8 Ocak 2009

Haim Revivo

“Bağdat Caddesi’ne gelmesin” diyordu Fenerbahçe taraftarı. Galatasaray ve Fenerbahçe yüz yıllık tarihlerinde birbirlerinden çok futbolcu almıştı ama Baliç'ten sonra bu kez bir başka yabancı yıldız Boğaz’ın öteki yakasına geçiyordu. Transfer söylentileri ortaya çıktığında “Galatasaray’a gitmem” diyen Revivo, Florya’da sarı-kırmızılı formayla gazetecilerin önüne çıktığında ufak çaplı bir kıyamet koptu. Hagi’den beri 10 numarasını arayan Galatasaray, “koşmayan” Felipe ülkesine kaçınca ezeli rakibinin on numarasını kapmıştı. Bu Haim Revivo’nun kopardığı ne ilk, ne de son kıyametti. Gün gelecek ülkesinde arkasında bir toz bulutu bırakıp soluğu ailesiyle Los Angeles’da alacaktı...İsrail’in yetiştirdiği ilk uluslararası yıldız Avi Cohen, Liverpool’a imza attığında Revivo 7 yaşındaydı. 2 sezon 'Kırmızı'ların defansında pek de parlak bir futbol ortaya koyamayan Avi Cohen sayesinde Liverpool taraftarı olan İsrail halkı, 15 yıl sonra bir başka yıldızı İspanya’ya gönderdiklerinde Celta Vigo sempatizanı olacaktı. Tarih daha ne Abramovich’in Chelsea’sinden; ne de onun İsrailli hocası Avram Grant’ten bahsediyordu o yıllarda...

Revivo, ezeli rekabetin iki yakasında forma giymenin ilk provasını ülkesinde yaptı. Bir sezon Hapoel Tel Aviv forması giydikten sonra Maccabi Haifa’ya imza attı. Futbolun klasik 10 numarayla oynandığı yıllardı. İspanyol menejerler 2 sezonda 45 gol atan sihirli sol ayağı keşfetmekte zorlanmadılar. 24 yaşında Celta Vigo’ya transfer oldu. O yıllarda haftada Avrupa’dan 40 maçı naklen seyredemeyen Türk futbolseveri için adı pek birşey ifade etmiyordu. 4 sezon formasını giydiği Celta Vigo’nun tarihindeki en başarılı yabancılardan bir olmayı başardı. Liverpool’a UEFA Kupası’nda attığı gol unutulmadı. Barcelona’nın da başının belası kesildi. Katalan kulübünün kalesini her sezon boş geçmeyince, Başkan Nunez İsrailliyi transfer etmeye karar verdi. 12 milyon dolar teklif ettikleri Revivo’yu Celta Vigo satmaya yanaşmadı.

İlk skandalına 1999 yılında imza attı. Euro 2000 elemelerinde İsrail’in evinde Danimarka’ya 5-0 mağlup olduğu maç öncesinde takımın kamp yaptığı otele eskort kızlar çağıran futbolcular arasında onun da ismi vardı.
Euro 96 sonrasında Fatih Terim’den milli takımı devralan ve Euro 2000 finallerine taşıyan Mustafa Denizli ona bir hazırlık maçında göz koydu. Fatih Terim Fiorentina’ya imza atarken Fenerbahçe de 4 yıl üstüste şampiyon olan ezeli rakibinin önünü kesmek için Mustafa Denizli’yi göreve getirdi. Denizli, ajandasına yazdığı Revivo’yu unutmamıştı. İmza töreninde Türkçe “En büyük Fenerbahçe. Fenerbahçe’yi seviyorum” diyen İsrailli dersini iyi çalışmıştı. Taraftar da medya da "inançlarımdan dolayı Cumartesi maça çıkmamazlık etmem, uzun kollu forma giymem" diyen Revivo’yu çok sevdi.Rapaic, Balic, Kennet Andersson’lu kadroda -o sezon Denizli’nin başını çok ağrıtacak olan- 5+1 kuralının kurbanı oldu. Sezona yedek kulübesinde başladı. “Oynamazsam devre arasında giderim, Benfica beni istiyor” ile gözdağı vermeyi ihmal etmedi. Formayı kaptıktan sonra da o sezon bir daha bırakmadı. Fenerbahçe’nin şampiyonluğuyla sona eren sezona damgasını vuran 4-3’lük Gaziantepspor maçının kahramanlarındandı. Gaziantep büyük avantaj yakaladığı maçı kazanabilse lig tarihinde Trabzonspor’dan sonra ilk kez bir Anadolu takımı şampiyon olacaktı.

