11 Nisan 2021

Ciao Fatih Karagümrük

Başta İstanbul’un 3 Büyükleri olmak üzere borç batağındaki kulüpler için bir türlü net yanıtı alınamayan soru “Kendi işlerinde bu kadar başarılı başkan ve yöneticiler iş kulüp yönetmeye geldiğinde nasıl bu kadar hatalı kararlar veriyorlar ve bu kulüpler zarar ediyor?” İkinciliğin başarısızlık olduğu Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’de taraftar ve medya baskısı yüzünden saçılan onlarca milyon Euro elbette başkan ve yöneticiler cebinden çıkmıyor. İstanbul’un Süper Lig’deki diğer üç takımı ise bu tanıma uymuyor çünkü Başakşehir, Kasımpaşa ve Fatih Karagümrük patron kulübü. Son şampiyon Başakşehir çok ortaklı modelle yönetilirken bu sezon zor günler yaşasa da son yıllarda akılcı transfer politikası ve sürekli ligin zirvesine oynayan kadrosuyla patron aklının sınıfı geçtiği kulüp. Kasımpaşa ise sadece Diagne ve Trezeguet’nin satışından kasasına 25 milyon Euro koymuş ve uzun yıllardır al-sat dengesinde artı çıkan ve ligde tutunan bir camia. Türk futbolunun tarihinde özellikle İstanbul’un semt takımları mühimdir. Fatih Karagümrük de semt kültürünün üzerinde yükselen ülkenin en köklü camialarından biri. 1926 yılında kurulan Fatih Karagümrük bugün uzun yıllar sonra yükseldiği Süper Lig’de asansör takım olmadığını kanıtladı ve düşmenin kolay, çıkmanın zor olduğu ülkenin en büyük futbol sahnesinde ilk haftadan beri hedefini ortaya koydu: “Avrupa Kupaları’na gitmek istiyoruz. “ Bu hedefi birçok Anadolu kulübü başkanından duymuyor olabiliriz ama sözün sahibi Süleyman Hurma, Anadolu kulüplerinde sportif direktörlük koltuğunda oturduğu yılların ardından bugün sahibi olduğu Karagümrük’ü bu sezon olmasa gelecek sezon Avrupa’ya götürmek peşinde. Çünkü transfer görüşmelerinde bunun sözünü verdiği yabancı futbolcuların ismini ilk kez duydukları bir kulübe transfer olmalarında tek faktör o kulübün bir İstanbul takımı olması değil…

Çok değil 9 yıl önce bölgesel amatör ligde olan, 2013-14 sezonunda 3. Ligde play-off’u şampiyon bitirip ikinci lige yükselen Fatih Karagümrük’ün taraftarları şampiyonluk yaşamadan sonraları çok sevecekleri play-off’larla Süper Lig’in yolunu tutacaklarından elbette haberdar değildiler. İkinci ligde geçen 4 sezonun ardından yıllardır Türk futbolunda profesyonel olarak çalışan Süleyman Hurma’nın kolları sıvayıp kendi takımımı kuracağım diyerek çıktığı yolda Karagümrük’ün hisselerini satın aldığında Fatih Karagümrük sezona umutlu başlamıştı. Önce Şanlıurfaspor ardından Manisa ve finalde de Sakaryaspor’u deviren Süleyman Hurma’nın kulübü geçen sezon yükseldiği 1. Lig’de daha zorunu başardı. Ligi 5. Sırada tamamlayan takım sezon sonunda yükselen formuyla önce Akhisar’ı geçti ve finalde de Adana Demirspor’un hayallerine son verip kendini Süper Lig’de buldu. Süper Lig demek daha çok gelir ama aynı zamanda daha çok dert demekti..

“Beni ikna etmek için 15-20 kez aradı” diyen İtalyan kaleci Viviano, Süleyman Hurma’nın “Küçük İtalya” projesinin ilk halkasıydı ama Floransalı Viviano bile İtalya Serie A’dan tanıdığı bu kadar çok oyuncuyla aynı formayı giyeceğini hayal etmemişti. Ülkesi dışında Arsenal ve Sporting’e imza atan ama ne Londra’da ne de Lizbon’da bir kez olsun kaleyi koruyamayan Viviano’nun ardından bir maestro girdi Fatih Karagümrük’ün kapısından. Arjantin Milli Takım formasını 58 kez giymiş Lucas Biglia, Lazio ve Milan’daki 7 sezonun ardından 34 yaşında geldiği Karagümrük’te müthiş profesyonelliği ve yeteneğiyle ilk günden itibaren büyük saygı gördü ve Süper Lig için yeniden yapılanan kadroda Başkan Süleyman Hurman kaptanlık pazubandını elbette ona verdi. Bir başka Arjantinli Lucas Castro da İtalya havasını almış futbolcuydu. Catania, Chievo, Cagliari ve Spal formaları giyen Castro’nun son takımından Balkovec’e de imza attırdı Süleyman Hurma… Şilili Jorquera, Bursa ve Eskişehir formaları giymişti ve kariyerinde Genoa ve Parma etiketiyle o da Serie A modasını sürdürdü. Zirveye oynayan takımlardan Lens, Jimmy Durmaz, Gaston Campi, Kemal Ademi, Mevlüt Erdinç ve Enzo Roco’yu kadrosuna katan Süleyman Hurma’nın Serie A sevdası ara transferde de devam etti. 30 yaşındaki Bertolacci, Genoa ve Milan formaları giymiş bir orta sahaydı ve yanında gelen isim Premier Lig’de yolu Chelsea, Liverpool ve Sunderland’den geçen, Roma ve Milan’da da oynamış Fabio Borini idi.  Serie A patentli Karagümrük’te son İtalyan dokunuşu teknik direktör değişiminde oldu. Şenol Can ile yollarını ayıran Süleyman Hurma, Fabio Capello ile anlaştı diyeceğim ama elbette demiyorum; bu sezon oynadığı futbola büyük sükse yapan Alanyaspor’da teknik direktör Çağdaş Atan’ın sağ kolu olarak kabul edilen ve taktik zekası çok yüksek olduğu konuşulan 32 yaşındaki Francesco Farioli ile yola devam etme kararı aldı.

