29 Ocak 2010

Transfer Üçgeni

Buna romantik bir transfer hikayesi diyebiliriz. Hernan Crespo, 14 yıl önce İtalya'da ilk giydiği formayı tekrar sırtına geçirdi. Kürkçü dükkanı dönenler kulübüne de hoşgeldi böylece. 1996'da River Plate'den 21 yaşında Parma'ya geldiğinde teknik direktör Carlo Ancelotti idi. 8 yıl sonra aynı hocayla İstanbul'da finale çıkmıştı. Sezon başında Milito, Inter'e gidince o da kapağı Genoa'ya atmıştı. Bugün hızlı bir transfer dalgasıyla 3 golcü yer değiştirdi. Atalanta'da "olmayan" Acquafresca, Genoa'ya gelirken, Crespo da 10 yıl sonra Parma'ya geri döndü. Nicola Amoruso da üçgeni tamamladı ve Parma'dan Atalanta'ya gitti. Tebdili mekanda ferahlık vardır derler, bu 3 golcü de öyle yaptı açıkçası.

Ben Kısaca Zac

Aslında bu kadar kolay işte, bir başkasına giydiriyorsun kulübün armalı montunu, kaldığı yerden devam ediyorsun. Juventus benim hatırladığım hiç bu kadar çaresiz olmamıştı. Dechamps, Serie B'den takımı çıkardığında garip bir şekilde yolları ayırdılar. Ranieri, 40 yıl sonra lig bitmeden giden hocaydı. Ferrara için bilet, Bayern Münih, Torino'da kazandığı gece kesilmeliydi. Kesmek kolay da yerine kim gelecekti? Yeni hoca da bulamadıklarından Juventus battıkça battı. Son 12 maçta 9 mağlubiyet. Dünyanın herhangi bir yerinde bir teknik adamın gitmesi için yeterli sebep. Yerine gelen de Zaccheroni Daha ilk günden onun emanetçi olduğunu gelecek sezon takım başında olmayacağını biliyorlar. Hiddink'e para yetmedi, Benitez de Liverpool'dan bir türlü kovulamadı. Kala kala Zac'a kaldılar. Son çalıştırdığı takım Juventus'un ezeli rakibi Torino'ydu. İlginç bir kariyeri var aslında Zac'ın. Udinese ile patlamış, Milan'ı şampiyon yapmıştı. Galatasaray'a karşı şansı hiç gülmedi. Terim de belalısı oldu İtalya'da. Juventusluların aslında onu sevmek için bir sebebi var. Inter'in şampiyon olacağız diye gittiği Lazio deplasmanında-meşhur 5 mayıs-4-2 çarpıldığında Lazio yedek kulübesinde o vardı. Bu saatten sonra amacı belli Juventus'un. Şampiyonlar Ligi vizesi alabilmek. Sezon başından bu yana 90 sakatlık yaşayan bir takımı bakalım nasıl ayağa kaldıracak Hüseyin Kalpar pardon Zaccheroni...

Hafta Sonu Futbol

29 Ocak Cuma
20.00 Antalyaspor – Beşiktaş (LİG TV)
21.30 Hamburg – Wolfsburg (TRT 3)
30 Ocak Cumartesi
13.30 Çaykur Rize – Adanaspor (D SPOR)
17.00 Liverpool – Bolton (SPORMAX)
18.00 Nijerya – Cezayir (EUROSPORT)
19.00 Diyarbakırspor – Trabzonspor (LİG TV)
19.30 Burnley – Chelsea (SPORMAX)
19.30 Schalke – Hoffenheim (TRT 3)
20.00 Lille – Lens (KANAL A)
21.00 Sporting Gijon – Barcelona (NTV)
22.00 Montpellier – Marseille (KANAL A)
23.00 Deportivo La Coruna – Real Madrid (NTVSPOR)
31 Ocak Pazar
13.30 Karşıyaka – Giresunspor (D SPOR)
15.00 Sivasspor – Fenerbahçe (LİG TV)
15.30 Manchester City – Portsmouth (SPORMAX)
16.00 Parma – Inter (NTVSPOR)
18.00 Arsenal – Man. United (SPORMAX)
18.00 Auxerre – St. Etienne (KANAL A)
18.00 Mısır – Gana (EUROSPORT)
18.30 Bayer Leverkusen – Freiburg (TRT 3)
19.00 Denizlispor – Galatasaray (LİG TV)
22.00 Lyon – PSG (KANAL A)
22.00 Sevilla – Valencia (NTVSPOR)

28 Ocak 2010

Rooney de Bizi Görecek mi?