Türk futbol tarihinin en unutulmaz 45 dakikalarından biri oynandı Şükrü Saracoğlu Stadı’nda. 3-0 mağlubiyetten 4-3 maçı kazanmayı başaran Fenerbahçe’yi ateşleyen ilk golü atan Revivo, Galatasaray derbisinde de sürpriz golcü Ali Güneş’e asist yapan isimdi. İsrailli takımı sırtlamıştı. Kadıköy’de Bursaspor’un fişini 2 golle çekti ve sezonun son haftasında şampiyonluk turunun atıldığı Samsun’da 1-0 yenik olan Fenerbahçe’yi attığı frikik golüyle ipten aldı. Kadıköy’deki 2. sezonunda Galatasaray Lucescu ile 3. Yıldızı formasına takarken; Revivo, İnönü Stadı’nda Şampiyonlar Ligi vizesi alan Fenerbahçe’nin en iyisiydi. Onu Kadıköy’e getiren Mustafa Denizli ile yollar çoktan ayrılmıştı. Alman Lorant ile anlaşan Fenerbahçe transfer bombasını Ariel Ortega ile patlattı.

Ortega’nın İstanbul’a geldiğinin akşamı Reina’da düzenlenen hoşgeldin partisinde Arjantinlinin sırtını sıvazlayan Revivo, iş 10 numaralı formaya gelince “vermem” dedi. Taraftarın yeni gözdesi Ortega 23 numaralı formayı giyerken Revivo da gözden düştü. Ali Şen ile yakın dostluk kurduğu ve bu yüzden başkan Aziz Yıldırım ile arasının açıldığı söylentileri tribünlerde dalga dalga yayılırken, Fenerbahçe ezeli rakibi Galatasaray’ı Kadıköy’de 6-0 ile hezimete uğratıyor, İsrailli karşılaşmayı yedek kulübesinde o unutulmaz Antep maçının bir başka kahramanı Rapaiç ile birlikte seyrediyordu...

Felipe’nin firarıyla 10 numarasız kalan Galatasaray, yeni 10 numarasını fazla uzaklarda aramadı. Revivo’nun imzası sonrasında Fenerbahçe Store, “Revivo forması getirene Ortega forması bedava” kampanyası başlattı. İsrailli sol ayağın İstanbul’un Asya yakasındaki lakabı artık “hain”di.Devre arasında Abel Xavier, Lukunku’yu alan Galatasaray ,efsane hocası Fatih Terim ile zor bir sezon geçiriyordu. Yeni 10 numara ikinci yarının ilk maçında Bursa deplasmanında attığı 3 golün sevincini taklalarla kutlayınca Fenerbahçe tarafında tansiyon yükseldi. Galatasaray Dergisi’nin kapağına verdiği yarı çıplak pozda omuzundaki 3 yıldız dövmesiyle pek mutluydu Revivo. Lakabı artık “Yüzbaşı”ydı.

6-0’ın rövanşında Galatasaray’ın ilk golünde asisti yapan Revivo, ikinci yarının hemen başında mutlak bir golü kaçıracak ve otoritelere göre Galatasaray 2-0 önde olduğu maçta hezimetin rövanşını onun yüzünden alamayacaktı.Galatasaray ile balayı kısa sürdü. İsrail milli takım kampına bir hafta önceden(!) gitmek isteyince Florya'da sinirler gerildi. Borç batağındaki Galatasaray'ın yeni bir 10 numara peşinde koşturacak gücü yoktu. Avusturya'da yeni sezona hazırlanan Galatasaray'ın en formda oyuncusuydu. Kopenhag'da bir hazırlık turnuvasını kazanan Galatasaray İstanbul'a döndüğünde Terim ve Revivo'nun yolları ayrıldı.

