Alex Ferguson ve bir Türk futbolcusunun ismini aynı cümlede* görmenin keyfi bile yeter aslında. Transfer olur, olmaz onu bilemem. Manchester City de istiyor diye yazıyorlar. Sercan Yıldırım için büyük fırsat. Bizim söylememize gerek yok. Alex Ferguson'un süzgeçinden geçtiyse tamamdır. Bursaspor da pazarlık falan yapmasın, açsınlar çocuğun önüne...
*"Il Manchester United sta seguendo l'attaccante turco Sercan Yildirm del Bursaspor. Sir Alex Ferguson ha pronta un offerta di 3,5 milioni di sterline per l'attaccante 19enne"
1 Ağustos 2009
Milan Vardı Ne Oldu Ona?
Sadece Guardiola'nın başarılarından etkilenip onu göreve getirmemişlerdir elbette. Milano'da teknik direktörlük kariyerine başlayan Leonardo'nun işi Guardiola kadar kolay değil. Katalan, Rijkaard'dan aldığı meyve sepetinden çürükleri ayıklayıp yola devam etmişti. Brezilyalının, Ancelotti'den aldığı ise bir enkaz. Yaşlı adamlar ve Kaka'sız bir sezon. En parlak yıldızından gelen 65 milyon euroya rağmen transfer yapamıyorlar. Dzeko için bir ay koştular, olmadı. Son olarak Elano'nun peşindeydiler. Galatasaray ile bile başedemeyecek noktaya geldiler. Milan, Milan değil sanki. Bugün de Pirlo'ya veda etmeye hazırlanıyorlar. Chelsea işi bitirmek üzere. Bu tablo uzun soluklu bir çöküş dönemine gireceklerinin habercisi. Berlusconi elini cebine atmıyor. Kötü bir sezon öncesi programı da cabası. 25 bin kilometre yol yapmışlar. Önce ABD ardından Almanya. 13 gol yiyen defans 2 sezondur zaten çökmüştü. Takım iki adamın eline bakıyor: Ronaldinho ve Pato. Zor işi Leonardo'nun, çok zor...
31 Temmuz 2009
Mourinho'dan Ibra'ya SMS
Barselona'dan La Vanguardia nasıl ele geçirdiyse Ibrahimovic'in cep telefonundaki smsleri yayınlamış. Ciddi bir gazete olduğundan dikkate değer. Barcelona'ya transfer görüşmeleri sürürken Ibrahimovic sürekli olarak Inter yönetimini taciz etmiş. Inter Başkanı Hulusi Kentmen kalpli Massimo Moratti'ye yolladığı sms şudur: "Me lo avevi promesso, mi avevi detto che se il Barça mi avesse cercato, mi avresti lasciato andare" (Bana söz vermiştiiz. Eğer beni Barcelona isterse gitmeme izin verecektiniz ). Zırlamış yani İbrahimovic. Diğer tarafta bir de Mourinho'nun attığı bir sms var. Delikanlı adam sms atmaz ya da atarsa bir kelime atar derneği üyesi Mourinho da bir zamanlar "Biz İbrahimovic'e aşığız" dediği golcüsüne tek kelime mesaj yollamış: "Traditore" (Hain). Yeter de artar bile... Fotoğraf İbrahimovic'in imza töreninden. Yeteneğini Nou Camp tribünlerine göstereceğim derken fazla kasmış...
Filistin Pası İsrail'e Verirse
İsrail'de Cellcom'un reklamı. Duvarın öteki tarafından Filistinliler İsrailli askerlere bir futbol topun atarlar ve... Reklamın Filistinliler tarafından "Biz o topu attığımızda cevabın ne olacağını biliyoruz" diyerek protesto edildiğini not düşeyim.
