28 Haziran 2008

İspanya vs Almanya


Turco-Napoletano

«Io mi sento un po' napoletano, anzi un turco-napoletano"
Fatih Terim'in bu federasyonla çalışmayacağı o kadar belli ki. Terim; "kendimi napoliten; türk-napoliten hissediyorum" demiş İtalya medyasına. Kendini İranlı-Türk hisseden birini getireceklerdir milli takımın başına. Moda budur...

27 Haziran 2008

Ribery-Hakan Yakın-Lincoln

Teknik direktör ve yönetim zaafiyeti... İki isim söyleyeceğim Galatasaray'dan geçip giden. Ribery ve Hakan Yakın. Ribery konusunu açmaya bile gerek. Bu ikili son 3 sezonda beraber oynasa ne olurdu acaba? Hakan Yakın, 31 yaşında, Young Boys'dan ayrıldı ve bonservisi elinde. Lincoln yine medyanın önüne atıldı. 7-8 futbolcu sezonu açtı düz koşu yapıyorlar, Lincoln gelmedi diye kıyamet kopuyor. Böyle giderse bütün sezon da kopmaya devam edecek. Hiç uğraşmam bonservisi elinde Hakan Yakın'ı Galatasaray'a çağırırım. Lincoln samba mı yapar sonra; halay mı çeker onu da kendisi düşünsün...

Elmander Bolton'da

Çok maçını seyretmedim, bizim medyada transferde hep adı geçer, bu kez istatistiklerine bakıp konuşuyorum. Johan Elmander Toulouse forması altında iki sezon oynadı. 32 maça çıkmış 2 sezonda da. İki sezonu da 11 golle tamamladı. Bolton 12.5 milyon euro ödedi bonservisine. Öncesinde Feyenoord'da tutunamamış, bir bilgisi olan -CM değil ama- paylaşsın lütfen...

David Beckham

Rolls Royce Drophead Coupe: 400 bin $

Bonkör Türkiye

Transferleri yazarken mümkün olduğu kadar oyuncuların yıllık ücretlerini de belirtir bizim ligle karşılaştırma yaparım. Ne kadar sağlıklıdır bilemem. Adebayor 1.750'ye oynarken; Fenerbahçe'de yedek kaleci Serdar, "bana 1.7 verin yoksa giderim"-ki gitti- diyorsa anlayın halimizi. Milli Takım'ın aldığı primi de diğer takımlarla karşılaştırmak açısından iki rakam vereyim. Çeyrek finale çıktığımızda ya da Hirvatistan'ı geçtiğimizde adam başı 300 bin YTL verildiği söylendi. Güle güle harcasınlar; milli takımın sponsorlerinden, UEFA'dan akıyor bu para. Almanlar kupayı alırsa adam başı 250 bin euro alacaklar; kaybederlerse ise 150 bin. İspanyollarda rakam turnuva öncesinde açıklanmıştı: 214 bin euro. Ne çıkar bu karşılaştırmadan? İki ülkenin oyuncularının yıllık kazançları/prim oranı bir kenara; İspanya ve Almanya'nın sponsor gelirlerinin bizden kat kat fazla olduğunu düşünürsek; Hasan Doğan ve yönetiminin eli çok açıkmış. Adamlar kupayı alırsa bu parayı alacaklar; biz kupayı alsaydık demek ki Boğaz'da birer yalı verecektik(!)

Thuram

Juventus'un başına çektiği skandal en çok da onu yaralamıştı. Rahatı yerindeydi Torino'da. Barcelona'ya gitmek zorunda kaldı. Thuram gibi adam yedek kalır mı; kaldı işte Barcelona'da. 36 yaşında milli takımla Euro 2008'e geldi. Kötüydü. Paris Saint Germain'e imza öncesi sağlık kontrolüne girdi. "Kalbinde problem var" dediler. Birkaç yıl önce kardeşini basket sahasında kalp krizinden kaybetmiş bir adamın en son duymak istediği budur galiba. Futbol hayatı sona erdi. Efsanedir benim için Parma'dan beri...

1978

1978 Dünya Kupası'nı kazanan Arjantin doping yaptı mı? 30 yıl sonra ortaya atılan iddia bu. Cuntanın olduğu yerde adama herşeyi yedirir herşeyi içirirler, futbolcuların günahı ne? Bence de yapmışlardır da neyi nasıl ispatlayacaklar? O kupayı Arjantin almasa; halk cuntaya el koyardı zaten...

