3 Nisan 2008

Ara

Marş Söyletmenin Cezası

Hamburg'lu David Jarolim 'e Bundesliga'da 4 maç ceza verdiler. Suçu nedir? Rakibine yaptığı hareketi uzuv adı kullanmadan anlatmak gerekirse biz buna "İstiklal Marşı söyletmek" diyoruz. A. Bielefeld'li Markıs Schuler'e marş söyletmiş saha ortasında Jarolim. Rakibin pozisyonu abarttığını ve suçsuz olduğunu söylüyor. La Gazzetta'da bir videoda benzer iki vukuat daha var. Liverpool-PSV maçında R.Fowler rakibi kıstırmış. Bir de Valderrama'ya kontrol çeken Michel var.
Video: David Jarolim
Video: Fowler&Valderrama

Spor Fotoğrafçılığı

Spor fotoğrafçılığı üzerine laflıyorduk iş arkadaşımla. Önce yukardaki fotoğraftan başlayalım. İlk bakışta ne garantici (!) fotoğrafçı da diyesi geliyor insanın ama 6 kişi makinesini kurmuş gitmiş, bu abi 7. Kadrajdan pek net anlaşılmıyor ama bana futbol dışında bir spor gibi geldi. Genelde bugünlerde Canon EOS 1 D Mark III kullanıyor yurtdışında spor fotoğrafçıları. Girmeleri yasak olan bölgelere ise uzaktan kumandalı makinelerini yerleştiriyorlar ki her biri üzerinde 2 makine de taşıyor.Buradan futbol fotoğraflarına gelelim. Blog için fotoğraf arayışına girdiğimde ağzımı açıkta bırakan yüzlerce harika fotoğrafla karşılaşıyorum. Keza yabancı futbol dergilerini ve gazetelerinin sayfalarını çevirirken de. Bizde neden böyle güzel fotoğraflar yok? Öncelikle çok yetenekli foto muhabirleri var ama her alanda olduğu gibi bu meslekte de imkanlar kısıtlı. Yurtdışında bütün ekipmanı medya kuruluşu sağlarken, bizim medyada işe giren foto muhabiri kendi makinesiyle çalışmak zorunda. Buna ateş pahası objektifler de dahil. Fotodaki gibi uzaktan kumandalı bir makine demek foto muhabirinin maça iki makineyle gitmesi demek. Uzaktan kumandanın fiyatını sordum arkadaşa:300 dolar dedi.En büyük problem foto muhabirinin bizim maçlarda çalıştıkları alan. Sadece kale arkasında korner direği ile 18 çizgisi arasında çalışabiliyorlar. Sahanın yan taraflarında çalışmak yasak. Bu da bütün fotoğrafların aynı açıdan çekilmesi demek. Maç öncesinde 3 büyükleri takip eden foto muhabirleri daha kalabalık olduğundan deplasmanda hep kıyamet kopar. Para atışı sonrasında bir kalabalık evsahibi Anadolu takımının kalesini arkasına yerleşir. Bu da 3 büyüklerin forvetlerinin fotoğraf bolluğunu getirir. Bir gazete adına birden fazla fotoğrafçı ancak derbi maçlarında görev yapar. Defans ve orta saha oyuncuları rakip kaleye gelmedikleri sürece de enstantaneye girmezler. İşte burada devreye tele objektifler giriyor ki Türkiye'de foto muhabirlerinin büyük bir çoğunluğu 300 tele ile çalışmakta. Bununla da ancak kale arkasından ceza sahası yayı ile orta saha yuvarlağı arasındaki 30-40 metre çizgisini görüntüleyebilmek mümkün. Avrupa'da ise 300 tele kullanan yok. Çok daha büyük objektiflerle çalışıyorlar... Dönelim uzaktan kumanda meselesine. Türkiye'de hiç kullanılmıyor; bu yüzden de 2. karedeki gibi Kuyt'un dün akşam Arsenal'e attığı golün fotoğrafının bir benzerine bizim ligimizde rastlamak mümkün değil. Bu da gazetelerde neden gol vuruşu fotoğraflarının az girdiğinin bir göstergesi işte. Ekipmana gelirsek de aşağıdaki kare durumu özetler sanırım(!)