Serie A 2009-2010 Fikstürü
Bobby Robson
"passed away" diyor Guardian. Bobby Robson gitti, Ronaldo'nun Barcelona'da Compostela'nın yarısını çalımlayıp attığı gole verdiği tepki geldi direkt aklıma. Bir de arşivden Okay Karacan'ın yazdığı bir yazıyı çektim getirdim buraya: Okay Karacan/17 Şubat 2009
Owen vs. Demichelis
30 Temmuz 2009
İki Büyük Balık
Temmuz ayını genelde 3. sınıf takımlarla hazırlık maçı yaparak geçiren ikili bu sezon resmi maçların mesaisine erken başlayınca oyun konsantrasyonu da kendiliğinden geldi. Yoksa ha Alman 3. ligi takımıyla oynamışlar ha İsrail, Macaristan temsilcisiyle. Bunlar aynı akvaryuma atılacak balıklar değil aslında. UEFA'nın işgüzarlığından çok bu eski kıtanın çizilmiş sınırları işte. Büyükler ve küçükler arasındaki makas giderek açılıyor futbolda. "Küçük takım olmaz bu oyunda" sadece maç öncesi bir teknik adam uyarısı olarak kalıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe torikse bu gece karşılarına çıkanlar istavritti işte. Biraz ter, biraz moral, biraz ülke puanı. Çok daha fazla anlam yüklememek lazım. Galatasaray'ın Tobol maçları için gelen yorumlar biraz aceleciydi. İlk onbirin 5-6 bankosu sahada yokken ya da transfer devam ederken uzun cümlelere kurmamak gerekir. Tel Aviv'e gidersek, Leo Franco tecrübesi ve fiziğiyle iyi başladı. Golde çıkmadı diye yan topları zayıf yaygarası yapan mutlaka olur. Hakan Balta'nın en az 20 güne ihtiyacı var. Hala sallanıyor. Servet ve Gökhan ikilisi bu halleriyle Galatasaray'ı iki ö liberoyla oynamaya mecbur ediyorlar. Onların başına sadece Mehmet Topal'ı bağlayıp gözün kapalı maça çıkamazsın. İkilinin milli takım birlikteliklerine rağmen koordinasyonları soru işareti. Sağda Sabri'yi rakip çok zorladı. Önündeki Aydın en iyi maçlarından birini çıkarsa da arkasındaki takım arkadaşını kollayan kafaya sahip değil. Ayhan ve Mustafa'nın, Linderoth devam ettiği takdirde kulübeyi zengin gösterecekleri kesin. Ayhan sıkı profesyonel ama hala takımın hızını kesiyor. Mustafa Sarp o pozisyon için fazla kalın kalıyor. Elano transferi sonrasında Arda'nın eski yerine sol kanada gideceği kesin gibi. Bugün sazı eline alıp yine yaptı asistlerini. Kewell mevcut kondisyonu ile zaten rotasyona girmeye dünden razı. Keita için yorum yapılamaz. Baros ise kaldığı yerden devam ediyor. İlk etapta yeni bir transfer olmazsa Emre Güngör, Gökhan Zan'dan daha iyi bir alternatif duruyor. Spikere göre 40 derecede -neme de 90 derece dedi ya(!)-oynanan oyunun orasını burasını daha fazla çekiştirmemek lazım.
Fenerbahçe'de Daum'un kanat futbolu Roberto Carlos sakatlanmasa daha görkemli bir galibiyet getirirdi. Santos'un beke geçmesi sol kanadı örselese de, sağ kanatta Gökhan Gönül sezona uçarak giriyor. Galatasaray gibi Fenerbahçe'nin de tandemi sallanıyor. Sıkıntılar ortak. Göbekte ise Emre farkı var. Serseri toplarda bir asist yaptı, kaptıkları takımı ileride tuttu. Böyle zayıf rakipler karşısında ön liberoların performansını değerlendirmek mümkün değil ama Cristian'ın ikinci yarıda Kazım'a attığı uzun bir top var, Maldanado-Josico ikilisinin bir sezon boyunca yapmaya cesaret edemediği. Kulübeden Can Arat, Gürhan, İlhan'ın gitmesi ve yerlerinde Mehmet Topuz, Uğur ve Özer'in oturacak olması Fenerbahçe için sezonun en büyük artısı. Topuz'un oyuna girdikten sonra gittiği bölge, onun bu takımda onbir olmayacağını gösteriyor yalnız. Ya sağ kanatta oynayacak ya da solda bir arıza çıkmasını bekleyecek. Deivid'in kaderi stoper transferine bağlı olduğundan, Kazım'ın alacağı dakikalar çoğalacak gibi duruyor. Alex aynı Alex. Güiza ise tarif edilen, bilinen kimliğinden farklı goller attı bu akşam. Son vuruşu zayıf İspanyol, altı pasın tilkisi kesildi. Raul gibiydi bu gece. Bu hat-trick onun için beyaz sayfa olmuştur. Pazar günü Süper Kupa finali bol gol vaadediyor ve harika bir sezon bizleri bekliyor. Keyfini çıkartın...