Arshavin

26 Haziran 2008

Bis

Dün akşamki travmadan sonra insan biraz öfkeyle bakıyor ekrandaki futbola. İyi alışmıştık, bir maçımızın daha olmadığı gerçeği, turnuvanın sonuna gelinmesi. Hani 7 gece 8 gün tatile gidersin de 5. günden sonra tatil bitiyor stresi başlar, işte öyle... Grupların en iyi futbol oynayan takımı Hollanda idi. Rusya, İsveç maçı ve Arshavin'in dönüşüyle orta şeritten selektör yaptı sola. Çeyrek finalde de gaza basıp, uzayıp gittiler. İspanyollar arabada çocuk var diyen aile babası ehemmiyetinde geçtiler İtalya'yı. Oyunu kuralına göre oynadılar. Her davete kot-tişörtle gidilmiyor ya; Aragones bol bol kostüm değiştirdi bu turnuvada. Hiddink ilk maçta yediği 4 golün dersini almış ancak bu takıma amiyane tabiriyle tırsmak olarak geri dönmüş. Gruptaki 90 dakikada olduğu gibi tüm mahalle hücuma gitmeyi yasaklamıştı Hiddink. İki bekte çıkmaz oldu ilk yarıda... Aragones aynı taktikle Hiddink'i vuramayacağını elbette biliyordu. Rusya'nın son 2 maçında artı olduğu bütün noktaları imha eden bir oyun planıyla başladı. İtalya maçında olduğu gibi Xavi ve Iniesta'nın adam kovalayıp helak olmalarına gerek yoktu. İkili en az 4 kez rakip ceza sahasına sızdılar, bir gol böyle geldi. Rusların en büyük hücum silahı sol kanattan bindiren Zhirkov ve sol içe bindiren Arshavin'di bu maça kadar. Aragones, o kanattan fedai Sergio Ramos'u yollayıp kademesine stoperleri koyunca Rusya'nın hücum varyasyonu falan kalmadı. Hollanda'ya İspanya'nın savunmasını emanet etseler; bugün yarı finalde Hollanda olur kuşkusuz. Pavlyuckenko'u her seferinde tandem ikili sıkıştırdı. Arshavin'in alacağı bütün toplar da Senna'da eridi bitti. Bir ön libero ancak bu kadar oynar. Ramos'un sağdan bindirip vurduğu şutta kırılan objektif kafadan 3000 euro'dur bu arada. David Villa'nın sakatlığını (finalde yok) ekranda anlatanlar sezemedi, frikikte çok netti oysa ki sakatlandığı. Giren Fabregas için yorum da komik. David Villa sırtı dönük alırmış, Fabregas kulağıyla alır, kaşıyla düzeltir yahu. Oyunun İQ'su arttı Fabregas ile. Xavi ve Iniesta zaten oralı, tut ki Messi; David Silva; Fabregas da Ronaldinho, üstelik arkalarında Barça'da olmayan bir Senna. İyi bir Barcelona gibi oynadı İspanya... 67'de iki değişiklik birden garipti elbette. Aragones'in Torres takıntısı belli, illa ki oyundan alacak ama 25 dakika varken; oyun da 1-0 iken büyük kumardı. 29 ve komşuları geldi sıkı ruletçi Aragones kazandı. Ruslar'da Zhirkov Hollanda maçı sonrası votkayı fazla kaçırmış galiba, ruh gibiydi. O oynamadığında Senna ve tandem üçgeni arasına sıkışan Arshavin sağ kanada kaçtı ama orada da top alamadı. Kolodin olmayınca Ruslar orta sahada kaybettiler maçı. Ömer Üründül büyüğümüz Aragones Fenerbahçe'ye geldiğinde hiç anlaşamayacak gibi. İki maçtır Aragones'e sallayıp duruyor. Bu maç öncesinde benim için turnuvanın en iyi 2 hocası Hiddink ve Aragones'di. İspanyol; Hiddink gibi adama aynı şarkıyı bir daha dinlettirdi. Fabregas 2 asist, Xavi bir gol. İşi yine Katalanlar bitirdi. Ramon şimdi gelir finalin de skorunu verir. Pazar akşamı hepimiz Ramon'uz...

Euro 2008 Manzaraları #13

Atletico Madrid 2008-2009

İşi Ustasına Bırak

Euro 2008 öncesinde başarısız olursam kafama sıkar giderim diyordu Donadoni. Dediğini yapmadı. İstifaya zorladılar, en sonunda Lippi geliyor kenara çekil deyip ipini çektiler. İki yılımı bir penaltıya mahkum ettiler deyip gitti Donadoni. İyi bir teknik adam değildir zaten. 2 sene önce Berlin'de Dünya Kupası'nı kaldıran Lippi geri döndü. Oğlunun karıştığı calciopoli skandalı yüzünden görevi bırakmak zorunda kalmıştı. Zaman herşeyin ilacı, unutuldu gitti skandal. İtalyan mili takımının başında Lippi 29 maçta 17 galibiyet, 10 beraberlik ve 2 mağlubiyet almıştı.

David Villa vs Arshavin

.....

Terim Nereye?

Beklenen buydu zaten. Fatih Terim milli takımı bıraktı. Peki hangi kulübü çalıştıracak? Turnuva öncesinde Atina'ya gidecek; ya Olympiakos ya da Pana deniyordu ama iki kulüp de hocasını buldu. Blackburn için adı geçti, Ince geldi o defter de kapandı. Şimdi yazılanlar Premier Lig'den Fulham, Serie A'da Napoli ve Genoa. Puslu Londra yakışmaz Terim'e. İki italyan kulübünün de büyük taraftarı var. Lavezzi ve German Denis gibi fiyakalı forvet hattı olan Napoli iyi bir seçim olur bence... Milli takımda ise aylardır zaten Ertuğrul Sağlam için kulis yapılıyor. Olursa bu işten Beşiktaş kazançlı çıkar...

