Yanal'ın takımı Ankaragücü maçında sinyali vermişti. En azından ben öyle görmüştüm. Evinde rakibi hafife almadıysa eğer; fizik olarak iyi durumda değildiler. Test de Beşiktaş maçı olacaktı. Bu form düşüklüğünü "Yanal'ın takımları düşer" klişesiyle karıştırmamak lazım. Her takımın sezonun belirli bölümlerde yokuş aşağı koştuğu haftalar vardır. Kısıtlı kadroyla, yaklaşık aynı onbirlerle oynayan Trabzonspor'un da yıpranması doğal elbette. Bunu da özellikle ikinci yarıda çok net ortaya koydular. Top kayıpları sadece oyuncu kalitesi, yeteneği ile açıklanamaz. İnönü'de öyle bir atmosfer var ki, ben bile çıksam sol kanatta 3 kişiyi geçer arka direğe ortayı keserim gibi hissediyorum seyrederken. Beşiktaş tribünleri kadar oyuna ortak olan bir taraftar grubu yok. Trabzon açısından yine klasik Yattara maçı oldu. İlk yarıda ezdiği toplar, veremediği final pasları, hele Gökhan'a ofsaytta attığı top, maçın kırılma anıydı. İbrahim Üzülmez karşısında bile bu hale düşüyorsa, yolun sonu yakındır Gineli için. Attığı gole kadar kalesinde gol görmediyse Trabzon, bunu Song ve onun defans hattında yarattığı sinerjiye dua etmeli. Golden sonra doğal olarak herkes Trabzon'un çekilmesini bekler ama orta sahanın bu kadar top tutamama basiretsizliğine girmesi nasıl açıklanacak? Selçuk İnan kendine inanmadığı sürece Trabzon büyük maçların altından zor kalkar. Yanal'dan 46'da Ceyhun hamlesi bekliyordum. İki farklı galip olmadığı hiçbir maçta bu Alanzinho oyuna alınmaz bana kalsa. Bu adam bu ligin topçusu değil. Trabzon savunması yedikleri goldeki adam paylaşımı -ki Bobo sonradan giren olduğu için kafaları karıştı- dışında mükemmele yakın oynadı. Beşiktaş tarafında Yusuf'un derdi, taraftarın onu kucaklamamış olması. Bu da bırakın form grafiğini, direk ruhunu kararttığından adam top oynamıyor sahada. Delgado, 30'da girse yeriydi ama onun da kondisyonu nereye kadar? Serdar Özkan da Yattara sınıfından. Bekliyoruz, bir gün oynayacak. Geçen haftaki Konya beraberliğinden sonra Beşiktaş kredisi kalmadığından iyi konsantre olmuş, taraftar da ikinci yarıda takımı itmek ne kelime; ayağını yerden kesince oyun tek kaleye döndü elbette. İstatistikler istediği kadar Beşiktaş desin; kazanan Yanal'dır, Trabzon'dur. 4 haftada 2 İstanbul'ludan birer puanı kaptı. Trabzon için sorun sarı kart cezalıları artarken, yedek kulübesinden ne kadar destek görecek? Gelecek hafta Ceyhun Gülselam, Hüseyin yokken bunun sınavını verecek... Beşiktaş, Tabata'sız Gaziantep'i deplasmanda geçerse yarışın içinde kalır...
