15 Aralık 2007

Tribün #9

Sampdoria-Genoa/1989
Torino-Juventus/1987

Newcastle 1970

2003'ün Rövanşı

FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda Boca Juniors-Milan finali yarın 12:30. Kanal 1 naklen yayınlıyor. Milan bu sezon garip bir takım. Ligde San Siro'da tıkları yok. Şampiyonlar Ligi'nde yürüyorlar. Kaka bu kupayı da alırsa Van Basten'in bir sezonda 4 kupa rekorunu egale edecek. Boca Juniors sezonu kötü bitirdi. Riquelme'yi aldılar ancak oynatamıyorlar. Kaka'nın performansı ve yine Inzaghi'nin kıçı başı sonucu belirleyecek. Karşılarında Martin Palermo manyağı var ve 4 sezon önce oynanan Intercontinental Kupası finalinde penaltılarla kazanan Boca olmuştu. O maçın künyesi de budur:
14 Aralık 2003/Yokohama
BOCA 1 (3): Roberto Abbondanzieri; Luis Perea, Rolando Schiavi, Nicolas Burdisso, Clemente Rodriguez; Matias Donnet, Raul Cascini, Sebastian Battaglia, Diego Cagna; Iarley, Guillermo Barros Schelotto
TD: Carlos Bianchi
Yedekler: Wilfredo Caballero, Pablo Jerez, Diego Crosa, Fabián Vargas, Javier Villarreal, Carlos Tevez , Roberto Colautti

MILAN 1 (1): Dida; Cafu, Alessandro Costacurta, Paolo Maldini, Giuseppe Pancaro, Gennaro Gattuso, Andrea Pirlo, Clarence Seedorf, Kaká; Andreiy Shevchenko, Jon Dahl Tomasson
TD: Carlo Ancelotti
Yedekler: Christian Abbiati, Martin Laursen, Kakha Kaladze, Massimo Ambrosini, Rui Costa, Filippo Inzaghi

Hakem: Valentin Ivanov (Rusya)
Goller: 23' Tomasson (M); 38' Donnet (B)
Penaltılar:
Pirlo (Milan): X (Abbondanzieri)
Schiavi (Boca): gol
Rui Costa (Milan): gol
Battaglia (Boca): X (Dida)
Seedorf (Milan): X
Donnet (Boca): gol
Costacurta (Milan): X (Abbondanzieri)
Cascini (Boca): gol

Lily Allen

14 Aralık 2007

Barcelona-Real Madrid

Barcelona-Real Madrid derbisinin tarihi belli oldu. 23 Aralık Pazar Türkiye saatiyle 20:00. Barcelonalılar Cumartesi gecesi 23:00 bekliyorlardı ama naklen yayın karmaşasında federasyon bu saati belirlemiş. Bir hafta sürecek bir anket koyuyorum bloga. Kim kazanır? Sonuçlar biraz da kimin buralarda ne kadar taraftarı var, onu belirleyecek...

Saturno Contro

minnie:"anche tu sei come loro? come lui, insomma?"
sergio:"addolorato?"
minnie:"no, gay!"
sergio:"gay io? no, io sono frocio"
minnie:"ah ecco, e non è la stessa cosa?"
sergio:"si ma io sono all'antica!!!"

Capello'ya Hayır

Ray Egan (aka John Bull) otu boku protesto eden bir adamdır. Bir zamanlar yeni Wembley'in inşaasında da ortalarda dolanıyordu. Bugünlerde kafayı Fabio Capello'ya takmış. Olmaz diyor. Bi dur bi nefes al be dayı. Sonuçta İngilizlerin başına gelen ilk yabancı değil Capello. Gittiği her yerde kupayı kaldırmış bir adam Don Fabio. İngilizler milli takım düzeyinde İspanyollar gibi basiretsizdir. Capello ne yapar bilmem, bildiğim bahis şirketlerinin 2008 yılında kovulması halinde 1'e 18 ödeyeceği...

