28 Ekim 2008
Napoli&Hoffenheim
4 yıl önce Napoli Serie C'deydi, 3 Lig. İtalya'da film prodüktörlerinin futbol aşkını anlatmaya gerek var mı? Aurelio de Laurentiis de Napoli'yi aldı 2004'de. Takım o sezon play-off finalin de Avellino'a kaybetti. 3. ligde maçlarına 50 bin taraftar geliyordu. 2005-2006'da şampiyon olup Serie B'ye yükseldiler. Juventus küme düşmüştü ve Serie A'ya yükselmek daha zorlaşmıştı 2. ligde. 2006-2007'yi de 2.sırada tamamlayıp Serie A'ya çıktılar. Geldiği gibi giden çok takım vardır bu ligden. Geçen sezon yapabileceklerinin en iyisini yaptılar, ligi 8. sırada bitirdiler. UEFA Kupası'nda Benfica'ya elendiler geçen ay ilk turda. 2004 yılındaki kadrodan bugün kimse yok Napoli'de.Sadece Lavezzi-Hamsik ikilisine biçilen değer 50 milyon euro. Sezona iyi başlayan Lazio'yu bu hafta deplasmanda çarptılar ve liderlik koltuğunda oturuyorlar. 4 yılda 3. ligden Serie A'nın en tepesine. Hoffenheim da hikayesi Napoli kadar çarpıcı. 3 bin nüfuslu bir kasaba, 3 yıl içinde Bundesliga 1'e kadar tırmandı. Benim bu sezon peşinden koştuğum Hamburg'a da 3 attılar. 3. hikaye ise Hull City'nin elbette. Onu da Noat Samisa'nın harika kaleminden okudum. Tavsiye ederim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
12 yorum:
3 bin nüfuslu bir kasabadan nasıl birinci lig takımı çıkıyor inanılacak gibi değil. Tebrikler valla.
Hoffenheimi ilk olarak gecen yaz GS nin almanya kampinin ilk macinda izlemistim,nondanin 1 metreden topu ustten auta atmayi basardigi ve 2-1 maglup oldugumz macta!Bu maci izlemeden once bu takimla ilgili bi yazi okumustum ve takimida bu macta gordukten sonra bu takim bu sezon cok canlar yakabilir demistim,o yaziyida sizlerle paylasmak istedim blog da gorunce...
“Şimdi ben ‘Hoffenheim’ diyeceğim. Adam ‘ben de senin‘ diyecek.
Ola ki iddaa, bahis falan takılıyordur, hafiften çakozlar gibi olacak; ‘Aaa, yahu bu Almanya İkinci Ligi’nde bir futbol takımı. Bir sürü kuponumu yatırdı köftehorlar’ diye karşılık verecek. Ortalama Türk insanı, bazen futbolu iddaa ya da tribünlerde bağırıp çağırma vesilesi olarak algıladığından, Hoffenheim’in yirmi yıllık inanılmaz macerasını belki hiç duymamıştır.
1899’da kurulan Tumverein Hoffenheim ile 1920’de kurulan Fussballverein Hoffenheim’in 1945 yılında birleşerek Hoffenheim adı ile devam ettikleri futbol seyahatinde, mola verdikleri hiçbir başarı istasyonu olmamış 1990’lara kadar. 1990 sonrası Futbol Tanrısı’nın eli Hoffenheim kasabasına değmiş. Kasaba derken doğru söylüyorum.
3.500 nüfuslu tipik bir Alman yerleşim birimi. Burada doğmuş ve gençliğinde spor yapmış olan Alman milyarder Dietmar Hopp, kulübü satın almış. Yıl 1990. Belki kendilerinin de bilmediği, tanımlayamadığı ama hep hissettikleri zirveye yolculuğun başlangıç tarihi 1990.