Miralem Sulejmani

Hollanda Ligi'ni izlemeye vakit kalmıyor. Bu adamın da hiç maçını seyretmedim ama adı transfer piyasasında çokça geçmeye başladı. Miralem Sulejmani. Heerenveen forması giyiyor. Forvet ve kanat oynuyor. 1988 doğumlu ve Partizan'dan yetişme. Artık menajeri mi yoksa bir hayranı mı bilmem gollerini toparlayıp youtube'a atmış. Devir değişti, artık futbolcu kasetleri buradan seyrediliyor.
Video:Miralem Sulejmani

John Abruzzi

Kral adamdın abi. Senin gibisi gelmedi...

Haftasonu Futbol

4 Nisan Cuma
20.00 Trabzonspor - Denizlispor (Lig Tv)
21.30 Duisburg - E. Cottbus (Ntv Spor)
5 Nisan Cumartesi
14.00 Erciyesspor - Malatyaspor (D Spor)
14.45 Arsenal - Liverpool (Fox)
16.30 Stuttgart- Hamburg (Ntv Spor)
18.10 Rennes - Bordeaux (Kanal A)
19.00 Fenerbahçe - Kayserispor (Lig Tv)
19.00 Roma - Genoa (24)
21.00 Osasuna - R. Huelva (Ntv Spor)
21.30 Milan - Cagliari (24)
23.00 Mallorca - R. Madrid (Ntv)
6 Nisan Pazar
14.00 Samsunspor - Eskişehirspor (D Spor)
15.00 Sivasspor - Beşiktaş (Lig Tv)
15.30 Middlesbrough - M. United (Fox)
16.00 Atalanta - İnter (Ntv Spor)
18.00 B. Münih - Bochum (Ntv Spor)
19.00 Gençlerbirliği - Galatasaray (Lig Tv)
19.00 Nancy - PSG (Kanal A)
20.00 Sevilla - Villarreal (Ntv Spor)
22.00 O. Marsilya - O. Lyon (Kanal A)
22.00 Barcelona - Getafe (Ntv)
22.10 Lanus - River Plate (Ntv Spor)
Credit:Tribündergi

WWF

İlk kare Türkiye için...

Iska

Bu kaçan balık büyük olur hikayesi. Eski bir hikayeden başlamalı. Zinedine Zidane daha Fransa milli takım forması giymemiş. Cezayir milli takımının hocası A.Kermali, Zidane'ı beğenmemiş, çok yavaş deyip milli takıma almamış. Hadi onun adı Kermali ya peki Lippi? Juventus'un başındayken Cristiano Ronaldo'yu teklif ettiler, o zaman pek gözüm tutmamıştı diyor. O dönemde Salas, Sporting Lizbon'a gitmeyi kabul etse Ronaldo, Juventus'a gelecek. Olur böyle demek lazım...

Juventus'un Yeni Stadı

Sen Daha Pişmedin

Hikaye tanıdık. Efsane futbolcun futbolu bırakır, onu altyapıya yollarsın, oradan ağır ağır çıkar merdivenleri. Piştiği vakit de kulübene teknik adam olarak oturtursun. Rijkaard gidecek kim gelecek sorusuna en taze cevap bugünlerde Pep Guardiola. Barcelona B'yi çalıştırıyor. B'den A'ya uzun bir yol var tabii. Başkan Laporta bir yoklama çekmek için haberi salmış medyaya, geri dönüş pek iyi değil taraftardan. Barça taraftarının %75'i Guardiola'yı henüz hazır bulmuyor bu görev için. Güzel bir yemeği kimse çiğ yemek istemiyor oralarda...

Prag Derbisi

Çek Ligi'nde Slavia Prag, Sparta Prag'ın 2 puan önünde lider girmişti. Sahalarındaki derbiyi kazansalar puan farkını 5'e çıkartıp bitime 7 hafta kala büyük avantaj yakalayacaklardı. Derbi 1-1 berabere bitti. Geride bu fotoğraflar kaldı...