Londra Derbisi'ne 72 Saat Kala

Chelsea'nin Noel partisi. Fotoğraflara bakınca benim aklıma şu soru geldi: Bizde, Fenerbahçe-Galatasaray derbisine 3 gün kala derbinin taraflarından biri böyle bir parti verse ertesi gün bu fotoların altına neler yazardı medya? Pazar günü saat 18:00'de Chelsea Arsenal deplasmanına gidiyor ya hani...

Itzhak Perlman

Yağmur yağıyor şehire
onu dinliyorum yine...

Lucarelli Eve Dönüyor

Shaktar Donetsk Şampiyonlar Ligi'nden elenince büyük bir çoğunluk Lucescu'nun kellesi gider dedi ama giden Cristiano Lucarelli oldu ya da olacak yakında. Lucarelli, Euro 2008'de oynayabilmek için Ocak-Haziran döneminde İtalya'ya dönmek istiyor. S.Donetsk'e "beni bir takıma kiralayın" diye başvurdu ve kabul gördü. İtalyanlar yurtdışında oynayan topçularının pek yüzüne bakmazlardı geçmiş yıllarda, gözden ırak olan milli takımdan da uzak oluyordu. Cannavaro-Zambrotta La Liga'ya gidince bu da tarih oldu. Lucarelli, Ukrayna Ligi'nde kalırsa Mart-Haziran döneminde sadece 10 maça çıkabilecek. Bu yüzden Serie A'ya dönmek istiyor. Livorno'nun onu kiralayabilecek parası var mı bilmem..

Haftasonu Futbol

14 Aralık Cuma
20:00 Galatasaray - Sivasspor (Lig Tv)
15 Aralık Cumartesi
13.00 Karşıyaka - Kartalspor (d spor)
14.30 West Bromwich - Charlton (business)
16.30 H. Berlin - B. Münih (ntv)
17:00 Derby Country - Middlesbrough (Fox)
18.10 O. Lyon - Nice (kanal a)
19:00 Trabzonspor - İ.B.Belediyespor (Lig Tv)
19.00 Catania - Udinese (24)
21.30 Lazio - Juventus (24)
23.00 Valencia - Barcelona (ntv)
16 Aralık Pazar
13.00 Boluspor - Eskişehirspor (d spor)
13.30 Ajax - PSV (business)
15:30 Liverpool - Manchester United (Fox)
15:30 Gençlerbirliği - Fenerbahçe (Lig Tv)
16.00 Sampdoria - Fiorentina (e2)
16.00 Torino - Roma (24)
16.00 Inverness - Celtic (business)
18:00 Arsenal - Chelsea (Fox)
18.00 Getafe - Villarreal (e2)
19:00 Beşiktaş - MKE Ankaragücü (Lig Tv)
19.00 Strasbourg - Nancy (kanal a)
21.30 Cagliari - Juventus (24)
22.00 Real Madrid - Osasuna (ntv)
22.00 Bordeaux - O. Marsilya (kanal a)
Foto:Torino-Milan(1974)

Laura Esposto

İngiltere'de yaşıyor ve Serie A özetlerini seyretmek istiyorsanız önce bu kızı görüyorsunuz ekranda: Laura Esposto. Milan Channel'da çalışıyordu, İngiliz Channel Five'a transfer oldu. Programının adı Football Italiano.

En iyi Spiker Okay Karacan

Bir ay önce başlamıştı en iyi spiker anketi. Yıl sonuna kadar da devam edecekti ama sonuçları o kadar belli ki, oranlar bile değişmiyor artık, son vermek lazım oldu. 3582 kişi oy kullandı.
Okay Karacan: 1588 % 44
Ercan Taner: 993 %27
Güntekin Onay: 813 %22
Ertem Şener: 105 %2
Melih Şendil: 82 %2

Anketin ilk gününden itibaren Okay Karacan %50 oyla başladı ve hiç %39'un altına düşmedi. NTV'den ayrılıp Habertürk Spor Müdürü olduğu günlerde oylarında yine artış oldu ve bir haftadır %44 çizgisinde devam etti. Ercan Taner ve Güntekin Onay 1000 oyda kafa kafaya gidiyorlardı. Ercan Taner sonraları 2-3 puan fark yaptı ve %27 ile tamamladı. Ertem Şener ve Melih Şendil ise %2 barajını aşamadılar. Oy kullananan herkese teşekkürler. Türkiye'nin en iyi ancak bugünlerde maç anlatmayarak bizi üzen spikerine; Okay Karacan'a, bir şişe Aceto Balsamico'yu en kısa zamanda ulaştıracağım.

