27 Ocak 2007

Ronaldo Milanello yolunda


Gazeteler 2 gündür yazıyor Ronaldo Milan'da diye. Ancak uyandılar bizimkiler. 17 ocak'da karalamışım burada. Turist olarak bile gelemez dedikleri Ronaldo, San Siro'da Kupa maçında tribüne gelince Inter taraftarı çıldırdı elbette. Bugünlerde Milano'da bu foto dolaşıyor emaillerde. "Ronaldo, Madrid'den Milano'ya nasıl geldi?" başlıklı. Acı var mı acı?..

26 Ocak 2007

Xbox 360 - The Not So Big Match

Agency: McCann Erickson, London

Authentic Spanish restaurant


Ba-Ba Reeba, authentic Spanish restaurant in Milan
Agency: JWT, Milan
Art Director: Flavio Mainoli
Copywriter: Paolo Cesano

25 Ocak 2007

Yürü be Alen


Güzel insan Alen Markaryan yazmış Hrant Dink'in ardından. Yüreğin yeter kardeşim:

Avaz avaz feryatların, bir çığlığın, bir şaşkın parmağın, belki kaderin, ağız dolusu isyanın, bir tetiğin, bir soğuk namlunun ve 50 kuruşluk 3 tane merminin acı haykırışları vardı İstanbul sokaklarında. Ağlıyordu insanlık... Kahrolmuş yüreklerin, burkulmuş sevdaların içli ritimleri vardı kasetçide çalan melodide. Ağlıyordu hoparlör... "Sarı gelin" seslerinin içinde bir adam yatmaktaydı yerde... Kanlı, upuzun; ama ölmeyen... Tüm ölmüş denen aydınlar gibi... Belki yalnızca ışığı söndü, tıpkı pazar günkü İnönü gibi... Umutların bitmeye yüz tuttuğu an, ışıkların sönmesiyle bir ışık doğdu içimize. Ve yeni bir ışıkla, yeni bir gol geldi... Zaten yalnızlıktan sıkılmış, ağlamaklı İnönü'ye bahar çiçekleri ayrı bir hava verdi. Ve futbolcular daha bir sıkı sarıldılar birbirlerine. Belki çocuğu ağlamakta babasına, kızı feryat figanda... Ağıtlar yakmakta karısı ve eşi dostu ıstırapta... Lakin bir gol var atılan, sönen ışığın ardından... Ve de bir kurşun! Sönen tüm hayallerin mahmurluğundan. Birisi; sessiz İnönü'yü, soğuk havayı ve futbolcuları kaynaştırmasını bildi. Öteki ise; yüzyıllardan beri iç içe yaşayan bu toplumları, bu kültürleri, birbirinden kız alıp veren bu insanları daha da pekiştirecek. Ve dün bir kere daha anladım ki, bu topraklarda yaşamaktan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum.

Milan: 2 Roma:2



Milan-Roma 2-2
Milan: Dida; Simic, Bonera, Costacurta, Jankulovski; Gattuso (27' st Brocchi), Pirlo, Ambrosini (16'st Seedorf); Kakà; Ricardo Oliveira (33' st Gilardino), Inzaghi.All.Ancelotti
Roma: Curci; Panucci, Mexes, Chivu, Tonetto; De Rossi, Pizarro; Wilhelmsson (43' st Rosi), Perrotta (37' st Cassetti), Mancini (30' st Tavano); Totti.All. Spalletti
Arbitro: Bertini di Arezzo
Marcatori: 4' (1T ) Oliveira R, 23' (1T ) Inzaghi F., 29' (1T ) Perrotta S., 39' (1T ) Pizarro D.

Atascados


Real Betis: 1 Barcelona: 1
gol:36 Robert, 60 Marquez
Betis: Doblas; Melli, Juanito, Nano, Fernando Vega; Capi (Rivera, m.58), Arzu (Miguel Angel, m.70), Assuncao, Sobis; Robert (Dani, m.64) y Fernando.
Barcelona: Victor Valdés; Oleguer, Márquez, Puyol, Gio; Mota, Iniesta, Deco;, Giuly (Xavi, m.69), Saviola (Gudjohnsen, m.61) y Ronaldinho.

