12 Mayıs 2007

Santiago Bernabeu yıkıldı

Skora baksan; 4-3 eh işte çekişmeli maç olmuş der geçer insan. Sahadaki oyun kadar hikayesiyle de seyrettiğin zaman güzel futbol. Real Madrid geçen hafta Sevilla'yı geriden gelip 3-2 devirmiş, rakibi Espanyol bu hafta. Perşembe günü Sevilla ile UEFA finali oynayacak -daha geçen sene kümede son haftada kaldılar-; bu maça da Tamudo başta olmak üzere 4 oyuncusunu evde bırakıp çıkan Barselona şehri takımı. İspanyolların kafası da bizim gibi işliyor, taraftar her yerde aynı. Barcelona'nın ezeli rakibi Espanyol, Real Madrid'e yatar; kendi finaline bakar diyorlardı bütün hafta. Uruguaylı Pandiani aynı golü iki kez attı. Savunması olmayan Roberto Carlos'un yoklama kaçağı olduğu kanattan. Van Nistelrooy 1-2 yaptığında tamam maç burdan döner dedim ama Pandiani leblebici çıktı bu gece. 3-1 yaptı ilk yarıyı.2. yarıda yine Fabio Capello klasiği. Bu adam Rafa Benitez ile dünyanın en iyi 2 teknik direktöründen biri. Maç çevirmek onun işi. Ruhsuz Reyes'i aldı sol kanada, geçen haftanın maestrosu Guti'yi çıkardı oyundan. Önce Raul sonra Reyes, 3-3 oldu maç. 3 golün ikisinde orta Roberto Carlos'dan geldi bu arada. Sonra durdu Real Madrid. Ne bu rahatlıktır anlamadım; ulen sanki atacaklarını biliyormuş gibi "saldır saldır Madrid" yapmadılar. 89'da Higuain olmayacak topu kaptı rakipten, ruhsuz Reyes deli verdi ara pasını; sonra takdir edersiniz ki yıkıldı Santiago Bernabeu. Yeni yetmeliğimizde böyle çok maçını seyrettik Real Madrid'in. 2-3-4 avans verip alırlardı maçları. Real Madrid bu gece lider, Barcelona Camp Nou'da Real Betis ile oynuyor, La Liga'nın tadından yenmiyor. Bitime 4 hafta kaldı. Barça ile ikili averaj Real Madrid lehine.


Dayaklık adam Hamit Altıntop

Hollanda'dan sonra Almanya'da da dramatik son oldu ya da haftaya olacak. Schalke 04, 65, Sttugart 64, Werder Bremen 63 puanla girmişti son 2 haftaya. Schalke'nin işi zordu, Dortumd deplasmanına derbiye gittiler, 9 yıldır kazanamayan Dortmund 2-0 kazanınca olanlar oldu. Geçen hafta Hamit'in mükemmel oyunuyla Bochum'u yenmişlerdi, bu kez Hamit yaktı takımı, ilk golde ileri çıkarken kaptırdığı top gol oldu. Reji de maçın sonunda onu getirdi ekrana zaten. B. Munih'e imza attı diye taraftarı kıl kapmıştı zaten bu kez döverler. Schalke 04 sıçarken Stuttgart ve Werder Bremen de ondan eksik kalmadı. Sttugart 2 kez geri düştüğü maçı 3-2 kazandı, Werder Bremen akıllara ziyan bir mağlubiyet aldı sahasında, E. Frankfurt'a 2-1 yenildi ve havlu attı. Son hafta Stuttgart sahasında E.Cottbus ile, Schalke 04 ise A.Bielefeld ile oynuyor. Puan farkı 2. Monchengladbach küme düştü, sezon açılışlarına gitmiştim, ne havalıydılar, sanırsın şampiyonluğa oynuyorlar, Mainz ve Aachen da gitti.

