
Messi, Arsenal'e 4 attığından günden bu yana aynı şey yazılıp çizildi İspanyol ve İtalyan medyasında. Real Madrid ve Inter iki farklı kulvarda Messi'yi nasıl durduracaktı? Her spor yazarı, eski futbolcu bir akıl verdi. Albiol'un Messi karşısında 4 iyi maç oynadığını yazdılar, ertesi gün ilacı Sergio Ramos dediler. İtalya tarafında gruptaki iki maçta Messi'yi kilitleyen Mourinho'nun yine bunu başarabileceğinden bahsediyorlardı. Baggio pek umutlu değildi ama yazarlardan biri yolla ilk maçta üzerine Muntari'yi, antrenmanda Sneijder'i sakatlayan rakibi de hayli hayli sakatlar deyip bokunu çıkartıyordu. Alan savunması diyen, yok olmaz başına adam dikeceksin, pası alırken her seferinde sen önde olacaksın, Messi top alamadığında biter, ona top atan adamları prese boğacaksın. Yok işte çaresi! Katilinin kim olduğunu bilen kurban sadece günleri ve saatleri saydı. Cellat geldi, canını aldı ve evine dönüyor şimdi.

Bir ara 5 puana çıkan farkı kapatan Real Madrid bu derbiyi kaybetmeseydi kalan haftalarda Barça'nın iki Inter maçını da fikstüre eklediğimizde son haftalara avantajlı girecekti. Katalanlar, Villarreal ve Sevilla deplasmanına gidecekti. Madrid'in fikstürü ise daha rahattı. İki El Clasico'yu kaybettikten sonra, ki son 4 derbiyi de kaybetmeleri ayrı bir rekordur, Real Madrid için şampiyonluktan bahsetmek abesle iştigal olur. Barça'nın kalan maçlarda ikili averajı da hesaba katarsak iki maçta berabere kalması lazım. Yenilmeleri aklıma gelmiyor. Bu arada sezonun tek mağlubiyetini aldıkları Atletico Madrid deplasmanında Calderon'da olmam da Florentino Perez'in kulağına giderse kariyerim açısından iyi olur!

Güzel futbol tribünde ve ekran başında en büyük dileğimiz. Savunmasına gömülmeyen iki takım, adam markajı yapmayan teknik direktörler, kasti tekme atmayan futbolcular. Peki tüm bunlar Barcelona'yı yenmek için yeterli mi? Güzel futbol ile Barça'yı deviremiyorsunuz. En azından beraberlik için geçen sezon Hiddink'in bu sezon Mourinho'nun San Siro'da yaptığını yapmak lazım. Kısaca haddini bilecek ve catenaccio'ya sığınacak, arada yakaladın mı affetmeyeceksin. İdealist olan değil makyavelist olanın kazanma şansı var Barcelona karşısında...

Sezonun ilk yarısında Camp Nou'da 1-0 kaybettiği maçta bile bu kadar kötü değildi Real Madrid. O maçın en iyi adamlarından Kaka'nın uzun zamandır sakat olması dışında önemli bir eksiği yoktu. Şampiyonlar Ligi'nin hırpaladığı, iki Arsenal maçının yüksek temposundan gelen Barcelona, bu maçın antrenmanını geçen hafta A. Bilbao karşısında yaptı. İbrahimovic'siz ve Iniesta'sız takım yine takır takır top oynamış, mecburiyetten Puyol'u sağ bek oynatan Guardiola yedek kadroyu da asların çizgisine getirmişti. Abidal'i de kaybettikten sonra Guardiola'nın dersini ne kadar iyi çalıştığı ortada. "Xavi-Iniesta'lı orta saha, Messi bende olsa, ben de şampiyon yaparım" demekle olmuyor. Sakatken yatağının başında beklediği Milito işte bugünler için var. Onun doldurduğu yerden boşa çıkan Puyol'u beke çekip, Dani Alves'i Marcelo ve Cristiano Ronaldo ile gelen kanadın üstüne salmak, Rijkaard döneminde sağ kanat oynayan Messi'den forvet arkası yaratmak ( bu maçta en uçta-Rijkaard'ın santrforsuz kaldığı dönemde Arda'yı da en uçta kullanması (başarısız hamleydi) ortak aklın ürünü-) ve Arjantinli'nin daha şimdiden 40 gole ulaşması, hepsi Guardiola'nın eseri.

