3 Şubat 2009

Aceto'ya Mektup 3

Sevgili Aceto geleneksel Salı yazılarına devam ediyorum. Yorum yapan arkadaşlara yine teşekkür ederek başlıyorum. Bu arada blog açmamı isteyen arkadaşlara ayrıca "sağolun diyorum" ama Aceto Blasamico'da yazmaktan çok mutluyum. Blog işi ayrı bir disiplini gerektiriyor.Yeterince iyi yapamazsam mutsuz olurum o yüzden uygun görürsen sende şimdilik konuk olarak yazayım.
Barcelona B bahsini açmaya sıra geldi.Bir dönem, Barcelona B forması giyip A takıma seçilemeyenler arasında yeralan Daniel Guiza'nın memleketimizdeki performansını referans alabiliriz.
Sanıyorum konuya yine hemen giremiyorum. Evveliyatını kendi gözlem ve zanlarımla sorgulayarak başlamak istiyorum.
1993-1994 sezonunda Beşiktaş'ın Ajax ile oynayacağı Kupa Galipleri Kupası maçını TRT adına takip ve anlatım için Amsterdam'da bulunmuştum.
Şanslıydım, Hollanda'da yaşayan gazeteci İlhan Karaçay bize mihmandarlık yapıyordu. Karaçay aynı zamanda Show TV'ye profesyonel destek veriyor ve çalışmanın tüm adımlarında yeni birşeyler öğreniyorduk. Karaçay'ın ağzından çıkan her kelimeyi kaydediyordum, İlhan abi konuşuyor, farkında değil ama değerli laflar ediyordi. O dönem internet yok, dergiler kanalıyla takip ediyoruz Avrupa Futbolunu ve tabii ki çok doyurucu detaylara ulaşmak mümkün olmuyor.Yerinde yaşayan bir kişinin kendisi için ilginç olmayan bilgiler sizin için korkunç değer arzediyor. İzlenimlerinizi kaydetmeyi biliyorsanız futbol topunun peşinde yaptığınız yolculuğun her kilometresinde size yeni pencereler açmakta yardımcı oluyor.

Ajax maçlarını eski stadı De Meer'de oynuyor, ama emektar yapı artık iyice dökülüyor. Yeni stadları Arena'ya taşınacakları için yatırım yapılmıyor. Takımın başında bir metod insanı olan Louis van Gaal var, Leo Benhakker'in Real Madrid'e gidişiyle işin başına geçmiş, 80'lerin sonunda Romario denen bir adam yüzünden yarışta PSV'den çok dayak yiyen Ajax, üstüne üstlük son iki yılın gol kralı futbolcusu Bergkamp'ı İnter'e kaptırmış. Neyse uzatmayalım, Van Gaal o yıl Litmanen ve ülkeye geri dönen Rijkaard çevresinde çok iyi bir takım yaratmış ve Ajax şampiyonluk için en güçlü aday durumunda..Son antrenmanı izliyoruz, tesislerde onlarca irili ufaklı yeşil sahada neredeyse tüm yaş gruplarından yüzlerce genç çocuk geleceğin Ajax'ı için yetiştiriliyor. Karaçay, 9 yaşındaki futbolcu namzeti çocukların bile evlerinden alınıp bırakılmalarından, eğitim ve beslenme takiplerine kadar kulübün sorumluk aldığını; hatta üst yaş gruplarında gelecek vaad eden isimlerin eğitimlerinin bile Ajax tarafından karşılandığını anlatıyor. Tabii 1993 şartlarında bu anlatılanlar inanılmaz uçuk şeyler...
Gördüğümüz zenginlik karşısında etkilenmemek mümkün değil, İlhan ağabey; "bu sene şampiyon olacaklar, hatta ülkenin önde gelen yorumcuları Van Gaal'in Ajax'ı Avrupa şampiyonu bile yapabileceğini iddia ediyorlar" diyor, ilgiyle dinliyorum. Ha birde cep telefonları ile ilgili bir muhabbet hatırlıyorum. On sene içinde çok ucuza edinilecek ve tüm dünyada kullanılacak gibi bir teknoloji dedikodusu yapmıştık. Antrenman sonrası tesisleri terkederken belki de takıma Avrupa şampiyonluğu kazandıran Kluivert'ın yanından geçmişizdir kimbilir? (O sene Hollanda şampiyonu, 2 sene sonrada Avrupa Şampiyonu oldular.)