***
Bir başka yazının konusudur. Euro 2008 Fenerbahçe ve Galatasaray'dan geçen sezon ne çaldıysa kapıdaki Dünya Kupası da bu sezon geri verecek. G.Afrika hayali kuranların yüksek performansı taşıyacak bu takımları. En basit örneği banko onbir oynamak için Galatasaray'a gelen Elano. Detayı vakit olunca...
Fenerbahçe'de Daum'un kanat futbolu Roberto Carlos sakatlanmasa daha görkemli bir galibiyet getirirdi. Santos'un beke geçmesi sol kanadı örselese de, sağ kanatta Gökhan Gönül sezona uçarak giriyor. Galatasaray gibi Fenerbahçe'nin de tandemi sallanıyor. Sıkıntılar ortak. Göbekte ise Emre farkı var. Serseri toplarda bir asist yaptı, kaptıkları takımı ileride tuttu. Böyle zayıf rakipler karşısında ön liberoların performansını değerlendirmek mümkün değil ama Cristian'ın ikinci yarıda Kazım'a attığı uzun bir top var, Maldanado-Josico ikilisinin bir sezon boyunca yapmaya cesaret edemediği. Kulübeden Can Arat, Gürhan, İlhan'ın gitmesi ve yerlerinde Mehmet Topuz, Uğur ve Özer'in oturacak olması Fenerbahçe için sezonun en büyük artısı. Topuz'un oyuna girdikten sonra gittiği bölge, onun bu takımda onbir olmayacağını gösteriyor yalnız. Ya sağ kanatta oynayacak ya da solda bir arıza çıkmasını bekleyecek. Deivid'in kaderi stoper transferine bağlı olduğundan, Kazım'ın alacağı dakikalar çoğalacak gibi duruyor. Alex aynı Alex. Güiza ise tarif edilen, bilinen kimliğinden farklı goller attı bu akşam. Son vuruşu zayıf İspanyol, altı pasın tilkisi kesildi. Raul gibiydi bu gece. Bu hat-trick onun için beyaz sayfa olmuştur. Pazar günü Süper Kupa finali bol gol vaadediyor ve harika bir sezon bizleri bekliyor. Keyfini çıkartın...
***
Bir başka yazının konusudur. Euro 2008 Fenerbahçe ve Galatasaray'dan geçen sezon ne çaldıysa kapıdaki Dünya Kupası da bu sezon geri verecek. G.Afrika hayali kuranların yüksek performansı taşıyacak bu takımları. En basit örneği banko onbir oynamak için Galatasaray'a gelen Elano. Detayı vakit olunca...
Arjantin'in Derdi Büyük (!)
Arjantin'de Ağustos ayında başlayacak olan ligin ertelenecek olması bizi çok da bağlamıyor. Başlar nasıl olsa deyip geçmek lazım. Lakin sebebini not düşeyim ilginç çünkü. AFA, Arjantin Futbol Federasyonu, kulüplerin futbolcularına olan borçlarını ödemedikleri gerekçesiyle ligi başlatmayacağını açıkladı. Bu borç ne kadar derseniz? 100 milyon euro değil! Sadece 7 milyon euro! 20 takımlı ligde 14'ünde futbolcuların alacaklı olduğu görünüyor kayıtlarda. Yedi milyon daha fazlası değil. Bizim ligde iki stara ödenen yıllık ücret yani.