İngiltere'deki yayıncı kuruluş Sky, Arsenal-Manchester United maçının 9 pubda 3 boyutlu izlenebileceğini açıkladı. Orange'ın “2020’de Futbol”. Gelecek 10 yılda bizleri neler bekliyor? adlı bir raporu vardı. Nisan 2008'de blogda bu konuyu aktarmıştım. Şimdi tekrar okuma ve üzerine konuşma zamanı. Metin alttaki linkte. Fikirlerinizi bekliyorum. Nereye gidiyor futbol? Ya da Rooney de bizi görecek mi?

Ulan Mutu

Adrian Mutu bu kez bitti. Chelsea'de kokain yüzünden 7 ay ceza yemişti. Bu kez sibutramin maddesine rastlanmış. Fiorentina'nın Bari'yi 2-1 mağlup ettiği ve Mutu'nun da bir gol attığı maç sonrası. Sibutramin, kilo vermede, verilen kilonun korunmasında etkili bir madde. Sakatlıklar sonrası hızlı kilo vermek için kullandığını tahmin ediyorum. Serie A'da en sevdiğim adamlardan biridir. Bu kez düştüğü çukurdan zor çıkar. Ulan Mutu diyorum sadece...
***
Bir transfer daha resmileşti ve beklenildiği üzere Robinho, Santos'a kiralandı. Manchester City şimdi Cassano'yu alabilir. Halil Altıntop'un tercihi d iyi. Frankfurt'ta Amanatidis vee Martin Fenin sakat. 11'de şans bulur. Tottenham da Eidur Gudjohnsen'i aldı.

Spor İletişimi Sertifika Programı

Kadir Has Üniversitesi Spor Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi (SHAUM) olarak 2007–2008 ve 2008-2009 öğretim yıllarında, “Spor İletişimi Sertifika Programı”nı, gerçekleştirdik. İki sene içinde programa başvuran 500’i aşkın aday arasından, düzenlenen sınav sonucunda, iki sene boyunca 40 katılımcı çeşitli burslar aldı, iki sene toplamında 80 öğrenci eğitim gördü. 120 saatlik ders programını takip eden öğrenciler bitirme sınavı sonucunda çeşitli medya kurumlarında staj yapma imkanı kazandı. Bugün aralarında Ntvspor, Lig TV, Eurosport Türkiye, GS TV, Radikal, Taraf, Vatan gazeteleri, Futbol Federasyonu, UEFA Kupası final organizasyonu, çeşitli web sitelerinde çalışan 20’ye yakın öğrencimiz var. Staj imkanı bulanların sayısı ise 40’dan fazla.

-Gazete ve TV kanallarının spor servislerinde kariyer yapmak, spor gazeteciliğinde ve spor iletişiminde uzmanlaşmak isteyenler! Kadir Has Üniversitesi tarafından, Coca Cola, Türkiye Futbol Federasyonu, Ntvspor ve Ntvspor Radyo ’nun katkılarıyla gerçekleştirilecek Spor İletişi Sertifika Programı’na katılın, mesleğin inceliklerini ustalardan öğrenin. Önsınavda başarılı olan 22 öğrenciden biri olun, burs kazanın!
-TFF Eski Başkanı ve UEFA Tahkim Kurulu üyesi Dr. Levent Bıçakcı direktörlüğünde Şubat-Haziran ayları arasında gerçekleştirilecek program, haftada 8 saat olmak üzere 15 hafta sürecektir. Dersler, cumartesi ve pazar günleri, 10-14 saatleri arasında yapılacaktır. Program süresince, konuklu dersler ve pratik çalışmalar gerçekleştirilecektir.

•Program sonunda dereceye giren öğrencilere çeşitli medya kuruluşlarında staj yapma olanağı.
•Levent Bıçakcı, Atilla Gökçe, Mehmet Demirkol, İbrahim Altınsay, Zeki Çol, Okay Karacan, Fuat Akdağ, Mert Aydın, Yiğiter Uluğ, Mithat Bereket gibi ustalardan eğitim alma fırsatı
•Sertifika programına katılım ücreti, katılımcı başına, programın tamamı için 2.500 TL’dir.
•Programa maksimum 50 katılımcı alınacaktır.
•Sınav ücreti olarak 50 TL alınacaktır.
•Önkayıtların ardından, adaylar arasında yapılacak sınav ile başarı sıralaması belirlenecektir.
•Başarı sırasına göre
o İlk altı (6) sırayı alan katılımcılar tam burs
o 7.-12. sıraları alan altı (6) katılımcı (1250 TL’lik) yarım burs
o 13.-22. sıraları alan on (10) katılımcı (750 TL’lik) çeyrek burs
Kazanacaktır. Burslar Coca Cola ve TFF tarafından karşılanacaktır.
Önkayıt son gün: 5 Şubat
Sınav tarihi: 6 Şubat
Son kayıt: 12 Şubat
Derslerin başlangıcı: 13 Şubat
Başvurular için sporiletisim@khas.edu.tr