La Gazzetta dello Sport: C'è qualcosa di peggio che perdere uno "scudetto" atteso 49 anni in casa dei tuoi più accaniti rivali, che ti deridono con cori e canti alla fine di un derby? C'è una beffa peggiore di vedersi superati alla penultima giornata, dopo essere stati in testa per gran parte del campionato? Sì, forse c'è. Perché stavolta, almeno, lo Schalke 04 non vedrà svanire il Meisterschale all'ultimo secondo, come gli accadde nel 2001, quando il celebre gol di Patrik Andersson fece esultare il Bayern. Salvo imprevedibili colpi di scena nell'ultima giornata, lo Schalke non vincerà la Bundesliga nemmeno quest'anno.

Mehmet Okur&Gordon Giricek

Efsane kadrolar 33

1993 Copa America şampiyonu Arjantin: Goycochea, F. Basualdo, J. Borelli, Ruggiere, Altamirano, Zapata, Redondo, Rodriguez, Simeone, Batistuta, Medina Bello1991 Copa America şampiyonu Arjantin: Goycochea, F.Basualdo, S.Vázquez, Ruggeri, Craviotto, Astrada, Simeone, Franco, Latorre, Batistuta, Caniggia

Torino'da arıza

Fotoğraftaki bey Torino başkanı Urbano Cairo. Elinde tuttuğu tişörtle Torino şehrinde arıza çıkardı. Üzerinde ""Gobbi cucù. Lo stadio non c'è più" yazmakta. Meali; Gobbi(juventuslular) artık stad yok. Hikayesi de şudur: Delle Alpi stadı, Euro 2012 için restore edilecek, Juventus canavar gibi stada sahip olacaktı. İtalya turnuvanın favorisiydi ama malum şike ve Sicilya derbisi vukuatlarından kaybetti, stadın yenilenmesi de yalan oldu. Juve, Serie B maçlarını Communale'de Torino ile ortak oynadı. Taraftarı Delle Alpi uzak diye- taa anasını nikahındadır- geri dönmek istemiyor. Ezeli rakibine sallayan tişörtü Torino başkanı pek mesut elinde tutunca Juventuslular kudurmuş elbette.

11 Mayıs 2007

Şaka gibi

İki gündür garip işler oluyor futbolda. İtalya Kupası finali ve İspanya Kral Kupası yarı finalindeki skorları tahmin edebilen bir dünyalı var mıdır acaba?
Barcelona ilk maçı 5-2 kazanmıştı. Sevilla dün finale çıkınca bir de finalin Santiago Bernabeu'da olacağı söylenince kıyamet kopmuştu. Real Madrid taraftarı için açık bir provokasyondu bu: Sevilla-Barça kendi stadlarında final oynayıp, kupa kaldıracaktı.Salgado da olayı gazlayınca Barselona basınından sen Ultras Sur'dan mısın diye ayar aldı. Bu senaryoyu bozan Getafe oldu. Bu gece Barça'ya 4 atmışlar, atmışlar diyorum çünkü seyretmedim. Barça üstelik kaleci haricinde neredeyse as kadroyla çıkmış sahaya. Madrid ahalisinden Getafe'den 4 yemek Katalanları uyutmaz bu gece. Marca ağır girmiş elbette manşetten.
Getafe: 4 Barcelona:0

10 Mayıs 2007

20 yıl önce Napoli

Napoli ilk şampiyonluğunu 10 Mayıs 1987'de kazanmıştı. Tam 20 yıl olmuş. Maradona'lı kadro Juventus'a 16 takımlı ligde 3 puan fark atmıştı.
Serie A 1986-1987 sezonu

Ibrahimovic&Crespo

Bizim memlekette olmayan

Bizim memlekette yağmur yağmıyor, bizim memlekette böyle forma yok, bizim memlekette Eto'o gibi topçu yok, bizim memlekette bu yüz ifadesini vermiş futbolcu da yok, bizim memlekette de futbol da yok, bizim memlekette şerefsizler, hırsızlar var; puanlarımızı çaldılar var, kural hatası diye zırlamak var. Sonra neden bu blogda Türk futbolu yok diye soruyor bazıları. Yokoğluyokun nesini yazacağım ki...

