1963 Copa America şampiyonu Bolivya : Lopez, Gainzo, Elgar, Ramirez, Camacho, Vargas, Lacorte, Alcocer, Garcia, Ugarte, Castillo.
Superleague Formula. Tam bir sinerji tezi. Motor sporları ve futbol taraftarını bir araya getiren proje. Benim bildiğim 4-5 yıl önce ilk konuşulmaya başlandığı. O tarihte de Türkiye'den Galatasaray'ın adı geçiyordu. Milan, PSV, Olympiakos, Porto kesinleşen kulüpler. Barcelona, Valencia, Real Madrid, Olympique Lyon, Marsilya, Borussia Dortmund, Schalke 04, Galatasaray, Anderlecht, Goteborg, Lokomotiv Moskova, Boca Juniors, Flamengo, Club America (Meksika), Shanghai Shenua (Çin) ve Kore'den Samsung Bluewings teklif giden kulüpler. Tüm takımlar V12, 4.2 lt, 750 beygirlik motora sahip olacak. Ağustos 2008'de başlaması planlanıyor.
1975-1976 La Liga şampiyonu Real Madrid: Breitner, Miguel Angel, Jensen, Garcia Remon, Camacho, Benito, Miljanic (td), Santillana, Escribano,Amador, Del Bosque, Sol, Guerini, Pirri, Santiago Bernabeu(bşk), Velazquez, Aguilar, Roberto Martinez, Andres, Sanchez Barrios, Uria, Macanas, Rubinan, Vitoria, San Jose
1973-74 La Liga şampiyonu Barcelona: Sadurni, Rife, Torres, Michels (td), Costas, De la Cruz, Juan Carlos, Reixach, Asensi, Cruyff, Sotil, Marcial.
Pele-Maradona ve Ronaldinho. 20 yıl arayla doğmuşlar. 
Adidas F50 Tunit kastımayz edilebilen bir krampon. Lionel Messi dore renkte olanını bu hafta sonu Zaragoza deplasmanında giyecekmiş ilk kez. Bu krampon teknolojisi üzerine de yazmak lazım. İspanya'da sezonun ilk yarısında 13 haftada 15 futbolcu diz bağlarından sakatlandı. 2 yıl önce La Gazzetta son yıllarda Nike ve Adidas'ın ürettiği kramponların gramajı düştükçe işlevselliğini kaybettiğini ve zemini tutmadığını iddia etmişti. Burada keseyim. F50'yi beğenmedim, krampon dediğin delikanlı gibi siyah olur.
Çalar saatlerden herkes nefret eder de şu meşhur "snooze" butonunu herkes çok sever. Uykunun en tatlı yerinde cart diye öten saate dokunur, yataktan kalkmayı ötelersin. Bu saatte o ötelemenin bir bedeli var ama. Saat WIFI üzerinden banka hesabına bağlanıyor ve her snooze butonuna bastığından hesabından 10 $'ı; senin seçtiğin ama nefret ettiğin bir kurumu bağışlıyor. Aziz Yıldırım'a hediye etmek istedim bundan şimdi. Galatasaray'ın borçları hafiflerdi. Hesap bakiyesi sıfır olan adama göre değil yani...
McCann-Erickson'dan Jean-Luc Walraff imzalı iki harika reklam. Ben havuza da işemedim; kopya da çekmedim diyen tipler vardır bu hayatta. Gidip çay koysunlar...
1978 Dünya Kupası finalinde Arjantin'e kaybeden Hollanda: Rep, Schrijvers, Brandts, Wildschut, Krol, Rensenbrink, W. van de Kerkhof, Jansen, Poortvliet, R. van de Kerkhof, Haan.