Beşiktaş'ın Şifo'nun golüyle öne geçtiği maçta, Rijkaard ile R. de Boer'in attığı gollerle Ajax 2-1 kazanmıştı. İkinci yarıda oyuna giren İgnacio Tuhuteru'ya bayılmıştım. Recep ile Rıza'nın kanadını çökertmişti çocuk... Sonra o adamdan hiçbirşey olmadı..

Seyahatten aklımda kalan iki önemli cümle vardı. Birincisi, Ajax altyapı sistemini etüd edip mevcut sistemlerini geliştirmek için Cruyff'un Amsterdam'a Barcelona kulübünden adamlar gönderdiğine ilişkin söylenti, ikincisi; İlhan Karaçay'ın Rijkaard'ın Milan'dan geri getirilmesinde gelecekte kendisinden çok şey bekleniyor olması yorumuydu.

Emektar Rijkaard ileride Ajax'ın başına geçebilirdi!
Türkiye'ye dönüşte izleyip, dinleyip gördüklerimizi kim ne kadar; nerede yazıp; nerede konuştu takip edemedim bilemiyorum ama o dönem TRT-3'den yayınladığımız bir Barcelona maçında;
Barcelona'nın Ajax altyapısını eski efsane isimleri Johan Cruyff'un özel direktifi ile izlettiğini ve PSV'de gelen Romario örneğinden de yola çıkılarak Barcelona'nın Hollanda futboluyla yaşadığı etkileşimi vurgulamaya çalışmıştım.

O dönem Show TV'nin Ankara bürosunda çalışan ve tek kanallı döneminin TRT spor servisinde yöneticilik yapan efsane ismi Arman Talay'dan telefonla tebrik almıştım. Sunuculuk hayatımda bir meslektaşımdan aldığım ilk tebrik olduğu için yeri ve önemi bambaşkadır.

Ne garip, Louis Van Gaal Ajax'tan sonra Barcelona teknik direktörü oldu. Rijkaard kariyerinde iniş ve çıkışlar yaşamasına rağmen Barcelona hocalığına kadar yükselip müthiş bir takım yarattı. Hikaye devam ediyor...
Barcelona alt yapısını gelecek Salı yazacağım, bu mektup onun için bir giriş oldu. Adem babadan başlamaya ne gerek vardı diyen kardeşlere selam ederim.

Sevgili Aceto, bugün Avrupa'nın en iyi altyapı akademilerinden birine sahip olan Barcelona'nın büyüklüğünde Cruyff direktifiyle Ajax sisteminin doğru zaman doğru yöntemlerle İspanya'ya transfer edilmiş olmasının bir etkisi olabilir mi acaba?

İşin güzel tarafı böyle bir transfer yer değiştirme değil, doğru uygulanırsa ikiye katlanma anlamına geliyor.
Eski güzel günlerimizden güç almayı bildiğimiz takdirde ayakta kalabiliriz.
Nur içinde yat Arman Talay
Okay Karacan

24 yorum:

seanpenn dedi ki...

şimdilik konuk olman bizi çokk sevindiriyor herşeyi layık ı ile yapmak istemenden başkasını zaten düşünemeyiz amma senide blog ta takip edip içiçe olmayı çok isterim şahsen diğer futbol aşıkları gibi

Bellamy. dedi ki...

beşiktaş'ın o ajax deplasmanında giydiği morumsu grimsi formayı hiç unutamam. şifo'nun çalımı ve dünyanın mutluluktan başımıza yıkılışı. rövanşı 4-0 acı olmuştu (:

eline sağlık Okay Karacan. her salı yolunu gözlüyoruz :)

Unknown dedi ki...

okay abi daha fazla bekletme bizi barcanın alt yapısı konusunda dayanamıyoruz. bir sözde bizim 3 büyüklere ya derler ki futbolcular varoşlardan çıkar ama bugün bakıyoruz ollanda ingiltere fransa vb ülkeler etten yapılmış robot gibi futbolcular çıkartıyor alt yapılarından çoğu avrupa ülkesinin genç nüfusu bizim onda birimiz kadar vede varoşlukta dünyada söz sahibiyiz.... bizim yöneticilerimiz neden barcelona, ajax alt yapı hocalarını tansfer etmiyor cüzi rakamlara. yılda 5 milyon dolar yatırsalar alt yapıya zararmı ederler? yoksa taşıma suyu mu azalır? önce yöneticilerin kafaları değişmesi lazım ve okay abi sen de ihanet ediyorsun türk futboluna neden daha aktif bir şekilde futbolumuza yönetici girmiyorsun? ben yönetim listesini bile hazırladım
okay karacan
uğur meleke
ogan tarhan
altan tanrıkulu
aceto
mehmet demirkol

sannti dedi ki...

Okay abinin tekrar eline sağlık diyorum, Barcelona B'yi merakla bekliyoruz artık. Umarım bu yazılar bir gelenek haline dönüşür de her hafta görürüz blogda.

Mehmet dedi ki...

Uyumadan önce bloga bakıp yeni post varsa okuyup öyle yatayım demiştim... iyi ki de öyle yapmışım çok güzel bir yazı gelmiş yine Okay abimizden.Ellerine sağlık

Adsız dedi ki...

işte büyük takım böyle olunuyor galiba.transfer etmekten çok yetiştirmenin önemli olduğunu anlamış barça.transferle istikrar olsaydı real madrid barcelona'nın 20 puan gerisinde kalmazdı.

seanpenn dedi ki...

resimde Louis van Gaal ı gören varmı?

Alfredo dedi ki...

"Blog işi ayrı bir disiplini gerektiriyor.Yeterince iyi yapamazsam mutsuz olurum."

Sanki karşımızda Okay Karacan değilde normal bi futbol yorumcusu(bizler gibi) varmış gibi değilmi

sadece gülmekle yetiniyorum affınıza sığınarak...

ygtylmz dedi ki...

Bir Mükemmel yazı daha . Ama tekrar tekrar söylüyoruz ; Abi biz seni tvdede görmek istiyoruz artık . Neredeyse bütün kanallarda saçma sapan programlar varken Futbol Kulübü gibi bir program istiyoruz biz . Çık Tvyede doyalım futbola . Hele maç anlatırsan mükemmel olur be abi . Blog olayıda iyi fikir tabi yapılırsa Bülent abiyi geçebilirsin :)

Ayberk dedi ki...

Besiktas'in o macta giydigi mor forma gercekten de unutulmaz, saklayan futbolcu var midir bilmiyorum ama kolleksiyon degeri cok yuksek olsa gerek. Rovansa dair de yayin mikrofonunun onlarin onune konulmus olmasindan kaynaklansa gerek Ajax taraftarlarinin "Litmanen oooo Litmanen" tezahuratlari kalmis aklimda...

syd dedi ki...

Salı günlerinin 2 önemi var benim için. Birincisi Canım Ailem gibi harika bir dizi yayınlanıyor, ikincisi Okay Karacan gibi futbol üstadı -tvden takip etmeye alıştığımız, bize pek uzak- birinin yazılarını feci bir samimiyetle takip ettiğim gün oluşu. Teşekkürler Okay abi.

Turiaf dedi ki...

90 ların klişesi olan "altyapıya ajax modeli getirdik" geyiğini barça gerçekleştirdi denilebilir belki ama bence bu ispanyolların ve katalanların kendilerine özel bir model ki bunu sadece futbolda değil basketbolda da görebiliyoruz (Gasol kardeşler, rudy fernandez,jose calderon vs)

yorgunforvet dedi ki...

keşke başlasaydın be abi, adem babadan başlasaydın...

Jeyhun® dedi ki...

Okay Karacan,her hafta digerlerinden farkini ortaya koymaya basladi..

mondo trasho dedi ki...

okay bey;
ntv'den ayrılmanızı, daha sonra habertürk'te çok ciddi ve planlı bir organizasyon içinde olduğunuzu hissettirmenize rağmen çok uzun kalmamanızı eleştiriyorum. elbette prensip sahibisiniz ve mutlaka hoşunuza gitmeyen şeyler olmuştur ama sizi erja hakinen'e uzaktan sevdalı f1 anlatım günlerinizden beri takip eden bir sporsever olarak bu yüzden eleştiriyorum. hem bizi kendinizden mahrum ettiğiniz için, hem de bu kadar değerli bir insan olarak önemli bir parçası olduğunuz ntv dönemi sonrası, televizyoncu olarak henüz bir istikrara kavuşamadığınız için... ben buraya yazdığınız yazılarınızla yetinecek biri değilim. sizi er meydanınıza davet ediyorum... yoksa sizin prensip sahibi, erdemli kişiliğinizi taşıyabilecek düzeyde bir kanal mı yok bu ülkede?

bjkmad dedi ki...

en çok keyif aldığım şeylerden biri Okay abinin sunduğu ntv'deki barça maçlarıydı.aktif olarak ekranlarda değil sanırım bu aralar.bu bile çok büyük kayıptır futbolumuz için.meydan malasef futboldan gıdım anlamayan insanlara kaldı.
haftada 1 de olsa sesini duymak çok güzel Okay abi.

varol döken dedi ki...

altyapı sponsoru diye bir şey var mıdır sevgili okay karacan? ya da böyle bir fikir ya da oluşum... mesela altyapıya şimdi sponsor olup cüzi miktarda para akıtan bir firma, ileride gelişecek ve yüksek bonservis bedellerine sahip olacak oyunculardan pay alsa, bir nevi yatırım işi işte...

çok kafayı yormamak lazım, ajax olmak için önce hollanda olmak gerekir, bizim yapımızda alt diye bir şey yoktur, bizde herkes en üstten başlamak ve daima en üstte olmak ister!

june.one dedi ki...

olayın çok daha geri planında holandalılarla ispanyollar arasında tarihsel bir takım hikayelerin olması cruyff-barca-ajax -hollanda milli takımı-ispanyol milli takımı ilişkilerini çok daha ilginç kılıyor.

Left Winger dedi ki...

Ülkemizde bu modelin temsilcisi olarak o yıllarda gazete ve dergilerden takip edebildiğim kadarıyla,Bursaspor vardı...hatta Bursa'dan bazı oyuncuların Hollanda'ya,Hollanda'dan bazı oyuncuların Bursa'ya gelerek rotasyon yapıldığını okuduğumu bile hatırlıyorum.
Gerçi uzun yıllar ses seda çıkmadı Bursa altyapısından,şimdilerde yavaş yavaş kıpırdanmalar var (Sercan,Denizli Belediye'den alınıp A Takıma çıkarılan Yenal,Kurtuluş kardeşler...)
Bu modelin Türkiye versiyonu ancamı işlemeye başladı acaba?

Left Winger dedi ki...

bu arada unuttum, çok özür dileyerek Okay Karacan'a süper yazı için teşekkürlerimi sunarım...
TV'de uzun zamandır göremeyişimizin sebebini biraz geri planda kalarak işin mutfağından yönetiyor herhalde diye yorumlamıştım,ama çok üzüldüm ekranlardan"şimdilik" ayrıldığına.
en kısa sürede bu yorumlarını TV dede izlemek dileğiyle...

sannasar dedi ki...

Okay abi öncelikle güzel yazıların için teşekkür ederim...
Barcelona altyapısı ile ilgili yazıyı merakla bekliyorum. Bir başka merak ettiğim konuda bu altyapı modellerinin memleketimizde ne kadar uygulanabildiği veya ne şekilde uygulanması gerektiğidir. Yani bizde Avrupa'daki modelleri inceleyip burda katlayarakmı uygulamalıyız ya da onlar bizim yapımıza uymaz deyip kendimiz mi bir model geliştirmeliyiz?
Son olarakta yazının içinde Recep, Rıza gibi isimleri görünce Beşiktaş'ın özkaynak düzeni aklıma geldi, tam da o yıllarda sonu getirilen..Acaba İspanyollardan önce başlamışız da "ucuza yabancı futbolcu" buluruz diyemi vazgeçmişiz...

tathar dedi ki...

salı günlerini iple çekeceğiz artık.

abrek2000 dedi ki...

Türk takımlarının altyapılarını eleştirrikende biraz insafsızmıyız acaba?U16,U17 yaş grupları şampiyonalarında başarılar elde ederken,bir adım ileri seviyeye taşıyamamak bence futbolcuların eğitimsizliliğinden kaynaklanıyor.Burda kastetmek istediğim olduğu noktayı hazmedememek yani kişisel gelişimini tamamladığını düşünmeleridir.Okay Karacan sesini en kısa sürede T.V lerden duymayı diliyorum.

Saygılar

hrabar dedi ki...

Şifo'nun o maçtaki golü ve o kült MOR forma :

http://www.youtube.com/watch?v=72z458R7oCE