5 Şubat 2017

Gigi Datome ve Mekatronik Mühendisi


Önce eski zamanlarda aynı şehrin farklı insanları sonra  ve İstanbul... Barselona'nın geniş caddelerinden birinde o çok şubeli kahve dükkanının kaldırıma attığı masalarında dört genç oturuyor. Şehrin en pahalı restoranlarında da yemek yiyecek kadar para kazanıyorlar ama ucuz kahvelerini almışlar, kahkahalı bir sohbetin içine düşmüşler. Kaldırımda yürüyenler için çok tanıdık yüzler onlar çünkü hepsi de Barcelona forması giyiyor ya da giyiyorlardı.
Sergio Roberto, şimdi Borussia Dortmund için ter döken Bartra, Valencia'nın yolunu tutan Munir El-Haddadi ve onları ziyarete gelen Bojan Krkic. Ertesi gün Barcelona'nın maçı var, ortalıkta bir imza organizasyonu olmadığından tanısalar da kimse masalarına uğramıyor.
İkinci sahne yine Barselona'nın açık havada masaları olan bir restoranından. Oturanlar bu kez biraz da ağır ağabeyler. Eski kaptan Puyol, bugünlerde pazubantı takan Pique, Busquets... Ertesi gün El Clasico var şehirde. Uzun oturuyorlar ancak masadan kalkarken iki genç çekinerek hatıra fotoğrafı çektiriyor. Kimse "El Clasico ne olur, ne işiniz var burada, ne olacak bu savunmanın hali, yeni transfer var mı?" diye sormuyor...


Gigi Datome, NBA kariyeri de düşünüldüğünde son yıllarda İtalyan basketbolunun en muteber adamlarından biri. İki yıldır  forması giyiyor, neler yaptığı basketbol yorumcularına kalsın; Datome özel bir adam.
Türk kahvesine yerine hala espresso içiyor ama Türkçe'yi de öğreniyor. Sanat tutkusu onu Balat, Karaköy ve Tünel sokaklarına götürüyor. Caferağa'da bir kafenin köşesine ilişip sakin sakin kitabını okuyan, İstanbul'u çok seven ve yaşarken de hakkını veren bir adam Datome. Peki ne oluyor? Bu şehrin güzelliğine ve güvenliğine söz edenlere inat kendini Beyoğlu'nun el ürünlerinin satıldığı bir dükkanına atan ve orada çektiği fotoğraf karesini Instagram hesabında paylaşan Gigi Datome'ye bir taraftar şu mesajı yazıyor: "CSKA maçına odaklan."
İlk iki hikayenin takımı Barcelona "bir kulüpten ötesi" ise, Gigi Datome'nin verdiği cevap da bir üçlükten ötesi oluyor. Mesajı yazan Fenerbahçe taraftarının infosunda mekatronik mühendisliği öğrencisi olduğunu gören Gigi'nin yanıtı bir Final Four finalinin son çeyreği kadar güzel: "Mekatronik mühendisliği hakkındaki tavsiyelerimi dinlemek ister misin?" Burada hayatın denklemi basit aslında. Mühendislik okuyan genç derslerine çalışacak, Gigi idmanlarını yapacak, maçta ter dökecek. Mühendis adayı, Gigi'nin attığı basketlere sevinecek. Gigi de emeklerinin alkışlandığını görünce gidip Balat'ta bir keyif kahvesi içecek.
Fenerbahçe, CSKA Moskova'yı 77-71 mağlup etti. 10 sayı, bir asist, 6 ribaund ile oynayan Gigi Datome galibiyetin kilit adamlarından biri oldu.


3-30 Pique


Bazı futbolcuların çocukluğunda o çok duyduğumuz "zor yıllar" hikayesi yoktur. Babası avukat, annesi sağlık sektöründe üst düzey yönetici olan, yetmedi dedesi şehrin dünyaca ünlü kulübüne ömrünü vermiş eski yöneticisiyse o çocuk hayata da futbola da bir adım önde başlar. Fotoğraftaki sevimli ufaklık Camp Nou'nun çimlerinde babası bu fotoğrafı çektiğinde sene 1990'dı. Onun yıllar sonra formasını giyeceği ve ilk golünü de bize atacağı İspanyol Milli Takımı, İtalya'daki Dünya Kupası'nda gruptan çıktıktan sonra daha ilk turda uzatmalarda Yugoslavya'ya yenilmiş ve evine dönmüştü. Çocuk büyüdü, sıkı futbolcu oldu. Hatta dünyanın en iyi stoperi...
Gerard Pique üç gün önce 30 yaşına girdi. Bir zamanlar kırmızı montuyla poz verdiği Camp Nou'nun çimlerine çocukları Milan ve Sasha ile çıkan bir baba ve Shakira'nın da eşi. "Bir gün Barcelona'ya başkan olacağım" diyor. Üçünde bu pozu veren çocuk bu hayali için 53'ünü beklemez gibi duruyor.