13 Aralık 2007

Hey Gidi Meşin Yuvarlak

Akıllı top. Top çizgiyi geçti mi, geçmedi mi? Hakem değil mikroçipler konuşacak artık. 2 yıl önce denemesi yapılmıştı. Bugünlerde FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda kullanılıyor.
İlk futbol topu 1855'den: Goodyear. National Soccer Hall of Fame'de sergileniyor.

Boca Juniors-Milan

Boca Juniors'dan sonra Milan da finalde. FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda çok gereği varmış gibi bu takımları dandik takımlarla karşılaştırdılar. Hazırlık maçı niyetine oldu. Final 16 Aralık Pazar günü Türkiye saatiyle 12:30'da. Halihazırda naklen yayınlayacağını duyuran bir kanal yok. Avrupa'da da maç şifresiz kanalların programında yok. Aslan NTV bu maçı yayınlar mı acaba?
14/12/2007: Kanal 1 'in naklen yayınlacağı açıklandı.

Ismael Sosa

Ismael Sosa, Arjantin'in son kuşak golcülerinden. 1987 doğumlu. Apertura'da Independiente forması giydi, 2 yılda 40 gol attı. Peşindeki kulüp ise Dinamo Moskova. Ruslar birkaç yıldır Güney Amerika pazarına göz diktiler, oligarkların kolay kazandığı parayı bu transferlere gömüyorlar ama adamlar Rusya soğuğunda telef oluyorlar. Sadece Cavenaghi'nin Bordeaux'ya kaçıp kurtuluna kadarki hikayesi bunu anlatmaya yeter. Dinamo Moskova ligin dandik takımlarından, ki tepedekiler de pek matah değil, 6.5 milyon dolar teklif etmişler Independiente'ye.

What's love Got To Do With It

Ike Turner ölmüş. 76 yaşında...
what's love got to got to do do with it
what's love but a sweet old fashioned notion
what's love got to do got to dooo
who needs a heart when a heart can be broken

Kate Moss


12 Aralık 2007

San Siro 1989

1988-89 sezonu. Serie A'da 19. hafta maçı. Pescara San Siro'ya Milan deplasmanına geliyor. Geliyor de öyle böyle değil, Curva Nord'un 2. katı silme Pescara'lı dolu. San Siro da o zaman 2 kat, inşaat devam ediyor, çatı daha yapılmamış. Gullit'li, Rijkaard'lı Milan. Milan 6-1 deviriyor Pescara'yı. O sezon sonunda Pescara küme düşüyor. Sezonun şampiyonu Inter. Sonrasında Moggi skandalına kadar şampiyon olmak için çok bekleyecekler...

Gilardino vs Lucarelli

Empoli'li Nicola Pozzi bu hafta 4 gol attı. İtalyanlar poker yaptı derler buna. Serie A'da her zaman olmaz elbette. En flaş olanı Lazio-Roma derbisindeydi yıllar evvel. Roma 5-1 çakmış, Montella dörtlemişti. Savicevic, Vieri, Marco di Vaio ve Casiraghi 'nin de bir maçta 4 gol atmışlıkları var. Bir maçta iki futbolcu poker yaptı mı peki? İtalya'da evet, bizim ligde ya da Avrupa'nın büyük liglerinde varsa bilen lütfen not düşşün. İtalya'daki 2 yıl öncesine ait. Parma:6 Livorno:4. Parma'da Gilardino; Livorno'da Lucarelli dörtlemişlerdi o maçta. O maçın künyesi de budur:
PARMA (3-5-1-1): Frey, Bonera, Cardone, Bovo, Pisanu (32' st Camara), Simplicio, Bolano (34' pt Savi), Bresciano, Contini (42' st Viganroli), Morfeo, Gilardino. (37 Bucci, 8 Olive, 35 Dessena, 18 Ruopolo). Allenatore: Carmignani.
LIVORNO (3-5-2): Amelia, Grandoni, A.Lucarelli, Galante, Balleri, Crauso (34' st Doga), Osei, Licka (10' st Vigiani), Giallombardo, C. Lucarelli, Colombo (21' st Protti). (22 Mareggini, 8 Pferzel, 79 Melara, 86 Paulinho). Allenatore: Donadoni.
Gol: nel pt 3' Gilardino, 22' e 25' C.Lucarelli, 27' Pisanu, 37' Gilardino; nel st 2' Simplicio, 16' C.Lucarelli su rigore, 25' Gilardino, 29' C.Lucarelli, 40' Gilardino.