15 Şubat 2009
Beşiktaş: 1 Trabzonspor: 1
Yanal'ın takımı Ankaragücü maçında sinyali vermişti. En azından ben öyle görmüştüm. Evinde rakibi hafife almadıysa eğer; fizik olarak iyi durumda değildiler. Test de Beşiktaş maçı olacaktı. Bu form düşüklüğünü "Yanal'ın takımları düşer" klişesiyle karıştırmamak lazım. Her takımın sezonun belirli bölümlerde yokuş aşağı koştuğu haftalar vardır. Kısıtlı kadroyla, yaklaşık aynı onbirlerle oynayan Trabzonspor'un da yıpranması doğal elbette. Bunu da özellikle ikinci yarıda çok net ortaya koydular. Top kayıpları sadece oyuncu kalitesi, yeteneği ile açıklanamaz. İnönü'de öyle bir atmosfer var ki, ben bile çıksam sol kanatta 3 kişiyi geçer arka direğe ortayı keserim gibi hissediyorum seyrederken. Beşiktaş tribünleri kadar oyuna ortak olan bir taraftar grubu yok. Trabzon açısından yine klasik Yattara maçı oldu. İlk yarıda ezdiği toplar, veremediği final pasları, hele Gökhan'a ofsaytta attığı top, maçın kırılma anıydı. İbrahim Üzülmez karşısında bile bu hale düşüyorsa, yolun sonu yakındır Gineli için. Attığı gole kadar kalesinde gol görmediyse Trabzon, bunu Song ve onun defans hattında yarattığı sinerjiye dua etmeli. Golden sonra doğal olarak herkes Trabzon'un çekilmesini bekler ama orta sahanın bu kadar top tutamama basiretsizliğine girmesi nasıl açıklanacak? Selçuk İnan kendine inanmadığı sürece Trabzon büyük maçların altından zor kalkar. Yanal'dan 46'da Ceyhun hamlesi bekliyordum. İki farklı galip olmadığı hiçbir maçta bu Alanzinho oyuna alınmaz bana kalsa. Bu adam bu ligin topçusu değil. Trabzon savunması yedikleri goldeki adam paylaşımı -ki Bobo sonradan giren olduğu için kafaları karıştı- dışında mükemmele yakın oynadı. Beşiktaş tarafında Yusuf'un derdi, taraftarın onu kucaklamamış olması. Bu da bırakın form grafiğini, direk ruhunu kararttığından adam top oynamıyor sahada. Delgado, 30'da girse yeriydi ama onun da kondisyonu nereye kadar? Serdar Özkan da Yattara sınıfından. Bekliyoruz, bir gün oynayacak. Geçen haftaki Konya beraberliğinden sonra Beşiktaş kredisi kalmadığından iyi konsantre olmuş, taraftar da ikinci yarıda takımı itmek ne kelime; ayağını yerden kesince oyun tek kaleye döndü elbette. İstatistikler istediği kadar Beşiktaş desin; kazanan Yanal'dır, Trabzon'dur. 4 haftada 2 İstanbul'ludan birer puanı kaptı. Trabzon için sorun sarı kart cezalıları artarken, yedek kulübesinden ne kadar destek görecek? Gelecek hafta Ceyhun Gülselam, Hüseyin yokken bunun sınavını verecek... Beşiktaş, Tabata'sız Gaziantep'i deplasmanda geçerse yarışın içinde kalır...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
28 yorum:
bu trabzoun sampyion olucak, besiktas belki avrupa kupasina bile gidemeyecek. futbol garipsin!
Sabotajcı Denizli...
Denizli doymuş bir hoca.Nerde GS'deki hırslı Denizli nerde şimdiki Denizli.Emeklilik günlerinde Beşiktaşı deneme tahtası yapmış.Hala umut tacirliği yapıp duruyor.Tüpçü gitmeden işimiz zor.
yav sivasspor'a mı çalışmış oldu bu maç şimdi :/
ibrahim üzülmez her zaman böyle olsun, roberto carlos ile top diye oynar..
bence trabzon çok basit bir futbol oynadı beşiktaş karşısında gol atıp üstüne yatma felsefesini benimsemişler ki koca maçı düşünürsek gol dışında aman aman bir pozisyonu yok trabzonspor'un.Beşiktaş da tam terse bence sezonun en başarılı oyununu oynadı en azından galibiyet için herşeyi yaptı ama bazen yetmiyor ama taraftarına yetti sanırım.
trabzonun 1 puan kazandığı maç.
beşiktaş'ta forvete en benzeyen şey bobo, o da oynamıyor. nası gol atsın bu takım, atamıyor zaten..
bu trabzon bu yıl da şampiyon olmassa,bi 24 sene daha beklerler...
2 takımın da şampiyon olacağını düşünmüyorum. beşiktaş zaten burda bıraktı.. küçük eniştelerin maçıydı. size bu heyecan yeter . zaten 25. haftadan sonra ağır abiler gene geri gelecek.. fb biraz toparlansın gs uefadan elenip lige asılsın gene gs-fb ligin ağaları olarak ilk ikiyi zaptedecek.
not: takım tutmayan bir futbolseverim..
Bjk'ye şans vermiyorum bu sezon. Bu maçtan sonra hiç şans vermiyorum. Hatta bi tezahürat söylüyolar sevdiğim, şampiyon olacağız bla bla.. Onun sonunu bu sene değilde seneyeee olarak tescilletmek lazım, bu gidişle uzun seneler boyu şampiyonluk hayal..
trabzonun şampiyon olma ihtimali çok yüksek çünkü g.saray avrupada , fener beşiktaş sivas ve ankara kupada birbirlerini kıracaklar, kartlar cezalar olması muhtemel. Trabzon zor virajı kayıpsız döndü....Evinde fener ve gs ile oynayacak sadce sivas deplasmanı kaldı dışarda zorlu olarak ... onu da hallederse tamamdır. bu arada bende sağdan inerim keserim ortamı ama cale biraz zorlar gibi beni...