Arjantin'den futbol manzarası. Maradona'nın yattığı hastanenin önünde bir taraftar:"Diego recoperate pronto" (Diego çabuk iyileş)
Ertem Şener'in sunumu olmadan ya da Ömer Üründül'ün yorumlarını duymadan maç izlemeyi özlemişim meğer. Star TV Mourinho'nun peşine düşünce bize de uyduda Rustavi yolu göründü. Spiker efendi bir arkadaş, top kimin ayağına gelirse adını söylüyor, öyle kıldan tüyden hikayeleri yok, ezikliği ekrandan taşmıyor bizimkiler gibi. Malum maçtan önce Ferguson-Totti dalaşı vardı, lavuk İskoç ki kılımdır Totti'yi adam yerine koymamış, o da sahada görüşürüz dedi. Böyle gazlanır zaten İtalyan medyasında maçlar. Spaletti'nin 4-1-4-1'li Roma'sına karşı Ferguson'un 4-4-2 ile çıkmasına bizim yorumcu ordusu ne derdi acaba? Roma Olimpiyat Stadı her olimpiyat stadı gibi dötten staddır. Havasına giremezsin maçın. İngilizler de böyle stada alışık olmadıklarından mal gibi başladılar maça. Roma yüksek toplarda kısa kalacağını bildiğinden o bildik yerden ayağa paslarla gitti rakip kaleye. Totti versin Mancini'ye o bir kıvırsın versin Taddei'ye olmadı Perrotta'ya, Wilhelmsson, De Rossi eşek gibi koşsun, Mexes göbekte atlasın zıplasın, Chivu maskeli stoper takılsın, kalede balık etli Doni tutsun. Golü de Mancini'nin sıfıra yakın incesi sonrası gelen ortaya Taddei'nin ayağından buldular ki; kaledeki lavuk eski Juve'li meşhur tavuk karalı Van der Saar. Golden önce Scholes atıldı niye atlamışım bilmiyorum, Totti büyük çakaldır; sarı kartı olan adamın üstüne üstüne gitti, çilli İngilize kendini çarptırdı ve faulü aldı, zırtt sarı kart ve kırmızı. 
10 kişi Man. United'a 2.yi atamayınca -ki az buz pozisyon yakalamadılar-, 2. yarı biraz kıpırdayan ve Mancini'ye koçum sen ancak benim yandan yemişim olursun diyen Ronaldo'nun yine kusturan çalımları sonrası Rooney'in arka direkte önce kontrol sonra gol vuruşuyla beraberliği yakaladı Man. United. Spalletti'nin dötü attı tabii, 10 kişi kalmış rakip gol atınca Vucinic'i aldı oyuna, o da Mancini'nin Allah ne verdiyse abandığı topu ne oluyoruz mına koyim diye yumruklayan Van der Saar'dan döneni smaçladı ve 2-1 oldu maç.
Wilhelmsson 60 dakikada 8.5, Cristiano Ronaldo 8 km koştu gibi bilmedik istatistikler geldi ekrana, stad çevresinde 18 taraftar yaralanmış, İngilizlerden birini fena benzetmişler. Paskalya'dan 2 gün sonra, Salı akşamı rövanş var, Scholes ve Perrotta yok. Önce Milan sonra Roma. İtalyanlar evlerinde eşeği sağlam kazığa bağlayamadılar, deplasmanda turu geçerlerse kaybettikleri eşeği bulmuş gibi sevinirler artık.
Marca, Real Madrid'in içinden en iyi haber alan gazete. Bugüne kadar hiç yazmadıklarını yazmışlar. Real Madrid'e son 10 yılda "o geldi, bu geldi, gelecek, gidecek" dediler ama hiçbir zaman o haberlerin öznesi Raul olmamıştı. Herkes gelirdi, giderdi Raul hancıydı Real Madrid'de. Bugün attıkları manşet bir ilk. 7 numaralı forma için gelecek sezon Cristiano Ronaldo'ya rezerve diyorlar. 7'yi giyenin de bir yere gitmesi lazım elbet. Liverpool yazmışlar, Raul'un Rafa Benitez ile olan yakın ilişkisinden dolayı. Raul Madrid 'di bu takımın adı. Bu transfer; olur da gerçek olursa futbolda bir bayrak adam efsanesi daha sona erer.
