23 Ekim 2010

İtalya Serie A TV 8'de

Duymayan kalmamıştır ama ben yine not düşeyim. Sezon başında beri Fox TV'nin deneme yayınları yaptığı (!) İtalya Serie A artık TV 8'de. Geçmişte de bu ligi yayınlayan TV 8'e tüm futbolseverler adına teşekkür ediyorum. Haftada 3 maç verecekler. Bu hafta naklen yayın programındaki maçlar bir alttaki hafta sonu naklen yayınlar postunda.

22 Ekim 2010

Hafta Sonu Futbol

"Sahada işini yapanlara saygı"
http://www.facebook.com/video/video.php?v=438351772986
http://www.tribundergi.com/

22 Ekim Cuma
20:00 Karabükspor-Eskişehirspor / Lig TV
20:00 Sivasspor-Bucaspor / Digi
21:30 Hamburg-Bayern Munih / TRT 3
23 Ekim Cumartesi
14:00 K.Erciyesspor-Boluspor / TRT 1
14:45 Tottenham-Everton / Spormax
15:30 İstanbul BŞB-Gaziantepspor / Digi
16:30 M.Gladbach-W.Bremen / TRT 3
17:00 Chelsea-Wolves / Spormax
19:00 Antalyaspor-Konyaspor / Digi
19:00 R.Zaragoza-Barcelona / NTV Spor
19:00 Trabzonspor-Gençlerbirliği / Lig TV
19:30 West Ham-Newcastle / Spormax
21:00 Real Madrid-Racing Santander / NTV Spor
22:00 Sochaux-Toulouse / Kanal A
23:00 Valencia-Mallorca / NTV Spor
23:30 Botafogo-V.Bahia / Spormax
24 Ekim Pazar
13:10 CSKA Moskova-Rubin Kazan / Spormax
14:00 Giresunspor-Samsunspor / TRT 1
14:30 Ankaragücü-Bursaspor / Lig TV
14:45 Celtic-Rangers ?
15:30 Stoke City-Manchester United / Spormax
15:30 Manisaspor-Kasımpaşa / Digi
16:30 Dortmund-Hoffenheim / TRT 3
18:00 M.City-Arsenal / Spormax
18:00 PSG-Auxerre / Kanal A
18:30 Leverkusen-Mainz / TRT 3
19:00 Fenerbahçe-Galatasaray / Lig TV
19:30 Gaziantep BB-Altay / TRT 1
21:45 Inter Sampdoria / TV 8
22:00 Lille-Marsilya / Kanal A
22:00 Villareal-A.Madrid / NTV Spor
25 Ekim Pazartesi
20:00 Kayserispor-Beşiktaş / Lig TV
21:45 Napoli-Milan / TV 8
22:00 Real Sociedad-Deportivo / NTV Spor

21 Ekim 2010

Yiğiter Uluğ&Barça&Rijkaard

Ne olduğunu yazmak kolay, konuya yeteri kadar hakimsen toparlar dökersin sayfaya. Ne olacağını üzerine kalem oynatmak için ise medyum olmayı gerekmiyor! Tecrübe farkını belli ediyor. Lafı kısa kesiyorum. Dün Rijkaard gitti. Yiğiter Uluğ ustanın, 11 ay önce (10 Kasım 2009) Sportif Cümleler blogda bir röportajı yayınlanmıştı. O röportajdan iki soru ve iki cevabı alıyorum... Yoruma gerek var mı!

Barcelona'yı tanımak için bir senenizi orada geçirmişliğiniz var. Frank Rijkaard'ın Galatasaray'a gelmesinin ardından Galatasaray'ın geleceğinin de Barcelona kadar parlak olacağı söyleniyor. İki takımın da içini dışını bilen birisi olarak bu söylentiler hakkında bizimle neler paylaşabilirsiniz?
Yiğiter Uluğ: Tıpkı Galatasaray gibi, Barcelona da sadece bir futbol takımı değil, bir tarih, bir kültür, çok köklü bir camia... Dünyayı gezmiş, gittiği yerlerde başarılı olmuş, büyük onurlar yaşamış, deneyimli bir futbol adamının Barcelona’dan sonra Galatasaray’ın başına geçmesi elbette önemli artı ama bir kişinin bir anda bütün bir yapıyı, kültürü, alışkanlıkları değiştirmesini ummak aşırı iyimserlik olur. Evet, bunun bir benzeri yıllar önce yine Galatasaray’da yaşanmış, Derwall o zamanki yönetimin de sabrı ve büyük desteğiyle bir futbol devrimi yapmıştı. Bugünün Türkiye’sinde ve Galatasaray’ında Frank Rijkaard’a değişim için yeterli fırsatları verecek sabır ve anlayış var mı? Bunu zamanla göreceğiz… Ama şu ana kadar ortaya çıkan tablo, özellikle de medyadaki temelsiz, hoyrat ve cahilce eleştiriler, Barcelona’nın geleceği ile Galatasaray’ınki arasında pek fazla kesişim noktası olamayacağı fikrine götürüyor beni…
Total futbol olarak nitelendirdiğimiz 4-3-3 sistemini Frank Rijkaard'ın Galatasaray'ın başına gelmesinin ardından hepimiz okumaya ve yazmaya başladık. Sizce Rijkaard total futbolu Galatasaray'a uygulamayı başarabilecek mi? Eğer başarabilirse Türk futbolunun geleceği bu durumdan nasıl etkilenir?
Yiğiter Uluğ: Rijkaard çok değerli bir futbol adamı ama elinde sihirli değnek yok. Biliyorsunuz, “Total Futbol” Hollandalı futbol adamı Rinus Michels’in dünyaya kazandırdığı bir kavram. Michels, Cruyff’un hocasıydı, Cruyff da Rijkaard’ın hocası. Her iki ustayla çalışmış olan Neeskens de bugün Galatasaray kulübesinde, Rijkaard’ın yanı başında oturuyor. Sadece bu fotoğraf bile, Galatasaray’ın rakiplerinden daha farklı bir gelecek planladığını, sahada aldığı sonuçlar ne olursa olsun, daha keyifli, tempolu, izlenmeye değer bir oyunun peşine düştüğünü gösteriyor. Ancak fiziksel mücadeleden çok aklı öne çıkaran, koşmaktan ziyade topu koşturmaya çalışan bu sistemin kusursuz hale gelebilmesi ve Rijkaard’ın kafasındakilerin bire bir sahaya yansıyabilmesi için zamana ihtiyaç var. Hem de öyle birkaç aya değil, belki de birkaç yıla! Rijkaard şu anda kendi doğrularını futbolcularına öğretmeye uğraşıyor. Bunda ne ölçüde başarılı olur, bilemem. Türk futbolcusunun temel eğitimi, algılama kapasitesi ve taktik anlayışı Avrupalı meslektaşlarının gerisinde. Rijkaard, kafasındaki oyunu, elindeki kadroya yeterince geçiremediği fikrine varırsa, o zaman oyuncuları kendi seçmek isteyecektir. İşte asıl çatışma o zaman başlayacak. Championship Manager oynama geleneğinden gelen ve her akşam evde takım bozup, takım kuran bazı yöneticilerin tercihleriyle Rijkaard’ın tercihleri ne kadar örtüşecek? Dileğim, Rijkaard’ın başarılı olması ve Türk futbolunda bazı kötü alışkanlıkların (ki bunlar, eskiden Galatasaray’da yoktu) ortadan kalkması. Mesela, yöneticilerin takım kurması…

Lippi ve Galatasaray

Galatasaray'da Rijkaard'ın koltuğuna talip olan ilginç bir isim var. Ondan bahsedeyim. Marcello Lippi. Onunla temasa geçen Galatasaray yönetimi değil. Israrla Galatasaray gelmek isteyen Lippi idi. Menajerliğini yapan oğlu Davide Lippi, babasını Galatasaray'a teknik direktör yapabilmek için Salı akşamından bu yana telefon faturasına ikiye katlamıştır. Bu teklif Galatasaray tarafında kabul görmedi.

20 Ekim 2010

Sahada İşini Yapanlara Saygı


http://www.youtube.com/watch?v=kOtAanBRcZo
http://www.facebook.com/video/video.php?v=438351772986
http://www.tribundergi.com

"Sahada işini yapanlara saygı,
tribünde centilmenlik."

Spor Toto Süper Lig’te özellikle son iki sezondur taraftarların çıkardığı olaylar yüzünden maçlar yarıda kalıyor, tribünlerden atılan cisimlerle sporcular ve hakemler yaralanıyor, maç öncesi/sonrası büyük kavgalar yaşanıyor. 90 dakikalık heyecanın tadı tuzu kaçıyor.

Bu hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçından önce tüm taraftarlara çağrımızdır: Gelin, dünyanın en büyük derbilerinden birinin şanına, heyecanına gölge düşürmeyelim.

Sahada işini yapanlara saygı, tribünde centilmenlik.

Reklamveren: Tribün Dergi
Reklam Yazarı: İlkay Yıldız
Sanat Yönetmeni: Atilla Karabay
Yönetmen: Mert Baykal
Prodüktör: Sevinç Metuçin Öktem, Berna Parlak, Eser Fırat
Prodüksiyon: Zihin Açıklığı

Andre Villas Boas

Sportıng Lizbon, Sir Bobby Robson ile yollarını ayırdığında Porto, elini çabuk tutmuş ve İngiliz efsaneyi 1994'te göreve getirmişti. Robson, Porto kulübünden içeriye 31 yaşında genç bir adamla girdi. Tercümanı Jose Mourinho ile yakaladığı uyum, hoşuna gitmişti. Mourinho sadece tercüme yapmıyor, onunla futbol da konuşuyordu. Bildik hikâyedir; ikili, ezeli rakipleri Benfica'yı kupa finalinde 5-0 ile hezimete uğratıp, Barcelona'nın yolunu tutmuştu. Her idmanı satır satır not alan Mourinho, Katalan kulübünde tedrisatına Hollanda'nın yetiştirdiği en büyük teknik adamlardan biri olan Louis Van Gaal'ın yanında devam etmişti. İşte o hikâyenin arka planında adı anılmayan genç, Andre Villas Boas'tı. Porto'da Robson ve Mourinho, ondan rakip takımları izlemesini ve hazırladığı videolarla rakiplerin eksi ve artılarını rapor etmesini istemişti. Boas, bu işe soyunduğunda sadece 17 yaşındaydı. 'Çocuk' aynı zamanda genç yetenekleri de keşfetmekte doğuştan ustaydı. Mourinho onu unutmadı. 2002'de Porto'nun başına geçtiğinde Andre Villas Boas'ı ekibine kattı. Porto Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken dünya Mourinho'nun taktik zekâsını konuşuyordu. Yardımcı aktör Boas ise bu zekâyı besleyen raporların sahibiydi. Avrupa'da rakipleri yerinde izliyor ve Mourinho'ya eksi-artıları uzun uzun anlatıyordu. Portekizli, Premier Ligi'ni fethetmeye gittiğinde de Andre Villas Boas'tan vazgeçmedi. Chelsea'den valizini toplayıp Milano'ya, Inter'e transfer olduğunda da...
Çırak, çok zaman önce kalfa olmuştu ve geçen sezonun başında ustasına kendi dükkânını açmak istediğini söyledi. Mourinho'nun kanatları altında büyüyen Boas, Portekiz Ligi'nde dibe vurmuş Academica'nın teknik direktörlük teklifini kabul etti. Bir yerden başlamak lazımdı. İlk maçında ülkenin devi Porto'ya 3-2 yenildi. Aynı Porto, Boas'ı kupa yarı finalinde zar zor elerken, kaçan şampiyonluğun faturasını hocaları Jesualdo Ferreira'ya kesen kulüp yönetimi, 'Mourinho 2'yi çoktan bulmuştu bile. 64 yaşındaki Ferreira'nın yarı yaşındaki Andre Villas Boas, sezon başında Porto teknik direktörlüğüne getirildi. Porto, Bruno Alves ve Raul Meireles gibi iki kilit adamını kaybetmesine rağmen, Boas yönetiminde sezona bomba gibi girdi. Avrupa Ligi playoff'unda Genk'e yedi gol atıp eleyen Porto, Rapid Wien'i de evine üç golle uğurladı ve Beşiktaş maçı öncesinde Sofya'da CSKA Sofya'yı tek golle geçti. Ligde de ilk altı hafta rakiplerini süpüren Boas'ın Portosu ilk puan kaybını, puan tablosunda kendisini takip eden Guimaraes deplasmanında yaşadı ve 1-1 berabere kaldı.
"Ben kimsenin klonu değilim," diyerek kendisini Mourinho'ya benzetenlere ufak çaplı isyan eden Boas, günümüz futbolunda iki teknik adam tarifini üzerinde toplamayı başarmış bir Portekizli. Mourinho da futbolcu değildi, Boas da değil. Pep Guardiola da genç yaşta (37) Barça'nın başına geçti. Boas, 33'ünde Porto'nun direksiyonuna oturdu. Emin olun, hayatının yarısını rakiplerin analizine harcamış bu genç adam 'genç teknik adam' değil!.. (17 Ekim 2010 / SABAH Pazar)

Bis

İki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözlerinin
Karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
İki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak,bir kaçak,bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim çocuk
İçimdeki bıçak iki kere daha dönüyor
Olduğu yerde
Kalırsan sel basar yataklarımı
Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
Kimi zamanlar olur sevgilim
İki bıçak bile yetmez bir tek ölüme / MURATHAN MUNGAN

18 Ekim 2010

Naklen Yayınlar

19 Ekim Salı
19.30 Spartak Moskova – Chelsea (EURO FUTBOL)
21.45 Real Madrid – Milan (EURO FUTBOL)
21.45 Arsenal – Shakhtar D. (HD TV SMART)
20 Ekim Çarşamba
21.45 Manchester United – Bursaspor (STAR TV)
21.45 Glasgow Rangers – Valencia (HD TV SMART)
21.45 Barcelona – Copenhagen (EURO FUTBOL)
21 Ekim Perşembe
20.00 Beşiktaş – Porto (STAR TV)
20.00 Napoli – Liverpool (HD TV SMART)
20.00 Cska Sofya – Rapid Wien (EURO FUTBOL)
22.00 Manchester City – Lech Poznan (STAR TV)
22.00 Salzburg – Juventus (EURO FUTBOL)
22.00 Villarreal – PAOK (HD TV SMART)