9 Nisan 2017

Olympique Lyon


Avrupa Kupaları’nda Nisan ayına geldiğinde kuranın kolayı olmaz ama Beşiktaş da son sekizdeki rakibi de diğer takımlara bakıldığında en zor kurayı çektiler. İki randevunun taktik savaşı, güncel satırları spor sayfalarındayken biz Pazar günü Fransız kulübünün tarihinde bir yolculuğu çıkalım. 2000-10 yılları arasında Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi olan ama bir türlü bu kupada Nisan ayını göremeyen O. Lyon ne oldu da kendini baharın en güzel zamanında Avrupa’nın iki numaralı kupasında Beşiktaş karşısında buldu. 10 spor dalında sporcu yetiştiren, yarışan Beşiktaş adında Jimnastik Kulübü iken futbol dışında şubesi olmayan Olympique Lyon nasıl oluyor da Olimpik oluyor? 1899’a dönmemiz lazım. Rugby takımı olarak kurulan yanına futbolu da ekleyen Lyon Olympique Universitaire Kulübü’nde yarım asır sonra çıkan anlaşmazlık sonrasında futbol şubesi Olympique Lyon olarak yola devam etme kararı aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından zorlu yıllarda 1950’da kurulan Fransız kulübü, ülke futbol tarihinde bugün çok önemli bir kulüp ama ilk 50 yılın ezeli rakipleri Saint Etienne’in gölgesinde kaldığı da bir gerçek. İlk kupasını kazanmak için 14 yıl bekleyen O.Lyon, şampiyonluk için ise 52 yıl bekledi.
“BÜYÜK BAŞKAN AULAS”
67 yıllık tarihinde sadece 8 başkanın görev yaptığı kulübü ayağa kaldıran ve Avrupa vitrinine sokan adam ise hala koltuğunda oturan Jean Michel Aulas. 1983’de ikinci lige düşmüş kulübe 1987 yılında başkan olan Aulas, “4 yıl sonra Avrupa Kupaları’na katılacağız” dediğinde Fransa’da çok insan ona gülmüş ama 1991’de bunu başaran Aulas son gülen olmuştu. 1999’da aldıkları bir golcü ve ardından gelen bir 10 numara ise Fransız futbolunda Lyon ambargolu yıllara imza attılar. Sonny Anderson ve frikiklerin efendisi Juninho, 4 Mayıs 2002’de Stade de Gerland’da Lens’i 3-1 devirip O.Lyon’a ilk şampiyonluğu kazandırdılar. Yarım asır sonra gelen ilk şampiyonluğun ardından Fransad’da diğer takım taraftarları için azap dolu yıllar başladı. Yedi yıl arka arkaya şampiyon olan, başarının parayı, paranın da yeni transferlerle başarıyı getirdiği Aulas başkanlığındaki kulüp, Avrupa’nın devlerine parlatıp sattığı isimlerle de Fransa’nı Porto’su oldu. Essien, Govou, Cris, Essien, Abidal, Mahamadou Diarra ve Karim Benzema isimleri O.Lyon’un ihracatını sanırım anlatmaya yeter… Paul Le Guen, Raymond Domenech ve Gerrard Houllier, O.Lyon’da iz bırakan teknik adamlar olarak tarihe geçtiler. Juninho ve genç Karim Benzema’nın ayrıldığı 2008-2009 sezonunda üçüncü olan ve yedi yıllık şampiyonluk serisinin ardından bugüne kadar zirveyi hep rakiplerine kaptıran O. Lyon, Lisandro Lopez, Gourcuff ve Gomis gibi kalburüstü yeteneklerin varlığına rağmen bir daha gülemedi.
60 BİN KAPASİTELİ HİBRİT ÇİMLİ STADYUM
Başkan Aulas’ın 2008’de müjdesini verdiği ve 4 yıl sonra ilk kazmanın vurulduğu yeni stadyumun zemini evet aynı Vodafone Arena gibi hibrit! Geçen yıl 9 Haziran’da yeni evi Parc Olympique Lyonnais’de ilk maçına çıkan Alexandre Lacazette ve arkadaşlarının arkasında 60 bin taraftarlık bir güç var. Euro 2016’da da sahne alan ve 415 milyon Euro’luk maliyetiyle Fransa’nın en modern stadyumlarından biri haline gelen ve 8 Haziran’da ilk büyük konserinde Coldplay’e ev sahipliği yapacak olan Parc O.Lyon’da Perşembe akşamı 10 bini aşkın Beşiktaş taraftarı olacak ama Fransızların iki taraftar grubundan da bahsetmeden olmaz...
TRİBÜNDEKİ “KÖTÜ ÇOCUKLAR”

Bad Gones  (Kötü Çocuklar) 1987’da Başkan Jean Michel Aulas kulübün başına geçtiğinde kurulan ve bugün PSG ve Olmypique Marsilya taraftar gruplarıyla beraber ülkenin en etkili ve sert Ultras oluşumlarından biri. Kuzey Kale arkasını kontrol eden Bad Gones grubunun karşı tribününde ise Cosa Nostra Lyon yer alıyor. İki Ultras grubunun da son 15 yılda Avrupa Kupaları’nda Lyon şehrine deplasmana gelen Avrupa kulüplerine pek iyi evsahipliği yapmadığının altını çizmem lazım. Kimsenin burnunun kanamadığı ama Beşiktaş’ın yarı final için ilk maçta Parc Olympique Lyonnais’den gereken skoru alıp, Vodafona Arena’da bu iş bitirmesi hepimizin ortak dileği…