yöneticileri kuytuda kıstırdı.

El Barcelona

Önce el pie de Dios şimdi de el mano de Dios: Messidona..

Napoli Serie A'yı beklerken

Napoli yarın Genoa deplasmanında. Serie A'ya çıkmak için beraberlik dahi yetiyor. Bugün Napoli böyleydi.

Judgement day

Real Madrid, Zaragoza deplasmanında, Barselona Camp Nou'da Espanyol derbisinde. NTV ve E2 naklen yayınlıyor. Yarınki Genoa-Napoli'den önce sezonun son finali.

8 Haziran 2007

Evertonnnnnnnnnnn

Kaka'yı da çizdiler

Dün Milano'da Kaka'yı çizmişler. Çizen de Angelo Appioti. Göz doktoru. Sahaya lensle çıktığını bilmiyordum, lens kullanmasına rağmen sıkıntısı varmış. Miyop ve astigmat. Kaka bu gözlerle bu futbolu oynadıysa gelecek sezon ne yapar artık. Çizdirmiş kendine gelmiş işte. Sezon sonu geldi mi kasap dükkanına dönüyor ortalık. Ameliyat ayı haziran ayı. Çizdiren, diktiren, toplatanın bini bin para. Göz dedim de Van der Saar'da tavuk karası var derlerdi Juventus'ta oynadığı dönemde. Gece maçlarında topu göremiyor diye maçların çoğunlukla gün ışığında oynandığı Premier Lig'e kaçtı diye arkasından da az konuşmadılar.

7 Haziran 2007

Fıkra gibi takım

Şampiyonlar Ligi'nde Milan, Bayern Munih'i ayıkladığı gece posta not düşmüşüm: Bayern Munih'de büyük operasyon olur. Operasyonun kralını yapıyorlar. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde yoklar ve Bundesliga için kimse kusura bakmasın diyorlar daha şimdiden. Luca Toni 11 milyona geldi, Ribery için ilk rakam 25 çıkmıştı, kesin rakam 26+4 oldu. +4 de Bayern Munih Şampiyonlar Ligi vizesi alırsa, ki aksi düşünülemez. Pizzaro Chelsea'ye gitti. Forvette 2. bomba Klose olacak gibi. Bu durumda Toni-Podolski-Klose olur takımın forveti, elbet ikisi oynar. Makaay yolcu, bizim şehire bile yolu düşebilir, karşı yakaya. Orta sahada Mehmet Scholl bırakıyor, Barcelona ile jübilesi var Ağustos'ta. Owen Hargreaves'i 25 milyon euro'ya Manchester United'a sattılar. Hamit Altıntop bedelsiz Schalke 04'den geldi. Arjantinli Jose Ernesto Sosa geldi orta sahaya ve Gremio'dan Ze Roberto geri dönecek diyorlar. Salihamidzic bedelsiz Juventus'a gidiyor. Sol beke 10 milyon euro verdiler: MGladbach'dan Jansen. Kaba bir hesapla şimdilik 25 milyon harcadılar ve bir İtalyan, bir Fransız, bir Alman derken fıkra gibi takım oldular. Güldürürler artık.

Palyaço sirki terketmedi

Juventus Serie B'ye düştüğünde Nedved, Del Piero'nun takımdan ayrılmamalarının mantıklı bir açıklaması vardı. Del Piero bayrak adamdı, Nedved de yolun sonuna gelmiş, hayatından memnundu. Gidenler gitti, en büyük fedakarlığı da bu adam yaptı: Gigi Buffon(Palyaço). Dünyanın en pahalı kalecisi, kime geliyorum dese balıklama atlarlar üzerine. Dünya Kupası'nın kaldırmış kaleci bir sezon 2. ligde oynamayı göze aldı şimdi de attığı imzayla gelecek sezon da Şampiyonlar Ligi'nde olmamayı tercih etti. Mantova maçında Juve tribünleri 15-20 dakika sadece ona tezahürat yapmışlardı. Boşuna nefeslerini tüketmemişler. Buffon 29 yaşında, sözleşmesi 2012'ye uzatıldı. Futbolun romantizmi bu işte.

Zurih Letzigrund

Euro 2008'de 3 maçın oynanacağı Zurih Letzigrund inşaatında kaçamak.