NİÇİN SPOR İLETİŞİM PROGRAMI
Ülkemizde spor endüstrisi hızla büyümektedir. Gelişen spor ekonomisine paralel olarak kurumların iyi yetişmiş spor yöneticilerine ihtiyacı belirmektedir. Bu sektörün bir dalı da spor iletişimidir. Spor iletişimi, bugün her zaman olduğundan çok daha fazla yetişmiş elemana ihtiyaç duymaktadır.
Avrupa Birliği Komisyonu 11.07.2007 tarihindeki bildirgesinde de bu durumu tespit etmiş, spor medyasını, spor sektörünün en önemli unsuru olduğunu vurgulamıştır.
Nitekim, naklen yayınlar, spor programları, gazetelerin ve dergilerin spor sayfaları, spor organizasyonları yapan kuruluşlar, spor kulüplerine sponsor olan şirketlerin iletişim departmanları, uluslararası spor karşılaşmalarının iletişim komiteleri… Bütün bu yapılar spor iletişiminin ne kadar önemli olduğunu ve bu alanda nitelikli elemanlar ihtiyacının önemini vurguluyor. Özellikle Türkiye’de sporun yurtdışına açılması ve artan gelirlerle birlikte bu ihtiyaç iyice belirginleşmekte. Bugün Türkiye televizyonlarında haftada 70 saatin üzerinde spor programı yayını ve en az bir o kadar da canlı yayın var. Ulusal gazetelerin tümü gazetelerinin en az yüzde 10’unu spora ayırıyor. Politika sayfalarından ekonomi uzmanlarına kadar herkes spor, özellikle de futbol terimlerini kullanıyor.
Ülkemizde onlarca iletişim fakültesi var. Ama bunların hepsi iletişimin genel prensiplerini ortaya koyuyor, uzmanlık alanlarına özgü yapılandırmaya gitmiyor. Oysa spor iletişimi pek çok sosyal bilimin kesişme noktasında yer alıyor. Ekonomi de, hukuk da, sosyoloji de, psikoloji de, halkla ilişkiler ve üst düzey yöneticilik de spor iletişimin konusu olabiliyor.
Bugün Türkiye’de gazetelerin spor sayfalarında, televizyonların spor haberlerinde, spor internet sitelerinin tüm pencerelerinde başrolde futbol var. Oysa spor iletişimi, spor gazeteciliği çok daha geniş bir perspektiften bakmak zorunda. Bu ülke tarihinin en itibarlı sayfalarını, en seyredilesi programlarını hazırlayanlar, sporun olimpik ruhunun ve genel spor felsefesinin değerini bilen isimlerdi. Sadece futbola değil diğer tüm sporlara dair bilgileri ve görgüleri vardı. İşte spor iletişimi biraz da bu yüzden gerekli. Sporun genel felsefesini özümseyebilmek için.
Her iletişim alanında olduğu gibi spor iletişimi de kendi 5N 1K’sını doğru kurmak zorunda. Kulüplerle yaşanan iletişimsizlikler, asparagas haberler, spekülasyonlar… Spor dünyasının iç huzurunu bozan bu tip haberlerin doğru kaynaklar ve doğru yaklaşımlarla belirli bir sistematiğe kavuşması için de spor iletişiminin temel kurallarını bilmek gerekiyor.
Spor İletişimi Sertifika Programı Kadir Has Üniversitesi Spor Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi (SHAUM) bünyesinde açılan bir program. SHAUM açısından bu sertifika programının amacı, spor kültürüne akademik açıdan katkı vermek ve yetişmiş eleman açığına nitelikli adaylar yetiştirmek. Amaç hem piyasanın ihtiyacını karşılayabilecek piyasanın gerçeklerini de bilen, ama hem de Türk sporuna kalite katkısı sağlayacak nitelikli elemanlar yetiştirmek. Alanında isim yapmış isimler, mesleğe bir ufuk kazandıran yeni yüzler ve spor iletişim dünyasının öne çıkan akil adamları bu sertifika programı çerçevesinde bir araya geldi. Amacımız spor iletişim dünyasına yeni yüzler kazandırmak.