Yan Gel Yat Mancini

Mourinho'nun Inter ile sözleşmesinde yıllık 9 milyon euro yazıyor ama Portekizli'nin maliyeti çok daha fazla. Inter ile Mancini'nin yıllık 6 milyondan 4 yıllık sözleşmesi vardı. Mancini'yi kapının önüne koymanın elbette bir bedeli var. Başkan Moratti ile oturup 16 milyon euro tazminatta anlaşmışlar. Scolari Chelsea'ye gidince Mancini'nin çalışabileceği takım da kalmadı. Bu sezon evinde oturacak ve çatır çatır tazminatını yiyecek. Herkese Moratti gibi patron diliyorum. Mancini'nin ardından Inter'de eski Lazioluların da tasfiyesi başladı. İlk yolcu Stankovic. Recoba döner ama yine Milano'ya(!)

Adebayor

Papatya falı açıyorlar onun için. Milan mı Barcelona mı?. İki büyük kulüp kapışınca Arsenal de işi ağırdan alıyor. Adebayor için İngilizlerin istediği 25 milyon euro ve üstü. Adebayor, Arsenal'de kalacaksa yıllık ücretine zam istemiş. Bugün kazandığının 4 katı. 1.750 milyon euro kazanıyor. Bu rakamlara da benim aklım almıyor. Her seferinde bizim ligimiz cennet diyorum. Milan'ın da Barcelona'nın da onun gibi bir golcüye ihtiyacı var. Bence işi bitiren Milan olacak. Arsene Wenger'in transfer planı ise hazır. Adebayor giderse Gomez, Santa Cruz ve Crouch listede. Santa Cruz da küllerinden doğdu bu arada. Bayern Munih'de şimdi aynı rolde Podolski var. O da kaçıp kendini kurtarsa...

Nankör

Christian Vieri 34 yaşında. Kürkçü dükkanına dönüyor. 3. kez Atalanta forması giyecek. Kariyerindeki kulüp sayısı 16. Atalanta taraftarı dönmesini istemiyor. Bergamo'da pankartlar asılmış: Nankör(ingrato) Vieri. Geçen sezon Fiorentina'ya gitmesine bozuklar. Vieri'ye Atalanta kulübünün teklifi yıllık 250 bin euro artı attığı gol başına prim.

40

7 Serie A, 5 Şampiyonlar Ligi, 3 Intercontinental, 5 UEFA Super Kupa, 5 İtalya Süper Kupa, 1 İtalya Kupası, Milli takımda 126 maç. 1009 resmi maç.... Paolo Maldini bugün 40 yaşında...

Aragones Çıldırdı

Scolari'nin Chelsea'ye transferi haberi açığa çıkmıştı ilk maçlar oynanırken. Aragones-Fenerbahçe haberini Marca 17 Haziran'da patlattı. 8 gün sonra Fenerbahehçe turnuva bitmeden resmi sitesinde Aragones ile ön sözleşme imzaladıklarını açıkladı. Peki Aragones finale koşarken ne dedi? Aragones çıldırmış. Kontrat imzalamadım, ortada birşey yok, pazarlığın birinci aşamasındayız, Türklerin bunu resmi sitelerinde haber yapmalarına kızdım. Bu benim hoşuma gitmedi. Son 25 yılın en büyük finaline gidiyoruz." Aragones haber açığa çıkınca istemem yan cebime koy yapıyor da İspanya yarın Rusya'ya kaybederse ne olur sizce?
"Sono arrabbiato perché non ho firmato nessun contratto, non è vero nulla. Siamo nella prima fase di negoziato. Sono arrabbiato soprattutto perché i turchi hanno lanciato questa notizia sul loro sito ufficiale. Proprio non mi va. E poi alla vigilia della partita più importante della Spagna degli ultimi 25 anni".

Yeter Ulan Lineker

Komşu blogdan: Trofolo

25 Haziran 2008

Gittik Ama Hep Bizdik

Masaldı
Uyuyun kardeşim...
Rüyaydı
Uyanın kardeşim...

Euro 2008 Manzaraları #12

Serge Gainsbourg

je suis venu te dire que je m'en vais
et tes larmes n'y pourront rien changer
comme dit si bien verlaine au vent mauvais
je suis venu te dire que je m'en vais
tu t'souviens des jours anciens et tu pleures
tu suffoques, tu blêmis à présent qu'a sonné l'heure
des adieux à jamais
oui je suis au regret
de te dire que je m'en vais
oui je t'aimais, oui, mais
je suis venu te dire que je m'en vais
tes sanglots longs n'y pourront rien changer
comme dit si bien verlaine « au vent mauvais »
je suis venu te dire que je m'en vais
tu t'souviens des jours heureux et tu pleures
tu sanglotes, tu gémis à présent qu'a sonné l'heure
oui je suis au regret
de te dire que je m'en vais
car tu m'en as trop fait !

"Arda İtalya'da Oynayacak"