We are the champions

Gigi Becali. Bir zamanlar adı hergün bizim gazetelerdeydi. Hagi'nin menejeri. Rivayet odur ki Bükreş'in yarısını satın almış bu adam, öyle para var işte bu fifa agent olayında. Gigi Becali şimdi Steaua Bükreş'in başında. Stadlarında Quenn şarkılarına yasak getirmiş. "Freddie Mercury gay'di, o adamın sesini duymak istemiyorum, gençlere kötü örnek oluyor" demiş Gigi Becali. Aklını okşayayım senin...

We are the champions
"it’s the most egotistical and arrogant song i’ve ever written. certainly it's 'a relationship that could be, but i was thinking about football when i wrote it. i wanted a participation song, something the fans could latch on to. it was aimed at the masses; i thought we'd see how they took it. it worked a treat. when we performed it at a private concert in london, the fans actually broke into a football chant between numbers. of course, i've given it more theatrical subtlety than an ordinary football chant. you know me. i certainly wasn't thinking about the press when i wrote it. i never think about the british music press these days. it was really meant to be offered the musicians the same as the fans. i suppose it could also be construed as my version of i did it my way. we have made it, and it certainly wasn't easy. no bed of roses as the song says. and it's still not easy" Freddie Mercury

6 Haziran 2007

Madrabaz Bundesliga'da

Bütün sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir takıma gitmek istiyorum diyordu. Garip, oynadığı takım Marsilya, Şampiyonlar Ligi vizesi aldı ligde; yine kısmet olmadı ona Şampiyonlar Ligi. Papa Diouf sıfır bonservisle almıştı, 25 milyon euro'ya Bayern Munih'e sattı Frank Ribery'i. Bundesliga tarihinin en pahalı futbolcusu oldu. Dortmund kallavi bir para ödemişti Amoroso için Parma'ya 3 vakit evvel. Yıllık 4 milyon euro kazanacak. 11 milyon euro'ya alınan Luca Toni'ye asistin kralını yapar artık.

Vurun siz kardeş değilsiniz

Eye of the Tiger postundan sonra kavgayı mı çağırdık nedir? Villarreal'in antrenmanı: Uruguay-Brezilya harbi. Marcos Senna ve Diego Forlan "ne var lan ne var"diye kavgaya tutuşmuşlar. Senna'nın sağlam çaktığını söylüyorlar. 2 dakika sürmüş takım arkadaşlarının ayırması.

5 Haziran 2007

Eye of the Tiger

Haftasonunda Barselona derbisi var. Maç öncesinde 2 teknik adamı biraraya getirmişler. Barcelona, Real Madrid'in Zaragoza deplasmanında puan kaybını bekleyecek bir taraftan da kazanmaya çalışacak. Rijkaard, Espanyol'un hocası Valverde'ye nasıl bakmış kardeşim öyle? Eye of the Tiger mısın nesin Frank kardeşim? Valverde de Barselonalı taksi şöförü gibi, deri mont yakmaz mı o sıcakta?..

Guy Roux geri döndü

Teknik direktörlerin yaşının tartışıldığı bugünlerde sıcak bir örnek Fransa'dan. 68 yaşındaki Guy Roux, Lens ile anlaştı. Auxerre'de 45 yıl aralıksız çalışan - nasıl bir istikrarsa bu- bir teknik direktörün bu yaştan sonra kalkıp kariyerine ikinci bir kulüp yazdırmasını tartışıyorlar Fransızlar başarılı olur mu olmazdan çok. Bir ufak ayrıntı, Fransızlar 65 yaşında üstündeki teknik adamlara teknik direktör olarak sahada yer almalarını izin vermiyorlar. Formül, Guy Roux'un yönetici sıfatıyla sahaya çıkması. DEPF diploması olan bir antrenör de kendisine eşlik edecek.