Genel Bilgiler
• Türkiye’de haftada yetmiş saat spor programı var.
• Her gün ulusal gazetelerde 100’ün üzerinde sayfa spora ayrılıyor
• Türkiye’de spor pastasını futbol pazarının büyüklüğü 500 milyon Euro’yu aşıyor
• Sadece sponsorluk gelirleri 100 milyon Euro’ya yaklaşıyor.
• Bahis oyunları vasıtasıyla 20’yi aşkın ülkenin futbol ligleri yakından izleniyor.
• Futbol maçları reytinglerde ilk onun arkasına düşmüyor
• Süper Lig dünyanın en çok gelir getiren yedinci ligi
• İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve daha pek çok Avrupa ülkesinde spor iletişimi, spor yöneticiliği, spor hukuku gibi alanların akademileri, enstitüleri varken Türkiye’de iletişim fakültelerinde, işletme fakültelerinde ve hukuk fakültelerinde sporla ilgili ders sayısı yok denecek kadar az.
Spor, Avrupa Birliği’nin stratejik hedefleri dayanışma ve refaha önemli bir katkıda bulunan, her geçen gün büyüyen sosyal ve ekonomik bir olgudur. Gençlerin eğitim için olduğu kadar uluslar ve kültürler arasındaki barış ve anlayışı desteklemek için ortaya çıkmış olan sporu geliştirme ülküsü Avrupa’da doğmuştur ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile Avrupa Olimpiyat Komiteleri tarafından himaye altına alınmıştır.
Spor vatandaşların ilgisini bir hayli çeken bir sosyal etkinlik alanıdır ve bu çerçevede sosyal keken ayırımı gözetmeksizin, insanları bir araya getirmek her kesime ulaşma konusunda muazzam bir potansiyeli vardır. Sporla elde edilen değerler sağlık ve eğitime büyük katkı sağlar.
Bir takımın parçası olmak, adil oyun gibi ilkeler, oyunu kurallarına göre oynamak, başkalarına karşı saygılı olmak, dayanışma, disiplin ve bunun yanı sıra kar amacı gütmeyen amatör sporlara dayalı organizasyonlar ile gönüllülük, bireylerin aktif vatandaşlar olmasına destek olan unsurlardır. Spor organizasyonlarında gönüllü olmak, tanınıp geliştirilmesi gereken gayri-resmi eğitim için birçok fırsat olanağı sunar. Spor ayrıca, gençlerin meşgalesi ve toplumda yer alması için cazip imkanlar sağlar ve insanların suç işlemelerini önlemeye yardımcı olma konusunda olumlu bir etkiye sahip olabilir.
Sporun ekonomik ve sosyal aidiyetlerini birbiriyle daha çok bütünleşmiş toplumların oluşmasında önemli bir katkısı vardır.
Her bireyin spora erişme imkânı olmalıdır.
Avrupa Birliğinin tek hedefi sporun gücünden daha fazla yararlanmaktır. Spor cinsiyet, ırk, yaş, engel, din ve inanç, cinsel tercih ve sosyal yada ekonomik durum ayrımı gözetmeksizin her vatandaşı kapsamaktadır.
Bağış Erten

Spor İletişimi Sertifikası Ders Programı ve Akademik Kadro

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ Sportif İletişim Ders Programı
GENEL BİLGİLER
15 hafta x 8 ders = Toplam 120 saat
Cumartesi-Pazar günleri 10.00-14.00 saatleri arasında dörder saat.
DERS PROGRAMI
A. Basın Tarihi
a. Spor Haber Dili
b. Radyo-TV Tarihi
c. Spor Basının Tarihçesi
B. Türkçe
C. Habercilik Etiği Atölyesi
D. Karşılaştırmalı Habercilik Perspektifi
E. Türk Spor Tarihi ve Olimpik Ruh
F. Olimpiyat Tarihi
G. Spor Gazeteciliği
a. Editörlük
b. Sayfa Düzeni
c. Haber Dili ve Yazımı
d. Röportaj Teknikleri
e. Foto Muhabirliği
f. Dış Haberler
H. Radyo Televizyon Haberciliği
a. Spor Spikerliği
b. TV’de Spor Editörlüğü ve Kamera Önü
c. TV Haber Dili
d. Kurgu, Montaj ve Teknik
e. Yayın Yönetmenliği
I. Sponsorluk- Halkla İlişkiler ve Yeni Medya
a. TV Yönetimlerinin Spora Bakışı
b. Gazete Yönetimlerinin Spor Bakışı
c. Halkla İlişkiler
d. Sporda Sponsorluk ve Proje Üretimi
e. Yeni Medya
J. Hukuki/İdari Yapı, Kurallar, Prensipler
a. Spor Hukuku ve İdari Yapı
b. Kurallar ve Uluslararası Reglamanlar
KADİR HAS SPOR İLETİŞİMİ SERTİFİKA PROGRAMI
AKADEMİK KADRO

