27 Kasım 2016

Steven Gerrard


Çok değil beş gün önce Beşiktaş, Benfica'ya 3-0 önde olduğu maçın son düdüğü çalınmadan kazanılmadığını göstermişken 11 yıl önce teknik adamlık kariyerinin en büyük dersini alan Carlo Ancelotti'nin sözünü ve ona sözü söyleten adamı hatırlayalım.
Milan'ın başında İstanbul'da Şampiyonlar Ligi finaline çıkan İtalyan teknik adam, ilk 45 dakikada 3-0 öne geçtikleri maçta skorun 3-3 olmasına engel olamamış ve yıllar sonra "Bir maçta 3-0 öne geçtiğimizde kazanmış olmadığımı ben İstanbul'da öğrendim" demişti. Ancelotti'ye bu sezon söyleten Liverpool ve gollerden birini atan da İngilizlerin kaptanı Steven Gerrard'dı.
İspanyolların Xavi-İniesta'sı çok daha fazlasını kazandı ama İngilizler son 10 yıla Gerrard-Lampard ikilisini hediye etti. İki oyuncu da kariyerlerinin son günlerini Avrupa'dan uzakta ABD Ligi'nde geçirdi ve Gerrard üç gün önce 36 yaşında kariyerine son noktayı koydu. Liverpool'dan başka takım forması giymeyen ve bir kez bile lig şampiyonluğu sevinci yaşayamayan Gerrard, hayatının en mutlu gecesinin 25 Mayıs 2005'te İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdığı gece olduğunu defalarca söyledi ama o finale giden yolda bir maç var ki hep satır aralarında kaldı. Monaco'nun 12 puanla lider çıktığı grupta son maça Olympiakos'un 3 puan gerisinde giren Liverpool, Anfield Road'da taraftarı önünde Rivaldo'nun frikik golüyle 1-0 geriye düşmüş ve Gerrard'ın sonucu belirleyen üçüncü golüyle averajla İstanbul hayallerini diri tutmuştu. Gerrard'ı Gerrard yapan elbette çok maç var ama onu yıkan maç elbette ki Chelsea maçıydı. Ayağından kaçırdığı top ve Demba Ba'nın golü.
Gerrard, 2005'te Chelsea'nin teklifini kabul etseydi muhtemelen kariyerine 2-3 şampiyonluk yazdıracaktı. O hikayeyi de Jose Mourinho'dan dinleyelim:
"Ona imza attırmak için elimizden geleni yaptık. Makalele-Lampard- Gerrard'lı orta sahayla oynamanın hayalini kuruyordum. Çevresinden ona Chelsea'ye git diyenler de oldu ama o bir kez olsun bile "Evet" demedi. O gerçek bir kırmızılıydı (Liverpool) ve bence doğru olanı yaptı."

Thiago Silva


Bilirsiniz Güney Amerika'dan en yetenekli genç futbolcuları cımbızla ayıklar gibi seçip getiren kulüp Porto'dur. 11 yıl önce Brezilyalı bir stoperi de transfer edip Portekiz'e getirmişler ama genç sambacı istenileni vermeyince kendini bir anda Moskova'nın soğuğunda bulmuştu. Rus oligarkların milyonlar yağdırdığı ligde Dinamo Moskova forması giymek onun için büyük fırsattı ama işler yine yolunda gitmedi. Brezilyalı genç şiddetli göğüs ağrılarından şikayetçiydi ve idman yapamaz hale gelmişti. Dinamo Moskova'nın onu transfer ederken sağlık kontrolünden geçirmediği ortaya çıktı. Lizbon'a döndüğünde kapsamlı tetkikleri yapan doktor, ona tüberküloz teşhisi koydu ve acı gerçeği söyledi: "İki ay geç gelsen, yapacak bir şeyim olmazdı." Tedavisi Moskova'da altı ay sürdü, futbolu bırakmak istedi, o günlerde annesinin ısrarıyla bu kararından döndü. Thiago Silva bugün 32 yaşında. Tüberküloz tedavisinin ardından ülkesinde iki yıl oynadı, Milan'daki futboluyla Paris Saint Germain'in yolunu tuttu ve o dünyanın en iyi beş stoperinden biri.

Juan Sebastian Veron


Koncu düşük oynayan futbolcular kulübünün daimi üyesiydi Juan Sebastian Veron. Estudiantes'te başlayan kariyerinde İtalya'da dört, İngiltere'de iki kulüpte forma giyip, bonservisine toplamda en çok ödenen ilk 10 futbolcu arasına girip kürkçü dükkanına dönmüştü. Bir zamanlar babasının kazandığı Copa Libertadores'i futbolu bırakmadan yetiştiği kulüp Estudiantes'e bir kez daha kazandırmıştı. Kimi teknik direktör olur kimi yorumcu. Seba Veron ikisini de pas geçip başkan oldu 1993'te altyapısına geldiği kulübe. 42 yaşındaki başkan Veron taraftarına bir söz verdi. Yeni stadyumlarındaki ((Estadio Jorge Luis Hirschi) 146 locanın minumum 100'ünün satılması halinde Veron, futbola geri dönecek ve gelecek sezon Estudiantes forması giyecek.

Peter Lim


Yabancı sermayenin bir Avrupa kulübünü satın alması Manchester City ve Paris Saint Germain'de olduğu gibi mutlu sonla bitmiyor maalesef.
İspanya'nın esaslı takımlarından Valencia da iki yıldır bu açmazın içinde yuvarlanıp duruyor. İtalyan teknik adam Cesare Prandelli'nin de ilaç olmadığı kulübün taraftarları uzun zamandır protesto ettikleri patron Peter Lim, aylardır Valencia şehrine adım atmadı. Bardağı taşıran hikaye ise geçen hafta yaşandı.
2 milyar euro servete sahip 63 yaşındaki Singapurlu patronun Valencia'dan sorumlu kızı, takımın maçı varken Instagram hesabından Manchester United-Arsenal maçına gittiğini müjdeledi! Sonrası kıyamet tabii. Lim Ailesi, Premier Lig keyfi yaparken Valencia lig sonuncusu Granada ile 1-1 berabere kaldı. İspanyol tribünleri gitmesini istedikleri adamların arkasından beyaz mendil sallar, bilirsiniz. Peter Lim de sanırım o mendilleri televizyon ekranında görecek.

Adriano Galliani



80'lerin başında yayın tekelinin İtalyan devlet televizyonu RAI'de olduğu yıllarda Silvio Berlusconi inşaat sektöründen elde ettiği sermayeyi özel televizyon kanallarına aktarmaya karar verdiğinde yanında bir adam vardı. Berlusconi, televizyon antenleri ve her türlü ses-video ekipmanlarını üreten şirketi satın aldığında hedefi Canale 5 ve İtalia 1 kanallarını açıp izleyiciye süratle bu teknolojiyi ulaştırmaktı.
O şirketin sahibi Adriano Galliani idi ve sektöründe guru olarak biliniyordu. Futbol dünyası, Berlusconi Milan'ı satın aldığında tanıdı Galliani'yi. Milano kulübünü 1986 yılında beri yöneten Adriano Galliani, Berlusconi patronajında tam 28 kupa kazandı, takım 5 kez Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. 30 yıllık Milan kariyerine bu hafta nokta koyuyor Adriano Galliani. Berlusconi, Milan'ı sattığı için 72 yaşındaki futbol aklı koltuğunu Marco Fassone'ye bırakacak. 40 yılda 4 kaptanı (Cesare Maldini-Gianni Rivera-Baresi-Paolo Maldini) olan bir kulübün 30 yılda kaç futbol aklıyla çalışmasını bekliyordunuz ki? Biri istikrar mı dedi?