Sezonu Açmadan Sakatlananlar
Bomba transferler patlıyor, imzalar atılıyor, dizilişler, sistemler, oyun şimdilik kafada oynanıyor. Sezon başı sakatlıklar ise can sıkıyor. Ibrahimovic imza öncesinde Inter'de elinden sakatlandı. Barça'nın programı gereği çok da önemli durmuyor 3 hafta. Marsilya, Lucho Gonzalez'e 18 milyon euro ödedi. Adam tuttu omuzunun üstüne düştü, 1.5 ay yok. Lille kalesini Landreau'ya teslim etti, kafamız rahat dedi. Adam dizinden sakatlandı 6 ay yok. Atletico Madrid'de Perea tatilde çocuğuyla oynarken dizini sakatlandı. Uzun zaman yok. F.Bahçe'de Deivid sezon başında sakatlanmıştı. Artık La Liga' nın en yaşlı 3. futbolcusu olan Pires, Villarreal'e geldiğinde sezon açmadan diz bağlarını koparmıştı. Sezon öncesi yıkan sakatlık örneklerine yorumlarda devam edebilirsiniz...
Elano Galatasaray'da
Haldun Üstünel iki yıldır yaptığı transferlerin hikayesini bir kitapta toplamalı. Son bombası Elano. Bu kez sağ gösterip sol vurdu hikayesi olmadı. Ya Deco ya Elano'ydu. Manchester City'in transfer bombardımanında Elano'yu çekip çıkartmış aradan Üstünel. Son iki yılda Galatasaray'da yabancı transferinde yükselen çıtanın son imzası oldu Elano. Song'dan Meira'ya; Inamoto'dan Linderoth'a, Carrusca'dan Kewell'a ve Baros-Keita çizgisine. Elano da, vatandaşı Lincoln'ün Brezilya Milli Takım (Premier Lig'e de bu sayede gidebildi) seviyesine çıkmış olanı... Bugün dahi Kaka sonrası Milan'ın listesinde bir numara olduğunu yazıyordu İtalyanlar. Galatasaray tarafındaki menajerleri aradan çıkartıp, kulüp yönetimleriyle kendi görüşen Haldun Üstünel, artık Ali Sami Yen'e yürüyerek giremez (!) Frikikleri ise Sabri atmaya devam edecek!
28 Temmuz 2009
Peter Crouch
Geçenlerde transfer dedikodularında adı geçiyordu Liverpool'la. Hani dönseydi ben gidip yakacaktım kendimi Anfield Road'un önünde. Torres gibi adam bununla çay bile içmez! Ben overrated bulurum ama seveni çok demek ki. Peter Crouch yetiştiği kulüp Tottenham'a döndü. Liverpool bence Portsmouth'u iyi kazıklamıştı. Neyse paralarını kurtarmışlar. Merak edip baktım. Tottenham bu arkadaşı 9 yıl önce 60 bin sterline satmış. Şimdi 10 milyon sterline tekrar aynı formayı giydirecekler. Harry Redknapp'ın özel bir hayranlığı var bu çocuğa. Önce Jermain Defoe şimdi de Crouch. Bir Roman Pavlyuchenko vardı ne oldu diyeceğiz galiba bu sezon... "Morientes de ikinci Fransa macerasına yelken açtı" gibi garip bir cümle kurayım. Marsilya güzel şehir...
27 Temmuz 2009
Inter-Deco-Galatasaray
Deco gelecek sezon nerede oynayacak? Önce Mourinho'nun söylediklerine bakalım, eski hocasına. Mourinho'nun kafasındaki plan Carvalho'nun bir stoperiyle takasının gerçekleşmesi ve Deco'nun bedava gelmesiydi. Takasta gidecek olan da Burdisso idi. Chelsea'nin buna karşılık 14 milyon euro nakit istediğini yazmıştım daha önce. Chelsea'nin satış listesine koyduğu Deco'yu Inter'in alabilmesi için önce elinde 33 kişilik kadrodan 6 kişiyi gitmeye ikna etmesi gerek. 6 milyon euro Vieira başta olmak üzere Mancini, Quaresma da gözden çıkartılan adamlar. Transferlerini gizli yapan Galatasaray'ın Deco hamlesi gazeteye yansıyınca genel kanı bu ismin de hedef şaşırtmak üzere ortaya atıldığıydı. Üç cepheden, İstanbul, Londra ve Milano -Jorge Mendes hem Deco'nun hem de Mourinho'nun menajeri-dan gelen haberler Galatasaray'ın Deco'yu almak istediği yönünde. 3 milyon euro net teklif edilen rakam. Chelsea'de brüt 5.2 milyon pound alıyordu. Deco'nun da hala Inter'e transfer hayaliyle bu teklifi çekmecede tutuyor. Alakalı alakasız bir not: Galatasaray'dan Carrusca Estudiantes'in kadrosunda görünüyor artık.
Ibrahimovic-Mourinho-Eto'o
Ibrahimovic-Eto'o operasyonun rakamları için Barcelona'dan açıklama geldi. 43.5 milyon euro nakit. Transferde Eto'o'nun bonservisi 20 milyon euro olarak hesaplandı. Hleb'in yıllık ücretinin de %70'ini karşılayacaklarını açıkladılar. Ibrahimovic'in yıllık kazancı ise 10 milyon euro olacak. Inter'de aldığının 2 milyon eksiği. Şampiyonlar Ligi'ni kaldırdığı takdirde 4.5 milyon euro bonusu var sözleşmesinde. Bu kupadan bahsedince Mourinho'nun Ibrahimovic'e anlaşma sonrasında söylediğini aktarmak lazım: "Barcelona kupayı bu sezon da kazanırsa bu sen oraya gittiğin için olmayacak. Bir takımın yıllardır bu kupayı kazanmak için hazırlandığını göreceksin". Anlamlı tabii. İbrahimovic, Serie A'da kalsaydı bir rekora gidiyordu. 5 sezonda 5 şampiyonluk kazandı bu bu adam. Eto'o'nun Inter'in teklifini kabul etmesinde ise Mourinho'nun rolü büyük. Transfer görüşmeleri başladığında Eto'o'yu arıyor ve "2005'de Şampiyonlar Ligi Barça-Chelsea eşleşmesinde kavga ettiğimizden beri seninle çalışmak istiyorum" diyor. Mağlubiyete isyan eden lazım diyor bana Portekizli. Chelsea'de yapamadığı iki transfer varmış röportajında anlattığı. Eto'o için Barcelona 50 milyon, Maicon için Inter 40 milyon istemişti diyor. Adanalı artık ikisine de sahip...
Mor ve Ötesi
Galatasaray ve Real Madrid'in kadro yapıları ve transfer aklı üzerine bir yazı yazmak istiyordum. Bu akşam tanıttıkları mor forma da; eksik parçaymış, şimdi tamamlandı (!) En son Barcelona'yı çalıştırmış adamın -turuncusundan devam etsene- takımına mor renkli forma tasarlamak hangi aklın ürünüyse artık... Sezon boyunca Galatasaray'ın bu formayla alacağı muhtemel mağlubiyetlerde vasatın temsilcilerine atma izni verdikleri "... morardı" manşetinden dolayı da ayrı bir tebrik ediyorum bu tasarımcıları. Zara başka, H&M başka, bir futbol takımına forma tasarlamak başka! İkinci Terim dönemindeki mavi formalardan sonra bundan daha büyük fiyasko görülmemiştir. Mor ve Ötesi'nin Galatasaraylı solisti Harun giysin bu formayı konserlerde (!) Bir de fotoğraf çekimi sabah futbolcular yataktan kalktıktan hemen sonra yapılmaz.. Yapılınca böyle olur işte...
Vucinic
Paramız yok seni satmamız lazım diyorlar adama. Üstelik forvete adam ararken. Roma'nın elindeki en değerli futbolcu Vucinic. Alex Ferguson'un kafayı taktığı adamlardandı. Benim de Serie A'daki favorilerimden, müthiş yetenektir ama bazı maçlarda iyi yatar. Arsenal, Adebayor gittikten sonra onu aldı listesine. 20 milyon civarı bir rakamı Roma kabul edecek. Kasa tamtakır olunca ucuz adamlara yönelmek zorundalar. Inter'in emekli ikramiyesini verdiği Cruz olabilir mesela. Torino'da gitmese taraftardan dayak yiyecek olan Rosina 8 milyon euroya Zenit'e gitti. Kalac'ı Milano'da bar kapısına koymam, Milan kalesine koyuyor... Cassano yine Inter'e yazılmaya başladı. Gelirse Balotelli'yi yer...
Raul
26 Temmuz 2009
Alex Ferguson'u Üzenler
Milano'dan uzaklardaki Milano derbisini bekliyorum. 15 dakika kalmış. Yılmaz Vural NTV Spor'da "Ben Barcelona'yı hücum oynarken, basarken görmedim" dedi. Bunu İspanya Ligi'ni yayınlayan kanalda yorumcu olarak söylemek ayrı bir güzel... Neyse! Alex Ferguson'un baltayı taşa vurduğu transferler listesi var elimde. Liam Miller dışındakilerin hepsini hatırlıyormuşum. Tek tek devam edeyim. Ferguson ve hayal kırıklığı deyince sınıf birincileri hemen el kaldırır ve David Bellion deyip 10 alır oturur. Üzerinden 6 yıl geçmiş. Bellion gerçekten de büyük bomba çıkmıştı. Onun yüzünden şimdi oralarda Obertan'a da şüpheyle bakıyorlar. William Prunier'den 1-2 kez bahsettim blogda. Cantona refaransıyla gelip 2 maç oynayıp giden Fransız stoper. Liam Miller'i ben hatırlamıyorum bu takımda. Roy Keane'nin yerini doldursun diye almış Sir onu, gün gelmiş Keane'nin çalıştırdığı Sunderland'e düşmüş yolu. Eric Djemba-Djemba, ekolu ismi dışında bir şey ifade etmiyor. O da yalan olmuştu. Beşiktaş'a gelen Kleberson da listede. Hargreaves'i de listeye almışlar ama Ferguson'un ne suçu var ki? Adam sakatlıklardan belini doğrultamadı. Kalede Massimo Taibi sadece 4 maça çıktı. Manucho da geçen sezon büyük ümitlerle gelmişti, Ferguson ona da kapıyı gösterdi. Sona Diego Forlan ve Veron'u bıraktım. İlki, Alex Ferguson'un kötü tercihi değil ama sabredemediği adam. Bugün 35-40 milyon euro değer biçilen golcüyü Villlareal'e satmıştı 9 milyon sterline. Olur öyle... Forlan biri geçen sezon olmak üzere iki kez gol kralı oldu La Liga'da. En büyük hayal kırıklığı Juan Sebastian Veron. Manchester'da ne yiyip içtiyse iki sezon hayalet gibi dolandı durdu. Ferguson'un 30 milyon üstü para saçtığı adamdı. Olmadı gitti Chelsea'ye... Derbi başlıyor. İyi haber, Murat Kosava anlatıyor. İyi seyirler...
Sara Carbonero
Hanımefendiyle tanışın: Sara Carbonero. İspanya'da spor haberleri sunar, muhabirlik yapar. Melissa Theuriau'ya rakip geldi. Gerekirse bir anket yaparız (!) Oyum bellidir...
Barça&Madrid'i İzlemenin Bedeli
Mourinho vs. Rijkaard
"Frank Rijkaard's history as a player cannot be compared with my history. His history is fantastic and my history is zero. My history as a manager cannot be compared with Frank Rijkaard's history. He has zero trophies and I have a lot of them" Jose Mourinho /2005
"I can't say yet if I will like him. How can you judge a man until you come face to face? Maybe I'll find out what he's really like over these next few weeks. I know he's very successful but we'll learn a little more about him and his team. So, sure, when we finally meet, it could be quite a moment" Frank Rijkaard /2005
Samuel Eto'o
Rivayet odur ki, uçak biletini yollayan Real Madrid, onu havaalanında karşılamamış. Eto'o daha 16 yaşında. 1997'de geldiği Madrid'den tesislere tek başına gitmiş ve kapıdaki görevliye zor ikna etmiş. Yıllar sonra Nou Camp'ta Real Madrid'e 100 bin taraftarın önünde küfür etmesi de belki de biraz bundan... Real Madrid B küme düşmese belki de o kulübün altyapısında kalacaktı. Alt ligde yabancı oyuncu yasağı yüzünden Leganes'e kiraladılar Eto'o'yu. 97-98 sezonunda 28 maçta 3 gol... Real Madrid'e ertesi sezon dönüp sadece bir maçta oynayabildi. Beyaz formayı giydiği maç sayısı toplam üç, golü de yok zaten. Galatasaray'ın Mallorca ile eşleştiği sezonda ligde 12 maçta 6 gol attı. Real Madrid ilginç bir şekilde onu uzun yıllar elden çıkarmadı. 2000'de Florentino Perez, Los Galacticos dönemini başlattığında Eto'o'nun hiç şansı yoktu. 19 yaşındaki Kamerunlu, 3 yabancı kontenjanına takılıyordu. Raul ve arkadaşlarını tehdit edecek kadar da kendini ispatlamamıştı zaten... Onu yine Mallarco'ya postaladılar. O sezon patlamayı yaptı ve 11 gol attı. La Liga'nın golcüleri arasında artık onun da adı geçiyordu. Onun Real Mallarco'da oynadığı yıllar, Barcelona için kayıp yıllardı. Mallorca'da diskotekte çalışan bir İtalyan kadından dünyaya gelen kızı Annie'yi yıllar boyunca kabul etmedi. 2004 yılında mahkeme kararıyla Eto'o çocuğunu kabullenmek zorunda kaldı. Real Madrid'i yakan iki şey vardı La Liga'da. Ender gelişen Osasuna atakları ve Eto'o... Alt yapısına geldiği kulübü, o uçak biletini yolladığına pişman etti. Barcelona'ya transferi öncesinde Mallorca'da iki sezonda 31 gol attı... Beckham'ın forması Ronaldinho'dan daha fazla satar kafasına sahip Florentino Perez, Eto'o'ya Barcelona talip olunca Kamerunlu değere bindi. Mallorca ile satın alma opsiyonunun olduğu karmakarışık sözleşmeyi kendine yontmaya çalışan Perez, Eto'o'yu geri almaya kalktı. Barcelona bastırdı ve Rijkaard'ın ikinci sezonunda onu 24 milyona Nou Camp'a getirdi. Bir sezon önce Rijkaard'ın ilk sezonunda santrfor almayan Barcelona, Ronaldinho dışında Marquez, Luis Garcia, Gio ve Quaresma'yı transfer etmişti. Elde Kluivert ve Saviola vardı. Sezonu Valencia'nın ardından ikinci sırada bitirmişlerdi. Eto'o'nun imzayı attığı dönemde Barça'ya gelen isimlere bakalım. Rüştü ile oynama şansı olmadı Eto'nun. Edmilson, Sylvinho, Deco, Giuly geldi. Rijkaard kadroyu sil baştan yapıyordu. Celtic'ten Larrson; yıllar sonra Henry gibi forvet hattına prestijli bir transferdi. Rijkaard geldiğinde Riquelme, Frank de Boer'yi gönderen Barcelona, ertesi sezon da Saviola, Kluivert, Cocu, Quaresma ile yolları ayırdı. Luis Enrique emekli oldu. Eto'o'nun ilk sezonunda Barcelona şampiyon olurken, Kamerunlu sınıf atlamıştı. 24 gol attı ve yıllar sonra yine arkasında kalacağı Forlan'a geçildi gol krallığında.Rijkaard sistemi oturtmuştu ve makine tıkır tıkır çalışıyordu. 2005-2006'da silip süpürdüler. Eto'o ve Ronaldinho'nun coştuğu sezondu. Paris'te Şampiyonlar Ligi finalinde golünü attı ve kupayı kaldırdı. 3 yıl sonra, yine finalde Manchester United filelerini havalandıracak ve kupa tarihinde iki ayrı finalde gol atan futbolcu ünvanını belki de kaderini çizen isim olan Raul ile paylaşacaktı. O sezon gol krallığını da kimselere bırakmadı. 26 gol attı ve 25 gollü David Villa'yı geride bıraktı. İki şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi Kupası'nın ardından Barcelona'da kriz başladı. Sevilla'ya Süper Kupa'yı verdiler. Sezonun ilk yarısında dizinden sakat olan Eto'o iyileşip döndüğünde Rijkaard ile ipleri koparma noktasına getirdi. Yedek beklemek istemedi ve sonradan oyuna girmesi istendiğinde kenarda arıza çıkardı. Bir sezon önce Zaragoza taraftarının ırkçı tacizine sahayı terkederek cevap vermek isterken ona sarılıp sahada kalmasını sağlayan Rijkaard'ı Katalan medyasına kurban vermeye başladı. Ronaldinho da sorun olmaya başlayınca, kurdun kurdu Capello'yu 10 yıl sonra göreve getiren Real Madrid geriden gelip ligi aldı götürdü. Rijkaard'ın son sezonuna Barcelona "fantastik dörtlü" ile girdi. Oynattığı futbolu Santiago Bernabeu tribünleri beğenmeyince Capello gitmiş, Real Madrid'e Schuster gelmişti. Fantastik dörtlü Henry transferiyle Katalan medyasının diline dolanmıştı. Eto'o, Henry, Ronaldinho ve Messi. O dörtlü o sezon Barcelona'nın kabusu oldu. Gol kralı olduğu sezon 26 atan Eto'o, önce 11 sonra da 16 attı ligde. Soyunma odasındaki krizi Edmilson medyaya taşıyınca Barcelona'da bir devir sezon bitmeden kapandı. Rijkaard artık yolcuydu. Ronaldinho, Eto'o ve Deco artık kötü çocuklardı. Bunu aklına yazan da o çalkantılı günleri B takımını çalıştırırken yakından izleyen Barça'nın evladı Guardiola idi. Deco ve Ronaldinho'nun biletini kesti. Eto'o, Özbekistan turları yaptı, yıllık 40 milyon euro gibi(!) akıllara ziyan ve komik teklifler yazıldı çizildi. Guardiola onu takımda tuttu ve bir kenara da yazdı. Eşikten dönen Eto'o geçen sezon Barcelona'da 50 maça çıktı ve 35 gole imza attı. Gol krallığında yine Forlan'a geçildi. Barcelona'nın mükemmel onbirini bozacağına kimse ihtimal vermiyordu. Guardiola bir yıl önce yapamadığını ya da yapmadığını bu kez yaptı. İsteseydi Laporta, Eto'o'nun sözleşmesini uzatırdı. Teknik adamlık kariyerinin ilk senesinde 3 kupa kazanan ve eli kuvvetli olan Guardiola "Gitmesi lazımdı" deyip kestirip attı. Mahallenin efendi çocukları arasında arızaya yer yoktu. Eto'o, 11 yıllık La Liga kariyerinde 280 maçta oynadı. Bunları 264'ünde sahaya ilk onbirde çıktı. Mallorca'da 54 gol attı. 5 yıllık Barcelona kariyerini de 108 golle (lig) tamamladı. Barcelona'da tüm kupalarda attığı 130 golle Katalanların tarihindeki en golcü 3. futbolcu oldu. Şimdi yıllar önce o Barcelona'ya geldiğinde takımdan gönderilen ve dibe vurup yükselişe geçen Motta ile beraber oynayacak Inter'de. Hemen yanında ise bir zamanlar gol krallığında kapıştığı Milito olacak...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)