Ahmet Çakır
Ahmet Çiğdem
Ahmet Güvener
Alp Ulagay
Atilla Gökçe
Ayten Görgün
Bağış Erten
Barış Kuyucu
Bülent Timurlenk
Can Birsay
Cengiz Alkan
Ercan Taner
Erdal Batmaz
Erdil Arpacı
Faruk Baştürk
Fevzi Yazıcı
Fuat Akdağ
Hasan Cemal
Hasan Cemal
İbrahim Altınsay
İpek Özgüden
İsmail Hakkı Polat
Kemal Kapulluoğlu
Levent Bıçakcı
Mehmet Demirkol
Mert Aydın
Mete İkiz
Mithat Bereket
Murad Sezer
Murat Ağca
Murat Erun
Okay Karacan
Tanıl Bora
Tuğrul Akşar
Uğur Yıldırım
Ümit Kıvanç
William Gallard
Yiğiter Uluğ
Zeki Çol

27 Ocak 2010

Giovani Dos Santos Galatasaray'da

Transferi resmen açıklayan bu kez Galatasaray kulübü değil, oyuncu oldu. Geçen sezon Morgan De Sanctis de transferini açığa çıkarmıştı. Elbette hiç sürpriz tarafı yok. Garip olan (kadrodan gidecek olan isimle sözleşmenin feshini bekliyorlardır) Galatasaray'ın açıklama yapmaktan kaçınması. Giovani, ülkesinde ESPN radyoya konuştu ve Galatasaray'a gideceğini açıkladı. Radyodan dinlediğim röportajdan birkaç not düşeyim:

"Galatasaray ile anlaştım. Sezon sonuna kadar kiralık gidiyorum. Rijkaard gibi beni tanıyan bir hocayla çalışacağım için çok mutluyum. Daha fazla dakika alacağım. Dünya Kupası öncesinde buna ihtiyacım var. Satın alma opsiyonu Galatasaray'da olacak. Ailemle de konuştum benim için iyi tercih olduğuna karar verdik. Galatasaray'da tanıdığım çok oyuncu var. İyi bir takım var, Elano, Leo Franco, Baros .... var. Para öncelikli değildi;önemli olan futbol oynamam. Rijkaard beni hangi mevkide oynatacağını iyi bilir.(kanatlar) .........."

****
13:12 Galatasaray transferi resmen sitesinden açıkladı.

26 Ocak 2010

Balic Real Madrid'de

"Aslında ismi Baljic ama Türkler telafuz edemediklerinden Baliç diyorlardı" diye anlatıyor Real Madrid'e transfer olduğu gün Baliç'i İspanyol medyası sayfanın bir köşesinde. Ondan iki sezon önce transferin son gününde ülkeyi ayağa kaldıran imza Barcelona'dan gelmişti. Defterde yazan maksimum bonservisi, 26 milyon doları ödeyip La Coruna'dan koparmıştı Rivaldo'yu Katalanlar. İspanyol gazetelerine göre Real Madrid 20 milyon dolar bonservis ödedi Fenerbahçe'ye. Dönemin kuru üzerinden kafa karışabilir, "kaç Euro eder?" bunun hesabına girmeden, dikkat çekmek istediğim: ( iki post aşağıdaki başlıkla alakalı) Yeni transfer ülkede nasıl karşılanır?Real Madrid'in Balic hamlesi o günlerde "Beyaz Rivaldo" olarak lanse edilmiş. Umut dolu, taraftara gazete aldıran bir manşet... Real Madrid imzadan sonra onu satın almak isteyen 150 milyon dolar öder yazmış sözleşmesine. Balic'in (Kimse onun gibi ayağının üstüyle orta kesemezdi) Real Madrid'de neler yaptığını daha doğrusu neler yapamadığını hepimiz biliyoruz. Dizinden geçirdiği operasyonda domuzdan alınan bağ kullanılmıştı. Gün geldi o diz bir kez daha iflas etti. Bu kez operasyonu bir Türk profesör yaptı. Profesör Ömer Taşer. Alanında dünyanın en iyilerinden. Milimetrenin önemli olduğu ustalık gerektiren bir ameliyat. Balic o diziyle yıllarca top oynadı. Ne İspanyollar gibi bir futbolcuya yakışıklı merhaba diyebiliyoruz; ne de elimizdeki tıp adamlarına saygı duyuyoruz. Aferin bize...

Ronaldo'nun Dirseği ve Messi

Bu fotoğraf arşivden çıktı. Sebebi Cristiano Ronaldo'nun gördüğü kırmızı kartın cezasını hafifletmek. Pazar akşamı 2-0 önde oldukları maçta bu sezon ikinci kırmızısını gören Cristiano Ronaldo için Real Madrid'den önce savunmayı şehrin gazeteleri hazırladı. Peşinden gelen rakibe üçüncü denemesinde dirseği oturttu Portekizli. Maçtan sonra da boyu kısaydı, uzun olsa dirseğim göğsüne isabet ederdi dedi. Kısaca yüzsüz arkadaş. Suratına darbe alan Mtiliga'nın 3 hafta oynayamacağı söyleniyor. Bugün Cristiano Ronaldo'nun cezası belli olacak. Ceza hafiflesin diye de iki gündür Messi'nin benzer kareleri çıktı ortaya. Her Barça maçını izleyenler için bildik kareler bunlar. İkili mücadelelerde kıstırılan Messi'nin rakibi ekarte ettiği ve vücudunu kullandığı anlar. Ronaldo'nunki ise bariz pis bir dirsek.
***
2 maç ceza aldı bu da demektir ki sadece hakemin kırmızı kart kararına cezayı kestiler.