1941-42 Serie A şampiyonu AS Roma: Masetti, Risort, Brunella, Andreoli, Nobile, Donati, Mornese, Bonomi, Jacobini, Krieziu, Cappellini, Amadei, Coscia, Pantò, Borsetti, Di Pasquale, Benedetti, De Grassi
1907-1908 sezonunda ilk kez şampiyon olan Manchester United: Moger, Holden, Burgess, Duckworth, Roberts, Bell, Meredith, Bannister, J.Turnbull, A.Turnbull, Wall
Mücadele vardı maçta ama nedense ben keyif almadım. Bayern Munih'de kalede Kahn olmayınca işleri zor diyordum, yedek kaleci Rensing garip bir rastlantı kariyerinde tek Şampiyonlar Ligi maçı var o da geçen sezon Munih'de 1-1 biten Milan maçı. Golü de Sheva'nın penaltısından yemişti. Deja vu gibi maç oldu. Cenabet Gilardino yine 3 metreden iki akıllara ziyan gol kaçırdı. Madrid'deki Bayern Munih 2. yarıda ezberini yaptı yine. Deplasmanda hem İspanyolları hem İtalyanları sahalarına kitledi Almanlar maçın ikinci yarısında. Üstelik bu kez Van Bommel'siz. Sepet Dida boşa çıktı, Van Buyten attı. Lucio'nun Kaka'ya yaptığını İtalyanlar çekemediler ya da ekrana getirmediler, ben kıllandım o penaltıdan. Rensing böylece yine Milan'dan penaltıdan golü yedi bir sene sonra. Deja vu dedim ya Madrid'de sonlara doğru Van Bommel atmıştı bu kez Van Buyten uzatmalarda gecenin Volkan'ı Dida'nın kapattığı köşeden astı. Van Bommel gibi rakip tribünlere değil San Siro'nun 3. katında yıldızlarla berabere maç seyreden taraftarlarına fotodaki malum jesti yaptı. Milan buraya kadar. Bir Shevchenko'nun yeri dolmadı bu takımda. Inzaghi desen yalan olmuş.
Maç bitti Şam'da hala top oynuyorlardı an amerikancı kanal Fox'da. Kebapçıya gittin mi halep işi dediğinde uzun sürer gelmesi derler, bu maç da öyle olmuş. 2 saat 45 dakika rötarlı başlamış. Tayyip Bey cumhurbaşkanlığı için ısınma turlarında, başkan düzeyinde temsil edilen Suriye'ye yanak aldırmaya gitmiş. "Fenerbahçeliler Emine Erdoğan'ın elini sıkmadı" yazıyor bir kalem ekşi sözlükte. Önemli ayrıntı. Liverpool da PSV'nin ağzını burnunu kırmış Eindhoven'da zaten Gerrard demişti maçtan birkaç gün önce: PSV'yi PSV'de yenmek istiyoruz diye.. Programda Roma-Manchester United var lakin Star vermiyor maçı, uyduda Rustavi 2'den yazılacağız ekrana. Ertem Şener için ne diyeyim? Allah müstehakını versin. Bi sus ya...
Dougie Brimson Avrupa'daki taraftar gruplarını incelediği Euro Trashed 'de olayların İngilizler cephesinden birkaç ayrıntısını anlatır: Galatasaray- Leeds United (6 Nisan 2000) maçı öncesinde iki İngilizin hayatın kaybetmesi sonrasında Leeds United tribünlerinin kafa takımı Arsenallilerle ortak plan yapar. Kopenhag'da meydandaki kavgalarda çıktıkları sokaklar, kovalamacaların hepsi planlı programlıdır. Kopenhang takımlarının taraftar gruplarıyla finalden önce irtibat kurup, şehir planını alır ve 3 gün önce Kopenhag'a giriş yaparlar.
Finalden bir gece barlarda yaşananlar münferittir ta ki 1-2 Türk televizyoncunun çoğunlukla Almanya'dan gelen gurbetçileri alenen gazlamasıyla, kendilerini Akıncılar Birliği sanan bir Türk grup ingilizlerin doldurduğu bir bara girer. Çıkışları ayakta olmaz elbet. Final günü sabahtan itibaren Tivoli Parkı çevresinde, tren istasyonu karşısında ve sahile çıkan uzun caddede içen ingilizler meydana sağlam baskın yaparlar. özellikle köşesinde Burger king'in olduğu meydana açılan en büyük caddeden en sağlam grup gelir. İngilizlerin alayı sokak kavgası peşindedir. Dougie Brimson'ın da kitapta özellikle yer verdiği üzere Tivoli meydan muharebesinde bıçak kullanan ne yazık ki Türk taraftarlardır. İngilizlerin derdi öldürmek değil perişan etmek, iki seksen uzatmaktır.
