2 Aralık 2008

Kadıköy'ün Boğası

Serhat Akın geçtiğimiz günlerde Vatan gazetesine bir röportaj verdi. Söyledikleri burada. Ben bir pasajı alacağım. Yıllardır Fenerbahçe'den sözleşmesi bitince kapıyı çarpıp giden futbolcular var. Ümit Özat, Rüştü, Serkan, Tuncay, Appiah, Aurelio. Benzer tespitleri yapan taraftar da var, gazeteci de lakin ilk kez eski bir futbolcu bu kadar dobra dobra ifade ediyor. Aziz Yıldırım döneminde futbolcu-yönetim arasındaki sıkıntıların, son haftalarda kaybedilen şampiyonlukların kısa bir özeti bu cümleler. 1996'da Aykut Kocaman'ı bir cümlesiyle arşa taşıyanlar şimdi "Kadıköy'ün Boğası" konuşunca gözlerini kapatıyor, kafalarını çeviriyorlar... St. Pauli ile Livorno gözlerini kör etmiş(!)

"Başkan Aziz Yıldırım’ın bana fırçasının, küfürünün sayısını hatırlamıyorum. Özünde iyi insan ama çok sert özellikleri var. Devamlı fırça, küfür. Yıldırım birebirde küfür ediyor. Bir gün, maçta oynamamama rağmen beni odasına çağırdı, bir dünya fırça attı, küfür etti. Sadettin Saran ”Başkan yeter, yazıktır“ demesine rağmen ”Sen karışma“ diyerek ona da kızdı. Aziz Yıldırım futbolcular motive olsun istiyor. Ve motivasyonun böyle olacağını zannediyor. Ama olmaz ki... Herkesin morali motivasyonu fırça ve küfürle bitiyor. ”Maç kaybedin sorarım ben size“ diyor, o zaman da gardınız düşüyor."

25 yorum:

edgar belgi dedi ki...

iste aziz yildirim'in en buyuk problemi de bu zaten, su bitmeyen reis havasi. mutevazi ve sevecen olmak arti puan kazandirir her zaman oysa ki. zico'yu gondermesi hic ama hic icime sinmedi, fenerbahce taraftarlarinin tamamina yakini ayni goruste zira.

Daima Fenerbahçe! dedi ki...

ümit özat kalmak istemesine rağmen gönderilmişti. serkan kendisine yıllık 1,5 trilyon veren Ts'ye gitmişti.rüştü yıllık 800 milyarı ve Zico'nun benim öncelikli tercihlerim volkan ve serdar denilmesine bozulmuştu aynı rüştü barça'dan koşa koşa FB'ye gelmişti. Appıah'a birşey diyemem. Aurelio ispanyaya gitmek istediği için gitti bana göre hakeza tuncay'da ingiltereye gitmeyi çok istiyordu. başkanın kişisel ilişkilerindeki hal ve tavırlarından hiç memnun değilim ama abartılacak kadarda hoş olmayan özelliklere sahip olduğunu düşünmüyorum.

ssim dedi ki...

pek şaşırdığımı söyleyemem.

Deniz dedi ki...

Öncelikle yiğidin hakkını verelim:

1-Başkan inşaatçılıktan gelen deneyimini ve zekasını kullanarak stadı kısa zamanda 5 yıldızlı hale getirdi.

2-Markalaşma konusunda başarılı oldu. Fenerium'lar oldukça karlı işletmeler.

3-Pazarlamada da başarılıydı. Her sene bir yıldız taktiğiyle kombine satışlarında ve bilet fiyatlarında çok yüksek rakamları yakaladı.

Ama artık zurnanın zırt dediği yerde Fenerbahçe.

Yıldırım'la buraya kadar. Yıldırım'ın 'ticari zekası' tüm diğer başkanlara 10 basıyor olabilir ama egosu Fenerbahçe'nin bulunduğu noktadan ileri gitmesine engel kanaatimce.

Fenerbahçe'nin iyiliği için bırakması gerekir.

Bırakır mı?
Savaşmadan asla. İstifa ettiğinde, kimilerine para verip istifasını geri alması için gösteriler düzenleten bir adamdan bahsediyorsak, kolay kolay bırakmaz.

Tabi bir de düşünmek lazım:
O gitse kim gelicek? Aynı ticari başarıyı devam ettirebilecek mi?

Not: Kullanıcı adım editlenmeden yorumum yayınlanır umarım.
Kullanıcı adımın, sitemin reklamı olmasındaki mahsuru anlayamadım!

MARADONADONI dedi ki...

dbakır örf ve adetlerine uyann fenerbahçe aşiret başkanı...

jose dedi ki...

Bunun boyle oldugu zaten bılınıyordu.

pilot santrafor dedi ki...

Aziz Yıldırım işadamı mantığıyla Fenerbahçe'yi belli bir yere getirdi. Yanında da hep işadamları vardı. Ama futbol piyasasından, futboldan anlayan birileri gelmeli artık. O zaman, eksik olan başarılar da uzun vadede gelir.

