Turgay Demirel, Federasyon Başkanı olalı beri, 1993’ten bu yana bütün Avrupa Şampiyonalarına katıldı Türkiye… Kendi evimizde oynadığımız ve gümüş madalya ile tamamladığımız 2001 de dahil olmak üzere, hiç 3 maçta 3 galibiyetle başlamamıştık. Bu defa hem ikinci tura avantajla çıkmamızı sağlayan, hem de kayıtlara geçen böyle bir “rekor” var elimizde...
Sevindirici ama şaşırtıcı değil. Neredeyse yarısını evde bırakıp gelmiş bir Litvanya takımı ile 20 yıldır Avrupa basketbolunun üst sıralarına uzak kalan Polonya ve Bulgaristan’ın olduğu bir gruptan birinci çıkmamız, oyuncularımızın kalitelerine ihanet etmediğini gösteriyor.
Bu girişten, Milli Takım’ın başarısını küçümsediğim ve alınan sonucu tamamen rakiplerin zayıflığına bağladığım sonucu çıkarılmasın. 2006’dan sonra ilk kez bir turnuvada kendimize en uygun oyun karakteriyle mücadele veriyoruz. Savunmanın her anını önemseyen, yardımlaşan, rakibin ritm bulmaması gerektiğini aklına kazımış, dersini iyi çalışmış ve her oyuncusu yüksek konsantrasyon düzeyini yakalamış, uyumlu bir ekibimiz var. Bu yüzden Tanjeviç’in rotasyonu, efektif hale geliyor. Giren-çıkan çok fazla fark etmiyor.
Teknik kadro eleştirilere kulak verdiği için, Ersan power forvet pozisyonunda oynuyor ve bu tercih ciddi fark yaratıyor. O mevkide, Mirsad’dan bu yana ilk kez şut menzili geniş, hareketli, iyi geri koşan ve ribaund kovalayan bir askere sahibiz. Ersan’ın dinlendirildiği dakikalarda Kerem Gönlüm’ü arıyor olabiliriz ama üçüncü maçta kıpırdanan Semih, bunu ikinci tura da taşıyabilirse sorunumuz tamamen ortadan kalkacak.
Savunmada rakibe sağlanan üstünlük, bazen blok ve top çalmaların ardından hücuma çabuk çıkıp, kolay atış bulmamıza yardımcı oluyor. Bu durumda hem iyi savunmanın meyvesini alıyor, hem de yüksek yüzdeli top kullanıyoruz. Türkiye, ilk 3 maç sonunda turnuvanın en skorer ikinci takımı: 88.3! Üçlük isabetinde ikinci (% 42), ikilik atışlarda üçüncüyüz (% 61). Serbest atışlarda ise, inanmak güç ama birinciyiz (% 78). Bunlar daha önce hiç yaklaşamadığımız ortalamalar - tahtaya vurmak lazım herhalde.
Hücumda topun paylaşılması… Hidayet’in daha önce 2003 ve 2005’te düştüğü hatadan uzak durup, kahraman olmaya soyunmaması… Hiç zorlama atış kullanmadan sabırla, doğru yeri ve zamanı beklemesi (buna karşın 13.3 sayıyla en skorer üçüncü oyuncumuz) rollerin iyi dağıtıldığını ve takım içi iletişimin üst düzeyde olduğunu gösteriyor.
Sürpriz skorer Ender (şu ana dek 8/11 üçlük isabeti), sahada Kerem ile beraber olduğunda daha verimli sanki… Turnuva öncesi sürekli dudak bükülen guardlarımız, rakiplerin tempoyu yükseltmesine izin vermemenin yanında, topa da çok iyi sahip çıktılar. Kerem, Ender ve Engin’in toplam asist sayısı 21, top kayıpları sadece 3. Bu orana şapka çıkartılmaz da ne yapılır?
Eğri oturup, doğru konuşalım… İkinci turda oynayacağımız takımlar, ilk turdakilere oranla daha güçlü ve iddialı. Yukarıda sıraladığım yüzdeleri ve ortalamaları aynı düzeyde tutmak neredeyse imkansız. Sayı ortalamamız 77-78’lere inecek muhtemelen... Üçlüklerde yüzde 32-35 arası bir yere gerilememiz normal sayılmalı. Boyalı bölgeden yaptığımız atışlarda yüksek isabet oranını korusak bile, o atışlara izin vermeyen sert ve yüksek savunma duvarlarıyla karşılaşacağız zaman zaman… Bu durumda serbest atışların yine yüksek yüzdeli olması şart.
İlk turda Ömer Onan ile Engin Atsür’den istediğimiz ölçüde istifade edemedik. Şimdi bu iki oyuncuya da önemli işler düşecek. Rakipler Ender’e yoğunlaşırken, Engin’in bulacağı dış şutları iyi kullanmasına, Ömer Onan’ın sert savunmasına ve takımın skor yükünü hafifleten hızlı hücumlarına çok ihtiyacımız var.
Yarın: İkinci turdaki rakipler
YİĞİTER ULUĞ
5 yorum:
Yiğiter abi merhaba,
Aslında çeyrek finaldeki konsantrasyonumuz önemli olduğunu düşünüyorum. Bu gurubu ilk üçte çıkarsak gelen rakipleri rahat ederiz. İlk ikide çıkarsak Bu ayın 16 ve 17sinde üst üste maç yapmamış oluruzki bu çok önemli. Grubu lider çıksak bile gelen havayla çeyrek finalde elnenirsek alınan bütün galibiyetler boşa gitmiş olur. Bu turda yeniceğiz diye çok kasmamalı ve sadece 1 galibiyetin yettiğini bilmeliyiz.
rakipler kesinlikle zayıftı.ben rakiplerimizin 2.turda galibiyet almasının zor oldugunu dusunuyorum.ama rakiplerimizden bagımsız 8 metreden 3 luk sokabilmek serbest atısta 60da 47 sokabilme takım adında sevindirici.hemde cok.
tanjevıcle mı, ona ragmen mi? cozemedım.
yiğiter abi öncelikle yazılarını okumak büyük keyif.. teşekkür ederim kendi adıma..
bence rakiplerimiz zayıf ama bu zayıflık millilerimizin oyunu gölgelememeli.. çok iyi oynuyoruz.. sahadaki herkes ne yaptığının bilincinde..
ispanya ve slovenya çok güçlü takımlar, bu takımlara karşı galibiyette alabiliriz, mağlup olabiliriz de.. ancak milli takımımız bize bir güven aşıladı.. gelecek maçlara daha olumlu bakabiliyoruz.. ben takımımıza güveniyorum ve onları bu çabalarından dolayı alkışlıyorum..
Bu grup gerçekten kolay gruptu ama biz ne basit maçlar kaybettik hatırlamayan kafasında huni ile gezer. İkinci tur takımları tam bir duvar. İspanya en büyük favori, slovenya -bana göre- turnuvanın en büyük sürprizi(inşallah bizden sonra). Ama sırbistan velet dolu. Tamam dünyanın en iyi 3 ekolünden biri ve süper bir 87-88 jenerasyonuna sahip, ayrıca her zaman 10 numara hakem lobisi vardır ama neden bilmem çok ümitliyim o maçtan çoook. Veletlere sağlam savunmayı çakabilirsek maymuna döneceklerini iddia ediyorum ve Darwin'e selam yollayarak kapatıyorum.
Yorum Gönder