17 Nisan 2010

Espanyol ve Katalan Medyası

Blogu uzun zamandır takip edenler için kimi zaman bu konunun baygınlık verdiğini tahmin edebiliyorum. İspanya'daki iki medya cephesinden bahseden satırlar. Gelin görün ki bu da bir mesleki deformasyon işte! Gazeteciysen okur gibi bakamıyorsun sayfalara, haberlere. Eline aldığın gazetedeki haberlerin çoğunluğu bir gün önce ekranında olduğundan göz başka bakıyor. Ne manşet atılmış, haberi nasıl görmüşler? Ne kadar yer ayrılmış, ne araştırılmış? Farklı olan ne? Yaratıcılık nerede? Neyi görmezden gelmiş, neyi atlatmış, nerede hata var? Refleksler böyle gelişiyor, mesleğe katkı da sağlıyor, okur olarak insanın ömründen de götürüyor. İspanyol medyasını da uzun yıllardır takip ediyorum. Madrid ve Barselona medyası ağırlıklı olarak. Spor gazetelerinde her şehirde rakip iki gazete var. Madrid'de Atletico Madrid'e, Barselona'da Espanyol'a bakış elbette ki şu tıfıldan da 2 sayfa yapalım havasında. İsterseniz üvey evlat deyin, isterseniz tiraj kaygısı deyin, onlar her zaman ezilen taraf. Bu gece Katalan derbisinde de sahadaki oyundan gayri skora ya da skorsuzluğa etki eden bu bakış açısı. Katalanların iki gazetesi de dünyanın en iyi takımı karşısında şehrin öteki çocuklarına fazlasıyla yüksekten baktılar ve ezdiler hafta boyunca. İstatistik elbette eğilip, bükülmez, saklanmaz da Messi'nin Espanyol'dan fazla gol attığının birinci sayfadan manşet olması (bkz:foto 3) bile yeterli bir örnek. Espanyol bunu 3 yıldır yapıyor. Geçen sezon hiç olmayacakmış gibi duran şey olmuş, Camp Nou'dan 3 puan çıkartmışlardı. De la Pena 3 yıl sonra iki gol birden atmıştı. Bu gece de Barça için çantada keklik görünen derbiden gol sesi çıkmadı.
Barça bu sezon ikinci kez gol atamadı. 7. haftada Valencia deplasmanından 0-0 ile dönmüşlerdi. Yarın sabah manşetlerde Madrid'de Aslan Espanyol olacaktır. Bir gün boyunca övülecek, sonra kaderleriyle başbaşa kalacaklar. Katalanlar tarafında ise Şampiyonlar Ligi maçı öncesi La Coruna maçı sonrası Barça'nın elindeki puan avantajını kullandığı. Ki Real Madrid yarın(bugün) gece Valencia ile oynuyor. Kalan maçlar için Barça'nın 3 puan artı ikili averaj farkıyla 4 puan kaybetme lüksü vardı. Bütün hesaplar elbette ki Real Madrid'in kalan maçlarını kazanacağı üzerine kurulu. Barça'nın Kalan maçlarda zorlu iki deplasman var. Villarreal ve Sevilla....

Attı Ulan Scholes Attı

Bu nasıl travmadır arkadaş? Bir sezonda iki derbiyi birden uzatmada kaybeden takımın taraftarı hangi anti-depresanla ayakta durur? Manchester City, United'a sezon finali yaptıracak derken, Alex Ferguson'un yine 3 puanla çıktı. Ulan Scholes golü atınca biz niye yerimizden fırladık onu anlamadım? Bahis oynamayız, Manchester United'lı değiliz. Gol bee dedik zıpladık. Seviyoruz işte oyunu da bu nasıl gol sevinci, tebriği! Bu maçı izleyen Chelsea'liler bu akşam Tottenham derbisine çıkacaklar deplasmanda. Arsenal'i yiyen Tottenham, Chelsea'yi de yerse kıyamet kopacak kalan haftalarda. 2 Mayıs'taki Liverpool-Chelsea maçı gerçek sezon finali...
21:35 / Tottenham, iki Londralıyı da ham yaptı. Önce Arsenal sonra Chelsea. Alex Ferguson içmesin de kim içsin bu akşam!