Londra'da İspanyol Derbisi

Sezonun ilk yarısında Camp Nou'da oynanan Barcelona-Real Madrid derbisinde sahaya çıkan ilk onbirlerdeki İspanyol milli oyuncu sayısı: 7.Victor Valdes, Puyol, Xavi, Iniesta, Casillas, Sergio Ramos ve Raul. Dün akşam oynan Arsenal-Liverpool maçında sahadaki İspanyol mili oyuncu sayısı 6. Almunia, Cesc Fabregas, Reina, Xabi Alonso ve Fernando Torres. Liverpool'da Arbeloa da yedek kulübesinde. Marca'nın çıkarımı şu: Euro 2008 için umutluyuz.

Üstelik Alex'siz

4. dakikaydı acı yüzünden okunuyordu Alex'in. Sanıyorum o kronik kasık problemi. Oynamadı değil oynayamadı. Onun başrolünde olmadığı bir Fenerbahçe; üstelik Gökhan Gönül'süz üstelik Roberto Carlos'suz ve ne oynadığını anlamakta zorlandığım Maldonado ve bu oyun formatının adamı olmadığını artık bir tek Zico'nun anlamadığı Kezman ile uçtu gitti bir 45 dakika. Sevilla rövanşının fatihi Uğur Boral da Essien'in karşısında kaçınca oyun Aurelio ve Deivid'in ayaklarına kaldı. Chelsea, Grant ile Mourinho zamanındaki disiplinli futbolunu oynamıyor. Tottenham karşısında da sıkmadılar, maçı kaybediyorlardı. Burada şansları yaver gitmedi. Volkan'ın muhteşem performansını çerçeveleyip asmalı Fenerliler duvarlarına. Drogba'nın cani şutunu çıkardı ve maçı çevirdi. Bin tane istatistiği vardır bu maçın bir de tek gerçeği. Essien vurdu, direkten dışarı gitti. Deivid vurdu, çıkmaz köşeye gitti. Tebrikler Fenerbahçe.
Adebayor ve Kuyt:1-1 Liverpool bu kupayı, bu kupa Liverpool'u seviyor. Haftaya Anfield Road'da büyük maç olacak.

2 Nisan 2008

Votka ve Aşkları

Emre Aköz' ü gurme bilirdik yazılarından. Bir üstünde eminim böyle bir post olmasını isterdi. Tabii 1-2 yıl önce. Votka ve aşkları. Herkesin sağlığına kaldırıyorum...

Jose Sand

Arjantin'de Apertura'da iki flaş golcü vardı Independiente'den German Denis ve Lanus'dan Jose Sand. İkisi de takımlarında kaldılar ve ikisi de Clausura'ya kötü başladılar. Ligin 7. haftası bitti, Denis'in 2, Sand'ın 1 golü var. Jose Sand Avrupa görmemiş bir Arjantinli. 28 yaşında. River Plate forması giydiği, vitrinde olduğu dönemde bile teklif gelmemiş ki kapağı bizim kıtaya atamamış. Garip karşılarım bu durumu. Boyu posu yerinde iyi bir golcü. Geçen sezon şampiyon olan Lanus'un santrforu sıfatı bile kimselerin aklını çelmedi. Yok mu kardeşim bu adamı alan(!)

Coupet-Runje ve Alain Perrin

Tuncay Şanlı fena sakatlamıştı onu, ardından bir özür mektubu yollamıştı. Okuyunca ne demiştir bilmiyorum Gregory Coupet. Bizim lige yolu düşmüş bir kaleci, Vedran Runje'nin önemli bir yeri var kariyerinde. 2003 yılında Runje, O.Marsilya kalesindeydi. Teknik direktör ise Alain Perrin. Coupet ile çalışmak istediğini söyledi ve Runje ile takas önerdi. O.Lyon kabul etmedi. Coupet'i alamayan Alain Perrin o sezon Marsilya'dan yollandı. 5 yıl sonra Coupet gelmeyince ben geleyim bari dedi ve O.Lyon'un başına geçti Alain Perrin. Beşiktaş'ın ne kadar değerli bir kaleci kaybettiğine dair bir not olsun buraya kadar. Gregory Coupet, 1996 yılından beri O.Lyon forması giyiyor. Seri 6 şampiyonlukta da imzası var. Sezon başında geçirdiği ağır sakatlık sonrasında kaleyi Remy'e devretmişti. Bu sezon haricinde L'Equipe'in kayıtlarına göre hiçbir sezonda 30 maçın altına düşmemiş. Gregory Coupet 36 yaşında. 3 milyon bonservisi var. Sezon sonunda "yeni heyecan" arıyorum gerekçesiyle O.Lyon'dan ayrılıyor.