9 Mayıs 2007

İtalyan ruhu

Güvenlik nedeniyle yine panik yaptı İtalyanlar, gün ışığında oynattılar kupa finalinin ilk ayağını. Roma ile Inter 3 yıldır zaten kupa finaline abone olmuştu, süper kupa bu sezon ilk 2 derken Milano derbisinin de önüne geçtiler neredeyse. Inter'in şampiyonluk turu atacağı maçta San Siro'da 3 atan Roma bu kez zam yaptı insafsızca. Inter kalesinde lavuk Toldo olunca pek de zor olmadı. Şampiyona 6 attılar yürü evine dediler. Bir nevi set, maç ve kupa. Aradaki fark Inter'deki yabancı oyuncular. Yabancı oyuncu böyledir dünyanın her yerinde. Şampiyon olmuş, görevini yapmış, kupaya sokayım dediler. Roma'nın farkı da burada işte. Totti aldı sazı yine eline. Mancini eski Lazio'ludur hele bir de o yedek kulübesinde Sinisa M. var ki; büyük Roma düşmanıdır. Eli ayağı karıştı yedek kulübesinde. Crespo da bu arada eski Lazio'lu ayağına yine boş geçmedi Roma'yı. Sezonun ilk yarısında da atmıştı, bu kez ikiledi. Gönüllerin şampiyonu züğürt tesellisidir lakin Roma'ya bu sezon çok yakışıyor.ROMA-INTER 6-2 ( 4-1)
MARCATORI: Totti (R) al 1’, De Rossi (R) al 5’, Perrotta (R) al 16’, Crespo (I) al 20’, Mancini (R) al 30’p.t.; Panucci (R) al 9’ s.t., Crespo (I) all’11’, Panucci al 44’ s.t.
ROMA (4-2-3-1): Doni; Panucci, Mexes (dal 1’ s.t. Cassetti), Ferrari, Chivu; De Rossi, Pizarro (dal 41’ s.t. Tonetto); Taddei(dal 31’ s.t. Aquilani), Perrotta, Mancini; Totti. (Curci, Wilhelmsson, Tavano, Vucinic). All. Spalletti.
INTER (4-3-1-2): Toldo; Maicon, Cordoba, Materazzi, Maxwell (dal 22’ s. t. Grosso); Stankovic, Dacourt, Zanetti; Figo (dal 6’ s.t. Vieira); Crespo, Adriano (dal 12’ s.t. Recoba). (Julio Cesar, Burdisso, Solari, Gonzalez). All. Mancini.

İsa'nın Atleti Kaka Leite

Uzun zamandır peşinde olduğum bir konuydu. Brezilyalı futbolcuların profesyonelliği ve Avrupa'daki başarılarını dini bütün olmalarına bağlayan satırlara rastlamıştım. Bir de Atletas de Cristo organizasyonu vardı ki asıl araştırılması gereken mevzu odur. Kaka'nın gol sevincini tezahür biçimi üzerine çok yazılıp çizilmeye başlandı. Sponsoru olduğu firmanın kramponlarını oyun durduğunda yok yere yeniden bağlayıp markayı ekrana getiren futbolcu hikayelerinden farklı biraz. Kaka malum Brezilya'da zengin bir ailenin çocuğu, bunu Ertem Şener her maçta söylüyor. Bir zamanlar ki 80'ler oluyor Brezilya'nın %80'i Katolik iken bu rakam son 20 yılda hızla düşüşe geçmiş. Washinghton Post'un bu konuda bir makalesi var. Evangelistlerin yükselişi üzerine. Koyu Katolik Brezilya'da 26 milyon kişiye ulaşmışlar. İşte Kaka da onlardan biri. Atletas de Cristo organizasyonu ki İsa'nın Atletleri diyelim buna Brezilyalıların kurduğu ve futbolcuların misyonerliğini üstlendiği bir topluluk. Çok iyi araştırmadığım için alayı Evangelisttir demeyeceğim ama içlerinde Kaka'dan başka Taffarel, Edmilson, Donato, Lucio, Ze Roberto gibi çok tanınmışlarının yanında 40'a yakın isim var. Evangelistler hadi onlara da protestanlar diyelim Kaka'nın popülaritesinin kaymağını yiyorlar bir güzel. Kaka golleri attıktan sonra -bakınız foto hesabı- ellerini açıp gökte İsa'sına şükrediyor.
Bu fotoğraf ise 2004 yılında Milan'ın şampiyonluk maçı sonrasında çekilmiş. Kaka'nın mesajını Portekizce değil de İngilizce olarak "ı belong to Jesus" olarak vermesi - ki evangelistlere aittir- pek manidar ve reyting kaygılı. Türkiye'de oynayan Brezilyalılar arasında Atletas de Cristo üyesi var mı bilemem ama Ronaldinho ya da Ronaldo'nun bu taraklarda bezi olmadığı kesin..