Son Kurban Gerrard

Dün akşam Porto-Beşiktaş maçı ile Marsilya-Liverpool arasında gidip gelirken, ekrana kaleci Reyna gelince şerefsizim aklıma gelmişti. İster misin şimdi yine bir Liverpool'lu futbolcunun evine soysunlar. Şom ağızlı değilimdir ama Liverpool'lu hırsızlar bu işi biliyor. Gerrard önce penaltıyı kaçırıp, sonra golünü atarken adamların onun evini soyuyorlarmış. 4 kişi karısı evdeyken mücevherleri alıp götürmüş. Liverpool'da bu son 1.5 yılda 6. vaka. Dudek'in Porsche'unu, mücevherlerini ve 2005 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu madalyasını çalmışlardı ilk vukuatta. Kaleci Reina'nın evini Chelsea ile Şampiyonlar Ligi yarı finali oynarken boşalttılar. Adam Bang&Olufsen'e dünya para dökmüş, alayını götürmüşlerdi. Bir de Porsche Cayenne'i. Daniel Agger ve Peter Crouch da formayı çekip sahayı çıktıkları dakikalarda soyulan futbolcular. Adamlar ellerinde Liverpool fikstürü şimdi bir başka soygunu planlıyorlardır...

Dinamo Zagrep

Hajduk-Dinamo Zagrep /1995
Dinamo Zagrep/1970
Dinamo Zagrep-Kızılyıldız/1990

Taraftar

LA 12 Tokyo'da

Boca'nın tribün lideri Rafa di Zeo'yu deviren Mauro Martin ve tayfası (La 12), Dünya Kulüpler Şampiyonası için Tokyo'da. Arjantin basını da diline dolamış: Bu adamlar nasıl geldiler buraya diye. Uçakla tabii. Arjantin'den Tokyo'ya uçak 2300 dolar. Kaldıkları otelin geceliği de 400 dolar. Boca Juniors, Real Madrid ile final oynadığında Buenos Aires'den Tokyo'ya 5 bin taraftar gelmişti tribünde de 10 bin kişi toplamışlardı. İki takım da daha yarı final oynayacak. Finale kaldıkları takdirde yine 5 bin Arjantinli yollara düşecek. 2002 Dünya Kupası'nda en meşhur taraftarımız o ağlayan seramik fabrikası sahibi kızdı. O kadar yani...

Lippi Marsilya'da Ne Arar?

Onu en son Ponza adasında yatında güneşlenirken bırakmıştık. Adam Dünya Kupası'nı almış, daha ne kazanacak? Yaşı da 40 değil. Dolce vita neyse işte onu yaşıyordu. Liverpool'un Marsilya'nın üzerinden silindir gibi geçtiği 90 dakikayı Marcello Lippi, Veledrome Stadı'nda izlemiş. İngiliz gazetecilere göre Rafael Benitez'e kafayı takan Amerikalı patronlarla görüştü ve yeni takımını izliyor. Bana göreyse Capello'nun İstanbul'a geliş sebebiyle Lippi'nin Marsilya'da bulunma sebebi aynı. Capello, RAI'nin, Lippi de Sky Italia'nın yorumcusu. "Lippi Marsilya'da maçtaydı" haberinin bir fotosu olmadığından; adamın oturduğu yere göre de bir yorum yapamıyoruz . O yüzden kaldığımız yeren devam ediyoruz ya, yattan...

