Euro 2008'deki Türkiye kadrosu açıklandıktan sonra kısa bir not düşeyim dedim, ardından gelen 100'e yakın yoruma, futbol düşününlere teşekkür ediyorum. Aklımda kalanlar: Geçenlerde bir Brezilya filminden bahsetmiştim:
Ailemin Tatile Gittiği Yıl. O filmden bir sahneyle Milli takım mevzusu verkaça girsin o zaman. Sene 1970, Brezilya'da ordu iktidarda, üniversitede komunist öğrenciler Dünya Kupası'nda
Brezilya-Çekoslovakya maçında Çekler golü atınca, golü cunta yemiş gibi seviniyorlar. Ardından Brezilya golleri atınca da özlerine dönüyorlar ve deli gibi seviniyorlar. Birebir örtüşmese de bizde de milli takıma karşı kişiler üzerinden doğan bir tepki var. Kimileri teknik direktör
Fatih Terim diye destek vermiyor milli takıma, kayıtsız kalıyor. Kimileri kendi takımından futbolcu alınmayınca küsüyor o formaya. Tabii bütün bunlar Euro 2008 başlayana kadar. Portekiz'i tutacak kadar şaşırmış Türk var mıdır? Bilemeyeceğim. Milli takım kadrosu açıklandığında tv ekranında gazetelerde takım bazında dizildiklerini görürüz. Galatasaray'dan bu, şu, o. Fenerbahçe'den x,y,z. Parmak hesabı yapılır, hangi takımdan kaç oyuncu alınmış diye? Gereksiz ve aptalca bir editör tercihidir. Doğrusu mevkiye göre dizmektir. Kaç stoperin var, solbeke kaç alternatifin var; forvetin kaç kişi ve bu kadro üzerinden oyun planın ne olabilir? Bunu ancak mevki bazında dizilmiş bir kadroya bakıp anlarsın... Kaleden başlayalım,
Volkan'ın sakatlığı vardı, yetişecektir ama çalışmayan kalecide refleks kalır mı? Benim bu durumda ilk tercihim
Rüştü. 3. kaleciye pek iş düşeceğini sanmıyorum. Tolga yerine
Serdar veya
Aykut olsaydı iki kalecinin de sezon boyunca verdikleri emekler ödülsüz kalmazdı. Defansa gelince; işimiz çok zor.
Servet son kurşununu ligin son haftasında attı. Yetişse bile mecburiyetten forma giyecek. Hala
Shevchenko hikayeleri anlatıp
Ronaldo'yu nasıl tutacak diyenler var. Sanırım onlar ya hiç Ronaldo'yu seyretmedi ya da Servet'in mevkisinden haberdar değiller. Ne oynuyoruz basketbol mu? Finallere 4 stoperle gitmek lazım. Kadrodaki 2 stoper
Gökhan Zan ve
Servet sakat. Geriye
Emre Aşık ve
Emre Güngör kalıyor ki; eğer beraber oynarlarsa Rüştü aralarına geçip dilek tutsun! Sağbekte sezonun en iyisi
Gökhan Gönül'ün sakatlığı üstelik
Hamit'in de durumu belli değilken büyük talihsizlik. Bu sağ kanatta
Sabri ve
Gökdeniz ikilisine yol verir ki; o da takımın boy ortalamasını 10 cm aşağı-abarttım mı?- çeker. Sol kanatta
Hakan Balta alternatifsiz gibi duruyor. İyi gününde
Uğur Boral'dan iyi bir sol açık olur, daha fazlası değil. Ki o bölgeye, sol içe girebilecek
Tuncay, Arda, Tümer gibi oyuncular var takımda. Sonuç bu defansla iş; iki Emre arasında dilek tutmaya kalmış. Orta sahada,
Mehmet Aurelio banko, Terim
Topal-Emre arasındaki tercihini bence Emre'den yana kullanır.
Tuncay'ı forvette
Nihat ile birlikte kullanacaksa
Arda sol açıkta banko olur. Sağ kanatta, sağ bekte, forvet arkasında oynayabilecek
Mehmet Topuz güçlü fiziğiyle bu kadroya çok şey katardı. Sağda
Gökdeniz, Topal kadroya girerse Aurelio'nun sağ içe kaymasıyla kadroda yer bulamayabilir.
Kazım ve Ayhan Antalya kampı sonrasında eve döneceklerdir fikrimce.
Yıldıray bir türlü ısınamadığım ve kadroda görmekten bıktığım bir oyuncu. Onun yerine forvet hattında bu sezon çok farklı oynayan
Ümit Karan'a bir kişilik yer açardım.
Tümer ise klasik kilitlenen maçların çilingiri sensin koçum gazıyla ikinci yarılarda oyuna sürülecek gibi duruyor. Forvette
Nihat tek başına oynayamaz. La Liga'da her zaman yanında bir ikinci adamla oynamaya alışkın. Eldeki alternatiflerden en iyisi
Tuncay gibi gözüküyor.
Halil Altıntop'u ben hiçbir zaman beğenmedim.
Semih'in top tutma özelliği ve oyun vizyonu, fırsatçılığından çok daha önemli. Mevlüt'e hazırlık maçlarında vereceği dakikaya bakmak lazım Terim'in. O maçlar forvet tercihini işaret edecektir.
Ümit Karan'ın alınmaması içinde futbol geçen bir cümleyle açıklanamaz! Mehmet Yıldız'a ise yazık oldu!
Sonuç, ben Euro 2008'de milli takımdan ümitli değilim. Gruptan çıkmak da başarı falan değil sonuçta. Boy ortalaması kısa takım serbest vuruşlarda adam paylaşımını doğru yapsa bile, Rizespor'un sezon içinde yaşadığı acizliği yaşar. İki stopere hava toplarında katkı yapacak 2 oyuncu var bu takımda:
Aurelio ve Hakan Balta. Üstelik yüksek toplarda her zaman zamanlama problemi yaşayan iki kaleci
Volkan ve Rüştü var kadroda. En büyük kozumuz
Gökhan Gönül ve Hamit'li sağ kanat ise revirde...
Raul ile bitireyim. İspanyol milli takımının başarısızlığını "
bizde Real-Barça maçları her zaman milli maçlardan önemli olmuştur" ile açıklar 7 numara. (Ben ise ilk turnuvada takımı finallere yollamayan Franco'nun lanetine bağlarım.) Bizim de en büyük hastalığımız bu, kulüp taraftarlığı üzerinden milli takımı övmek ya da yermek. Bunu başaran, tek yürek olan İtalyanlardı. Onlar da -şike skandalına rağmen- 2006'da Dünya Kupası'nı kazandılar...