İstanbul'da geçirdiği 3.5 yıl boyunca futbolculuğu kadar işadamlığı da konuşulan Revivo, doğduğu kentin takımı Ashdod FC'ye döndü. Kendisi gibi futbolcu olan kardeşi David Revivo ile aynı takımda forma giymeye başlayan Revivo, 2004 Mart'ında en yakın arkadaşları Maurice Tubul'u Ashdod Limanı'nda Hamas'ın gerçekleştirdiği intihar saldırısında kaybettiler. Saldırının olduğu sabah Tubul ile beraber olan iki kardeşten Haim, iş takibi için Tel Aviv’e giderken, David de öğle yemeğini beraber yediği Tubul’u limanda bırakıp takımıyla antrenmana çıkmıştı. Yakın arkadaşlarını Hamas’ın saldırısında kaybeden iki kardeşten Revivo futbolu bıraktığını açıkladı.

Ashdod FC kulübünü satın alan Revivo'nun, "takımın renklerini sarı-kırmızı olarak değiştirdi" haberini keyifle okuyan Galatasaraylılar'ı sezon sonunda bir sürpriz bekliyordu. "Florya'nın Yüzbaşı'sı" Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamasına sahne olan gece kulübünde sarı lacivertli formayla masaların üstünde dansediyordu.
Eski futbolcu, kulüp başkanı, işadamı Haim Revivo'nun dans kariyeri belki de o gece İstanbul'da başladı! İsrail'de "Yıldızlarla Dans" yarışmasının en kıvrak yarışmacılarından biri oldu ve finale kadar yükseldi.

Kulağında pırlanta küpesi, boynunda kalın altın zinciri ve gösterişli Versace gömlekleriyle İstanbul gecelerinden de kopmadı İsrailli yıldız. Revivo bir daha Türk medyasına konuk olduğunda ise artık başı büyük beladaydı. Bundan sonrası izlemesi belki keyifli ama oynaması zor bir senaryoydu Revivo için. Futboldan kazandıklarını ticaret hayatında yaptığı atılımlarla katlayan Haim Revivo artık büyük oynuyordu. İsrail'de yeraltı dünyasını kontrol eden Abergil Ailesi'yle başı belaya girdi.

Ortalıkta dolaşan iki senaryo vardı. Birincisi, Revivo'nun mafya lideri Itzik Abergil ile ortak iş yaptığı ve ticari anlaşmazlığı düştükleriydi. Abergil Ailesi, Revivo tarafından dolandırıldıklarına inanıyor ve cezayı kesmeye hazırlanıyorlardı. İkinci senaryo ise biraz daha romantik sosluydu. Revivo'nun Abergil ailesinin bir ferdinin sevgilisinin kalbini çaldığı ve bu kadın yüzünden ölüm tehditleri aldığı yazılıp çizildi. Başı farklı olsa da; Revivo bu filmin son karesinde elinde valizlerle Los Angeles uçağına binerken görüldü. Can güvenliğini sağlamasını istediği bir başka mafya babası Shalom Domrani, Abergil Ailesi ile anlaşma masasına oturmuş ve masadan Revivo ülkeyi terk etsin kararı çıkmıştı. Olayı ortaya çıkartan gazete taraflara söz hakkı tanıdığında herkes susmayı tercih etti. Abergil Ailesi ve Shalom Domrani gazetecilere “siz neden bahsediyorsunuz?” derken, Revivo da hakkındaki tüm iddiaları yalanlıyor ve ABD’ye iş yapmak üzere gittiğini söylüyordu.

Revivo'nun çok maçı çeviren sihirli sol ayağı bu kez çaresiz kaldı ve sağına eşlik etti Los Angeles yolunda. Hollywood, “action” senaryonun da; baş aktörün de kucağına düştüğünün farkında mı acaba!

40 yorum:

Güçlü dedi ki...

aceto, eline sağlık muhteşem post...
bence bu hayattan şahane film çıkar.

MARADONADONI dedi ki...

1 kadar dik olsaydı, 0 gibi top olmak zorunda kalmazdı.

tolga dedi ki...

masal bu ya!!
zamanında patagonyanın miyarbekirli nado müteahhidi kostümlü kulüp başkanı ve dayısıyla i(a)zrail arasındaki çakı vs. satışında köprü de olduğu hakkında söylentiler de var????????
ve hatta nehrin karşısında ki kulübe gitmesinin sebebi henüz o zamanlar köprü görevinin bitmemiş olması da söyleniyormuş muş muş muş

Robaggio dedi ki...

burada müthiş diye yorum yapmak abes kaçacak ama gerçekten müthiş bir yazı..
elinize sağlık Bülent bey...

Kartal Bafiler dedi ki...

Bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisini misafir olarak maraton alt tribünde seyretmiştim,bizim istiklal marşımız sırasında etrafımızda birden a4 ebatında İsrail bayrakları açılmıştı,Fenerli arkadaşım her maç bir kaç tane görüyorum demişti.
Her maç açılması ilginç gelmişti bana.

untildie dedi ki...

Çok güzel yazı Bülent abi eline sağlık.
Benim kafama takılan cevabını da asla bilemediğim; neden Galatasaray a geldiği(10 numara falan hikaye) ve Bursa maçında attığı 3 gol haricinde hafızamda hiçbir iz bırakmadığıdır. Gerçekten Galatasaray ın ihtiyacı varmıydı? :(

Ezequiel dedi ki...

Bir de Ronny Rosenthal vardı 90'lı yılların başında Liverpool'da forma giyen İsrailli forvet. Sanırım Ian Rush'ın partneriydi bir dönem.

ÇAĞRI dedi ki...

Harika bir yazı. Gerçekten masal gibiydi hiç bitmesin diye okudum. Bursaya attığı 3 golden sonra sahada varlık gösteremediği haftalar bilerek oynamıyor düşüncesi kaplamıştı içimi. Şampiyonluk kutlamasında şüphem dahada artmıştı. Yıllar geçti konular kapandı ama Revivo benim gözümde hala çok gizemli bir insan.

serdark dedi ki...

amsterdam da dolasiyorum, meydanda saplabanlik yapan, huner sergileyen tipler var. bakiyorum bitane de top sektiren eleman var, millet etrafinda toplanmis. fena degil eleman, guzel haerketler yapiyor. tam o anda bende simsek cakiyor...bildigin revivo lan bu :) "revivooo" diyo bagiriyoruz arkadaslarla hemen, guluyor, 2-3 artislik hareket daha yapip alkisi topluyor meydanda..bizide kirmiyor bir hatira fotografi cektiriyoruz. hey gidi revivo heyy..

Sencer Yücel dedi ki...

çok iyi örgülenmiş yazı, eline sağlık.

forma değişimi kampanyasında ise revivo forması getirene ortega forması 50% indirimliydi.

revenant dedi ki...

bir kac tane noktalama hatası ya da yazım yanlısı yapsaydınız keske..

copy paste ile (ç)alanlar olacaktır bu yazıyı.

Adsız dedi ki...

o 4-3'lük unutulmaz maçın da ayrıntılı öyküsü yazılmalı bir gün. revivo'nun ilk golü boş kaleye atılmış balık bir goldü de o geri dönüşün iki kahramanı, devrearasında ülkede görülmedik şekilde tezahürat yapan ve takımına sahip çıkan (bir anlamda 2005 şampiyonlar ligi finalindeki liverpool misali) taraftar ve her golde payı olan, sahaya büyük hırsla çıkan rapaiç'ti.
her türlü riski almış, 4 forvet (rapaiç, revivo, andersson, serhat) artı yusuf'la oynayan, defansı evlere şenlik fener karşısında skora yatmaya çalışan antep'inki büyük salaklıktı.
izlemek isteyenler için özeti.
(lig tarihindeki gollere ait bir değer endeksi olsa, gollerin önemini ve güzelliğini belirleyen, rapaiç'in son golü listeye girebilir sanırım).

Nehir dedi ki...

ardında çok kapsamlı bir araştırma olduğu her halinden belli , okuduğım en iyi yazılarınızdan biri. tebrik ederim

silenzio dedi ki...

revivo çocukluğumun baliç'ten sonra ikinci kahramanı. ulan ilk iki kahramana bak ikisi de ayrı satıcı çıkmıştı. sonradan rapaiç'i sevdik de adam gii futbolcu gördük. sonra luci ve pier geldi zaten ve tabii alex.
bu revivo ve baliç yüzünden xtiano cassano gibi adamları bi türlü sevemedim

jeankier dedi ki...

tanju fb' ye, tümer fb' ye, alex bjk' ya fln bunlara alışmak lazım.. (belki de maalesef) söylerken hep hain revivo diyesim gelmiştir eskiden beri..

jose dedi ki...

harbi ekşınn:)

Tunç Bozacılar dedi ki...

Ellerine saglik ellerine saglik ellerine sagliiiiiik...
Ooooooo oooooooo...
Ellerine saglik . Ellerine saglik ellerine sagliiiik...
Ellerine saglik...
Ooooooooo ooooooooooo...

soon dedi ki...