11 Aralık 2007

En Büyük Etiyopya

Ayvayı yedik; kim kaç kilometre koştu istatistikleri bizim ligimize de geldi. Fenerbahçe-Galatasaray derbisi sonrası kim kaç km koştunun listeleri çarşaf çarşa yayınlandı, üstüne analizler yapıldı, yorumlar attırıldı. Büyük beladır bu kimin kaç kilometre koştuğu meselesi. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, kimse toptan hızlı değildir kardeşim, topu koşturan takım, topa hükmeden takım karşısında deli danalar gibi koşsan ne yazar? 10 adamın koştuğunun toplamı; rakip takımın 2 katı olsa ne farkeder? Galibiyetin garantisi mi bu? Alex için 3 yıldır koşmuyor lan bu diyen zerzevat da yamuldu. Adam gölgesi Sabri'den fazla koşmuş. Gölgesine bile basmamış yani. Bu istatistikler güzelim futbola saplanan hançerlerdir. Bunu analiz eden adamlar çocukluklarında hiç ortada sıçan oynamadı mı? Profesyonel futbolda 5'e 2 diyorlar, ortada kaldığın sürece koşturup duruyorsun işte. Futbolda çok koşması gereken takım tekniği zayıf, yıldız oyuncundan yoksun zayıf olan takımdır. Hayır madem bu kadar değerli bu istatistik; Etiyopya'dan toplayacağım 11 adam, geçeceğim başlarına, alacağım 2010 Dünya Kupası'nı. Takımların galibiyetlerini bunlarla açıklayan Forrest Gump'lar dağılın lan şimdi...

Dalglish & Torres

Kral ve Prens. Dalglish ve Torres. Torres'in Bolton Wanderers'a attığı gol, Dalglish'in 1978 finalinde FC Bruges'e attığı golü kopyası diyorlar. Harika bir bağlantı kurmuşlar ikisi arasında ve Liverpool tarihiyle. Başlıyoruz o zaman: Torres, Carragher ile oynuyor. Carragher, Fowler ile oynadı. Fowler da John Barnes ile. Kara tren John Barnes, bıyıklı santrfor Ian Rush ile oynadı. Ian Rush da Dalglish ile. Dalglish, Emlyn Hughes ile. Hughes, Ian St John ile o da Roger Hunt ile. Hunt, Ronnie Moran ile oynadı. Moran... İşte böyle geriye sardın mı; 1892 yılına, kulübün kuruluşuna kadar geliyorsun. 115 yıllık bir gelenek...

Atma Kazım Din Kardeşiyiz

Colin Kazım Richards Times'a röportaj vermiş ve sonunda saçmalamış. Orijinalini verelim önce: When I got my Turkish passport, it doesn’t allow Christian names when you become a Turkish citizen, so just as Marco Aurélio became Mehmet Aurélio, I just picked Kazim. But it’s not me. I’m still Colin.” Sana kim git Kazım Kazım ol dedi ki kardeşim? Nereden uyduruyorsunuz bu Hristiyan isimlerine bu memlekette nüfusta izin verilmediğine. Kazım Kazım gibi spiker yamultan, ekolu bir ad-soyad alacağına; Colin kalsaydın kim ne diyecekti? Colin Kazım saçmalamış, Hristiyan isimleri Türkiye'de nüfusa yazılır. Bir "Raul" var, çok yakın tanırım mesela... Bir de "ben hala Colin'im" diyor ya; sanli zulüm görüyormuş gibi burada...

Maradona Der Ki

"Llegar al area y no poder patear al arco es como bailar con tu hermana" Diego Armando Maradona
Ceza sahasına girip kaleye şut atmamak kızkardeşinle dansetmeye benzer.