4 senelik sözleşmesi olan adamı, 2. yılın sonunda yarı fiyatına satınca; zarar etmediğini söylüyor Aziz Yıldırım. Veya sözleşmesi biten adamın gitmesinin ardından yine kulübün zarar etmediğini söylüyor. Bu mantıkla Fenerbahçe'nin 4 sene sonraki kadrosunda, bugünden çok az kişiyi görebiliriz muhtemelen. Bu sistem sürekli böyle devam ettikçe, devamlılık da olmaz. Yıldız futbolcuların, öyle bir uğrayıp gittiği kulüp olur Fenerbahçe.

Başka problemler de vardır elbet. Başta söylediğim gibi, daha çok futboldan anlayan birileri olmalı yukarılarda.

erssre dedi ki...

serhat bize bilmedğimiz bir şey söylesin.. medya yaz(a)mıyor diye bilinmeyen şeyler mi oluyor yani bunlar.

pilot santrafor dedi ki...

Bu arada Sadettin Saran kongre üyelik hakkını geri kazanmış. İsterse aday olabilir yani.

http://www.ntvspor.net/pages/30245.asp

corc dedi ki...

-serhat'ın Fenerbahçe'den kaçışı
-geri dönemeyişi
-sadettin saran

yürekten konuştuguna inanmıyorum

İsmail Şayan dedi ki...

Serhat'ın yalan söylediğine inanmak için bir sebep yok bence. Yalan söylediğini düşünmüyorum.

Başka ilginç detaylar da vardı mesela:

"G.Saray'ı 6-0 yenmişiz, 2 golüm var, süperim. 1 hafta sonra Ankara’ya 7 gol attık. Konya deplasmanı var ama sakatım. Takıma moral olsun diye gittim. Sabah kahvaltıya lobiye indi. ’Pendik maçını unutmayın, yoksa hepinizi yakarım’ dedi. Yabancılar şaşırdı, herkesin morali sıfıra düştü. O maçı 1-0 kaybettik."

Serkan, Appiah ve Aurelio transferleri konusunda tereddütlerim var. Serkan oynayamıyordu yeterince, iyi bir teklif geldiğinde gitmeyi yeğlemiş olabilir. Appiah ile başka problemler oldu. Aurelio İspanya'yı tercih etmiş olabilir, gayet doğal. Ama Serhat'ın anlattıkları ile de ilgisi olabilir seçiminin, bilemiyorum. Rüştü ile de ilgili çeşitli haberler yayınlandığını anımsıyorum. Ama bana yine de enteresan gelmişti. Zaten şampiyon olunan sezonda takımın üç kaptanının birden(Ümit, Tuncay ve Rüştü) bonservis bedelsiz ayrılması ile Fenerbahçe muhtemelen dünya futbol literatüründe bir yer edinmiştir kendine... İngilizler ileride sorulacak bir "football quiz" sorusu olarak bir kenara not etmişlerdir bizi...

Ne var ki son haftada kaybedilen şampiyonluk ile bir ilgisi olduğuna katılmıyorum Aziz Yıldırım'ın bu tutumunun. Futbolcu, yol üzerinde sallansa da finalde ne yapması gerektiğini bilir.

Alıntıdan önceki son iki cümleyi pek yakıştıramadığımı, ama "aceto yazmışsa vardır bir sebebi" deyip geçtiğimi belirteyim. Ve tekrarlayayım: Serhat'ın yalan söylediğine inanmak için bir sebep yok bence. Yalan söylediğini düşünmüyorum.

(Yav her önüne gelene "oğlum, evladım, kızım" demeyip küfreden bir Hulusi Kentmen geldi aklıma nedense :))

Unknown dedi ki...

ben de aslında serhat ın güvenilirliğine pek inanmam ama aurelio nun da paralel olarak "soyunma odasına dalıp maçı kazanamazsanız sizi pırasa gibi doğrarım şeklinde tehdit etti" beyanatı doğruluk ihtimalini artırıyor bence...

fataliyev dedi ki...

1996'da Aykut, futbolumuzda hayli ender görülen erdemli bir davranışta bulunduğu için arşa çıkarılmıştı. Serhat'ın bu söyledikleri aynı kulvarda şeyler değil; kaldı ki Fenerbahçeli olsun olmasın tüm futbolseverlerin bildiği, tahmin ettiği gerçekler...

Ama benim anlamadığım şu; Aceto fırsat buldukça St.Pauli ve Livorno'ya yükleniyor. Bir gün bunlarla ilgili şöyle sayfalar dolusu bir yazı döşense de kendisi de rahatlasa, biz de rahatlasak. Nedir bu iki takım ve yurt dışındaki sempatizanlarından alıp veremediği? Neden bu taraftar profiline muhalefet ediyor, antipatiyle yaklaşıyor?

gurcan dedi ki...

serhatın daum tarafından ilk onbir garantisi alamadığı için gittiğini herkes o günlerde gazetelerde okudu aynı gerekçeyle takımdan ayrılan serkan trabzona giderken bunu açıkça dile getirdi..aziz yıldırımın fırça attığıda eminim doğrudur ama ne için ? bu cevaplanmamış saha performansımı gece performansı içinmi , birde bunu yadırgayan arkadaşların patronları sanırım kendilerine hiç ''tavsiyede '' bulunmamışmı bugune kadar :)

GSveFutbol dedi ki...