Dietmar Hopp önce altyapıya el atmış. Kasaba, spor salonlarına ve miniklerden başlayarak, her yaş grubu için spor okullarına boğulmuş. Hoffenheimlılar futbolun endüstriyel yüzü ile tanışmış. Yerel değerlerini koruyarak küresel hissetmeye başlamışlar. Önce Verbandsliga’dan, Baden-Württenberg Oberliga’ya 2000 yılında yükselmişler. Oberliga, eyalet ligi… Bu ligde başarı, kulübü hemen ertesi yıl Regionalliga Süd III’e taşımış. Yani Güney Bölgesel Ligi. Yıl 2001-2002… 2003 yılında ise Almanya Kupası’nda tozu dumana katmışlar. İkinci Lig Kulüpleri Eintracht Trier ve Karlsruher SC’ü, ardından Bundesliga’dan Bayer Leverkusen’i elemişler. Bu başarıdan sonra kendilerini Bundesliga II’de bulmuşlar. Yıl 2006. Bir önceki yıl başarılı Bundesliga deneyimli teknik ekiple beş yıllık bir kontrat, istikrarı ve Regionalliga’da ikinciliği getirmiş. İkincilik de bir üst ligi tabii.
Alman ikinci liginde misafirlikleri üç yıl sürmüş.
Üç sezondur, atak futbolları, disiplinli ve ilkeli duruşları, benim de dikkatimi çekiyordu.
Bu yıl, Münchengladbach, Köln gibi birinci lig deneyimli, çok güçlü taraftar desteğine sahip kulüplerin arasından ikinciliği koparıp aldılar.
Artık Bundesliga’dalar.
Bundan sonraki hedef neresidir, benim adını koymam mümkün değil.
Ama 18 yıllık maceranın vardığı heyecan verici limanlara bakılırsa, Birinci Lig’in vasat bir kulübü olmalarını bekleyenler şiddetle yanılabilir.
Önümüzdeki beş yılda bu mucize ekibi takip etmeye devam edin.
Futbolda Hoffenheim deneyimi imkansız kavramını paramparça eden bir örnektir.
Başta da belirttim, hayatın dayattığı her gelişmeye direnmeyi marifet bilenler bu öyküyü anlayamazlar. Zaten hayata da hep yerel değerlerin çerçevelediği gözlüklerle bakarlar, bununla övünürler. Adını da ilkeli duruş koyarlar.
Adil GURKAN 27.05.2008
Bu arada takimin kaptani bir Turk Selim TEBER,takimin rambo lakabi taktigi kalecisi Turk asilli Avusturya milli takim kalecisi Ramazan OZCAN!
Gerci bu iki Turk originli sahsinda Turk pasaportlari yok hatta Selim bi donem Denizlispor kadrosunda da yabanci oyuncu statüsündeydi...
Bunlarda Serdar Tascilar,Umit Korkmazlar gibi kacirdiklarimizdan!!!Bu listeye Mesut Ozilleri eklemek istemeyiz...
Hopp dediğiniz adam zamanında IBM'nin kurucu ve yönetici ekibinden bir klikle ayrılıp SAP a.g'nin temellerini atmıştır. SAP dediğimiz ne şaptır ne de saptır. Kurumsal bilişimde olmazsa olmazdır, tekeldir, kurumu ayakta tutandır.
Hoffenheim da elbet bu şekilde projelendirilmiştir. Artık 3 tür takım var, belediye, zengin takımı ve proje takımları.
Hangisi iyidir, konuşalım....
hamburgun pesinden kostum derken?
dchetin inde dedigi gibi arkalarinda babalar gibi SAP var. o olmazsa bu is zaten olmazdi. bu SAP in yillik cirosi 10milyar euro civari.
hoffenheim iyi gidiyordu filan, tamam ama, bu hamburg galibiyeti de olayın gerçekten "ne kadar" ciddi olduğunu gösterdi. şampiyonluk filan zor tabii ama, ne bileyim, bu adamlar cl vizesi alırsa şaşırmam sanki ben bu görünüşle.
daha önce kaiserslautern ikinci ligden gelip bundesliga sampiyonu olmus. Acikcasi son Hannover ve Hamburg maclarindan sonra ben "Lan bunlar ciddi" demeye basladim.
Galatasaray sezon öncesi hazırlık döneminde güçlü rakiplerle oynamadı derken hoffenheim'i fazla hafife almışız.
napolinin çıkışında biraz "italian job" kokusu da yok değil.güneyli adamlar ne de olsa..
5.000 kişilik sabit kombineli kasaba takımı Chievo var idi.
Corraid, Perotta, Eriberto, Marazzina..
keske sampıyon olabılseler..
p.s kaiserslaturn i o zamanlar otto rehhagel yönetiyordu.
Yorum Gönder