Hangisi?

"Forvetler forma sattırır; defanslar şampiyon yapar"
"Defanslar şampiyonluk yarışında tutar; forvetler şampiyon yapar"

2348:Gurpegui

Carlos Gurpegui 2006 yılında doping yaptığı gerekçesiyle 2 yıl futboldan men edilmişti. 2002 yılındaki bir kontrolden çıkan nandrolon maddesi nedeniyle. İspanya ve İtalya'da pek meşhurdu nandrolon o yıllarda. Pep Guardiola, Frank deBoer,Davids, Stam, daha bir çok futbolcu yanmıştı. Gurpegui test sonucuna itiraz etti, nandrolonu vücudunun ürettiği ispatladı ama A.Bilbao'lu orta sahayı affetmediler. Cezayı karara bağladıkları tarih 23 Nisan 2006'dıydı. 2 yıl cezası biten Gurpegui'nin sözleşmesini kasada tuttu A. Bilbao, ödemelerini düzenli olarak yaptı. A. Bilbao, Bask halkına büyük haksızlık yapıldığı gerekçesiyle bu cezayı protesto etmek için özel tişört yaptırmış. Arkasında yazdığı gibi: 2348. Gurpegui'nin özgürlüğü ilan ettiği gün...

Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final #1/2

Chelsea'nin muhtemel 15'ini dün ben vermiştim. Muhtemel onbirler İtalyanlardan.
Fenerbahce-Chelsea
FENERBAHÇE (4-4-1-1): Volkan; Önder, Lugano, Edu, Wederson; Deivid, Mehmet Aurelio, Maldonado, Boral; Alex; Kezman.
CHELSEA (4-3-2-1): Cudicini; Ferreira, Terry, Carvalho, A. Cole; Lampard, Makelele, Essien; J. Cole, Kalou; Drogba.
Hakem: Larsen (Danimarka)
Arsenal-Liverpool
ARSENAL (4-4-1-1): Almunia; Touré, Senderos, Gallas, Clichy; Eboue, Fabregas, Flamini, Van Persie; Hleb; Adebayor.
LIVERPOOL (4-2-3-1): Reina; Arbeloa, Carragher, Skrtel, Fabio Aurelio; Mascherano, Xabi Alonso; Kuyt, Gerrard, Babel; Fernando Torres.
Hakem: Vink (Hollanda)

Reşit Olmadan

Barça'nın Schalke 04 deplasmanında tek golünü atan Bojan Krkic, Şampiyonlar Ligi tarihinde gol atan en genç oyuncu listesine 2 numaradan girdi. Maç bugün oynansa Fabregas ile aynı yaş/günde atmış olacaklardı. Ehliyeti var mıdır acaba bu adamın?
17 yaş 195 gün: Peter Ofori-Quaye (Gana/Olympiakos) /1997
17 yaş 217 gün: Bojan Krkic (İspanya/ Barcelona) / 2008
17 yaş 218 gün: Cesc Fabregas (İspanya/Arsenal) / 2004
17 yaş 241 gün: Martin Klein (Çek/Sparta Prag) / 2002
17 yaş 353 gün: Karim Benzema (Fransa/O.LYon) / 2005

Milan 2008-2009

Milan'da bir devir San Siro'daki Arsenal maçıyla kapandı. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde yer alabilmek için Fiorentina, Udinese ve Sampdoria'yı altetmeleri gerekiyor kalan 7 haftada. 31 maçta 8 mağlubiyet durumlarını özetliyor zaten. Repubblica sezon sonu için gidecekler, kalacaklar ve gelecekler listesi yazmış Milan'a. Bloga not düşelim, gelecek sezon başlarken döner bir bakarız.
Gidecekler: Dida, Simic, Emerson, Gourcuff, Ronaldo, Gilardino.
Durumu belirsizler: Fiori, Maldini, Cafu, Favalli, Oddo, Serginho, Brocchi.
Kalacaklar: Kalac, Nesta, Kaladze, Bonera, Jankulovski, Gattuso, Pirlo, Ambrosini, Seedorf, Kaka, Inzaghi, Pato, Paloschi.
Transfer listesi: Diego Alves, Zambrotta, Flamini, Borriello, Shevchenko, Drogba, Ronaldinho