@jeankier
bjk olayının bu postla yada taraflarıyla ne ilgisi var,
ayrıca alex-bjk ne şimdi.

Maslow dedi ki...

muhteşem yazı. tebrikler

aşkın dedi ki...

O yıllarda Barça kalesini Hesp, Dutruel gibi adamlar koruduğu için gol atmasına şaşırmadım.
Filistin sorunu çözülür, Barcelona kalesi yine sorunlu kalır.

turhanatakan dedi ki...

dutruel ile revivo aynı dönemlerde celta vigodaydılar. sonrasında dutruel barcaya, revivo fenere geldi. demek ki barca celta vigoya el atmış o yıllarda.

miracsaral dedi ki...

Senaryo eksikliğinden ağlayan sinemacılarımız neden ülkenin en favori sporu hakkında bu tarzda bir film çekmeyi düşünmezler ki ?. Dağ gibi malzeme var..

Baran Doğan dedi ki...

Vay be zaman ne kadar da çabuk geçiyor. Gün gelecek; Arda'dan yılların tecrübesi diye bahsedeceğiz, Ömer Üründül yılın spor yazarı ödülü vereceğiz, Raul İspanya milli takımı teknik direktörü olacak, Hagi'yi kimse hatırlamayacak, bir Türk takımı Avrupa kupası kazanacak, Beşiktaş istikrar sağlayacak..Evet bunların hepsi olacak bir gün.

tknycl dedi ki...

hadi bakalım var mısınız iddaa'ya?

bu yazı ve içeriği yakın zamanda hangi köşe yazarında göreceğiz?

alalım tahminleri?

Dobrowski dedi ki...

bu yazı karşısında düğmemi iliklerim be abi. müthiş. eline sağlık.

SkyCaptain dedi ki...

okumaktan büyük zevk aldığım çok keyifli bir yazı olmuş. revivo'yu attığı taklalar ve samsunspor maçındaki frikik golüyle hatırlayacağım hep. Bizden ayrıldığında sinirlenmiştim belki ama artık bir etki yaratmıyor bende. :)

Psyd0x dedi ki...

okurken o kadar dalmışım ki kapıyı çalan kardeşimin sesini duymadım . ciddiyim :)

eline saglık.

delgado dedi ki...

revivo fenerbahçe'deyken sanırım milli takıma çağrıldığı bir haftada "benim milli takımım fenerbahçe" deyip gitmeyi reddetmişti. veya bir gazetenin sallama başlığıydı.

H. İbrahim Andiç dedi ki...

https://www.haaretz.co.il/hasen/pages/ShArtStEng.jhtml?itemNo=1001034&contrassID=1&subContrassID=1&title='Ex-soccer%20star%20Revivo%20leaving%20Israel%20following%20underworld%20'banishment'%20'&dyn_server=172.20.5.5

raul #7 dedi ki...

koçum marlonbrando.ne güsel demişin :)

Astro dedi ki...

Perfect article as usual..

Azgard dedi ki...

Dün şu yüzbaşı lı resim aklımdan çıkmadı nereden takıldıysa aklıma..bi açtım blog u bu çıktı hayırdır inşallah..

alessandro del piero dedi ki...

@marlonbrando

hagi'nin bir gun gelip hatirlanmayacagi zaman dilimi zannedersem dunya uzerinde tek bir insan kalmamasi durumuyla ortusur. galatasaray taraftari atasini, ecdadini bile unutur belki ama 10'u unutmaz.. bos keseden atmayalim lutfen :)

delgado dedi ki...

yusuf'un transferini senin kaleminden de okursak çok seviniriz aceto...

Major dedi ki...

keske 6-0da revivoyuda rapaiçide oynarken görebilseydik.. :O

PIERREMANU dedi ki...

Hatıralara sürükleyen on numara post olmuş. Yıllar ışık hızıyla geçiyor sanki. Muazzam bir maçtı Gaziantep maçı. "Kanarya, Kanarya, saldır saldır Kanarya!" diyerek bir taraflarımızı patlattığımız, bir 90 dakikada tribünde bir ömür yitirdiğimiz olağanüstü bir Kadıköy gecesi. Rapaic'in bizim için ilah konumuna yükseldiği bir futbol olayı.