Soygun


Dünya Dağıtım yıllardır bu memlekete yabancı dergi, gazeteleri getirir ve milleti söğüşler. Yurtdışında 5-6 ytl'ye satılan dergilerin üzerine 20-25 ytl fiyat koymak gibi edepsizlikleri vardır bunların. La Gazzetta dello Sport, İtalya'da 1 euro. Türkiye'de ise 5 ytl, 2.75 euro. Ticaret,dağıtım adı altında resmen soygundur bu. La Gazzetta yıllık aboneliği İtalya'da 300 euro. Dünya Dağıtım 'da 673 euro+kdv. Otur internette oku demekle de olmuyor, İtalyanlar keriz değil; bizim gazeteler gibi bütün içeriklerini çakmıyorlar sitelerine. Youtube haberciliği de yapmıyorlar her nedense. Ne maliyeti vardır o gazetenin İtalya'dan buraya gelip, Taksim'de bayiye ulaşmasının? Dünya Dağıtım, dağıtırım...

Manhattan


What Manhattan might look like if sea levels continue to rise.
Photo illustration:John Blackford
original photograph: Cameron Davidson

Hepiniz aptalsınız anketcanlar


Türk medyasında ciddi bir gerizekalı artışı var. Medyanın amiral gemisi diye şıttırılan Hürriyet'in internet sitesin manşetine aptal ötesi bir anket yerleştirmişler. Sorular budur: Hrant Dink için Fatiha okunur mu okunmaz mı?; Hrant Dink'in cenazesinde atılan "Hepimiz Ermeniyiz" sloganı sizce doğru mu?.
Ulan size ne, ankete oy verene ne.. Fetva mı alacaksınız anket sonucuyla. Size ne kardeşim milletin ne okuyacağından ve o götünüzden anladığınız slogandan. Kaşıyın durun bakalım...
İki parça aklınız olsa anket cevaplarının butonlarını boş getirirdiniz. "evet okunur", "evet doğru" seçenekleri neden default geliyor internet bıcırıkları söyleyin bakalım. Hele bir de o ilgilenmiyorum seçeneği. Adam sayfayı açmış, oy verecek ya da hadi len deyip kapatacak, ilgilenmiyorum ne lan. Amiral gemisiymiş, istavrit avına çıkılmaz sizinle be..

Aptal Hürriyet anketi

Hagi'yi sevmeme sebebi


Fatih Terim'în jubilesiydi. Kadıköy'de. Trabzonspor ile. Maratonun önünden 70 metre ters bir top attı, ayağa teslim. Muz orta, koşsam Real Madrid'de oynardım, numaralının gölgesi, 37 numara ayaklar, kalçadan çıkartacaksın evladım şutları. Hagi'yi bu yüzden sevemedi bazılarımız. Ulan Cevat Prekazi. Yerine sevmedik, sevemedik. Aldatmadık abicim seni..

24 Ocak 2007

Parayı buluyoruz


Klimax: Boisson aphrodisiaque. Varmış böyle bir ürün Kanada'da. Hemen yapıyorum ithalatını. Arkasından da Fransa'dan diz için krem getireceğim. Sinerjinin kralı..

Don't let our girls stay uneducated


Agency: Güzel Sanatlar/Saatchi&Saatchi
Creative Director: Atakan Sevgi
Art director: Hakan Ertan
Copywriter: Erkan erdem
Illustrator : Hakan Ertan

23 Ocak 2007

Türkiye karanlıkta kalmasın


Yazılacak yazılar vardı. Okul yıllarındaki gibi yaptım her nedense. Sabah 4'e saati kurup fransız edebiyatı, felsefe çalışırdık, kopya hazırlardık gün ağırırken. Babam olsaydı beraber giderdik cenazeye. Hrant'ı uğurlamaya. 3 gündür diz ben menisküsüm galiba diye bağırıyor. Saat 9'da Kadıköy iskeleye zor attım kendimi. Her zamankinden farklı bir kalabalık 9:15 vapuruna. Biz Hrant'ı uğurlamaya gidiyoruz kalabalığı bu. Kurtarılmış bir ilçe burası. Kadıköy'ü bu yüzden seviyorum işte. Sosyal demokratlar çok sigara içer, vapurun açık kısmı hıncahıç dolu. Çay söylüyorum, 2 sigara içiyorum. Yaşlı bir amca ayakta, gazete okuyor. Buyrun sıkışalım diyorum. Sabah sabah vuruyor kalbimden: "Bugünlerde ayakta kalmak lazım oğlum." Dizimin ağrısını unutuyorum bir anda. Beşiktaş'tan tarihçi abiyi arıyorum, kafa kağıdı ofiste kalmış. Neme lazım! Divan Oteli önünde iniyoruz taksiden. Tuğrul Eryılmaz oturmuş bir banka, yakmış bir sigara soluklanıyor. 3 adım önümde Cüneyt Özdemir yürüyor. Konseptçinin ortağı. Sağır Oda'nın yapımcısı Cüneyt. İnsanda biraz yüz olur bu cenazeye gitmeye!. Kurtlar Vadisi'nin konsept danışmanı yok ortalıkta, fotoğraf vermezler ortalık yerde kendileri. Bayramın 3. günü babamın mezarından çıkmışım, Feriköy-Kurtuluş yürümüş, Hrant Dink'in katledildiği yerde durmuşum. Gözlüklerin vitrinde olduğu dükkanın tam önünde. Bu kez oraya ulaşamıyoruz. Rumeli'nin köşesindeki Yapı Kredi'nin önündeki elektrik direğine yaslanıyorum; dizimin ağrısı hafifliyor biraz. Duduk nasıl bir çalgıdır kardeşim, otur ağla. Sarı gelin çalıyor Türkçe, Ermenice. Hrant Dink'in vasiyeti gereği slogan atmayın demişler ama buna da pek inanasım gelmiyor. Kalabalık artıyor, yükselen sesler çok uzaklardan gelmeye başlıyor. Şişli Camii'ne kadar uzuyor kortej. İşin siyaseti, sosyolojisi, tarihi umurumda değil. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Babasızlık nedir biliyorum. Babasız kalanları düşünüyorum sadece. Taksim'e doğru yavaş adımlarla yürüyoruz. Tarihçi abiyle birlikte alkışa katılıyoruz sadece. Havada helikopterler uçuyor, yüksek binaların tepesinde özel tim nöbet tutuyor. Sadece Hrant da mı? Herkes de bir güvercin tedirginliği. Herkes biraz ürkek, herkes çokça öfkeli. Dizime küfrediyorum. Slogan atanlara tepki verenlerin Alin Taşçıyan ve Gülay Göktürk olması ne garip. Özgürlükten mi bahsedecekler yarın köşelerinde. Yok biri zaten sinemaya yazıyor. Rutkay Aziz, Tarık Akan, en hüzünlü gülen Sumru Yavrucuk (niye kürk giymişşe bu havada), Aslı Erdoğan geçiyor. Ne zaman bir aydın ölse bu ülkede; biz peşi sıra yürüyoruz. Vuruyorlar, biz yürüyoruz. Yarın da Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü diyor tarihçi abi. Taksim'e bir kala yine geldiğimiz noktada Divan Oteli'nin önünde sıyırıyoruz kendimizi kalabalıktan, hafif mahçup, yarıda bırakmanın tedirginliğiyle. Pangaltı-Taksim hüznünde bir apartmanın 3. katına asılmış pankartı düşünüyorum: Elektrik mühendisleri odası asmış. "Türkiye karanlıkta kalmasın. Elektrik özelleştirilemez."

"Türkiye'nin hala elektrikle mi aydınlanacağını düşünüyorlar" diyorum tarihçi abiye...
Bir aydın toprağa giderken..

photo: Scream/Edvard Munch
music: shepherd's call and mountain girl/Djivan Gasparyan

Ateş düştüğü yeri yakar

Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Şöylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

22 Ocak 2007

Sürgün bitti


Bu adamın kariyerini Galatasaray'a atamadığı goller çizdi. Juventus'ta kenarda Lippi vardı. 2003 yılında Almanya'da bilmenenne stadı bir ilk 45 oynadı akıllara ziyan. 5 net pozisyonu dağlara taşlara attı. Galatasaray maçı aldı. O sezon yol verdiler Marca Di Vaio 'ya. Juventus öncesi Parma'da kral golcüydü. Valencia'da herkesin kötü olduğu sezonda en kötülerdendi. Bu sezon Monaco'ya kiralandı. Prens Albert falan bozar adamı. Stephanie de kaşar oldu zaten. Memleketine geri dönmüş. Serie B'de Genoa'ya. 31 yaşında Roma'lı; lakin Lazio diyarlarından.

10 maç 9 gol işte La Liga bu


Futbol programlarında bazı camışlar var, yıllardır aynı teraneyle kafa zikerler. İtalyan futbolu defansiftir, maçlar 0-0 biter, gol ortalaması düşüktür. 3 sezondur Serie A bu camışları tekzip eder istatistiklerle, bunların haberi olmaz. Bir tek maç seyretmeden konuşacak kadar yüzsüzlerdir de.. Serie A'ya koyayım size birşey olmasın diyor La Liga'ya geçiyorum. 13 haftada 15 futbolcunun dizinin parçalandığı La Liga'da 19. haftada gol krizi tavan yaptı. 10 maçta atılan gol sayısı 9. 4 maçın 0-0 berabere sonuçlandığı ligde 9 golün 3'ü lider Barça'dan geldi. Son 5 maçında sadece 2 gol atabilen Real Madrid ise haftayı tek gol, 3 puanla kapadı. Pazar sabahı Marca gazetesi bu manşetle çıkmıştı çokça Real Madrid yalakası olduğundan. Gazeteci refleksi işte. Önceden görmüşler kısır Pazar'ı. İşte La Liga bu Muratçım..

Çirkef


Roma, Livorno deplasmanında. De Rossi ve Pizzaro cezalı. Onlar olmayınca Totti'ye son pası kim atack? Livorno hırs yapmış, darağacından aldıkları hocaları için oynuyor. Golleri penaltıdan. Lucarelli tekrar ettirilen penaltıyı yine sağ direğin dibine vuruyor. Lucarelli ve sağ! Totti 2. yarıda makasla beraberliği buluyor. Uzatmalarda Totti-Gallante kapışması uefa finalinde Adams-Hagi didişmesinin bir benzeri. Kaşınan Gallante, kırmızıyı gören Totti. Saha kenarında kendisini sakinleştirmeye çalışan kondisyoner Vito Scala'yı elinin tersiyle itiyor. Scala sırtüstü yerde. Totti'nin yine bokunu çıkardığı bir pazar öğleden sonrası. Hafta ortasında da kendisine yan bakan Mancini'ne ziktir git demişti kulüpten. AS Roma da el mecbur bonservisini belirlemiş Mancini'nin: 20 milyon euro.

21 Ocak 2007

Sempre calcio!




Scuola Calcio A.S
Agency: 1861 United, Milan
Creative Directors: Pino Rozzi / Roberto Battaglia
Art Director: Federico Pepe
Copywriter: Stefania Siani
Photographer: Riccardo Bagnoli

Calderon'da efelenmek


Atletico Madrid-Osasuna. Dün geceydi. Seyretmedim. A. Madrid bir bok top oynamıyor. Martin Petrov ve Maxi sakatlandıktan sonra hiç çekilmiyorlar. Maçı 1-0 almışlar. Valencia'lı Lizondo Cortes, Cem Papila'lığa soyunmuş maçta. Önce A. Madrid'in teknik direktörü Javier Aguirre'i atmış sahadan. Son 13 dakikada da Osasuna'dan 4 futbolcuya kırmızı çekmiş. Calderon'da (bkz:foto) Torres'e dayılanmak -ki tribünde 40 bin frente var- biraz göt ister. Osasuna'nun santrforu Webo'ya tribünden megafonla ırkçı tezahüratlar yükselmiş. Bunun da hesabını sorarlar.


Atlético:Pichu; Seitaridis, Perea, Zé Castro, Antonio López; Galletti (Gabi, m. 46), Maniche (Mista, m. 84), Luccin, Jurado (Costinha, m. 88); Fernando Torres y 'Kun' Agüero.
Osasuna: Ricardo; Izquierdo, Miguel Flaño, Cuéllar, Corrales; Juanfran (Valdo, m. 63), Raúl García, Nekouman, Héctor Font (Cruchaga, m. 82), David López; y Webó (Soldado m. 63).

gol: dk. 83 Ze castro

Del Piero cinquecento


Alessandro Del Piero, 1974 doğumlu. Juventus forması altında 500. maçına bir Serie B karşılaşmasında çıktı. Bari'ye 4 attılar. 500. maçında 204. golünü attı. Juventus'da 7 şampiyonluğu var. Fiat cinquecento için daha güzel reklam olur mu?

Storia di un ex tifoso


Massimo Camiciottoli. 69'lu. Milan taraftarı. Storia di un ex tifoso 'nun yazarı. Tribün kovalamaktan, futboldan kopuşun romanı çokça otobiyografisi. Okumalı listesine..

Ebbene sì! Ho perso la fede milanista e adesso i risultati della squadra di Maldini e soci non sono più un mio problema! Diciamo che mi preoccupano come al bel Paolino potevano interessare quelli della Libertas Vanzago, gloriosa compagine che mi sopportava quando giocavo a pallacanestro!