8 Mayıs 2007

Madrid-Barselona medyası

La Liga'da şampiyonluk yarışı Barça ile Real Madrid arasında kızışınca iki kulübün medyası da birbirine girdi. Madrid ve Barselona medyasının savaşının hastasıyım. Real Madrid'i sırtına almış giden Marca ve As haftalardır Barça'yı karıştıran manşetler atıyorlardı. Ronaldinho'nun kilosu, Eto'o'nun kavgası, Saviola Madrid'e geliyor derken becerdiler de Barça karıştı, 2 deplasmanda arka arkaya kaybedince puan farkı 2'ye indi. Karşı taaruza geçen Barselona'da ufak kardeş olmuş, El Mundo Deportivo susmuş bu kez Sport konuşmuş kapağında. Eto'o-Ronaldinho kavgası yalan, Saviola Madrid'e gidiyorlar yalan'ın altına en harbi Katalanlardan Xavi'nin demecini koymuşlar: Bizi destabilize etmek istiyorlar" gibisinden birşey demiş Xavi kardeş. Sport bir de Reijkard'a promosyon yollamış: "Los Tapones del Barça". İspanyolcadan araklamış olabiliriz işte tamponu. Kulak tıkacını tak Madrid basınını duyma. Barça'nın en zor maçı Atletico Madrid deplasmanı. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur derse A. Madrid, Barça bu sezonu da götürür.

Atina'da aynı nakarat

Atina'daki Milan-Liverpool Şampiyonlar Ligi finali için yine bilet rezaletiyle anılacak. Yine diyorum çünkü 2 sene önce canlı şahidiydim İstanbul'da. İki kulübe de Atatürk Olimpiyat'da 20 bin kişilik yer ayrılmıştı. 25 bin kadarını UEFA ıstakoz sevenler derneği üyelerine bağlamış, yanlış hatırlamıyorum 5-6'i Türk taraftarlara gerisi de uefa.com'dan satışa gitmişti. Türklerin yarıdan fazlası biletlerini karaborsada İngilizlere sattılar. UEFA.com'dan bilet alan İtalyanlar da dahil tüm web kaşeli biletler de karaborsa da Liverpool'a gitti. Buraya kadarı anlaşılır da; ya numaralı tribündeki biletlerini Milano'da İngilizlere satan İtalyan zübüklere ne demeli. 25 Mayıs 2005 gecesi stadın 3/4'ü İngilizlerindi. Hoş aralarında devre arasında çıkıp Taksim'e gidenler de oldu; hiç olmazsa İtalyanlar final biletlerinin satmanın cezasını kupayı kaybetmekle ödediler. Oh olsun ibnelere demiştik o gece. Şimdi yine aynı senaryo. Atina'da 2 takıma da 17 biner bilet ayrılmış. Milan'da Galliani; "bütün biletleri sadık taraftarlarımız olan kombine sahiplerine satacağız" dedi. Milano dışında olup da Milan'lı olanlar isyan bayrağını açmış tabii. Ebay'da daha Milan'ın satışa çıkarmadığı biletlerle yine kafa kopartmaya çalışan İtalyanlar varmış. Atina'da değişen birşey olmaz. İtalyanlar en fazla 10 bin kişi gelirler. Tersi olursa; gelir bu postu ekrandan yalarım.

