10 Nisan 2008

Top Meşin Yuvarlaktı

Forma numaları 1’den 11’e kadardı. Sağ açık 7; oyun kurucu 10 numaraydı, bilirdik. 1’den 99’a oldu kafamız karıştı. 4-4-2, 4-3-3 ezberdi; 3-5-2 ile tanıştık sonraları. Liberolar vardı bir zamanlar, 10 numaralar, kanatlarda defansına yardım etmek zorunda olmayan pırpır açıklar. İki tireyle ayrılan oyun dizilişlerine şimdi 4 tire yetmez oldu: 4-1-1-3-1; 3-1-3-1-2, 4-2-3-1. 2-6-7-8; 4-4-3-3-5. Cozuttuk. Ön libero yoktu, forvet arkası bildiğin 10 numaraydı. Sağ, sol bekin orta yapma kabiliyeti kimin umurundaydı? Top meşin yuvarlaktı. Yağmur yağdığında kitapta yazandan ağır olurdu. Siyah-beyazdı bizde de, Arjantin’de de. Sonra renk renk ve plastik... Mühendis eli değdi, dikişsiz toplar, aerodinamik derken; olan kalecilere oldu. Kimi marka toplar hep 90’a takılır oldu... Kramponlarda Dinyakos, baba hatıratıydı. Adidas’ın alameti farikası üç bant; siyah beyaz kramponlar. Onlar da renk renk oldu. Şortunun renginin uyduran yeşil, sarı giydi. Beyaz giyene faul yaptılar, hakemlere faülü görmedi. Hafifledikçe hafifledi, dillerinde futbolcuların ismi yazılır oldu. Her hava şartını göre farklı krampon giymek farz oldu. Gün geldi zemini tutmadılar; Ronaldo, Rooney sakatlandı; “işte suçlu bu çift krampon” diye haber oldular. Formasını ıslatan futbolcu taraftarın baş tacıydı. Teri tutmayan, dışarı atan kumaşlar peydah oldu. Rakibin faullerine hakem uyansın, çektin mi elinde kalmasın diye vücuda yapışan formalar moda oldu. Tribünde ayakta maç seyredilir, merdiven boşlukları itinayla doldurulurdu. Ya tahtaydı oturduğun yer ya da soğuk beton... Skorboard dediğin maçı bedava izleyen birinin değiştirdiği tabelaydı. "Dokuz gol atsak tabelası var mı? 10 gol olsa nereye yazacak?" diye dalgası geçilirdi. Önce led ekranlar sonra dev lcd ekranlar icat oldu. Localar yoktu, yumuşak deri koltuklar da; kaşer-ekmek ayran vardı, karidesli sandviç ve tiramisu’suz statlar şimdi köhne oldu. Zemin çimdi, sonra pek suni oldu. Her yenilik tutacak demek değildi, suni çim tutmaz oldu. Kar yağardı, maç iptal olurdu, alttan ısıtılan zeminlerle bu da tarih oldu. Yağmuru, fırtınayı tınlamayan üstü kapanır statlar icat oldu. Çok koşan değil; ayağına top yakışan oynardı. Futbola dair aklımızda tuttuğum tek rakamlar maçın sonucuydu. Sen şimdi bana "Alex koşmuyor, Ballack, Aurelio'dan fazla koşmuş" diyorsun; Numaralı'nın gölgesinde yatan, muz ortanın kralını yapan Prekazi de sana kalsa topçu muydu?

33 yorum:

Adsız dedi ki...

onceleri 3-5 kisi takip ederken yazdiklarini isterdim ki herkes okusun bilsin.. alakasiz insanlara forward ederdim linkleri. cok guzel yaziyo bu arkadas okuyun filan derdim. simdi senin yazilarin bana link olarak geliyo abi. ellerine saglik. bunca zaman buraya yorum yazmamistim ama bu sefer bu yaziya hakki vermem gerekiyordu.

tknycl dedi ki...

tüylerim ürperdi bu yazıda o kadar..

Adsız dedi ki...

helal be aceto...daha ne söylenebilir ki...

Noat Samisa dedi ki...

Su akıyor, arkını buluyor.

Prekazi de topçuydu, Aurelio da.Akılda yalnızca skor kalacak yine, hafıza bildin 15 gün, bilemedin en fazla 10 yıllık.

70'lerin sonunda, 80'lerın başında çocuk olanlar anlatıyor, biz de dinliyoruz.Siz öyle, biz böyle seviyoruz.Muz ortalara da, dili dışarıda koşanlara da, numaralı önünde sabahlayıp, gölgesinden orta yapanlara da, çalımı basıp ara topu gönderene de, yan pas ile kariyer yapana da, aceto'ya da saygı, sevgi.

Adsız dedi ki...

inanılmaz olmuş bence yazı. ellerine sağlık.

Adsız dedi ki...

"peki sen kimsin"den sonra yeni başucu eseri :)

twelve point goes to aceto balsamico...

Adsız dedi ki...

Futbola gönül verenlerin manifestosu olacak nitelikte, bu yazıda yazılanları anlamayanlar asla futbolu anlayamazlar. Tebrikler üstat.

Adsız dedi ki...

muhteşem. son nokta...
elinize sağlık.