taraftarlık konusunda görüşüm. türk taraftar dünyanın en çok bağıran ama en boş bağıran taraftarıdır. maçla alakasız çoğu bağırmaları..yunanlar da öyle. italyanlar desen herkes methediyor ama bence destek olarak çok zayıflar.
kimse beğenmez genelde. bence ispanyollar ve ingilizler en iyisi. maçı izliyorlar oyunu anlıyorlar tepki ve destekleri de ona göre. özellikle liverpool lular bir de atletico madrid. öyle bir anda öyle bir bağırıyorlar hakem de etkileniyor. bence taraftarlık böyle olmalı.. italyanların koreografisi bizim gürültümüz yunanların azgınlığı sonuçta çok etkili olmuyor.
Maçtaydım yamulmuyorsam Trabzon ilk kornerini 85.dakikada kullandı.
@azmi : Bizi bunlardan ayri tutmak gerek bence. Besiktas taraftari, her sekilde oyuna etki edebilen, takimi iten bi' taraftar. Turkiye'de benzeri yok, dunyada ise azdir bence. Ara ara alakasiz bagrildigini kabul ediyorum ama taraftarla kazanilan onlarca maci sayilabilir Besiktas'in son yillarda...
İbrahim Üzülmez 2003 modeldi bu gece.
Serdar Özkan bencede Aydın Yılmazla yarışır mevkisinde.
Denizli Boboyu tek 45 oynatarak Yanalın ekmeğine yağ sürdü.
ne beşiktaşın ne de trabzonun oynadığı futbolun tutulur bir tarafı yok.Trabzon arka arkaya 3 pas yapamıyor, beşiktaş ise topu ileriye maç boyunca şişirmekten başka birşey yapmıyor.Ne yazık ki galatasaray ve fenerbahçe için de aynı şey geçerli.Bu sene şampiyon kötünün iyisi olucak o da umarım trabzon olur.saygılar.
denizli takımı sabote etmeye devam ediyor.
mutlak kazanman gereken bir maçta bobo gibi bir adamı kenarda oturtup,sırf kendi transferini oynatmıyor dedirtmemek için yusufla başladı.yamulmuyorsam bu yusuf denen arkadaş geçen sene denizlispor kadrosuyla inönüde kale arkasında ısınıyordu maç boyunca,70'de girdi.denizlinin medet umduğu adam bu yusuf ise vay beşiktaşın haline.
denizli takımı sabote görevini çok profesyonel biçimde yerine getirmeye devam ediyor.
Beşiktaş taraftarına gelince,evet eksikler yok deil(özellikle hakem üzerinde ve rakip takımın ataklarında baskı kurma) ama eline su dökebilecek bir grup daha görmedim,duymadım,bilmiyorum.
Unutmadan söyleyeyim benim için Trabzonspor taraftarı maçtan önce Alen'i kastederek Ermenilerle ilgili yaptığı çirkin ve zeka düzeyi yerlerde küfürlü tezahüratıyla bitmiştir.
Bu insanlarla aynı nüfus cüzdanını taşımaktan utanıyorum.
Trabzon, Fenerbahçe maçındaki görüntüsünün ve anlayışının çok uzağındaydı.
buna rağmen Beşiktaşın kendi sahasında bu maçı alamamasının tek nedeni oynadığı "panik futbol"dur.
içeride oynayacağı iki derbi içinde en büyük dezavantajı bu olacaktır.
@kartal bafiler
Çok haklısın hocam. burada bir tartışma başlatmak istemem. dün akşama kadar Karadenizli bir beşiktaşlı olarak trabzon seyircisi hakkında münferit hadiseler üzerinden haksız genellemeler yapıldığına inandım. Dün geceki manzaradan resmen tiksindim. "Yeter kanserden ölmesin karadeniz ulan" diye pankart açanlara cevabı bu mudur trabzon taraftarının? Ayıptır, yazıktır, günahtır...