Special One

"I'm still the special one, for sure. You want to try and succeed in your job like I have done in mine inside three years? You have no chance." Jose Mourinho

Babasının Oğlu


Kalle Rovanpera 8 yaşında. Babası Harri Rovanpera, Dünya Ralli Şampiyonası'nda 15 kez podyuma çıkmış. Bakın bakalım, Kalle babasından neler kapmış?

16 Nisan 2010

Maicon Ne Vurdu Be Abi!

Güzel futbol yoktu ama heyecanlı akşamdı. Bursa beklenildiği üzere rahat kazandı. Galatasaray yarın Manisa'da kazanırsa haftaya bir final daha olacak Pazar günkü derbinin ardından. Şampiyon kısmeti denen bir şey varsa o da Volkan Şen'in golleridir işte. Topun canı girmek istiyorsa tutamazsın. Bu takımın kart cezalılarından vurgun yemediği sürece bir standartı var. Tut ki 10 üzerinden 6. Ne 4 oluyorlar ne de 9. Üç Büyüklerin de derdi buydu zaten bütün sezon. Derbide, iki golsüz maçın ardından Beşiktaş'ın taş gibi Fenerbahçe savunmasını (Bilica ve Gökhan Gönül'ün durumu önemli) nasıl geçeceği hakkında bir fikrim yok. Şampiyonlar Ligi'nde Salı günü yine kıyamet kopacak. Inter-Barcelona maçını inşallah bu kez futbolsevere bir kez olsun kulak verip yayınlar Star. Öncesinde fikstürü öne çekip bu gece oynattılar Inter'e İtalya derbisini. Juventus bu halde olunca ne derbi ama diyorsun. Emanetçi Zac ile buraya kadar. 10 kişilik Juventus'u bile zor geçti Inter. Pazar günü Roma derbisi bizim derbiyle çakışıyor. Son yarım saatini izlemek mümkün. Lazio elbette ki çelme takmaya çalışacak. Derbiyi Lazio kazanırsa yakarlar Pazar akşamı Roma şehrini. Kapanmadıysa Roma havaalanı da kapanır artık. Hafta sonunda derbi sağanağı var. Yarın öğlen Manchester derbisi kaçmaz elbette. Kapatırken dükkanı; Maicon da ne vurdu be abi! Kırmızı kart gören Sissoko'ya Maicon ne diyor?

Hafta Sonu Futbol

16 Nisan Cuma
20.00 Bursaspor – Gaziantepspor (LiG TV)
21.30 Köln – Bochum (TRT 3)
21.45 Inter – Juventus (NTVSPOR)
17 Nisan Cumartesi
14.45 Man. City – Man. United (SPORMAX)
17.00 Stoke City – Bolton (SPORMAX)
19.00 Manisaspor – Galatasaray (LİG TV)
19.30 Bayern Münich – Hannover (TRT HABER)
19.30 Tottenham – Chelsea (SPORMAX)
21.00 Espanyol – Barcelona (NTVSPOR)
22.00 Bordeaux – Lyon (KANAL A)
23.00 Villarreal – A.Madrid (NTVSPOR)
18 Nisan Pazar
13.00 Saturn – Spartak Moskova (SPORMAX)
13.00 Ankaragücü-Eskişehirspor / Lig TV
15.30 Wigan – Arsenal (SPORMAX)
16.00 Sampdoria – Milan (NTVSPOR)
18.00 Lille – Monaco (KANAL A)
18.00 Portsmouth – Aston Villa (SPORMAX)
19.00 Fenerbahçe – Beşiktaş (LİG TV)
19.30 Lazio – Roma (NTVSPOR)

22.00 Real Madrid – Valencia (NTVSPOR)
22.00 St. Etienne – PSG (KANAL A)
22.00 Santos – Sao Paulo (SPORMAX)
00.30 Santo Andre – Gremio (SPORMAX)
19 Nisan Pazartesi
20.00 Trabzonspor – Kasımpaşa (LİG TV)
22.00 Liverpool – West Ham (SPORMAX)