Adsız dedi ki...

yazının devamını okumak isteyen galatasaray dergi nisan sayısına buyursun deyip reklam yapalım hehe

tofi dedi ki...

cok iyi yazi, eline saglik. keske ridvan, aykut, oguzdan, tanjudan bahsetsyedin biraz da, onlar birakali, ne akik kari olmayan ara paslar goruyruz, ne asirtma goller, ne rovasatalar:(

el-faruk dedi ki...

bir zamanlar futbol sadece sahada oynanırdı ve hak eden kazanırdı. eskiden böyle çok tartışılan hakemler de yoktu. sahada kalırdı tüm dargınlıklar.
ah ulan ah neydi eskiler bee.

SAFÆ dedi ki...

gerçekten çok güzel olmuş elinize sağlık...

serkan utlu dedi ki...

bu yazıyı okuduktan sonra,küçükken arkadaşlarımla top oynadığım evimin önündeki boş arsa aklıma geldi.Bu arsada top oynarken zamanında yeri geldi prekazi olduk , tanju olduk , tütüneker de olduk kendi kendimize...mahalle maçlarında dayak yediğimiz günlerde oldu yendiğimiz zaman. güzel günlerdi vesselam ...Şimdi o arsanın yerinde kocaman bir alışveriş merkezi duruyor.Bizim yeni nesil artık halı saha topçusu olarak yetişiyor.Can evimden vurdun beni aceto, yazın dehşetül vahşet derecede güzel, büyüksün !

L dedi ki...

eline sağlık abi.

Adsız dedi ki...

bütün önliberolara ÖLÜM:))

Kapali Ust dedi ki...

Söylenecek cok sey yok, super otesi..Umarım onaylanır bu sefer:)

Adsız dedi ki...

tebrikler güzel yazı, akşam akşam iyi geldi.

bana da mahallemizin veteran futbolcusu juve ilker'i hatırlattı. bu adamlardan her mahallede vardır bi tane. akşamüstü 5 oldu mu juve formasını kramponlarını giyer mahalle ilkokulunun sahasında alırdı soluğu. çocuktuk tabi, o gün bizi takımına aldı mı kendimizi maradona sanır gözüne girmek için eşek gibi koşardık. netekim kafasını dizini patlatarak büyüdü bizim nesil. şimdiki veletler konsollarda atıyorlar golleri, futboldan konuşacak adamın dizinde dirseğinde yara izi yoksa hiç konuşmasın sussun..

roupertOne dedi ki...

sokaklar da futbol sahamızdı değil mi?, üstlerinden o kadar da çok araba geçmediğinden.

Herşey değişiyor Aceto, hep eskiyi özlüyoruz ama bu illet o kadar güzel ki, içine sınırsız teknoloji onca renk, reklam, para, endüstri, ticari kaygılar girse de; Çok Güzel....

Adsız dedi ki...

"Dokuz gol atsak tabelası var mı? 10 gol olsa nereye yazacak?"

5 Ocak'ta az dillendirmedik bunu.

Haftasonu kıvamında, pazar kahvaltıları ardına böyle yazıları okumak için hangisi olursa olsun alırım o gazeteyi.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
behzat dedi ki...

takibe devam artık her gün baya sayfanı acıp yeniliyorum acaba neler dokturdu diye . bi de bakıyorum bir şaheser daha .tebrikler

Adsız dedi ki...

Hakem-penaltı-federasyon-şike-şaibe-fotomaç-fanatik......Bunları konuşmaktan gına gelmişti..İlaç gibi geldi..

Adsız dedi ki...

" prates said...

yazının devamını okumak isteyen galatasaray dergi nisan sayısına buyursun deyip reklam yapalım hehe"

Yine aceto'nın yazısı olarak mı yoksa bu yazı alıntı mı? Çatlak sesler çıkıyorda..

Adsız dedi ki...

Babaa.. Büyüksün ..!

ucusanlar dedi ki...

Olağanüstü... İnsanın hemen forward edesi, paylaşası, herkese haykırası geliyor...

fataliyev dedi ki...

Tebrikler...

İsmail Şayan dedi ki...

elinize sağlık efendim. çok güzel olmuş.

herkes başlangıç noktası olarak bir şey söyleyebilir bu anormal metamorfozun kökenine dair. benim gözümde, ne gariptir ki futbolla yayın dışında hiç bir alakası olmayan bir avustralya'lı vardır bu "acaipleşme süreci"nin temelinde: rupert murdoch.

Adsız dedi ki...

gözlerim $ukela butonunu aradi...

Pads dedi ki...

10-0'lik besiktas- adana demirspor macinda tabela nasildi fikri olan var mi? Aceto skorborddan bahsedince aklima dustu direk.

el_turco dedi ki...

mukemmel...

Adsız dedi ki...

" prates said...

yazının devamını okumak isteyen galatasaray dergi nisan sayısına buyursun deyip reklam yapalım hehe"

Yine aceto'nın yazısı olarak mı yoksa bu yazı alıntı mı? Çatlak sesler çıkıyorda.."

aceto'nun yazısı tabii ki. kendisi gs dergi'nin en mühim yazarlarından. nasıl bi çatlak ses çıkıyor bilmiyorum ama yanlış anlaşılmalara mahal verdiysem affola.

Beercholic dedi ki...

eline sağlık aceto..

Adsız dedi ki...

Ben de forma numaralarına takıntılı durumdayım. Neden bu numara kargaşası; yada neden 99 a kadar. Kalecilerin 1 dışında forma giymesi zaten yasaklanmalı ve hatta 0 ve 1 olmalı. 99 sayı da 0 değil mi; 3 basamaklıları geçmeyelim!