10 Aralık 2007

Adriano ve İstikrar

Bidone D'Oro, İtalya'da yılın en kötü futbolcusuna verilen bir ödül. İstikrar önemli şey futbolda. Geçen sezon ödülü kimselere bırakmayan Adriano bu sezon da zirvede. Şu listede itirazım olan tek adam Jimenez. Aslan topçudur, Inter'de son bir aydır harika da top oynuyor. İtalya'da bidon olup La Liga'da fırtına gibi esen de var: Ricardo Oliveira. Tiago'dan zaten bugün bahsettim, hiç sürpriz olmadı. Tristan pis kumarbazdır, zaten ahı gitmiş vahı kalmış. Dida gereksiz fazla oy almış. Adriano ikiledi, geçmiş sezonlarda Vieri, Legrottaglie ve Rivaldo'ya gitmişti bu ödül. Bidone'leri konu alan bir kitap da vardır.
1 Adriano 19,98 % 2.616
2 Dida 10,86 % 1.422
3 Ronaldo 8,48 % 1.110
4 Ricardo Oliveira 6,58 % 862
5 Tiago 5,99 % 785
6 Cassano 5,89 % 771
7 Jimenez 5,52 % 723
8 Tristan 4,68 % 613
9 Coco 4,51 % 590
10 Gilardino 3,16 % 414

Çakma Beckham'lar

2 post aşağıdaki "Carolina Baldini için kimdir, ne yer, ne içer?" sorusu geldi. Diego Simeone 'nin 3 çocuğunun annesi. 32 yaşında. Simeone 37 olmuş bu arada. Ben futboldan devam edeyim. Geçen sezon Estudiantes'i şampiyon yapan Simeone'nin karısı ile verdiği pozlar elbette ki şu soruyu sordurmuş: "Siz Arjantin'in Beckham'ları mısınız?" Simeone yok demiş de fotolar Victoria-David Beckham (kapı zilinde de böyle mi yazıyordur?) kokuyor. Lakin Simeone çifti, İngilizlerden çok daha fiyakalı, kara kuru Victoria yerine biz Carolina alalım. Diego da iyi bir kardeşimizdir. River Plate'e teknik direktör olursa hiç fena olmaz. Aralarında eski bir hesap da vardır Simeone ve Beckham'ın. Simeone, 1998 Dünya Kupası'nda Beckham'ı oyundan attırmış, Beckham da o zaman vatan haini ilan edilmişti. Bu post vesilesiyle "Türkiye'nin Beckham'ları"; Demet-İbrahim Kutluay çiftine de selam ediyorum...

Insomnia

Seneyi hatırlamıyorum. Maslak 2019'un olduğu yıllar işte. İstanbul'a gelmişlerdi. Bu şehrin gördüğü en güzel akşamlardan biriydi. Insomnia, i can't get no sleep. Bugünlerde bundan muzdaribim ya aklıma geldi Faithless. Uyku lazım, düzenli uyku lazım...
i can't get no sleep
i can't get no sleep
i need to sleep
i can't get no sleep
i need to sleep
i can't get no sleep

Not: Bazen garip yorumlar geliyor. 2019 tarih olmuştu onlar geldiğinde yorumu mesela. Kendi gözlerimle seyrettim kardeşim, ne tarihi, elbette ki tarih de...

Tiago ve Mavuba

İkisi de orta saha. İkisi de iyi futbolcu. İkisi de bir önceki takımlarında banko oynuyordu. İkisi de bu sezon sıkı transfer sözleşmelerine imza attılar. İkisi de kadroya giremiyor. İkisinin de hocalarıyla problemi var. İkisi de Ocak ayında; olmadı 2008 Haziran'ında kulüplerinden ayrılacak. Bazen doku tutmuyor işte. Önce Tiago. Serie B'den gelen Juventus 15 milyon euro ödedi O.Lyon'a. İhtiyar Nedved'li orta sahayı harmanlar diyorlardı, Juve'nin en iyi transferi olarak gösterildi sezon başında. Bir diğeri Rio Mavuba. Bordeaux'da eşek gibi koşuyordu. Villarreal 7 milyon euro ödedi Fransızlara. Sezon başından beri toplam 80 dakika forma giydi. Ocak ayında nasıl kaçar kurtulurum, bunun hesabını yapıyor şimdi.