Diğer tarafta Pellegrini sezon başından beri kilitlendiği maçlardan birini yaşadı. 3 kulvarın ikisinde kaybeden, sezon içinde oyuncu değişikleriyle 2-3 maç çeviren Pellegrini'nin ikinci yarıya başlarken elini kıpırdatmaması yarın manşetlerde ipinin çekilmesi için yeterli sebep. Van Der Vaart'ın ortası yoktur. Ya iyi; ya kötü ve çekilmez... Karşı karşıya kaçırdığı golle de takımı adına maçın kader anına imza attı Hollandalı. Gago'nun performansı ise kimseyi şaşırtmamıştır.

Gelelim Messi'nin karşısına yazılan adama Cristiano Ronaldo'ya. Burada biraz eskiye gitmek lazım. Real Madrid başkanı Perez 1. döneminin açılışını Figo transferiyle yapmıştı. Rakibin en büyük silahını almış, ciğerini sökmüş, bunalıma sokmuştu. Bu rekabette en kilit hamle budur. Barça 2000'li yıllarda Figo'nun ihanetinden dersini aldı. Alt yapıdan yetişen Katalan yıldızlar, yani evlatların hiçbiri Real Madrid'e gitmezdi. Gönül ferahlığıyla transferlerini yaptılar. Barça'dan adam çalamayan Perez de 2-6'nın intikamını alabilmek için kime sorsan "al" diyeceği en iyi iki adamı aldı: Cristiano Ronaldo ve Kaka. 300 milyonluk transfer operasyonu bu gece gösterdi ki; aslında her şey 50 Euro ile çözülebilirmiş (!) Real Madrid'in ihtiyacı olan Barça'nın karşısına 2 yıldır çıkan tüm takımlar gibi bir "top". Oyunu %70 topa sahip olmayla açan bir takım karşısında elinizdeki yeteneklerin ne önemi var! Eğer bu oyun ikinci bir topla oynanmıyorsa? Gariptir Real Madrid'in bu oranı %60'a %40'a çekmeyi başardığı dakikalarda geldi ilk gol.

Maçın adamı elbette ki iki golün de asistini yapan Xavi'dir. Guardiola'nın bir dakika bile panik yapmayan ve defanstan bile savurmadan çıkan takımı karşısında iki kötü orta saha Gago ve Van der Vaart, Real Madrid'in sonunu hazırladı. Guti hamlesinin işe yaradığı çok maç izledik. O girdikten sonra, Hollandalı karşı karşıya yakaladığını atsa oyun beraberliğe kitlenebilirdi ama onun yapamadığını Pedro yaptı. Kuyumcu Xavi Efendi'den yine tek taş bir pas ve öldürücü son vuruş... San Casillas'ın her Barça maçında çıkardıklarını da yazarsak 5'lik olmaktan kurtuldular.

Kaleye adam gibi şutu 60. dakikada atabilen Real Madrid son çeyrekte artık işi çirkefliğe vurdu. Böyle maçlarda zıvanadan çıkan Sergio Ramos başta olmak üzere, tribünlerin Laporta'ya küfür ettiği dakikalarda rakibin aşiline çalıştılar. Bu El Clasico, Raul ve Guti için son derbiydi. Real Madrid'de bir devir kapandı. Sahasında 15 maçı da kazanan ve ezeli rakibine kaybeden Real Madrid elbette ki gelecek sezon Barça modelini örnek almayacak. Onların genleri farklı. Pazartesi günü Marca ve As yeni transferlerin isimlerini sıralayacak. O gidecek, bu gelecek... Transfer hamleleri, kendi sahasına ilk mağlubiyet, son maçlarda kazananlar, basketbolda üstünlük. El Clasico ve Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti aynı yola çıkıyorlar bir zamandır.
Son olarak maçın hakemi kariyerinin ikinci ve son El Clasico'sunda Real Madrid'in 12. adamı olarak elinden geleni yaptı. Maçın son dakikalarında ekrandaki 3'lü averaj tartışmasına ise bir anlam veremedim. Bu kadar diyeyim sadece!
Maçın skoru ve golleri atanları doğru tahmin edenleri yarın blogda