Alex Zaten Koşmuyordu ki (!)

Bir şirkete iş başvurusu yaptığınızda özgeçmiş isterler sizden öyle değil mi? İşe alındıktan sonra da gerekli gereksiz onca evrak içinde sabıka kaydı da vardır. Onca yıl eğitim görmüş, iş tecrübesi olan bir adam, iş aradığında kimsiniz sorusunun cevabı özgeçmişte gizlidir, sabıka kaydında değil. Biz çok ama çok zamandır bu ülkeye gelen yabancı futbolcuların özgeçmişlerini dikkate almıyor, kulaktan dolma sabıka kayıtlarıyla vakit geçiriyoruz. Yorum dünyası bunun üzerine kurulu ne yazık ki! Her yabancı futbolcu için bir kulp bulunuyor, ezeli rakibin aldığı futbolcuya rengini belli etmiş yorumcular illa ki bir etiket takıyor. Son örnek Lucas Neill ve Jo. İkisi de zaten yedekmiş, hadi biri iyi aile babası olmaktan yırtıyor, diğeri alemci, teknik adamla dalaşan sorunlu bir tip. 15 yıldır Ada'da oynayan Lucas Neill memnun etmiyor insanları. John Terry gelse ona da diyecek bir lafımız olur. "Anası babası hırsız" der çıkarız işin içinden. Rijkaard futboldan anlamıyor, Aragones zaten uykucuydu, Del Bosque kasap kılıklıydı, Roberto Carlos Katar'a gidiyordu, uçağı şaşırdı, Keita alemciydi, Song her maç kırmızı kart gören bir kasaptı, Sivok geldiği takımda yedekti, Ferrari yavaştı, Güiza o golleri beleşe yatıp atmıştı, De Sanctis Sevilla'da yedekti, Kewell bitmişti... Hangisine bir kulp takmadık ki? Havaalanında omuzlarda karşılanan hangi yabancı futbolcu, ertesi gün ekranda bir tek maçını izlememişler tarafından hayali sabıka kayıtlarıyla ellerinden kelepçelenmedi ki! Garip bir milletiz vesselam. Alex bir gün gidecek bu ülkeden. Birileri mutlaka çıkacak ertesi gün ekrana ve diyecek ki: "Zaten koşmuyordu ki!"
***
Baliç'in Real Madrid'e transfer hikayesi konunun devamıdır aslında. Baliç, Madrid'e gittiğinde hangi manşetle karşılandı? Arada farkı görmek için yazmalı. Bu gece inşallah...

Naklen Yayınlar

26 Ocak Salı
17:00 Beşiktaş-Konya Şekerspor / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
20:00 Kasımpaşa-İstanbul BŞB / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
21:45 Wolverhampton-Liverpool / Spormax
22:00 Roma-Catania / NTV Spor (İtalya Kupası)
27 Ocak Çarşamba
13:30 Bursaspor-Sivasspor / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
20:30 Ankaragücü-Galatasaray / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
20:30 Trabzonspor-Orduspor / TRT 3 (ZTK 5. Hafta)
21:45 Aston Villa-Arsenal / Spormax
22:00 Man United-Man City / Kanal A (Carling Cup)
22:00 Milan-Udinese / NTV Spor (İtalya Kupası)
28 Ocak Perşembe
18:00 Gana- Nijerya / Eurosport (Afrika Uluslar Kupası Yarı Final)
21:30 Cezayir- Mısır / Eurosport (Afrika Uluslar Kupası Yarı Final)
21:45 İnter-Juventus / NTV Spor (İtalya Kupası)
ref:tribündergi

25 Ocak 2010

15 Yıl Önce Bugün Cantona

15 yıl önce bugün Eric Cantona, Selhurst Park'ta Crystal Palace-Manchester United maçında uçan tekmeyi çakmıştı Matthew Simmons'a. Yıllar su gibi akıp gitmiş, sevgiyle anıyoruz kendisini. Her takıma bir Eric Cantona lazım bu oyunda... Bunu da bugün öğrendim. Meşhur tekme Ash'ın Kung Fu single'da kapak fotoğrafı olarak kullanılmış...