beşiktaş taraftarının sahaya etki ettiği falan yok. sahada futbol oynanırken onlar acılı arabesk bestelerini en yüksek sesle bağırmanın derdinde. kusura bakmasınlar ama bu böyle. Yıllardır 90 dakika hiç susmadan bağırmanın gürültü kirliği dışında neye yaradığını bulamadım. Beşiktaş taraftarı potansiyeli en yüksek taraftar fakat maçın durumuna göre hareket etmesini bilmiyorlar, gerçi bunu bilen bir taraftar kitlesi ülkemizde mevcut değil. kendi stadında rakip takımın tezahuratı tvde duyulunca dünyası başına yıkılan bir zihiyetten çok şey beklememek lazım. Trabzonspor taraftarı ispanya ve ingilteredeki modele en yakın taraftar. maçı izliyor ve pozisyonlara göre tepki veriyor. maç içerisinde 3-4 kere de toplu tezahurat yapıyor(ki yeterli bir sayıdır bu). tabi böyle davrandığı için diğer takım taraftarları tarafından ruhsuzlukla suçlanıyor ama asıl ruhsuz olanın kendileri olduğunun farkında değiller. Ben yattara topu ayağına aldığında ''senin için geberirim trabzon, seni acayip seviyorum ulan'' diye bağırmak yerine hayde oğlum bas çalımı diye bağırıp oyuncuyu gaza getirmeyi tercih ederim,(meşhur yattara tribununde yattara topu ayağına aldığında onlarca kişi transa geçer ve yattarayı gaza getirmek için çabalar) etkili taraftarlık da budur.
Muhammed İskender iyi demişsin hoş demişsin de örnek olarak Trabzon seyircisini verince konunun bütün inandırıcılığı yok olmuş.
Ayrıca kimse bunlarında bir tarafı kalktı demesin ama tribün mevzusunda Beşiktaş'la Trabzonspor'u karşılaştırmak her daim abes kaçar.
Dünkü maçta Beşiktaş'ın soldan gelmesi İbrahim Üzülmez'in, sağdan gelmesi İbrahim Toraman'ın ayağına bakıyordu. Türkiye standartlarına göre büyük para harcanarak kurulmuş bir takımın, mutlak kazanması gereken bir maçta, kanatlarda yaratıcılık beklediği adamlar bu iki futbolcu ise zaten beraberlik iyi sonuçtur...
@ Muhammed İskender
TS seyircisi 2-1 galip gelinen Ankaragücü maçında beraberlik golünden sonra ''çıt çıkarmadan'' maç izleyen seyircidir. Ne örneği ne modelinden bahsediyoruz?
Oyunun seyrine göre tezahürat yapmak, gol yediğinde hepten susmak değildir. 61.dk şovları tamam. şinanarinay tamam. Ama oyuna etki sıfır.
Bir de taraftar gruplarını kıyaslamak bir yana, geçen hafta Galatasaray, bu hafta Trabzonspor taraftarının yaptığı ırkçılığın hiçbir manası yok. Bu tribünlerin böyle insanlara ihtiyacı da yok.
Taraftar gruplarını kıyaslamadığımı sanmıyorum. Trabzonspor tribunlerinde maç izleyen herkes bir taraftar grubunun elemanı değil. 20 bin kişi maç izliyorsa bunun en fazla 2 bini taraftar grubudur, geri kalanı ise normal taraftardır(tribunculerin tabiriyle çekirdekçi tayfa). benim örnek olarak sunduğum kitle de bu kitledir. Ben takım atak yaparken tribundeki reisin ağzına bakamam arkadaşım. 90 dakika maç izşeyip maçla ilgili tek bir pozisyon bile hatırlamadan stadyumdan çıkmanın neresi güzel?. Trabzonspor taraftar grupları dünyada savunacağım en son kitledir o yüzden dünkü ırkçı tezahuratı da üzerime alınmıyorum, üzüldüm tabiki ama dediğim gibi benim içinde bulunduğum çekirdekçi tayfadan bu güne kadar böyle bir tezahurat duymadım.
ırkçılık türk tribünlerinde yok dendi ama 2 senedir alenen var. sadece galatasaray-balili trabzon anti-ermeni değil. hrant dink suikastından sonra trabzonluların ogün samast olayı, aynı sezon bursa- fenerbahçe maçında gfb nin topluca ogün samast demesi, bjk-liverpool maçındaki musul-kerkük pankartı. bir fener maçında gene migros tayfasının "kuzey ırağa atom bombası" tezahüratı. malatya-elazığ maçında elazığlıların ermeni olmak malatyalı olmaktan iyidir pankartı. ardından malatyalıların pkk diye elazığlılara saldırması..karşıyakalıların diyarbakırlılara saldırması daha bir sürü. belki de ırkçılık zaten vardı statlarda birden hortladı.
olamaz mı yani ?
herkes ağzına dolamış maçla alakası olmayan tezahürat lafını..maç berabereyken gole yöneltici mağlupken ayağa kaldırıcı nitelikte olur tezahüratlarımız..eğer 70'ten sonra umut kesilirse baslar arabesklik,,ya da dk.80 maç 3-0sa futbolla alakasız marşlar söylenir eğlenilir.o düşünce ile yorum yapan arkadasların taraftarlık hususunda 'eksik' olduğunu düşünüyorum..
Yorum Gönder