4 Haziran 2007

Juventus umduğunu değil bulduğunu

Claudio Ranieri Juventus'a teknik direktör oldu. Önce yıllık kazancına bakalım: 800 bin euro. Juventus gibi bütçesi olan kulüp, Ranieri gibi Valencia ve Chelsea'da çalışmış bir teknik adama bu parayı veriyor, bizim 3 büyüklere gelen ve kariyerlerinde büyük lig görmemiş B sınıfı hocalar yıllık 1.5-2 milyon euro alıyor. Yersek. Serie B gibi ligde -9 puanla aldığı Juventus'u şampiyon yapan Deschamps'ı kovmak ne kadar saçma bir kararsa Ranieri ile anlaşmakta öyle. Lippi'nin hayır demesi sonrasında hedef küçültüp bu adamla anlaştılar. Juventus'un başında hala Moggi olsaydı Ranieri gibi adamlar Torino'da kulüp binasından içeri giremezdi.

Pazartesi notları 11

#Bizim milli takım ne zaman maç kaybetse fiks haber çıkar arkasından. Fatih Terim ve kurmayları sabaha kadar uyumadı, maç kasetini seyretti. Bunu okuyup ne düşünmemizi isterler ki futbolsever olarak?
#Danimarkalı lavuk sahaya girdi, canı yanan İspanyollar oldu. İsveç'in puan kaybını bekliyorlardı. Şimdi İsveç hükmen galip ilan edilecek. İspanyollar kuduruyor, Danimarka medyasından fazla tepki verdiler neredeyse.
#Anelka ve Ribery. Türkiye'den kaçan 2 adam Fransa'yı galibiyete taşıdı. Ribery'nin maç sonundaki demeci: Benim gibi Galatasaray'dan 0 -sıfır- bonservisle gelen biri için 25 milyon euro telafuz etmeleri beni mutlu ediyor. Lan bişey demeyeceğim!
#Boca Juniors bu hafta fena patladı. Copa Libertadores'de Cucuta'dan 3 yediler, ligde de Colon devirdi. Şampiyonluk ve kupa tehlikede. Taraftar başkan Macri'yi kazığa oturtur yakında.
#Haftasonunda iki final gibi maç var. Real Madrid, Zaragoza deplasmanına gidiyor. Kazanırsa işi bitirir. Napoli de Genoa'ya. Genoa kazanırsa Serie A'ya çıkar.
#La Liga bitmeden transfer piyasası hareketlenmeyecek. Barcelona şampiyonluğu kaybederse Eto'o arkasına bile bakmadan kaçar El Prat'tan ilk uçakla.
#Serie B'de muhteşem adamlar var. Bizim takımların transfer listesinde adları geçmez bile. Floro Flores, Calaio, Adailton, Belluchi. Güney Amerika'da ne bok varsa...
*Gazeteport çok sağlam bir kadro ile yayına başlamıştı. İşin hakkını veriyorlar. Hürriyet, Milliyet kasap dükkanı döndü. Yavuz Semerci ve ekibi gazetecilik dersi veriyor millete. *Erkan Mumcu, Truva Atı'ymış. DYP'nin adını bile değiştirtti. Birleşme olmayınca kalkmış özür diliyor. Üzüldüm yok hayır beter olsunlar.
*Baskın Hoca, İstanbul 2. bölgeden aday olmuş. Bizim bir oy da orada ona gider.
*Kadıköy çarşıda sabah bir adam büyük bir sırt çantasına yazar kasa rulosu doldurmuş, dükkan dükkan pazarlamaya çalışıyordu. Sabah sabah tuhaf oldum. Hayata tutunmanın böylesi. Yazar kasam yok; neredeyse ver oradan 10 tane diyecektim.
*Istanbul'da alkolsüz balık lokantalarının sayısının hızlı artışı ülkenin iktidarındaki partiyle direkt alakalıdır. Ne çok balık seven varmis da yaninda rakı içmezmiş. Bostancı'da olanı komik. Tabelaya meşhur yazmış. Ne zaman açtın ne zaman meşhur oldun kardeşim?
*Adana Asmaaltı güzel kebap yapıyor. Bahçe güzel, adana kebap orijinaline yakın. Murat Yakın vardı ne oldu ona?
*Mazhar Alanson andropoz tezlerine kapak fotoğrafı olsun kardeşim. Nedir bu adamın hali? Biricik Suden desen modacıyım diye yiyor milleti hayır sanırsın ablam Vivien Westwood . Yahu 30 yildir sekiyorsun alemlerde işte, olayın nedir ki?
*4-4-2 bu ay Cevat Prekazi posteri verip kral iş yapmış. Buradan da adını saklayan yazarın blogu diye bahsetmişler.