Xavi-Puyol vs. Robinho

Adamın ne mal olduğunu biliyorlar tabii. 3 ay öncesinden başlamıştı bu transfer dedikodosu. Henry'nin yerine adam arayan Barcelona için Robinho yazılmaya başlandı. Mark Hughes hala görevdeydi. Onunla anlaşamayan Robinho şimdi Mancini ile de papaz oldu. Takımdaki iki kankası da Galatasaray'a gitti. Barcelona'da Puyol ve Xavi, Guardiola'ya "Soyunma odasının havasını bozar. Alma bu adamı" demişler. Robinho da 11 garantisi istediğinden Manchester City'de valiz topluyor. Dunga'nın Santos'a git dediği söyleniyor. Kürkçü dükkanına... Bu vesileyle Gravesen'e de selam çakmış olalım...

Beşiktaş Başkanı Kim Olur?

Milano Derbisi ve Pazar Gecesi...

Cumartesi-Pazar çalışmayanlara hep imrenmişimdir. Mesela dün kar bastırdığında evde olabilsem Baba üçlemesinin ardından Bir Zamanlar Amerika'yı izler, üç demlik çay bitirirdim. Yine de seviyoruz elbette mesleğimizi. Önce Trabzonspor-Sivasspor maçı, ardından Galatasaray-Gaziantespor maçı. Koskoca iki sayfa. Eve adımı attığımda Milano derbisinin 2. yarısı başlıyordu. İlk yarıyı banttan izlerim deyip direkt Ersin Düzen'e kulak verdim. Ardından Fildişi-Cezayir maçı da uzayınca geriye dönüp o kaçan yarıyı izleyecek kafa kalmadı tabii! Ronaldinho'nun direği yalayıp giden volesi gol olsa derbi belki dönerdi. Yine kalecisi ve defansı iyi olan takım kazandı. Sneijder'den sonra Pandev'in de nokta transfer olduğunu kanıtladı Mourinho. Cesar artık en iyi Buffon diyenlere selamdan fazlasını yolluyor. Penaltı dahil adam yememeye programlanmış. Son haftalarda Ronaldinho'nun çıkışıyla ümitlenen Milan'a yine 2 numara büyük geldi Inter. Pandev'in frikikten gelen golü öncesinde Maicon pek artist gibi attı kendini yere. Nesta'nın olmadığı savunmada Favalli varsa kalende 2 gol görmen normaldir. Pato'yu elbette ki aradı Milan. Mourinho yine maçın adamı olmayı başardı. Bu işleri iyi beceriyor. O tribünlere ayağa kalkın diye kollarını açtığı sahnede nefis rol çaldı sahadakilerden. Milan kazansaydı lige renk gelirdi ama Inter yine uzayıp gitti sol şeritten. Zevkli bir derbiydi ve Serie A sıkıcıdır klişesine de selam yolladılar. Manyak Materazzi de derbi zaferini rakibin patronu ve başbakan Berlusconi'nin maskesiyle kutladı. Özgürlük ve hoşgörü güzel şey! O arada Real Madrid Ronaldo'nun iki golüyle kazanmış maçı. kırmızı görmüş Ronaldo. Bu gece Van Nistelrooy için Santiago Bernabeu'ya veda gecesiydi aynı zamanda. Atletico Madrid de komşu Getafe deplasmanında yine rezalet oynamış. Maxi ve Sinama'dan sonra Cleber Santana'yı da yolladılar takımdan. Bu hamle yeni transfer Eduardo Salvio'ya yabancı kısıtlaması nedeniyle yer açmak için yapıldı. Keita çılgın bir füze savurdu Cezayir kalesine. Buna da netten yetiştik tabii. Cezayir'in 2-2'yi getiren golüne yetiştim. Londra, Drogba'nın burnunda tütüyor ki sahada yoktu. Bugün Angola ve Fildişi turu geçer diye bekliyordum. Olmadı. Şampiyonluk favorim Fildişi'nin pili bitti ve evine dönüyor. Galatasaray'da Keita'ya tahmin edilenden 10 gün önce kavuşacak. Tabii Keita rötar yapmazsa. Livorno'da Cosmi istifa etti. Manchester City'de Elano ve Jo'dan sonra çetenin 3. elemanı Robinho da yolcu. Mancini'ye rest çekmiş her maç oynamak için. Everton, Lucas Neill'in yerini Senderos ile dolduruyor yarın. Günü Gianluca Vialli'nin ilginç demeciyle kapatayım. Juventus'ta yerine teknik adam aranan Ciro Ferrara'nın koltuğunu devralıp almayacağı hakkında soruya, eski Juventus'lu ve Ferrara'nın takım arkadaşı Vialli şöyle cevap vermiş: "Bunu yaparsam bir arkadaşımın karısıyla yatmış gibi hissederim. Yapmamak lazım." Ferrara, bu açıklamadan ne çıkartırsa artık(!) Herkese iyi geceler... Ya da günaydın!..
***
Gol: Milito al 10’ p.t; Pandev al 20’ s.t.
INTER (4-3-1-2): Julio Cesar; Maicon, Lucio, Samuel, Santon; Zanetti, Cambiasso, Muntari (dal 40’ s.t Cordoba); Sneijder; Milito (dal 35’ s.t. Balotelli), Pandev (dal 21’ s.t. Motta). (Toldo, Cordoba, Materazzi, Mancini, Arnautovic). All. Mourinho.
MILAN (4-3-3): Dida; Abate, Thiago Silva, Favalli, Antonini (dal 32’ s.t Jankulovski); Gattuso (dal 1’ s.t. Seedorf), Pirlo, Ambrosini (dal 35’ s.t Huntelaar); Beckham, Borriello, Ronaldinho. (Abbiati, Kaladze, Bonera, Inzaghi). All. Leonardo.