Arda'nın menejeri Ahmet Bulut... Bugün İtalyan medyasına konuşmuş. Aktarıyorum söylediklerini: "Gelecek hafta Euro 2008 bittikten sonra herşey belli olacak. Birçok talibi var ve fiyatı arttı. İtalya'da ve bir büyükte oynayacak. Juventus ve Milan ilgileniyor. Pazartesi'den itibaren konuşmaya başlayacağız."
Bir de not düşeyim: Arda, Avrupa Birliği dışı oyuncusu. Juventus'a transferi için bir Avrupa Birliği dışı oyuncunun kadrodan gitmesi lazım. Serie A'daki kural bu. Milan'ın ise bu kontenjanı açık. Tekliflerin yağdığı ortada, menejer Ahmet Bulut olunca da Galatasaray'ın işi zor. Bu sezon Galatasaray'ın en büyük transferi Ali Sami Yen'e 7 numaralı formayla çıkacak Arda Turan olur. Formül basit; bugün kazandığının 3 katını vermek. Menejeri Ahmet Bulut olanın kramponu valizindedir derim ve giderim Almanya maçına...
La nuova stella del calcio europeo Arda Turan, 21 anni, attaccante del Galatasaray, nella prossima stagione giocherà in Italia. O almeno, questo è quanto riferisce il suo agente: "La prossima settimana, quando saranno finiti gli Europei, definiremo tutto - ha detto Ahmet Bulut; per lui mi hanno contattato molte società ma il prezzo del suo cartellino è piuttosto elevato e lui vuole solo il meglio". Poi prosegue e svela: "Comunque giocherà in Italia e lo farà in una grandissima. Juve e Milan sono interessate, da lunedì cominceremo a parlarne. Comunque ribadisco che Arda Turan la prossima stagione giocherà in Italia". E' da tempo risaputo che ai bianconeri il giocatore interessi e l'offerta presentata dalla Juve (Almiron e 6 milioni di euro) potrebbe anche far gola. Per prenderlo, però, la Vecchia Signora dovrebbe liberare un posto da extracomunitario.
Arda'nın Bonservisi Kaç Para

Aragones Aşağı Aragones Yukarı

17 Haziran'da Luis Aragones Fenerbahçe'de diye başlık attığımda ilk gelen yorum Fenerbahçeli bir dostumuzdandı. Varol Döken."sabah sabah kalp krizi mi geçirteceksin sen bize:) aragones fener'e gelirse ben de kombinemi darülaceze vakfı'na bağışlarım..." diyordu. Varol kombineyi bağışlar mı bilmiyorum ama öğlen yazdığım son moda Aragones 'den sonra bu iş tefrikaya döndü. O zaman biz de Zico'nun geldiği günden alalım.
***
Aziz Yıldırım ile bir teknik adam 2 sezon çalışmak istiyorsa ilk sezonunda şampiyon olmalı. Oyunun kuralı bu. Daum sonrası teknik adam arayan Fenerbahçe'de Alex, takım sezonu açmasına rağmen teşrif etmemişti İstanbul'a. Zico'nun imzasının hemen ardından geldi kendisi. Totti'li Roma'ya benzetirim Alex'li Fenerbahçe'yi. Sahanın dışındaki ilişkiler yumağı. Totti'nin istemediği adam Roma'ya alınmaz onunla papaz olan Roma'dan yollanır. Son kurban Mancini mesela.Aragones operasyonu Alex'i tasfiye operasyonudur. Bir sezon sözleşmesi olmasına rağmen Alex yarın gitse şaşırmayacağım bu saatten sonra. Zico bu dünyada kendine futbolseverim diyen herkesin hatıra fotoğrafı çektireceği bir efsane ve maalesef her efsane iyi teknik adam olmuyor. İki sezon boyunca ezeli rekabete olan saygısı, demeçlerinden taşan aforizmalar, "iyi insan" olmasını bir kenara mutlaka yazıyorum ama rakibe göre önlem almayan, aynı onbirler, aynı değişikliklerle sezonu geçiren bir teknik adamdı Zico. Kısacası tembeldi.
***
Rakip analizin piri Lucescu'dur. O hafta oynayacağı rakibin en az son 3 maçını izlerdi. Zico'nun ve ekibinin Avrupa kupası dışında bu işlere kafa yorduğunu sanmıyorum. Bu takımı tartışılmaz istatistiklerine sırtına dayayan Alex yönetiyordu ve bu artık Aziz Yıldırım'in hiç hoşuna gitmiyor besbelli. Şampiyonluğu Ankara'da Kezman'ın penaltısıyla bırakırken, Zico kenarda sesini bile çıkaramamıştı. Maçtan sonra günah çıkardı ama çok geçti. Aziz Yıldırım FB TV'deki programda "içime sindiremiyorum, yürüyerek bile şampiyon olurduk" derken hedef aldığı grup belliydi. Alex ve saz arkadaşları. Chelsea maçına zinde çıkabilmek için Beşiktaş derbisinden firar eden ve sonraki maçlarda Zico'nun başına Kazım'ı bela eden Deivid, Alex'in ısrarla arkasında durduğu Maldonado, geçmişteki Fabiano fiyaskosu, heba edilen yıldızlar ve en önemlisi Aziz Yıldırım soyunma odasına giriyor, taktiğe karışıyor iddiaları. Bu takımın en çok para kazanan en büyük yıldızı Kezman'ın üzerine Zico'nun tercümanı Samet dayılanarak yürüyorsa tamamlayın işte siz gerisini...
***
İki ihtimal var. Aziz Yıldırım artık soyunma odasına girip taktik vermekten sıkıldı ve bu konuda işine karıştırmayacak bir adam aradı. O da Aragones'di. 2.ihtimal, Aziz Yıldırım her türlü imkanı verip, işine karışmadığı teknik adamlar 3 sezonda iki travmatik şampiyonluğu kaybedince "zaten karışmıyorum, keşke karışsaydım" diyerek yine tecrübesine inandığı bir teknik adamı getirdi. Aragones ile Kalli'nin yaşları dışında ortak bir yönleri olduğuna inanmıyorum. Olsa olsa 70 yaşın getirdiği huysuz ihtiyar portresi ortaktır. Aragones 60'lı yaşlarını Kalli gibi dizinde battaniye uzaklara bakarak değil çalışarak geçirdi. Aziz Yıldırım yıllardır Galatasaray'ın başarılarındaki rol modellerini kopyalıyor. Yıldırım'ın Galatasaray altyapısından aldığı Tamer Güney kimseleri yetiştiremeden bugün yine Florya'ya döndü. Aragones tercihi bu yüzden şaşırtıcı değil. Kalli, Galatasaray'a bir kuşağın ipini çekmek için gelmişti, gönderebildiği Cihan-Orhan-Necati oldu. Sonrasında yüzüne gözüne bulaştırıp yatağa düştü; kalsaydı Galatasaray şampiyon olamazdı.
***
Aragones zor adam, hangisi kolay ki? Bunun zorluğunu önce medya çekecek. Bu huysuz ihtiyar terör estirecek. Zico gibi ipleri elinde tutmayan ve takımı disiplinle boğmayan bir teknik adamdan sonra Fenerbahçeli futbolcuların da işi çok zor. Bu senaryoyu Lucescu döneminde gevşeyen ve 2. Terim döneminde travma geçiren Galatasaray kadrosu iyi bilir. Onlara sorsunlar. 5 yıldır Alex ile oynayabilecek pivot santrfor arıyor Fenerbahçe. Kimler geldi, kimler geçti? Belki şimdi Aragones geldiğinde Kezman-Guiza ile oynayacak bir orta saha ararlar? 30 yıl sadece ülkesinde çalışmış; bir ihtimal İspanya'ya 44 yıl sonra şampiyon yapacak Aragones 70 yaşında neden Boğaz havası almak ister ki? Yılda kazanacağı 3 milyon euro inanın bence en son sebebidir... Fenerbahçe camiası tek adamın sözüyle yönetilmeyi çok uzun zaman önce kabullendi. Önce Emre şimdi Aragones. Nefret edilen ve alay edilen. Hayat işte, gülme komşuna.... Kabullenemeyenler var ama çatlak sesler bastırılıyor elbette. Nasıl olsa "dede" ile "kurt hoca" arasında ince bir çizgi var....
***
Aragones'e ırkçı demek bel altına vurmaktır bugün. Ben, bir İspanyolun bir Fransıza hakaretine duyarlı olacak kadar globalleşemedim ne yazık ki. Aragone gelsin İstanbul'a, Türkler hakkında ters bir laf etsin, aşağılasın o zaman dürelim defterini hep beraber. Kendi milletine reva görülen ırkçılığa sesi çıkmayanların bıdıbıdı Henry'in peşinden koşturması bana samimi gelmiyor... Aragones dedin mi ben "HUYSUZ İHTİYAR" derim. Hani apartman kapısı her açıldığında kim geldi diye bakan, top oynayan çocukları kovan komşumuz, komşunuz gibi.. Bir Galatasaraylı olarak bitireyim: Zico kalsaydı keşke...
Son Moda Aragones
Aragones Türkiye'ye Gidiyor
Luis Aragones Fenerbahçe'de

Hatem Ben Arfa Marsilya'da

Samir Nasri Arsenal'de postundaki soru cevabını buldu. Marsilya, Nasri'den gelen 20 milyon euro ile kimi alacak? Olympique Lyon'dan Hatem Ben Arfa ile anlaştılar. Resmi değil ancak Fransız basını bonservisin 15 milyon euro olduğunu yazıyor. Hatem Ben Arfa 1987 doğumlu ve altyapıdan yetişme. Geçen sezon ligde 30 maç oynadı. Peki O.Lyon bu yeteneği neden satar? Başkan Aulas Avrupa'da en beğendiğim kulüp başkanı. Bu adamın transfer hamlelerinin üstüne yok. Ben Harfa'nın gidişi öncesinde orta sahaya zaten takviyeyi yapmıştı Aulas. Metz'den gelen 1990 doğumlu Miralem Pjanic'i de 2 yıl içinde allayıp, pullayıp iyi bir fiyata satar O.Lyon.

Son Moda Aragones

Marca'nın manşetini ben de blogda yazdığımda inanmadım demiştim. Aragones Fenerbahçe'de. Haber bomba olunca; kimileri Marca için "ne var canım İspanya'nın Fotomaç'ı" dedi ki; yazıktır, günahtır o gazeteye. Sonrasında bizde söylenen de Aziz Yıldırım'ın aslında başka bir teknik direktörler anlaştığı ve Aragones'i paravan olarak kullandığı idi. Aragones gibi huysuz bir ihtiyar; üstelik Euro 2008'de finale doğru koşarken ilk basın toplantısında çıkıp "ne Fenerbahçe'si kardeşim, element uydurmayın" derdi İspanyol medyasına. Ne yaptı? "Ben bilmem, menejerim bilir" dedi. Scolari'nin düştüğü hataya düşmedi. Portekiz'in hocası turnuvanın başında Chelsea'ye gideceğine açıkladığında takımın konsantrasyonunun bozulduğunu yazmıştı ülke medyası. Önce Aragones'in doğum tarihini yazayım da; adama bir 68, bir 73 yaşında demeyelim. 28 Temmuz 1938 doğumlu. Peki gelecek mi? Aragones'e Fenerbahçe'nin teklifi bugün İspanya'dan aldığının 5 katıymış. Feldkamp gibi paraya ihtiyacı olan bir teknik adam değil Aragones. Para için gelmediği kesin. İtalya'yı eledikten sonra 2 yıldır onun gitmesini isteyen Madrid medyası şimdi ağız değiştirdi. 2 yıl daha kalıp 2010'da takımın başında olur mu? diyorlar. İspanyol federasyonunda Barcelona kanadı kalmasından yana, Hierro -eğer hala Real Madrid'i temsil ediyorsa- gitmesini istiyor. Del Bosque ismi çok önce (Mart)yazılıp çizilmişti. Hele bir de kupayı alırlarsa, kim gelirse gelsin Lippi sonrası Donadoni'nin yaşadığını yaşayacak İspanya'da. Guiza transferi de Aragones'in eseri. 8 yıl önce Guiza 20 yaşındayken Mallorca'da beraberdiler. O tarihte Mallorca'da dikiş tutturamayan Guiza geçen sezon kürkçü dükkanına döndü. Fenerbahçe'nin ona verdiği yıllık ücret İspanya'da kazandığının 4 katı. "Türkiye'ye gitmek istemiyor ama kimse ne bonservisine ne de ona bu kadar cömert değil" diye yazıyorlar oralarda. Peki Aragones gelince ne olur? İlk aklıma gelen Alex ve saz arkadaşlarının kademeli olarak tasfiyesi başlamıştır demektir. 25 satır yazdık adama ırkçı demedik(!) Neyse o işlere başkası bakıyor bu ülkede...

16:00 Fenerbahçe de Aragones'i resmen açıkladı.

İtalya Plajda


Hamit vs Ballack

Gruptan çıkamayıp eve dönseydik Tümer Metin tatildeki 8. gününü geride bırakmış olacaktı. Bu akşam L'Equipe gazetesi son dakika haber olarak geçiyor: "Tümer takımla birlikte çalıştı." . Onun antrenman çıkması bile haber oluyor. İz bırakmak, deprem yaratmak ve hala gündemde olmak. Artık gecede iki maçın olduğu, bugünkü maçlar iyi değil; başka bir program yapabilirim, yarınki maçlar kaçmaz ama günleri değil. Bağıra bağıra bitiyor yahu Euro 2008. Sadece iki maç ve sonrası final. İtalyanlar'ın da Fransızların da umurunda değil eve dönen takımları, herkes finale kimin gideceğini merak ediyor. Bugün Haziran'in 25'i ve biz hala oradayız, gerisi hikaye ya da istersen bir roman. Kadro malum, muhtemel denilen onbir ne ola ki, eldeki futbolcu sayısı belli. Kalede Rüştü, Sabri, Gökhan Zan, ikinci stoperde durmak lazım Mehmet Topal'ın yüksek toplarda zamanlama problemi vardır, üstelik kendi bölgesinden almak da rizikolu. Hakan Balta oynasa da daha mantıklı geliyor bana ama sol kanatta ikinci bir adam yok. Bu durumda Hamit'i, Aurelio ile oynatırsa Topal'ı stopere çekip Hakan Balta'nın önüne Uğur Boral'ı (2. yarıda Tümer) koyabilir Terim. Sağda Sabri'nin önünde Kazım; bir ihtimal de Gökdeniz. İleri ikilide Semih ve Mevlüt. Geriye kim kalıyor ki! Almanlar iyi başladıkları maçları kazandılar. İlk golü atınca yenilmeleri zor desek ne yazar ki! Zaten bizim kazanmamız için de ilk golü hatta 2.yi yememiz lazım (!) Rakip analiz, duran toplarda iki stoperleri, bindiren bekleri, alan boşaltan Podolski, uzaktan iyi vuran Ballack hepsi hikaye. Ramon'dan öğrendik ya: Hayat varsa umut vardır...

24 Haziran 2008

Gai Assulin

Barcelona'da Messi sonra genç yeteneklerden Giovani Dos Santos Tottenham'a satıldı. Bojan Krkic ise İspanyol milli takımıyla Euro 2008'e gitmek yerine dinlenmeyi tercih etti. Yeni teknik direktör Guardiola olunca B takımdan geleceklerin de yolu açıldı. 10 ay önce blogda ikisini yazmıştım: Gai Assulin ve Thiago Alcantara. İkisi de 17 yaşında. Thiago Alcantara Brezilyalı Mazinho'nun oğlu. İsrailli forvet Gai Assulin ise Guardialo'nun en tuttuğu genç oyuncu. Bu sezon A takımda oynayacak. Sulak yer Barselona, yetiştiriyor adamlar işte...

Emre Kadro Dışı Mı?

Emre Belozoğlu sakat mı? İtalyan gazeteci Sebastiano Vernazza 'ya göre değil. Peki neden oynamıyor? Çünkü Fatih Terim ile tartıştı. Bu haber Almanya maçına 24 saat kala çıktı ortaya. İtalyan gazetecinin iddiası şudur: Portekiz maçı sonrasında soyunma odasında Emre, Terim'e güldü -galiba konuşma yaparken-; Terim de Emre'yi kadro dışı bıraktı. Muhabir haberin devamında sakatlık ve cezalılar yüzünden bugün Terim'den bir af bekliyorduk Emre için ama o basın toplantısında "Oynamasına imkan yok"dedi. Haber doğru mudur? Olsa da olmasa da yarın bizim medyada yer bulacaktır. İsim gün aşırı sakatlanan Emre ve teknik direktör de Terim olunca ben habere inanmayan taraftanım ama Sebastiano kardeşi yazmış işte...

"CASO EMRE - Tutto ruota intorno a Emre Belozoglu, l'ottavo indisponibile. Non è più un mistero, l'infortunio dell'ex interista - uno stiramento muscolare - era presunto. Anzi, finto. Emre è rimasto fuori perché ha litigato con l'Imperatore. È successo tutto negli spogliatoi della stadio di Ginevra, dopo la sconfitta col Portogallo (0-2) nel girone eliminatorio. Emre ha avuto qualcosa da ridire a Terim e il c.t. si è fatto un fiocco al dito. Guai a chi osa sfidare Fatih."

Beni Kategorize Etme

Hırvatistan maçında Sabri oyuna kötü başladığında aklıma düştü. Uzun zamandır hangi takım olduğu farketmez; futbolcuları 3 sınıfta topluyorum kafamda. Standart iyi oynayanlar, kötü oynadıklarında şaşırtanlar ve iyi oynadıklarında kafamıza taş mı yağacak dedirtenler. Buna bir maçlık değil sezon, turnuva genişliğinde bakmak lazım. 1. grup: İstikrarlı ve devamlı iyi oynayanlar. Ne kötü ne de çok iyi sıfatıyla pek yanyana gelmezler. Bizim milli takımın ön liberoları mesela. Aurelio ve Mehmet Topal. Sezon boyunca aynı form grafiğiyle yürüyüp, gittiler, tek başına maç mı aldılar, hayır. Biri şampiyonluğu getirdi bu istikrarla, diğeri Fenerbahçe'nin çeyrek final oynamasında büyük pay sahibiydi. Hamit Altıntop ve Hakan Balta'yı da bu gruba katarım ben. İtalya'da Gattuso, Fransa'da Toulalan, Makelele. 2. grup yetenekli, tek başına maç alabilecek ya da rakibi tek başına durdurabilecek ancak günü gününe uymayan futbolcular. 90 dakika öncesinde büyük umutturlar, sahada yokları oynarlar kimi zaman. Arda, Tuncay, Pirlo, Torres, Gomez, Henry, Servet, Volkan, Lincoln, Delgado.... Onların kötü olduğu günde maçı kazanmak ancak mucizelere ya da 3. grubun performansına kalır. 3. grup iyi oynadıkları zaman taraftarı şaşırtanlar. Yetenekleri bir yere kadardır, olur da o gün hayatının topunu oynarlarsa 2. grup yatsa bile maç kazanılır. Sabri ne zaman düzgün orta yapsa izleyen şaşırır. Uğur Boral ne zaman iyi oynasa hayra alamet değildir. Euro 2008'in her onbirini alıp bu 3 gruba ayırmak mümkün. Portekiz bu yüzden (Ronaldo) elenip gitti, Hırvatlar karşısında bu yüzden (Modric, Rakitic) maçı penaltılara götürebildik, İtalyanlarda takımın yarısından fazlası 1 (Ambrosini, Panucci) ve 3. grup olduklarından eve döndüler. Fransızların 3. grubu sürpriz yapmayıp, 2. grubu da yatınca gidiş biletini aldılar. Naçizane formülüm; bir takımın başarısı için 1. gruptan 4-5 oyuncunun ilk onbirde olması ve 3. gruptakilerin sayısının 3'ü aşmaması...

Aragones Sarı Desene

İspanya-Rusya yarı finalinde forma seçiminde son kararı UEFA verdi. Rusya kırmızı, İspanya sarı giyecek. Sarı forma İspanya'nın 2. forması. Bunu dert eden ise teknik direktör Luis Aragones. Adam sarı renkten nefret ediyormuş, öğrendik. Almanya'da hoş geldin diye sarı çiçekler uzatmışlar, yüzünü asmış, bir zamanlar milli takıma kampına Raul sarı tişörtle gelmiş, çıkar onu diye bağırmış. Hoş bunun sarıyla alakası yok adam zaten Raul'a kıl. Bu demektir ki bu sezon Fenerbahçe sahaya düz lacivert ya da düz beyaz formalarla çıkacak ya da Aragones imza attığı kulübün renklerinden habersiz...

Gomes Tottenham'da

Tottenham'da teknik direktör Juande Ramos'a açık çek vermişler galiba. İspanyol teknik adam da güzel güzel harcıyor. 23 milyon verdikleri Modric'den sonra şimdi de PSV'den kaleci Gomes'i aldılar ve 12 milyon euro ödeyecekler. Paul Robinson sonrası iyi kaleci. PSV ise sata sata bitiremedi kadroyu. Gomes gidince kaleye Isakksson'u düşünüyorlar. Galatasaray 6 aydır düşünüyor, PSV 6 günde imzayı attırır şimdi...

23 Haziran 2008

Jonathan Zebina Galatasaray'a

Ben bu adamı nedense hep Brezilyalı sanırdım bir zamanlar. Fransızmış, öğrendik sonra. Bir de yaşına aklım yatmazdı. 10 yıldır Serie A'da oynuyor. 30 yaşında daha... Jonathan Zebina, Capello'nun başında olduğu Roma'nın kilit adamlarındandı. Stoper oynar, sağ bek oynar. Dario Simic'in Galatasaray'a transferininin zora girdiğini not düşmüştüm, rota Zebina'ya dönmüş. Bu daha doğru bir seçim; hem Simic'den 2 yaş küçük hem de çok daha fazla maç tecrübesi var. Serie B'de Juventus'u her hafta takip etmiştim, takımı terk edip gitmeyenlerdendi. Juventus defansında artık pek ona ihtiyaç yok. Song'dan çok daha iyi bir sağ ayağı vardır ve dan dun vurmaz. Hatırladığım sakatlığa çok açık olduğu. Bu transfer olacak gibi...