15 Nisan 2010

Fenerbahçe-Beşiktaş Derbisinin Skoru ve Gollerini Bilenlere PES 2010 ve Messi Tişörtü




El Clasico'dan sonra sıra Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde.
Skoru tahmin ediyorsunuz... Skor ve golleri atanlar.
1. doğru bilene PES 2010 ve Messi tişörtü,
2. doğru bilene PES 2010 (PC) ve
3. doğru bilene Messi tişörtü adrese teslim.
0-0 biterse; ödüller Galatasaray-Bursaspor maçına devreder.
Skor ve golleri doğru bilen çıkmazsa skoru bilen ilk 3 ödülleri kazanır.
Tahminlerinizi Fenerbahçe: x Beşiktaş: y
Goller: x, y, z şeklinde yorum bölümüne bırakın lütfen.
Herkese bol şans.

Not: İşbirliğinden ötürü Aral Game'e teşekkür ediyorum.

14 Nisan 2010

Türk Örümceği Mehmet Topal

Bir günü anladım iki gün arka arkaya birinci sayfadan manşete çaktılar İspanya'da. Kimse sadece spekülasyondan ibaret bir haberi iki gün arka arkaya manşete çıkarmaz da demeyeceğim. Bunun örnekleri var. Super Deporte, Valencia ve çevresinde ağırlıklı satılan bir spor gazetesi. Doğal olarak kulüpten iyi haber sızıyor bu gazeteye. Dünkü manşet alttaki, Topal operasyonu başlığı altında bütçesi batık Valencia için uygun bir oyuncu olduğunu yazdılar. Uygun derken; Valencia'nın bu sezon kimseye 10 milyon euro'dan fazla vermeyeceğini iddia ediyorlar. Sezon başında Everton ve 8 milyon Euro rakamı dolanıyordu ortalıkta. İki günder Mehmet Topal'a övgüler yağdırıyorlar. Bugün çıkan yukardaki manşet de "Türk Örümceği" Mehmet Topal. İyi kesici olduğu doğrudur ama 3 yıldır üzerine koyamadığı ve tribün yüzünden sıfır riskle oyunun hücum tarafına katıldığını başka bir yazıda açmak lazım. Valencia'nın teklif edeceği rakamın 5 milyon euro'dan fazla olmayacağı bilgisi geldi bana. Valencia taraftarının %70'i, Mehmet Topal transferini mantıklı bulmuş bu arada...

Arda Turan İçin İstek Şarkısı

Arda Turan ve son günlerde yaşananlar hakkında kısa ve uzun cümleler kurmayacağım. Queen'den "Too much love will kill you"yu tavsiye ediyorum kendisine... Bazen bir şarkı her şeyi özetler... (Çeviriyi bu adresten aldım.)

Too much love will kill you
If you can't make up your mind
Torn between the lover
And the love you leave behind
You're headed for disaster
'cos you never read the signs
Too much love will kill you
Every time

Çok fazla aşk seni öldürür
Eğer kararını veremezsen…
Sevgilin ve geride bıraktığın aşkın arasında parçalanırsın…
Felakete yönelmişsin çünkü hiçbir zaman işaretleri okumadın
Çok fazla aşk seni öldürür her zaman….


Too much love will kill you
Just as sure as none at all
It'll drain the power that's in you
Make you plead and scream and crawl
And the pain will make you crazy
You're the victim of your crime
Too much love will kill you
Every time

Çok fazla aşk seni öldürür..
Bu her zamankinden daha kesin…
İçindeki gücü kurutur…
Seni yalvartır, haykırtır ve süründürür..
Ve acı seni çıldırtır…
Kendi cinayetinin kurbanısın
Çok fazla aşk seni öldürür her zaman..


Too much love will kill you
It'll make your life a lie
Yes, too much love will kill you
And you won't understand why
You'd give your life, you'd sell your soul
But here it comes again
Too much love will kill you
In the end...
In the end.

Çok fazla aşk seni öldürür…
Hayatını bir yalana çevirir..
Evet çok fazla aşk seni öldürür…
Ve sen nedenini anlamazsın…
Ömrünü verirdin, yüreğini satardın…
Ama işte gene geliyor…
Çok fazla aşk seni öldürür…
En sonunda…
En sonunda...

13 Nisan 2010

Eyvah Metzelder Sakatlandı

Beşiktaş ve Galatasaray, Gökhan Zan'dan ne çektiyse Real Madrid de bu iki adamdan çekti. 2000'li yıllarda Real Madrid'in elinde patlayan onca adam arasında bu ikisi de kadar başa bela olan çıkmadı. İlki Jonathan Wootgate. Transfer olduğunda bile sakat geldiği söyleniyordu. Madrid'de bol bol bayıra karşı yattı İngiliz. İkincisi Alman. Christoph Metzelder. İyi stoperdir ama ortalıkta yok. Kimse neden yok diye de sormuyor oralarada. Sezon sonunda da ayrılacak zaten. Oynamayan Metzelder antrenmanda sakatlanmış. Real Madrid taraftarının yorumu güzel: "İşte şimdi şampiyonluğu kaybettik" demiş:) Fiyasko transfer demişken Faubert'e selam etmeden noktayı koymamak lazım tabii.

Kral Kupası 40 Yıl Sonra Camp Nou'da

Rivayet odur ki; General Franco için Camp Nou, Katalanların uyku tulumudur. Meydanlarda haykıramayan bir millet yıllarca bu stadın içinde kimliğini korumaya çalıştı. 53 yılda İspanya'nın en büyük stadyumda kaç Kral Kupası finali oynanmıştır peki? Sadece iki! İlk final 1963 yılındaydı. Barcelona, Zaragoza'yı 3-1 devirip kupayı kazandı. 7 yıl sonra Camp Nou'dan çıkan Real Madrid idi. Aynı skorla Valencia'yı yenip kupayı kaldırdılar. 1970-2010 arasında bir tek Kral Kupası finali bile bu stada verilmedi. 40 yıl sonra final Camp Nou'da. Bir kez daha bir Madrid takımı finale geliyor. 19 Mayıs tarihinde Sevilla ve Atletico Madrid finali oynayacak. A.Madrid, Avrupa Ligi'nde yarı finalde elenirse bu finali bir hafta öncesine çekecekler. İlk düşünülen stad garip ama Santiago Bernabeu idi. Sevilla'nın itiraz etmeme sebebi de hızlı tren ile taraftarının Madrid'e kolay ulaşımıydı. 22 Mayıs'taki Şampiyonlar Ligi finali yüzünden bu mümkün olmadı. Sevilla, Şampiyonlar Ligi'nde kazara finale yürüseydi Mayıs ayı sonuna kadar boş bir tarih olmadığından neredeyse finali gelecek sezon erteleyeceklerdi. Daha ileri bir tarih ise Dünya Kupası nedeniyle mümkün değil. Bekleyelim görelim. Skor yine 3-1 olacak mı? Barcelona'nın Madrid'de kupa kaldırmasının beklendiği sezonda, A. Madrid, Katalanların evinde kupa kaldıracak mı?

Mourinho'nun Not Defteri

Cumartesi ligde oynadılar, bu dakikalarda da kupa yarı final rövanşındalar. Fiorentina-Inter. La Gazzetta dello Sport, Floransa'da 2-2 biten lig maçından sonra Mourinho'nun maçta not tuttuğu defterden iki yaprağı ele geçirmiş. Nasıl derseniz? Defterden kopan iki yaprak diyorlar. Devlet sırrı yok tabii bu iki sayfada. Ben el yazısını çözmekte zorlandım. Ancak bizim eczanenin kalfası okur bunu. La Gazzetta, Mourinho'nun notlarını İtalyanca tuttuğunu söylüyor. İşte ülkeye uyum buna derler. Mourinho geldiği günden itibaren İtalyanca konuşmaya çalıştı. İlk zamanlarda elbette ki kırıp döküyordu. bir Portekizli elbette ki kolay kavrar ama anlamak ile konuşmak arasında uçurum var. En zoru sinirlendiğin zaman kendini ifade etmektir. Mourinho da ayar maynağı bir adam olduğundan bu sezon bu işi kıvırdığını ispatladı. Basın toplantılarında sorun yaşamıyor. Not defterinin iki yaprağına gelince, birinci yaprakta duran toplardaki eşleşmeleri yazmış, ikinci yaprakta ise oyunu 0-1'den 2-1'e getirdiği ikinci yarıdaki taktik değişiklikler ve sahaya yayılış. Bu hafta sırat köprüsünden geçecek. Bu akşam kupa yarı finali, Cuma günü San Siro'ya Juventus geliyor. Salı günü de Milano'ya Barcelona geliyor. Ortada 3 kupa var, ikisinde rakip ortak:Roma. Geçen sezon Milan ile "Sıfır kupa" diye dalgasını geçiyordu. Şimdi sıfır da çekebilir, hat-trick de yapabilir...

Iniesta Revire

Barcelona'da son dönemde kim oynarsa oynasın çark dönüyor. Geçen sezon Iniesta'nın sakat olduğu dönemde sarsılmışlardı. Bu sezon onun sakat olduğu maçlarda taşlar yine yerinden oynuyor ama sendeleseler bile düşmüyorlar. El Clasico'da sonradan oyuna giren Iniesta bugün antrenmanda yine sakatlandı. Bir ay oynayamayacak. Bu da yarı finalde iki Inter maçında yok demek. İbrahimovic ise hafta sonuna dönüyor.

12 Nisan 2010

Naklen Yayınlar

13 Nisan Salı
20.00 Manisaspor – Fenerbahçe (TRT 1-Kupa)
21.45 Fiorentina – Inter (NTVSPOR – İtalya Kupası Yarı final)
22.00 Chelsea – Bolton (SPORMAX)
14 Nisan Çarşamba
20.00 Antalyaspor – Trabzonspor (TRT 1)
22.00 Tottenham – Arsenal (SPORMAX)
23.00 Barcelona – Deportivo La Coruna (NTV)
15 Nisan Perşembe
21.00 Almeria – Real Madrid (NTVSPOR)

Real Madrid'in Yeni Teknik Direktörü?


El Clasico sonrasında Real Madrid için transfer mevsimi açıldı. Pellegrini kesin gidecek. Peki kim gelecek? Ankette kim gelmeli deseydim çoğunluğun Mourinho diyeceğini biliyorum. Soru bu yüzden kim gelir?

Avrupa Gol Krallığı

Avrupa Gol Krallığı'nda son durum budur. Anlı şanlı santrforların hepsini peşine taktı messi. Yılın futbolcusu ödülünü alacağı kesin yanına bakalım Altın Ayakkabı'yı da ekleyecek mi?
MESSI Barcelona 54 puan 27 X 2
ROONEY Manchester Utd 52 puan 26 X 2
DROGBA Chelsea 50 puan 25 X 2
SUAREZ Ajax 49.5 puan 33 X 1.5
HIGUAIN Real Madrid 48 puan 24 X 2
DI NATALE Udinese 46 puan 23 X 2
BENT Sunderland 44 puan 22 X 2
TEVEZ Manchester C. 42 puan 21 X 2
DOUMBIA Young Boys 40.5 puan 27 X 1.5
VILLA Valencia 40 puan 20 X 2

El Clasico'ya 1 Doğru Tahmin

El Clasico'nun skor ve golleri atan tahmininde 879 kişi arasında sadece bir kişi doğru bildi. Emre Erköse 'yi tebrik ederim. Posta adresini yollamasını rica ediyorum. Hafta sonunda Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi için de benzer bir tahmin postu olacak blogda. El Clasico'nun 2. ve. 3. ödülleri bizim derbiye devretti.