Şov Devam Etmeli Ama Nasıl?

Pandeminin getirdiği kısıtlamalarla bir yıl geride kalırken spor dünyasında 2020 yazında ertelenen büyük organizasyonların 2021 yılında nasıl, nerede ve ne zaman yapılacağı tartışılmaya devam ediyor. İstanbul’un 29 Mayıs’ta ev sahipliğini yapacağı Şampiyonlar Ligi finaliyle yola çıkalım…

Geçen sezonu Lizbon’da çeyrek finallerden itibaren tek maç üzerinden oynatan UEFA bu sezon bilenen formatla yola devam etmeye kararlı ancak virüsün İngiliz varyantının yol açtığı panik nedeniyle Ada kulüplerinin maçlarını tarafsız sahada oynaması İstanbul için bir B planını deveye sokabilir. Liverpool, Manchester City ve Chelsea, üç İngiliz kulübü yola devam ediyor. Çeyrek final ve yarı finallerde İngiliz takımlarından biri rakipleriyle Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynayabilir. Finalde 80 bin kapasiteye sahip stadyumda iki kulüp taraftarlarına toplam 25 bin bilet satılması gündemde. Türk futbolseverler, sponsorların davetlileri, UEFA’nın konukları derken bu rakamı 35 bine kadar çıkması bekleniyor ki, bu konudaki son kararı da elbette Türkiye verecek..

Bir yıl ertelenen Euro 2020’de açılış maçını 11 Haziran’da Roma’da İtalya ile biz oynayacağız ama turnuvanın 12 farklı Avrupa şehrinde yapılacağı kararı bu ay sonunda değişebilir. Bazı ülkelerin karantina kararları yüzünden ev sahipliğine sıcak bakmadığı turnuvada her ne kadar UEFA, çok şehirli finallerde ısrarcı olsa da B planı devreye girebilir. Peki nedir B planı? Euro 2020’nin yarı finalleri ve finaline ev sahipliği yapacak olan İngiltere’nin tüm turnuvaya ev sahipliği yapması. Stadyum ve ulaşım alternatifleri bol olan ülke, kuvvetle muhtemel seyircisiz oynanacak turnuvaya bir ay boyunca kucak açabilir. İkinci ihtimal ise, Euro 2024’ün ev sahibi olan Almanya’nın bu yaz düzenlenecek şampiyonayı üstlenip, 2024’deki haklarından vazgeçmesi, ki bu durumda 2024 yılında çok şehirli final 2020’de planlandığı gibi oynanacak. Üçüncü alternatif ise 2018 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Rusya’nın 2021 Haziran ve Temmuz ayında Avrupa Futbol Şampiyonası’nı düzenlemesi..

 2020 sonbaharında “Yeni yılda stadyumların kapasitesinin yarısını kullanırız” diyen Avrupa kulüpleri, liglerde son çeyreğe girilirken sezonu seyircisi kapatmaya hazırlanıyor. Avrupa’nın 5 büyük liginde Nisan ve Mayıs aylarında tribünlerde taraftar göreceğine inananların sayısı çok az. Bizde de Nisan ayında Futbol Federasyonu ligin kalan haftaları için kararını açıklayacak. Kıtada aşılanan insan sayısını nüfusa oranı bugünlerde yüzde 10’un altında seyrederken, yeni sezonun ilk aylarında da stadyumların kapasitesini yüzde yüz kullanmak mümkün olmayacak. Seyircisiz maçların, naklen yayın izlenme oranlarını yükselteceği iddiası ise bu sezon birçok ülkede boş tribünler önünde oynanan futbolun reytinginin düşmesi nedeniyle iddia olarak kaldı. Pandeminin futbola getireceği gelir kaybının önümüzdeki iki yılda 4 milyar Euro olacağı hesaplanırken özellikle bu yaz transfer döneminde her kulübün ayağını yorganına göre uzatacağı kesin…

Tokyo Olimpiyatları ertelenir mi? 23 Temmuz’da başlayacak olan dünyanın en büyük spor organizasyonu için bugünlerde ne Japon hükümeti ne de Uluslararası Olimpiyat Komitesi olumsuz görüş belirtmiyor ancak kulislerde oyunların organizasyonu için 25 milyar Dolar harcayan Japonya’da halkın olimpiyatların ertelenmesini istediği konuşuluyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi pandemi gölgesinde geçen 12 ayda dünyada 7 binden fazla spor organizasyonu yapıldığını ve yapılan 175 bin testte virüs pozitif oranının sadece 0.18 olduğuna dikkat çekiyor ve Tokyo Olimpiyatları’nın ertelenmeyeceğini savunuyor. 2024 yılında Paris 2028 yılında Los Angeles’in ev sahipliğini yapacağı Olimpiyatlar’ın bu yaz Tokyo’da seyircisiz olacağına da kesin gözüyle bakılıyor. Kimsenin aklına getirmediği kötü senaryoda ise oyunlar iptal edilirse çok sayıda sporcunun bir sonraki oyunlarda yer alamayacağı (yaş ve form grafiği nedeniyle) ve kariyerlerinin yarım kalacağı gerçeği de Japonya ve IOC’nin ortak masasında duruyor… Bana da son satırda “Her şeyin hayırlısı” demek kalıyor…