O zaman takımın yarısının yabancı olması Fenerbahçe için extra bir avantajmış

Unknown dedi ki...

Tribünlerde küfürü bitirecek başkana bak sen hele...

Ne güzel ironiler çıkıyor bazen görmek şsteyen gözlere...

Bolat dedi ki...

Nedir bu Aceto'nun Kocaman takintisi anlamis degilim. Gecenlerde de calistirdigi her takimi batiriyor diye bir cümlelerini okumustum. Ankaraspor'un durumu ortada halbuki. Ilginc, gercekten cok ilginc.

hellguard dedi ki...

Ben de bu sözlere pek şaşırmadım aslında.

Fakat Saadettin Saran'ın başkan olabileceğinin kanunen açıklık kazanması sularında bu açıklamaların yapılması kıllandırıyor insanı. Özellikle; "Sadettin Saran ”Başkan yeter, yazıktır“ demesine rağmen ”Sen karışma“ diyerek ona da kızdı." kısmı pek manidar olmuş eheh.

Neyse seçim zamanına kadar bir savaştır gidecek herhalde.

Unknown dedi ki...

Takdir ettigim Bülent Timurlenk; Aykut Kocaman ile Serhat Akın'ı bir tutmazdı benim hayalimde.

Aziz Yıldırım için çok efor sarfetmeye gerek yok kendi fanatikleri dışında Fenerbahçe taraftarıda çok hoşnut değil zaten kendisinden. Takım kötü gittigi icin dahada acik gozukuyor zaten.

Serhat Akın bence Aykut gibi adam gibi adam olsaydı bu laflar işte o zaman yankı getirirdi...

Adsız dedi ki...

şu sıralar herkes (ben de dahil) galatasaray ruhundan bahsediyoruz. işte fenerbahçe ruhunun en büyük temsilcilerinden aziz başkan. en azından bazen düşünebilen fenerbahçeliler çıkıyor da "bizim için aziz olan fenerbahçedir" pankartları açabiliyorlar. senede 1 yıldız getiriyo diye körü körüne aziz yıldırıma tapmıyolar en azından bazıları

revenant dedi ki...

Röportajın devamında Ortega'ya karşı futbolcuların tutumuyla ilgili bahsettikleri, oyuncuların ne kadar profesyonel oldugunu da ispatlıyor bir nevi. Benim için önemli olan kısım oydu

Arkhe dedi ki...

Ha gayret, belki devirirsiniz..

BT dedi ki...

@fataliyev
Bu blogun dilini anlamakta çektiğin zorluğun farkındayım.Birçok postta ortaya çıkıyor bu. St Pauli ve Livorno ile bir alıp veremediğim yok elbette. Dünyanın milyon tane kulübünden ikisi benim için onlar. O takımları gazlayanlara idi sözüm. Ben o yazıyı döşenip rahatlamıştım. Peki sen kimsin? başlığı altında...

toolgun dedi ki...

serhat'a yalancı ya da değil demek benim haddime değil, ama bu sözlerin 100% doğru olmadığına inanıyorum. 10 senedir Fenerbahçe'nin başında olan adam her önüne gelene bu kadar saydırsa, bunun ortaya çıkması 2008'e kalmazdı.
aziz yıldırım'la ilgili iki söz var, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, ve doktorun dedğini yap, yaptığını yapma.

Tribünde küfürü bitirecek adamın kendisnin hayatını sıfır küfürle geçirmesi gerekmiyor. bunun örneği Aziz Yıldırım'da değil, insan kendi babasından annesinden bile, bunu göreiblir. hepimiz onlardan gizli sigara içtik, onlar sigara içtiğimizi öğrenince küplere bindi ama onlar hiçbir zaman sigara içtiklerini bizden saklamadı.

inşaat ve tesisleşmede çok başarılı, amatör branşlarda da, ama nedense futbolda istediği başarıyı bir türlü yakalayamadı.

Genel Sekreter Vak dedi ki...

@BT,

Genel olarak benim anladığım,

"Futbol'da etik aramak yanlış.Bir futbol takımının tribün profilinin politik nedenlerle sempatik gelmesi nedeniyle bu takımı desteklemek yanlış.Senin gibi düşünen insanların sayısı çoksa böyle düşünmek yanlış.(Sen kimsin derler adama.)RM Franco'nun takımıdır demek,yani damgalamak yanlış.Senin gibi düşünmeyenleri bilip bilmeden yaftalamak yanlış."

Senin gibi düşünmeyenleri bilip bilmeden yaftalamak yanlış...MI?

Forza Livorno...