11 Nisan 2010

Real Madrid 0 - Barcelona 2

Messi, Arsenal'e 4 attığından günden bu yana aynı şey yazılıp çizildi İspanyol ve İtalyan medyasında. Real Madrid ve Inter iki farklı kulvarda Messi'yi nasıl durduracaktı? Her spor yazarı, eski futbolcu bir akıl verdi. Albiol'un Messi karşısında 4 iyi maç oynadığını yazdılar, ertesi gün ilacı Sergio Ramos dediler. İtalya tarafında gruptaki iki maçta Messi'yi kilitleyen Mourinho'nun yine bunu başarabileceğinden bahsediyorlardı. Baggio pek umutlu değildi ama yazarlardan biri yolla ilk maçta üzerine Muntari'yi, antrenmanda Sneijder'i sakatlayan rakibi de hayli hayli sakatlar deyip bokunu çıkartıyordu. Alan savunması diyen, yok olmaz başına adam dikeceksin, pası alırken her seferinde sen önde olacaksın, Messi top alamadığında biter, ona top atan adamları prese boğacaksın. Yok işte çaresi! Katilinin kim olduğunu bilen kurban sadece günleri ve saatleri saydı. Cellat geldi, canını aldı ve evine dönüyor şimdi.Bir ara 5 puana çıkan farkı kapatan Real Madrid bu derbiyi kaybetmeseydi kalan haftalarda Barça'nın iki Inter maçını da fikstüre eklediğimizde son haftalara avantajlı girecekti. Katalanlar, Villarreal ve Sevilla deplasmanına gidecekti. Madrid'in fikstürü ise daha rahattı. İki El Clasico'yu kaybettikten sonra, ki son 4 derbiyi de kaybetmeleri ayrı bir rekordur, Real Madrid için şampiyonluktan bahsetmek abesle iştigal olur. Barça'nın kalan maçlarda ikili averajı da hesaba katarsak iki maçta berabere kalması lazım. Yenilmeleri aklıma gelmiyor. Bu arada sezonun tek mağlubiyetini aldıkları Atletico Madrid deplasmanında Calderon'da olmam da Florentino Perez'in kulağına giderse kariyerim açısından iyi olur!Güzel futbol tribünde ve ekran başında en büyük dileğimiz. Savunmasına gömülmeyen iki takım, adam markajı yapmayan teknik direktörler, kasti tekme atmayan futbolcular. Peki tüm bunlar Barcelona'yı yenmek için yeterli mi? Güzel futbol ile Barça'yı deviremiyorsunuz. En azından beraberlik için geçen sezon Hiddink'in bu sezon Mourinho'nun San Siro'da yaptığını yapmak lazım. Kısaca haddini bilecek ve catenaccio'ya sığınacak, arada yakaladın mı affetmeyeceksin. İdealist olan değil makyavelist olanın kazanma şansı var Barcelona karşısında...Sezonun ilk yarısında Camp Nou'da 1-0 kaybettiği maçta bile bu kadar kötü değildi Real Madrid. O maçın en iyi adamlarından Kaka'nın uzun zamandır sakat olması dışında önemli bir eksiği yoktu. Şampiyonlar Ligi'nin hırpaladığı, iki Arsenal maçının yüksek temposundan gelen Barcelona, bu maçın antrenmanını geçen hafta A. Bilbao karşısında yaptı. İbrahimovic'siz ve Iniesta'sız takım yine takır takır top oynamış, mecburiyetten Puyol'u sağ bek oynatan Guardiola yedek kadroyu da asların çizgisine getirmişti. Abidal'i de kaybettikten sonra Guardiola'nın dersini ne kadar iyi çalıştığı ortada. "Xavi-Iniesta'lı orta saha, Messi bende olsa, ben de şampiyon yaparım" demekle olmuyor. Sakatken yatağının başında beklediği Milito işte bugünler için var. Onun doldurduğu yerden boşa çıkan Puyol'u beke çekip, Dani Alves'i Marcelo ve Cristiano Ronaldo ile gelen kanadın üstüne salmak, Rijkaard döneminde sağ kanat oynayan Messi'den forvet arkası yaratmak ( bu maçta en uçta-Rijkaard'ın santrforsuz kaldığı dönemde Arda'yı da en uçta kullanması (başarısız hamleydi) ortak aklın ürünü-) ve Arjantinli'nin daha şimdiden 40 gole ulaşması, hepsi Guardiola'nın eseri.Diğer tarafta Pellegrini sezon başından beri kilitlendiği maçlardan birini yaşadı. 