Hakem Şansı

Euro 2008'de yarı finale kalan 4 ülkenin de bu başarısında hakem desteği yok. Güzel ve adil olan da bu. Geride kalan maçlarda hakemler geçmiş turnuvaların üzerinde bir yönetim tutturdular bana göre. Bir de "hakem şansı" denilen o elle tutulmayan şey yanlarındaydı. Bizim Hırvatistan maçında penaltımız verilmedi. İspanya'da David Villa'nın bir penaltısı yendi, Rusların bir penaltısı güme gitti. 3 takım da kazanıp yarı finale çıktığından bu hakem kararları pek tartışılmadı. Gruplarda da hakem yüzünden çeyrek final görmeyen takım yok gibi. Solaryumcu İsveçli hakem ve Rosetti'nin ucuz kartlarıyla 4 oyuncu kaybettik ama Rosetti, Rüştü topu şişirdiğinde maçı bitirse kimin itirazı olabilirdi ki? UEFA finale Rosetti'yi vermiş, Türkiye yarı finale çıktığında suratı ekşiyen Platini sanırım Almanya-İspanya finali hayal ediyor. Bizim grubun takımı İsviçre'den Busacca yerine yarı finali yönetecek başka bir hakem de bulabilirlerdi. Dün gece İspanya kralının hemen arkasında oturan Senes Erzik bilir işini...

Arshavin Nereye?

Zenit'in arkasında Gazprom gibi milyar dolarlarla oynayan bir sponsor olmasa geçen sezon başında bir Avrupa kulübü onu kadrosuna katardı ama karşılarında hep tok satıcıyı buldular. Arshavin 210 dakikada Euro 2008'in zirvesine kuruldu. Sanırım kimsenin itirazı olmaz, Rusların 4 yediği İspanya maçında Arshavin olsa o maç öyle bitmezdi. Yarı final de öyle bitmeyecek. Arsenal peşindeydi, İspanyol gazetecilere "La Liga'da oynamak istiyorum" deyince olağan manşetler hazırdı. Barcelona ve Real Madrid. Kadrolara bakıldığında ona daha fazla ihtiyacı olan kulüp Barcelona. Zenit'e gelen resmi bir teklif yokmuş. Bu futbol piyasasında Man. United gibi tok satıcıysan taliplileri sürüm sürüm süründürürsün. Zenit de tahminim 30 milyon euro'dan aşağısını kabul etmeyecek. Gözlerden uzak Rus liginde 8 yıldır Zenit forması giyiyor Arshavin. 26 yaşına geldi artık tapas yeme vaktidir. Hangi lig olursa olsun maçları her hafta yayınlanan büyük bir takıma gitsin, doya doya izleyelim...

Samir Nasri Arsenal'de

Euro 2008'den elenen ülkelerin futbolcuları eve döner dönmez yeni kulüplerine imza atmaya başladılar. Bu 2 aydır resmileşmeyi bekleyen bir transferdi. Samir Nasri, Arsene Wenger'in listesinde bir numaraydı ve Arsenal işi bitirdi. L'Equipe gazetesi Marsilya'ya giden bonservisin resmen açıklanmadığını ancak 20 milyon euro olduğu duyumunu aldıklarını yazıyor. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak Marsilya ve Erik Gerets için büyük kayıp ama gelen 20 ile bakalım kimleri alacaklar. Arshavin için de bastıran Arsenal Nasri transferi sonrasında fiyatı üçe katlanan Rus'dan vazgeçer artık ya da Adebayor'u Barça'ya verip Arshavin'i de alır.

Yoan Gouffran Bordeaux'da

Geçen sezon O.Lyon'u şampiyonluk yolunda sallayan ama yıkamayan Bordeaux kadroya takviyeye devam ediyor. Caen'den Yoan Gouffran transferi gelecek sezon şampiyonluk yarışında iki takım arasında dengeleri eşitleyecek gibi. Benzema'nın gol kralı olduğu ligin en iyi golcülerinden Gouffran'ı 6 milyon euro'ya kadrosuna kattı Bordeaux. Cavenaghi ve Gouffran sıkı ikili olacak. Avrupa'da transferde ödenenlerin ayarı yok bu arada. 22 yaşındaki Gouffran ile Trabzonspor'a giden Gökhan Ünal bonservis bedelleri eşit. Bizim 3 büyükler Güney Amerika'da adam aramaya devam etsinler, burunlarının dibindeki Fenin, Gouffran gibi adamları göremez onlar...

Ronaldinho

Marca vs La Gazzetta

İspanya'da reyting rekoru artık bu maça, penaltılar anına ait. Rekor 2002 Eurovision oylamasındaymış. Fabregas penaltıyı atarken ülke tarihinin en yüksek izleyici rekoru kırılmış. Marca'nın manşeti: Casillas tarihi değiştirdi. Kaybeden tarafta ise manşet: Herşey bitti. Donadoni gidiyor, Lippi dönüyor...