7 Mayıs 2007

6 Mayıs Madrid hatırası

3 puan yoksa kan var

Arjantin'de dün önce River Plate oynadı, haftanın son maçında da Boca Juniors. Copa Libertadores'den elenen River Plate zaten kaynıyordu. Independiente ile sahasında 1-1 berabere kalınca kıyamet koptu. Taraftar El Monumental'da soyunma odasının koridorlarını ve vip salonunu bastı. Başkan Aguilar ve teknik direktör Passarella canını zor kurtarmış. Kan dökülmüş Monumental da daraldım ispanyolca da bir yere kadar. Durum budur Boca'nın bir yakasında Buenos Aires'de.

Pazartesi notları 9

* Haftasonun en nefis maçıydı Real Madrid-Sevilla. Dün gece maç bitince yazamadan duramadım bloga. Bugün Guti manşetlerde doğal olarak İspanya'da. Kalan maçlarda Barça'nın fikstürü hala çok müsait ama Real Madrid de koptu geliyor.
* La Liga'da Nastic geldiği gibi gitti, Sociedad da gidiyor, Celta Vigo Bulgarı getirdi başa ama nafile. Yine de sona 5 hafta var 37 puanlı Osasuna dahil 5 takım potada.
* Bundesliga da tadından yenmiyor bu sezon. Bu hafta kafadaki 3 takım da kazandı. B. Munih ise sürünüyor, küme düşen Gladbach'ı bile yenemediler. Şampiyonlar Ligi'ne giderler mi?
* Chelsea 1 haftada herşeyi kaybetti. Önce Şampiyonlar Ligi sonra da Lig. Çarşamba akşamı artık prestij maçına dönen Chelsea-Manchester United var Londra'da. Mourinho artık yolcu.
* Christian Vieri 1 yıl sonra topa dokundu onda da 40 metreden voleyle çaktı. Sözleşmesi attığı gol başınaydı. 50 bin euro kaptı bu golden. Ben olsam çift öderim böyle gole.
* Çarşamba İtalya Kupası finali ilk maçı var. Roma-Inter iyi maç olur.
* Arjantin'de kan akıyor futbol uğruna. River Plate taraftarı alayına gider yapmış. Boca'nın 3-3 biten maçından önce oluyor bunlar, bu sonucu bilseler bu kadar zıvanadan çıkmazlardı.
* AZ Alkmaar da tüm takıma Prozac dağıtsınlar. Son hafta kaçan şampiyonluktan sonra bir de Hollanda Kupası'nı penaltılarla Ajax'a verdiler.
* Kızılyıldız'ın santrforu müthiş adam. Derbide Kızılyıldız deplasmanda Partizan'a 2-1 çaktı.
* Kayseri Eriyesspor-Rizespor maçı inanılmazdı. 6 puanlık maçta 9 kişilik rakibe 2 penaltı ve bir torba gol kaçır sonra da +95'de beraberlik golünü ye. Benzerini de Lyon, PSG'e attı deplasmanda.
*Yaldızlı kafa Beckham botoks yaptırıyormuş. Yakında dötünü de gerdirir bu herif.
* Bizim burdaki Delgado'yu alırken bu adamı Güney Amerika'daki Delgado ile mi karıştırdılar bir zamanlar Aykutların Kadıköy'e gelirken karışması gibi.

Yaş üzüm rakısıyla kebap yiyenleri kınıyorum. Memleketin en iyi rakısı Kara Efe ve Tekirdağ. Bu rakı mevzusuna detaylı olarak değineceğim. Demokrat Parti geri dönmüş. Kırat bu kez Batı'ya bakıyormuş. Hadi oradan. Abdullah Gül'ün tansiyonu çıkmış. Milletin 1 aydır inmeyen tansiyonu ne olacak peki? Raul'u maça götürdük, stadı dağıttı, dondurma istiyorum diye diye 90 dakikayı bitirdi. Bay E. New York'dan döndü. Benim siparişlerle birlikte. Yanacağız muhtemelen. Yaptıkları yapacaklarının garantisiyse eğer Sarkosy bir bok yapamaz. Aptal Fransızlar, Paris'de 2 bidon yanınca bu adamı başkan yaptılar. Kadıköy'ün ve alemin en iyi kasabı çarşıdaki Elif Et. Cumartesi bir şiş verdiler, pamuk gibi. Bay K ve Bay V ile bir büyüğün yanına verdik.
Bu internet nelere kadir! Fenerbahçe-Trabzonspor official dua topici var bu alemde ya. Kafayı yemiş millet.