3 kulvarın ikisinde kaybeden, sezon içinde oyuncu değişikleriyle 2-3 maç çeviren Pellegrini'nin ikinci yarıya başlarken elini kıpırdatmaması yarın manşetlerde ipinin çekilmesi için yeterli sebep. Van Der Vaart'ın ortası yoktur. Ya iyi; ya kötü ve çekilmez... Karşı karşıya kaçırdığı golle de takımı adına maçın kader anına imza attı Hollandalı. Gago'nun performansı ise kimseyi şaşırtmamıştır.Gelelim Messi'nin karşısına yazılan adama Cristiano Ronaldo'ya. Burada biraz eskiye gitmek lazım. Real Madrid başkanı Perez 1. döneminin açılışını Figo transferiyle yapmıştı. Rakibin en büyük silahını almış, ciğerini sökmüş, bunalıma sokmuştu. Bu rekabette en kilit hamle budur. Barça 2000'li yıllarda Figo'nun ihanetinden dersini aldı. Alt yapıdan yetişen Katalan yıldızlar, yani evlatların hiçbiri Real Madrid'e gitmezdi. Gönül ferahlığıyla transferlerini yaptılar. Barça'dan adam çalamayan Perez de 2-6'nın intikamını alabilmek için kime sorsan "al" diyeceği en iyi iki adamı aldı: Cristiano Ronaldo ve Kaka. 300 milyonluk transfer operasyonu bu gece gösterdi ki; aslında her şey 50 Euro ile çözülebilirmiş (!) Real Madrid'in ihtiyacı olan Barça'nın karşısına 2 yıldır çıkan tüm takımlar gibi bir "top". Oyunu %70 topa sahip olmayla açan bir takım karşısında elinizdeki yeteneklerin ne önemi var! Eğer bu oyun ikinci bir topla oynanmıyorsa? Gariptir Real Madrid'in bu oranı %60'a %40'a çekmeyi başardığı dakikalarda geldi ilk gol.Maçın adamı elbette ki iki golün de asistini yapan Xavi'dir. Guardiola'nın bir dakika bile panik yapmayan ve defanstan bile savurmadan çıkan takımı karşısında iki kötü orta saha Gago ve Van der Vaart, Real Madrid'in sonunu hazırladı. Guti hamlesinin işe yaradığı çok maç izledik. O girdikten sonra, Hollandalı karşı karşıya yakaladığını atsa oyun beraberliğe kitlenebilirdi ama onun yapamadığını Pedro yaptı. Kuyumcu Xavi Efendi'den yine tek taş bir pas ve öldürücü son vuruş... San Casillas'ın her Barça maçında çıkardıklarını da yazarsak 5'lik olmaktan kurtuldular.
Kaleye adam gibi şutu 60. dakikada atabilen Real Madrid son çeyrekte artık işi çirkefliğe vurdu. Böyle maçlarda zıvanadan çıkan Sergio Ramos başta olmak üzere, tribünlerin Laporta'ya küfür ettiği dakikalarda rakibin aşiline çalıştılar. Bu El Clasico, Raul ve Guti için son derbiydi. Real Madrid'de bir devir kapandı. Sahasında 15 maçı da kazanan ve ezeli rakibine kaybeden Real Madrid elbette ki gelecek sezon Barça modelini örnek almayacak. Onların genleri farklı. Pazartesi günü Marca ve As yeni transferlerin isimlerini sıralayacak. O gidecek, bu gelecek... Transfer hamleleri, kendi sahasına ilk mağlubiyet, son maçlarda kazananlar, basketbolda üstünlük. El Clasico ve Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti aynı yola çıkıyorlar bir zamandır.
Son olarak maçın hakemi kariyerinin ikinci ve son El Clasico'sunda Real Madrid'in 12. adamı olarak elinden geleni yaptı. Maçın son dakikalarında ekrandaki 3'lü averaj tartışmasına ise bir anlam veremedim. Bu kadar diyeyim sadece!
Maçın skoru ve golleri atanları doğru tahmin edenleri yarın blogda