Kore Mektubu

Uzaklardan gelen bir e-mail bu. Güney Kore'den, beraberinde fotoğraflar. Türkiye'yi Dünya Kupası'nda 3. yapan teknik adam ne yapar oralarda?: "Şenol Güneş Güney Kore'de FC Seoul'le 2. sezonuna başladı Mart başında.. Fazla haber çıkmıyo gazetelerimizde, hatırlatmak istedim. İlk sezonu 14 takımlı ligde 7. bitirdi. Play-off'a giremedi, kupalardan elendi. Net başarısızlık. Ama işler orda bizdeki gibi değil tabii, kovalamadılar hocayı. Bu sezona 2 galibiyet 1 beraberlikle başladı. Hedefi şampiyonluk koydular. Beklentiler yüksek.Her maç, sonuç ne olursa olsun takımı destekleyen ve arkasında duran taraftarlarını da ekte yolluyorum"

1 Nisan 2008

Roma İçin Fazla United

Futbol sahasının kenarında atletizm pistini gördüğümde artık gidin dağda bayırda koşasın diyesim geliyor atletlere. Roma Olimpiyat Stadı'ndaki bir maçı seyretmek ekran başında bile eziyet, insanı atletizme düşman ediyor. Maçı Manchester United 2-0 aldı, benim aklıma bir manşet geldi. Galatasaray'ın Real Madrid'e 3-2'nin rövanşında 3-0 mağlup olduğu çeyrek final maçı sonrası La Gazzetta kelime oyunu yapmıştı: "Troppo Real per Galatasaray"(Galatasaray için fazla "Real") . Yarın da pek rahatlıkla Roma için fazla "United" diyebilirler. Evsahibinden başlayalım, 7 gollük hezimetin intikamını 50 kere oynasalar alamazlar. Totti'nin yokluğunda oynayan Vucinic bana Semih'i hatırlattı. Vucinic de ilk onbirde sahaya çıktığında bir garip oynuyor, oyuna sonradan girdiğinde skoru değiştiriyor. Pizzaro alıp verene kadar savunma yerine oturduğundan, 30 metre hattına çıkan ve derinlik kazandıran Totti de Ilary'nin yanında maç seyrettiğinden herkes Mancini'nin eh biraz da 2. yarı oyuna giren Giuly'nin kanattan getirdiği toplara baktı. Orta yapma özürlü iki bek ve stoperi sakatlanmış olmasına rağmen kendisini hava toplarında tehdit etmeyen Roma'ya karşın Man. United 4-6-0 bir kenara şunu başardı. 10 kişi topun arkasında kalmayı başardılar. En uçta oynayan Rooney defalarda sol kanatın kademesine girdi. Cristiano Ronaldo'nun kafa golünde vuruş öncesi 10 metrelik koşusu muazzam. 2. gol kaleci Doni'nin hediyesi. Man. United işi bitirdi, Old Trafford'da Totti değil; İtalyan milli takımını toparlayıp gelseler bu turu alamazlar. Alex Ferguson ligdeki son maçtan farklı bir onbirle çıktı sahaya, rotasyona Şampiyonlar Ligi de dahil. Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde insan daha iyi futbol bekliyor ama ne turun ne de takımların adı buna kefil değil elbette. Gecenin diğer maçında Barça, Schalke 04 deplasmanında 1-0 galip.
Video: Roma:0 Manchester United:2
Video: Schalke 04:0 Barcelona:1

Savulun Haçlılar Geliyor!