3 Haziran 2007

Ceza sahasından dışından hat trick

Hat trick'in geçmişini krikete bağlayanlar da vardır ama ben hep bu hikayeyi tercih ederim: İngiltere'de futbolun amatör günlerinde taraftar ve takım bir arada statdan, deplasmandan eve dönerken 3 gol atan oyuncu için biri şapka çıkartır, prim -ödül- hesabına kalabalığın arasında dolaştırırmış. Harbi hat trick için farklı farklı kurallar anlatırlar hep. Arka arkaya 3 gol atmak mesela. Arada bir takım arkadaşın attı mı gitti canım hat trick. Ya da golleri sağ, sol ayak ve kafayla atıp alemin kralı golcüyüm dedirtmek. İngiltere'de örnek ya da rekor oldu mu canı yanan da hep Arsenal oluyor bu arada. Sağ,sol, kafa üçlemesini yapan Crouch mesela son olarak. Arsenal'e atmıştı. En hızlı hat trick de Fowler'den yine Arsenal'e. 4 dakikada 3 gol. Benim kafayı taktığım ceza sahası dışından yapılan hat-trickler. Öyle Tanju, Nistelrooy gibi yatmayacaksın altıpasın içinde. Rooney, Man. United Fenerbahçe'ye 6 attığı maçta yapmıştı mesela. O zaman araştırmıştım. Bir diğerini sanırım herkes hatırlar. Barcelona'nın Valencia'yı Şampiyonlar Ligi'ne gitmek için mutlak yenmek zorunda olduğu maç. Rivaldo ilkini frikikten, 2.yi cepheden yayın içinden direk dibine vurmuş, 3. de yabancı değil Frank de Boer'in kaldırdığı topa yine yayın içinden rövaşata çakmış, stad yıkılmıştı. Bu işi benim bildiğim ilk beceren adam Serie A'da Lazio forması giydiği dönemlerde yıl 1998, Sampdoria'yı 5-2 yendikleri maçta 3 frikik golü Sinisa Mihajlovic'dir. Var kardeşim başkaları da diyen varsa buyursan commentlesin, postta imecenin kralını yapalım.

Genoa-Napoli: Büyük final

Baba ligler bitince göz ucuyla baktığım bir lig değil İtalya Serie B. Biraz işle de ilgili. Bu hafta akıllara ziyan maçlar vardı; ki o maçlardan çıkan sonuçlar gelecek hafta mutlaka naklen seyredilmesi gereken bir son hafta maçı "finali" yarattı. Klavye döndükçe hikayesi şudur. Juventus'un şampiyon olduğu ligde 2. direkt çıkar, 3/4/5/6 play-off oynar hesabında bugünkü maçlar öncesinde Genoa'nın keyfi yerindeydi. Napoli'nin 2 puan önünde Mantova deplasmanına gittiler. Mantova ki 2 haftadır belini doğrultamamış, önce Verona arkasından Juve pataklamış, geçen sezon Torino ile play-off finali oynamış taraftarı çılgın atan bir takım. Napoli de sahasında Lecce ile oynuyordu. Zeman'ın yerin dibine sokup bıraktığı Lecce'nin hesabı, Napoli belasından bu sezon kurtulup seneye şampiyonluğa oynamak. Kısa keselim hikayeyi biraz.Napoli yine Calaio attı, 1-0 kazandı. Genoa, Mantova'da kazansa; haftaya Napoli, Genoa'ya gelecek ve evsahibine beraberlik yetecek. Olmadı. Mantova +94'de, kulübeden gelen Tarana'nın golüyle kazandı ve Genoa yıkıldı. Aynen Napoli'nin de sevinçten yıkıldığı gibi. Şimdi gelecek hafta Genoa-Napoli maçın sezonun en baba maçı olacak. Napoli'ye beraberlik de yetiyor Serie A'ya çıkmak için. Di Vaio'lu, Adailton'lu Genoa ise taraftarı önünde kazanmak zorunda. RAI International bu maçı verir, çanağı çömleği olan kaçırmasın.

Danimarka-İsveç

Danimarka-İsveç maçı. Hakemin penaltı kararını beğenmezsen sahaya inip.... Buymuş işte. Biz yıllardır boşuna ibne hakem diye...