Final dönüşünde "abi herife vuruyorum, vuruyorum inmiyor", "sabahtan beri pizlenmişler, önlerini görmüyorlardı, bir koydum ayıya yıkıldı" gibi farklı hikayeler anlatıldı durdu.
Danimarka polisi aldığı ihbarlara ve bir gece olanlara rağmen ihmalkarlığının cezasını ödedi. Avrupa'ya madara oldular. Bugün 17 mayıs 2000'den yıllar Tivoli meydanına gidenler İngilizin kafasını kırdım ya da hayvanın teki sandalyeyi burda kafama gömdü dediği yerde Şilili, Ekvatorlu sokak satıcılarından bileklik, kolye alabilirler.
Camp Nou'da Steaua Bukreş'i 4-0 yenen ve şampiyon olan Milan: Maldini, Van Basten, Gullit, Ancelloti, Rijkaard, Galli, Baresi, Donadoni, Costacurta, Colombo, Tassotti
2001'de penaltılarla Valencia'yı yenen ve Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Bayern Munich: Kahn; Kuffour, Andersson, Linke; Sagnol, Effenberg, Hargreaves, Lizarazu; Salihamidzic, Scholl, Elber
Sunderland nam-ı diğer Black Cats, Premier Lig'e çıkmak için savaşıyor. Haftasonunda Cardiff deplasmanında 1-0 kazandılar. Takım ve deplasman kovalayan taraftarlar maç sonrası havaalanına geliyor Bristol-Newcastle uçuşu için. Easyjet havayolları hava şartları vs. nedeniyle 80 yolcunun inmesi gerektiğini söylüyor. Tam dayaklıklar yani. Neyse olan taraftara oluyor tabii. 80 taraftar uçağı terkediyor ama başkanları onları terketmiyor. Bir zamanlar santrforun kralı olan ve yüksekten uçan İrlandalı Nail Quinn, 500 km'lik yolu olan taraftarlara taksi tutuyor. Cebinden 12 bin euro para veriyor ve taraftarlarını evine kadar bırakıyor bu taksiler. Nail Quinn jübilesinde 1.5 milyon euro para kazanmış bunu da hayır kurumlarına bağışlamış bir adam aynı zamanda. Yani İrlanda'nın viskisi kadar böyle güzel bir adamı da, Sunderland'in de aslan gibi başkanı var.
*Ankara deplasmanına gidince televizyondan futbol yalan oldu bu hafta. Liverpool, Arsenal'den intikamına güzel almış ama benim topçu değil dediğim Crouch hat-trick yapmış, ona bozuldum.
*O.Lyon kaybetmeye devam ediyor. Şampiyonlar liginden elendiler, kupayı da Bordeaux'ya verdiler.
*Real Madrid'i yine Capello'nun itin dötüne koyduğu Robinho kurtardı. Sevilla, Osasuna'da 2 puan yaktı. Barça-R.Madrid farkı 5 puan. Juventuslular bizim için şampiyonluk sayısı hala 29 diyorlar.
1969 yılında Newcastle United: Ollie Burton, Alan Foggon, Dave Smith (ant), Frank Clark, Eric Ross, John McNamee, John Craggs, John Hope, Iam McFaul, Tommy Gibb, Wyn Davies, Jim Scott, Jackie Sinclair, Bob Moncur, Joe Harvey (Mng), Bryan Robson, David Craig, Ben Arentoft.
1974 Dünya Kupası finalinde Hollanda'yı 2-1 yenen Almanya: Beckenbauer, Maier, Schwarzenbeck, Bonhof, Hölzenbein, Grabowski, Müller, Overath, Vogts, Breitner, Hoeness
1974 Dünya Kupası finalinde Almanya ile karşılaşan ve kaybeden Hollanda: Jongbloed; Suurbier, Rijsbergen, Haan, Krol, Jansen; Van Hanegem, Neeskens, Rep; Cruyff, Rensenbrink