Gilardino&Torres

40 metreden vole: Bobo Vieri

Inter'den Milan'a gittiğinde yeteri kadar gıcık kapanı olmuştu Milano'da. Bu sezon Atalanta'da idi. Atalanta dediğin Milano işte. En son Audemars Piguet saatini gaspettiler haberi vardı gündüz vakti sokak ortasında. Futbolu sevmediğini her fırsatta söyleyen garip bir adamdır. Atletico Madrid'de gol kralı olduğu sezon sağ kanattan sıfırdan attığı bir gol vardır akıllara ziyan. Bir deli gol de dün attı. 1 yıldır topa vurmuyordu. Kariyerinin neredeyse yarısı da sakatlıklarla geçmişti ama onun kadar bonservis ödenen bir Veron vardır belki bir de Crespo kulüp kulüp dolanırken. Atalanta-Siena maçında oyun 1-1 devam ederken kendi sahasında rakip kaleye sırtı dönük aldığı topu sol voleyle 40 metreden ağlara taktı. Bu ancak bir hayvanın atabileceği bir goldü. Bobo Vieri gibi bir hayvanın...
Video: Vieri / 40 metreden frikik

Don Fabio ve Guti

Haftasonu programındaki en baba maçtı öyle de oldu. Cumartesi gecesi Barcelona ahı gitmiş vahı kalmış Sociedad deplasmanında 2-0 kazanınca, 1 maç eksiğiyle 2 puan gerisindeki Real Madrid'in, Barça ile arasında tost olmuş Sevilla kaşerini aradan çekip çıkartması farz oldu. Bernabeu tribünlerinde o megafonlar kimin elindeyse helal olsun çocuklara, 90 dakika bağırıyorlar, bütün tribünler de onları dinliyor. Eskiden böyle miydi? Maresca devre biterken akıllara ziyan bir gol attı cepheden ceza sahası çizgisi üzerinden topun gelişine voleyle. Sevilla 3 gün önce Osasuna ile UEFA yarı finali oynamışlar, 2 sakatları var, yorgunlar hikaye. Alves bu sene favori adamlarından ve sağ kanattan ile çıldırttılar Bernabeu'yu. İkinci yarıda belki de bir devir kapandı. Real Madrid'in mutlak kazanması gereken bir maçta takım 1-0 mağlupsa bir zamanlar en son Raul çıkardı oyundan, o çıkarsa golü kim atacak denirdi. Artık öyle değil. Guti girdi ve aldı sazı eline. Capello teknik direktör bir takımı nasıl Doğan görünümlü Şahin yapar 45 dakikada gösterdi. Yaldızlı kafa Beckham bile kıçını yırttı. Cicinho sola gitti, Guti ortaya, Helguera göbeğe, Ramos sağ beke. Sevilla'nın hocasının da futbolcusunun da feleği şaştı, Guti de şerefsiz top oynadı.Göbekten 2 deli asist biri Nistelrooy'a diğeri Robinho'ya. Robinho, Guti'nin ayağına cila falan derken gol sevincinin bokunu çıkartınca 2. sarıdan atıldı. Maç 1-1 iken Alves golü atsa iş bitecekti ama hakem de Capello ve Guti'yi takdir etmiş olacak ki bir adam da Sevilla'dan attı. Chevanton'un frikiği Iker'in kör sağına gittiğinde dakika +93 idi. Real Madrid 3-2 kazandı ve Barça ile puan farkı yine 2. Maçı anlatan Okay Karacan; Real Madrid'i sevmiyorsan sevme kardeşim, Barça'yı da tut da... Marca aşağıdaki kapak ile çıkmıştı bugün: Lig ya da ölüm. Birincisi oldu.
La Liga Puan Tablosu