Avrupa Kupaları'nda ezeli rakibi desteklemek meselesinin ilk perdesi şu postaydı. Havaalanına gidip Chelsea'yi karşılamak abukluğundan bahsetmiyorum elbette. "Ülke puanı, Haçlılara karşı zafer, Türk takımı" gibi argümanlara gülüp geçmişimdir. Biraz daha geniş açıdan bakalım. Avrupa'da durum nedir? En sıcak örnek İspanya'dan. Real Madrid'li Higuain bugün manşetlerde: "Schalke 04 geçsin turu, Barça'nın elenmesini istiyorum" diyor. Barçalıların da Roma'yı destekleyen açıklamaları vardı bir tur önce. Real Betis-Fenerbahçe dostluğu da bir önceki turun hikayelerinden. Mancini'nin Milan'ın Tokyo'da oynadığı kupa maçı öncesinde "Milan'ın kazanmasını mı istiyorum? Abartmayalım beyler" deyişini de ekleyelim buna. Benim bildiğim ezeli rekabetin, derbilerin diğer tarafı Avrupa Kupaları'nda her zaman rakibi destekler dünyada. İstisnası varsa; yorumlarda bilgi sahibi olalım. "Kalbimiz seninle Roma" diyen Lazio'lu, "Arsenal'i çimlere göm" diyen Everton'lu var mıdır acaba(!) . Medyada "olur mu canım rakip desteklenir mi?" diyenlerin Avrupa seyahatlerinde Mc Donald's ve Burger King dışında yemek yemedikleri gibi bir tespitim de var alakalı ya da alakasız olarak...

Toni Kroos

Babası eski futbolcu, annesi badminton şampiyonuymuş bir zamanlar. Mimar da olabilirdi elbette ama futbolcu olmuş işte. Toni Kroos. 1990 doğumlu. Eski coğrafyadan söylersek Doğu Alman. Onu keşfedip Bayern Munih'e kazandıran ise Uli Hoeness. Matthaeus, Ballack, Mehmet Scholl'ların geçtiği takımda hepsine biraz benzetiyorlar işte. Onun idolü ise Micoud ve Effenberg. Sezon başında Ribery-Luca Toni-Klose üçlüsüne hiç olmadığı kadar büyük bir bütçe ayıran Bayern Munih'de sezonun bonusu oldu Toni Kroos. Hansa Rostock altyapısından yetişti ve geçen sezon Bayern Munih'in genç takımında sezonu tamamladı. 2012 yılına kadar sözleşmesi var. İtalyanlar ciğerci dükkanın önündeki kedi gibi bakıyorlar şimdilik Kroos'a.

Çıkış Yok

Boca Juniors'un Bianchi döneminde sahası La Bombonera'da 37 maç yenilmez rekoru vardı. Bir dönem Türkiye'de Fenerbahçe yaklaşmış, Beşiktaş seriyi bozmuştu. Şimdi 28 maçlık bir seri yakaldılar La Bombonera'da. Boca'yı sahasında yenen son takım, 2007 Kapanış liginde San Lorenzo. La Bombonera'da son 100 maçta Boca'nın 63 galibiyeti var. 29 maç berabere bitmiş. 2003 yılından bu yana o stadyumdan 3 puanla çıkan 7 takım var: San Lorenzo(2 kez), River Plate, Racing, Colon, Lanus, Argentinos ve Newel's

Çadır Tiyatrosu

Şampiyonlar Ligi'nde bu akşamın "değerli maçı" Roma-Manchester United. Star TV gitmiş Schalke 04-Barça maçını veriyor naklen. Roma-Man United maçı şifreli kanalda! Uyduda Rustavi 2 kanalından izlenebilir bu maç. Yarın akşam Fenerbahçe-Chelsea maçında, Sevilla maçlarındaki garip ekibi bekliyorum. Ayakları uğurlu geldiler diye Beyaz, Acun Ilıcalı,Feryal Pere, İlker Yasin, Halit Kıvanç, Selahattin Duman doluşur naklen yayın odasına. Doğan Grubu'nun elinde Mehmet Demirkol, Uğur Meleke gibi isimler varken; ne gerek var di mi adam gibi maç öncesine? Çadır tiyatrosu kurmak lazım. Maçın spikerine hiç değinmeyeceğim. SAT 1'den izleriz maçı, kafamız rahat olur. Naklen yayın demişken, perşembe akşamı UEFA'dan 2 maçı Skytürk veriyor. B.Leverkusen-Zenith ve ardından Fiorentina-PSV... Uydudaki kanallar listesi burada...

Belgrade Boys

Belgrade Boys /Kızılyıldız