24 Ocak 2010

Ranieri'nin İntikamı

Bu da nefis bir intikam öyküsü oldu. Hem de sıcak yenileninden... Ranieri, dün gece Torino'da Juventus yöneticilerinin gözlerinin içine baka baka terketti sahayı. Bu güzel oyun sever böyle intikam öykülerini. Geçen sezonun 36. haftasında göndermişlerdi Ranieri'yi. Yerine gelen Ferrara idi. Onunla ilk yarının ortasından itibaren çöken Juventus dün gece Roma'ya 1-0 öne geçtiği maçı uzatmalarda verdi. Ferrara hala görevde. Juventus bu kafayla Şampiyonlar Ligi bırakın neredeyse Avrupa Ligi'ne gidemeyecek. Tabii tüm bunlar Ranieri'nin sıradan bir hoca olduğu fikrimi değiştirmiyor.Juventus:1 Roma:2
JUVENTUS (4-3-1-2) Buffon; Grygera (dal 32’ s.t. Candreva), Legrottaglie, Chiellini, Grosso; Salihamidzic, Sissoko, Marchisio; Diego; Amauri (dal 45’ s.t. Paolucci), Del Piero (dal 39’ Manninger) (Cannavaro, Zebina, De Ceglie, Yago). All. Ferrara.
ROMA (4-3-1-2) Julio Sergio; Cassetti, Burdisso, Juan, Riise; Taddei, Pizarro, De Rossi; Perrotta; Toni (dall’8’ p.t. Totti), Vucinic (Doni, Mexes, Motta, Cerci, Brighi, Menez) All. Ranieri.

Tobias ve Anders Linderoth

İsveç gazetesi Aftonbladet böyle duyurdu Linderoth'un Galatasaray'dan gidişini. Genelde omuzlarda karşılanırsan da; giderken en fazla vefalı bir kulüp görevlisi el sallar sana pasaport kapısından geçerken. Galatasaray taraftarının büyük bitr çoğunluğu Linderoth'un Galatasaray'ı sömürdüğünü düşünüyor. 2.5 sezonda 25 maça çıkmış; takıma fayda sağlamamış bir yabancı yıllık ücretini tıkır tıkır almış. En sonunda da yabancı kontenjanı nedeniyle kulüp tek taraflı fesih hakkını kullanmış. Onun geçirdiği kalça ameliyatı bırakın futbol oynamayı, merdiven çıkarken bile insanı zorlayan bir operasyon. Aslında futbol hayatı orada sona ermişti. İsveçli baba çocuklarının geleceği için zorladı kendini. Burada kurduğu aile düzeni, çocuklarının eğitimi için belki de Haziran'a kadar İstanbul'da kalacak. Linderoth'un mevcut sözleşmesinde yazan rakamları sonuna kadar hakettiğini düşünüyorum. Hayat bu, kimin nerede, nasıl sendeleyeceği, nerede düşeceği belli olmuyor. Linderoth yaşadığı sakatlıklarla neredeyse fıkralara konuk oldu ama o büyük operasyonun ardından bağışlık sisteminin çöktüğünü ve adale yapısının iflas ettiğini de görmek lazım. Kağıt üzerinde Galatasaray için mükemmel bir transferdi. Ama diyorum ya, hayat işte. Futbol sahasında onun başına gelenler yarın bir gün hayatta hepimizin başına gelebilir. Linderoth'un ayrıldığı gün babası Anders de aynı gazeteye dert yanıyordu. Kasım ayında görevine son vermişlerdi. "Artık kimse bana iş vermiyor" diyor 60 yaşındaki teknik adam. Baba-oğul Linderoth'lar şimdi işsiz....

Mancini'nin Çırağı

Atkıyı böyle bağladın mı kazanıyorsun (!) Catania, dün Parma'ya 3 attı. Sinisa Mihajlovic de Roberto Mancini 'nin çırağı...