7 Aralık 2008

Maradona

1 yorum:

Nazmi Hasdemir dedi ki...

Pele – Maradona. Futbol yüzyılının bir siyah, bir beyaz hikayesi kimilerine göre. Pele'yi anlatıyorlar. Çok iyi diyorlar. Gelmiş geçmiş en iyi diyorlar. Golleri var, izliyoruz. Vasatın üstü goller. Sadece bir hareketi var, ceza alanı üstünde, topun üstünden atlayıp, kalecinin belinden su alıyor ama o da gol olmuyor. Benim tüm bildiğim bunlar Pele hakkında. Ama Maradona hakkında kitap yazabilirim. Aklım başımda ilk izlediğim dünya kupasıdır o. Gollerini, topa hakimiyetini, paslarını daha önce hiç bir şekilde, hiç bir futbolcuda görmediğimdir aklımda kalan. Maradona sabahın 04:30 una saat kurulup uyanılandır. macaristan maçında 7 kişi ile tutulmaya çalışılan biridir. Uçan tekme atıp kırmızı kart gören biridir. Mahalle maçlarında alayımızın olmak istediğidir. Dünyanın bir çok yerinde Arjantin'li fanatiklerin doğumundan sorumludur. İsmi tam olarak bilinen ilk Güney Amerika'lıdır. "Diego Armando Maradona" dır. Küçücük yaşlarıyla, kel kafalarıyla, top tepen sümüklü mahalle topçularının kahramanıdır. Yirminci yüzyılın sol ayağıdır. Mavi beyaz çubuklu formadır. O 10 numaradır. İngilizlere, önce eliyle ve daha sonra bütün takımı çalımlayıp gol atarak dalga geçen, son fantastik futbolcudur. Evet belki de Maradona'yı ilah yapan budur. Son fantastik futbolcudur. Belki tarih bir daha böyle bir futbolcu görmeyecek.. Varoluşu ile başlayan bir devri, futbolu bırakışı ile kendisi noktalamıştır. Ve asla sistemin adamı olmamıştır. Ne futbolculuğunda ne de sonraki yaşamında. Pele sistemin ta kendisidir. FIFA, UEFA kokteylerinin baş konuğudur. Futbolu öğrendiği, yoksul Brezilya sokaklarını çok çabuk unutmuş gibidir. Maradona hiç bir zaman kuralları belirli bu gösterinin bir dişlisi olmamıştır. Çünkü belki de o Arjantin sokaklarından hiç ayrılmamıştır kafasında. Hep o mahallesinde attığı çalımları, golleri, pasları atmaya devam etmiştir yeşil sahalarda. Belki de bu yüzden futbolu ile gittiği her takımın taraftarlarını, çocukluğundaki günlere döndürmüştür. Oynadığı her maçı izleyen tüm dünya futbolseverlerini de. Olmayacak yerlerde imkansız çalımları, golleri atmıştır. Futbolun, elitist kesimlerince açıklanamayacak amatörlük ve çiğlikte... Futbolun punkıydı Maradona... Tarifsiz tekniği ile gittiği her takım Maradonaya göre şekillenmiştir. Onun oynadığı takımın adı yoktur. O ve diğerleridir. Milletlerüstü bir futbolcudur. Ki, Napoli taraftarları Arjantin'i boşuna tutmamışlardır Dünya kupasında. Çünkü, onu hiç bir zaman unutmayacaklardır. O ve diğerleridir, Arjantin değildir onlar için keza bizim için de .... Sonuç olarak; Maradona, tüm hayatı ile bu sistem içinde de alternatif bir hayat sürüp başarılı olunabileceğinin ispatı olmuştur. Hayatı, karakteri, golleri, dövmeleri hep sıradışıdır, özneldir. Ve gerek kendi yoksul halkının, gerekse tüm yoksul halkların bir umut ışığı olmuştur o varoluşu ile. Pele gibi sistemin kuklalarının arkadaşı olmamıştır. Fidel Castro'nun arkadaşı olmuştur. Dünya'nın tüm kalburüstü hastanelerinde tedavi olabilecekken, o Küba'da rehabilitasyonu tercih etmiştir. O nefes alan bir mittir futbol dünyası için. Fakat artık futbol küçükken izlediğimiz, çocuksu oyun değil büyük bir canavar. Ve Maradona gibilerine yer yok. Kimsenin takımın üstüne çıkmasına izin verilmiyor. Kahramanlık çağları geride kaldı. Sistem, sistem adamları istiyor. 4-4-2 yahut 3-5-2 ye uyacak adamları arıyor. Sistem uyuyacak adam arıyor, o ve diğerleri atlarına binip gittiler artık. Ve son olarak paylaşmak isteriz ki, gören gözler için Pele siyahi bir futbolcuydu belki ama Maradona zenciydi !!!....