Carolina Baldini

Kahn Boş Konuşmuş

Bayern Munih, Bundesliga'da fikstürün kolay görünen devresinde patladı. Takımın ağalarından kaleci Kahn da yenilere gideri yaptı. Önce son dönemdeki "kolay" maçlara bakalım: Dortmund deplasmanında 0-0 beraberlik normal sonuçtu. Ertesi hafta Allianz Arena'da Frankfurt ile golsüz beraberlik ne oluyo dedirtti. Ne olduğunu Stuttgart deplasmanında anladılar. 3-1 mağlup oldular. Sonraki iki hafta rakipler zayıftı ama çok zorlandılar. İç sahada Wolfsburg'u 2-1 ile geçtiler ve deplasmanda, Bielefeld'i tek golle devirdiler. Şampiyonlar Ligi'nde yoktular, bahaneleri de yoktu. Bomba Duisburg maçında patladı, yine gol atamadı Bayern Munih. Kahn ne demiş peki? Ribery ve Toni'ye gider yapmış: "Burası Fiorentina, Marsilya değil. Burada devamlılık gerekir. Sezona iyi başlamak yetmez". Ben de diyorum ki;" ulan Kahn, Ribery olmasa yatacak yeriniz yoktu bu sezon..."

Ön Libero Haydar

Valencia, Pamplona'da; Osasuna deplasmanında. Taraftarı grupları Ultra Yomus 'dan 53 kişi gözaltında. Tam kadro gitmişler deplasmana. Ön liberoları Haydar. Maç mı? 0-0.

İmza Avcıları

İmza ticareti yapan adamlar vardır Avrupa'da. Kamplarda, deplasmanlarda, ellerinde dosyalar, içlerinde futbolcunun bile nerden buldun bu fotoyu kardeşim dediği kareler, imzalatır sonra da satarlar, orada, burada ya da internette. Saatlerce otel kapılarında beklerler, antrenman çıkışlarında pozisyon alırlar, futbolcuya kafayı takar, imzayı almadan bırakmazlar. Bir tarihte Man. United'da futbolcuların imza dağıtması yasaklanmıştı hala devam ediyor mu bilmem. İşte fotoğraftaki arkadaş da Real Madrid'li futbolcuların antrenman çıkışını bekliyor desem biri çıkacak; "bu adam Marco Ballotta" diyecek. O da doğru tabii! 43 yaşında yarın akşam Santiago Bernabeu'da Real Madrid forvetinin karşısına Lazio kalecisi olarak çıkacak. Allah yardımcısı olsun. "10 yıldır her sezon sonunda bırakıyorum, kulüpler bırakmıyor" diyor. Başka kim var ihtiyar diyen olursa birkaç isim ekleyeyim: Palermo'da Fontana 40 yaşında, Maldini 39, Couto 38 yaşında...

Fabio Quagliarella ve Gol Sevinci

Gecenin bir vakti Serie A özetlerini seyrederken dikkatimi çekti. Udinese-Sampdoria maçı zevkli geçmiş. Sampdoria 1-0 geriye düşüyor, Cassano'nun verdiği bir al da at öncesinde iki kişinin arasından çıkışı var, akıllara ziyan. Udinese'de maçı çeviren Fabio Quagliarella oluyor. Bu adam da kafayı taktıklarımdandır. 24 yaşında, 1.80 boyunda, taş gibi santrfor. Geçen sezon Sampdoria forması giyiyordu. Udinese formasıyla eski takımına 2 gol attı ve özellikle 3-2'yi getiren ceza sahası dışından attığı muhteşem gol sonrası bile yerinden kıpırdamadı, sevinmedi, sadece takım arkadaşlarının tebriklerini kabul etti. Bu da futbolun bir güzelliğidir işte. Fotosunu da bu yüzden geçen sezondan seçtim...

Tribün #8

AS Roma 1975
Genoa 1970
Fiorentina 1974