Milan:4 Boca Juniors:2

Inter'in hocası Mancini dün bu kupa için "dostluk turnuvası" dedi. Kedi-ciğer hikayesi işte. Ilk 15 dakika aslında Mancini'yi haklı çıkardı, bir türlü final kokusu alamadım maçtan. Sonra Kaka efendi çıktı sahneye. Boca Juniors, Tophane Tayfun gibi takım, mahallenin sert çocukları. Milan ise Suadiye sosyetesi. Gattuso da bu yüzden tırsık oynadı, bizim kıtanın dayısıdır ama iş Arjantinli çocuklara gelince pek efendi takıldı, sonra da çıktı oyundan, ne bileyim belki de adamın dişi ağrıyordu. "Kaka büyük futbolcu, değil mi Fikret?" derdi Ömer Üründül yorumlasa maçı. Kaka'nın performansı, Inzaghi'nin kıçı başı belirler demiştim. Kaka solo çekti, top iki golde Boca'lıların kıçından sekti, Inzaghi'nin önünde düştü de gol oldu. Kaka'nın 3 kişiyi geberttiği gol ise teslim bayrağını çektirdi Boca'ya. O golden sonra alameti farikası olan tişörtünü gösterdi yine, İsa'nın Atletleri reklamı yapıldı. Palermo döküldü, Palacio'nun o örülmüş ince kuyruğuna taktım yine kafayı. Bu adamı gole giderken o kuyruğundan çeksen; beyni dışarı çıkacak gibi duruyor. Ligi 2 hafta önce bitirmiş Boca Juniors'un; üstelik Riquelme kenarda otururken, Avrupa seviyesine çıkabilmesi imkansızdı. Boca Juniors'u al Serie A'ya koy, ilk 5'e giremez. Maldini'nin kaç kupası oldu, bunun hesabını yeniden yapmak lazım; bir de Kaka gibi adamlar olduğu sürece futbol dünyasında, o istatistikle kafayı bozmuş adamlara sen git bir çay demle demek lazım. Tribünler? 2500 dolar uçak biletine verenin geldiği bir finaldi. Milan'ın kale arkası gruplarının pankartları burdayız diyordu, La 12, fark 3'e çıktığında bile tezahüratı kesmedi, 90 dakikayı Boca'nın tezahüratıyla seyrettik finali. Sonuç: Milan 2003'ün rövanşı aldı, Battaglia ilk finalini kaybetti, Ledesma Orhan Ak'ın amcaoğlu, Palacio gelecek yıl kesin Avrupa'da...
Milan: 4 Boca Juniors:2