Asıl mesele olan Revivo'ya gelinirse, aslında çok sevmiştik onu. Şampiyonluğu kazandığımız Samsunspor maçını hatırlıyorum. İzlemeye gitmemiştim maçı kalbim dayanmayacak diye. Ama radyodan maç dinlemenin daha büyük bir eziyet olduğunu unutmuştum. 1-0 yenik durumdayken ve kafam yastığa gömülüyken radyodan gelen "mikrofonlarımız Samsun'da" anonsu, duracak sandığım kalbim ve spikerin "Revivoooo, Revivoooooo, Revivo attı 1-1 oldu" şeklinde attığı çığlıklar hala kulaklarımdadır. Büyük bir şenliğin başlangıcıydı. Yeri göğü sarı-lacivert bir dünyaya döndüren festivalin çığlıklarıydı onlar. Muhakkak ki gidişi büyük bir öfke uyandırmıştı Revivo'nun ama hiçbir zaman Baliç'in gidişi kadar etkili olmadı Fenerbahçelilerin üzerinde. Baliç'in gidişi çok farklıydı bizim için. Fenerbahçelilerin sınırları zorlarcasına sevdiği nadir adamlardan birisiydi Baliç. Okocha gibi, Uche gibi, Van Hooijdonk gibi örneğin. Deliler gibi sevmiştik onu. GS'ye gittiği gün dünya başıma yıkılmış, bütün gün yemek yerken lokmaları zor yutmuş, kendisine ettiğim tezahüratlar boğazımda düğüm düğüm düğümlenmişti. Çocuğumuz gibiydi Baliç. Fenerbahçelilerin büyük bir kısmının hala bir yerlerinde sevgi vardır Baliç'e karşı. Hani çocuğunuz büyük bir halt yese de sizin çocuğunuzdur ve onu sevmeye devam edersiniz ya o hesap işte. Belki sevmeye devam edersiniz ama kalbinize atılan çizgi çok büyük ve derindir ve onun acısıyla yaşamak zorunda kalırsınız. Revivo'nun ezelilerin yolunu tutuşu çok daha alt kademelerde kalıyor Baliç'in gidişi yanında. Çünkü hiçbir zaman Baliç'i, Okocha'yı, Uche'yi, Van Hooijdonk'u tribüne çağırırken hissettiğimiz o tarifsiz sevgiyi hissetmedik Revivo'yu tribüne çağırırken. Gitti, sinirlendik, kızdık, kinlendik ama çok büyük yara açmadan bitti.

Herneyse, sembol adamların rakiplerin formalarını giydiği bir dünyada Revivo'nun gidişi çok üzerinde durulacak bir konu değildir kanımca. Bir de Revivo deyince Mustafa Denizli'nin sahaya sürdüğü kadrolar geldi aklıma. Şu anda iki forvet mi, tek forvet mi tartışmalarının yapıldığı bir futbol oynanırken, o yıllarda Denizli'nin Andersson, Rapaiç, Baliç, Revivo, Yusuf ve Serhat Akın'ı bir arada oynattığı maçları hatırlıyorum. Beğenilir veya beğenilmez ama her daim orijinal adamdır Denizli. Bir de kendisine ettiğimiz bir tezahürat vardı tamamını buraya yazamayacağım: "Mustafa Denizli, şampiyon yap bizi, g.......!"

Caglar dedi ki...

Revivonun L.A. e gitmesinin nedenini ayni yerde calistigim bir arkadas mafya dan birisinin esiyle yakalanmasi olarak soylemisti..

jose dedi ki...

Beşiktaş Yusuf için Aydın Karabulutu verdi diyorlar dogrumudur?

josemarcelosalas dedi ki...

Film olsa gişe rekorları kırar. Istanbul hasılatı ne olur fikrim yok ama.

Adsız dedi ki...

vay anam vay neler dönmü$ serhat yaa.. bizim revivo olmu$ revolver.. vay anasını.. yalnız revivo'yu da sahiplendim çaktırmadan. sevmem kendisini, gelmese daha iyiydi bizim yakaya ama olmu$ bulundui kıramadık verdik efsane formayı. haketmiyordu, giydi. kirletti, gitti yanına abel'i de alarak.. ama xavier gitmeyi haketmiyordu, gitti.. o dönemki duyumlar, haim'in "abel gelmesse gitmem abijm" $eklinde konu$tuğu yönündeydi.

ismail air haber ajansı mutlulukla sundu.