Bir sosyal deney düşünün. 10 sporseveri bir ay süresince bir yaşam alanına davet ediyor ve hayatlarından sporu çıkarmalarını istiyorsunuz. Dünyadaki tüm gelişmelerden haberdar olacaklar, sanat, müzik, edebiyat hayatlarında olacak ama spor müsabakalarını izlemeyecek, sonuçlarını öğrenmeyecekler. Deney süresince ve sonunda "Mutluyum, huzurluyum" diyen, ruh sağlığı bozulmamış bir bireyin kalacağını sanmıyorum. Koronavirüsün sosyal hayata etkisi elbette ki insanların sadece spor organizasyonlarından mahrum kalması değil. Son 15 günde yaşananlar ve bugünden sonra yaşanacaklar yakın gelecekte binlerce teze konu olacak. Koronavirüsün spor endüstrisine verdiği zarar bugünün konusu değil. İnsan sağlığı, her şampiyonluktan her kupadan ya da kırılacak her rekordan çok daha önemli.
İsviçre ligi tatil ettiğinde Avrupa'dan çıkan ses, onların gereksiz yere büyük panik yaşadıklarıydı. Uzakdoğu'da tatil edilen ligler elbette ki Avrupa ve Amerika kıtasında ses getirmemişti. İtalyanlar, virüsün ilk çıktığı kuzey şehirlerinde maçları seyircisiz oynatırken, güneyde tribünler doluydu. Ligin bir haftası mayıs ayına ertelendiğinde sezonun hikayesi değişecek kavgası verip karardan geri döndüler. Geçen hafta oynanan Juventus- Inter maçında yedek kulübesinde olan Rugani'nin de virüse yakalandığı ise ancak üç gün önce ortaya çıktı. Karantinaya alınmış 60 milyonluk bir ülkede insanların gideceği tek bir restoran, kafe yokken, hayatın durmasına beş varken, âşık oldukları futbola ne olacağı kaygısı; yerini her gün bir büyük uçak düşmüşçesine hayatını kaybedenlerin yasına bıraktı... İspanyollar seyircisiz oynama kararından, futbolcular birliğinin "Bizim bağışıklığımız mı var" isyanıyla geri döndüler ve lig iki hafta ertelendi. NBA'de sadece bir oyuncunun koronavirüse yakalanmış olması, dünyanın en çok izlenen spor organizasyonlarından birinin bir aylık ara vermesine yetti de arttı bile. UEFA da EuroLeague yönetimleri de sınıfta kaldı. Real Madrid'in Armani Milano ile deplasmanda seyircisiz oynayacağı maç için İtalya'ya giden kadrosundan Trey Thompkins, Madrid Havaalanı'nda medyaya isyan etmiş ve "Milano'da oynamak zorunda mıyız?" demişti. Bildiğinden değil, haklı olduğundan! Koronavirüse yakalanan da Trey Thompkins oldu. Koronavirüs insan hayatını tehdit ederken, spor endüstrisinin kaybedeceği milyonlardan bahsetmek içime sinmiyor. Kulüplerin gişe kaybı, sponsorluk gelirleri, reklamlar, yayıncı kuruluşların zararlarıyla bitmiyor, stadyum dışında bocadillo-su satan Miguel de köfte-ekmek ayran satan Ahmet de bu ekonomik yıkımı yaşayacak.
***
Salı günü UEFA'nın merkezinden tüm üyeleriyle yapılacak video-konferansta futbol dünyası alınacak kararlarla tanışacak. EURO 2020'nin bir yıl ertelenmesi ve Uluslar Ligi'nin gelecek yıl yapılacak dörtlü finalinin iptali ilk adım olarak görünüyor. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde en iyimser tahminle kalan maçlar ve çeyrek finaller 15 Nisan'dan önce başlamayacak çünkü oyunun aktörlerinden birçoğu karantinada, takımlar idman yapamıyor. EURO 2020'nin ertelenmesiyle takımların futbolcularını 1 Haziran'da milli takımlara gönderme mecburiyeti ortadan kalkacak ve ertelenen ligler haziran ayının sonuna kadar oynanabilecek. İstanbul'daki Şampiyonlar Ligi finalinin de haziran sonu oynanması gündemde. İspanya, İtalya'dan gelen tüm uçuşları durdurmuşken 3 bin Atletico Madridli'nin Liverpool deplasmanına gitmesi, PSG ve Valencia maçları seyircisiz oynanırken binlerce taraftarın stadyum dışından destek vermesi... Tüm bunlar Korona günlerindeki vefa olarak mı hatırlanacak; yoksa korkunç bir ihmaldi mi diyeceğiz, bize bunu zaman gösterecek... (15 Mart)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder