3 Ekim 2008
Euro 2008 Sonrası İspanyollar
Nihat'ın sakatlığı ve milli takımı Euro 2008 öncesinde çalıştıran Amerikalı ekip konusudan devam edeyim. Bilindiği üzere bu ekip Almanya'yı da 2006'ya hazırlayan ekip. Klinsmann'ın ABD sevdasının bir ürünüydü bu işbirliği. Darbeyle ortaya çıkan sakatlıkları bir kenara koyalım Euro 2008'den dönen birçok milli oyuncu adele ve kasık bölgesinden ağır sakatlıklarla boğuşuyor. Semih'ten Sabri'ye, Emre Güngör'den Aurelio'ya, Nihat'tan Mehmet Topal'a, Arda'dan artık sakatlık haberlerini kanıksadığımız Emre ve Tümer'e kadar. Her büyük organizasyon sonrasında yıldız oyuncuların birkaçının ertesi sezonu yatarak geçirdiğine şahidiz elbette futbol dünyasında. 2002 sonrası Hasan Şaş, 2006 sonrası Ronaldinho, Cannavaro mesela. Bu adamlarınki de can elbette. İnsafsızca bir sorgulama değil benim ki. Elbette ki her dakika sağlıklı ve formda olacaklar diye bir mecburiyet yok. O zaman başka bir pencere açalım. Şampiyon İspanya'ya bakalım. 23 kişilik kadrodan 15 oyuncu Şampiyonlar Ligi maçlarında forma giydi. Güiza dışında hepsi La Liga ve Premier Lig'de forma giyiyor. İspanyol takımları Şampiyonlar Ligi'nin ilk 2 haftasında 24 puanın 22'sini aldılar. İngiliz takımları ise 18 puan topladı. İspanyol milli takımı oyuncularının da alınan bu puanlarda katkısı büyük. De La Red, Cazorla, David Villa, Casillas, Xavi uçuyor misal... Sakatlık yaşayan 3 futbolcuları oldu yanılmıyorsam: Sergio Ramos (ki bu düz yolda yürüyemiyor!) ve Fernando Torres. Bunların sakatlığı 15 gün sürdü. En ağırı Valencia'dan David Silva oldu o da 3 ay yok denildi operasyonu sonrasında. Güiza, gözümüzün dibinde 90 dakika kendini yırtıyor, taraftarın en sevdiği adam oluyor bu özverisinden dolayı. Bir tarafta Euro 2008 şampiyonu İspanya diğer tarafta yarı final oynayan Türkiye. Bizimkiler revirlik olduysa aradaki fark; Mistır Sıkat ve ekibidir demekten başka birşey gelmiyor aklıma.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
Abi önceki yazıda da söylemeye çalıştım, bence doktorlardan ziyade alışılmadık ani efor sarfından oluşan yüklenmedir.
Kapsamı genişletelim; final oynayan Almanlar ve yarıfinal oynayan Ruslarda sakat var mı? Bildiğim kadarıyla yok.
Ben doktorların avukatı değilim, tanımam etmem ama direkt doktorlardır diyemiyorum.
Bahsedilen aynı ekipse 2006 sonrası Almanya sakatlık raporunu da keşke bulabilsek.
que paso ???
Bizdeki profesyonellik anlayışıyla Batılıların profesyonellik anlayışı arasındaki fark Steven Gerrard ile Saidou arasındaki fark kadardır.
sadece bir turnuvaya yüklememek gerektiğini düşünüyorum ben de, genel olarak türk oyuncusu bu kadar maç oynamaya alışık değil, o turnuvada yarı final oynayan kadronun büyük kısmı çok az tatil yaptılar yazın.
2 sezon aralıksız oynuyor gibiler ve bu onların alışkanlıklarına çok ters, problemin buradan kaynaklandığını düşünüyorum.
Şunu eklersem daha anlaşılır olur:
Türkiye 2002'den bu yana bir turnuvaya katılmadı, yazları karavana geçirdi.
Keza 2004'ten bu yana kulüp takımları Avrupa kupalarında Mart ayını bile doğru düzgün göremediler.2008 nispeten verimli geçti ve sonrasında Avrupa Şampiyonası.
Bütün bunlara ofansif veya defansif bir plan üretmeye üşenen, tek telkini ''koşun, mücadele edin, varınızı yoğunuzu ortaya koyun aslanlarım benim'' üretkenliğindeki imparatoreyi de eklersek belki sakatlıklar konusunda bir fikir edinebiliriz.
Eloğlu alışkın o tempoya, keza amaçsızca koşmak yerine bir planları da var.
bence amerikalıların işi bu sakatlıklar. 13 oyuncu ile maça çıktık euro 2008 de. hadi onun hesabını fatih terim verebilir ama aragones ve skibbe nasıl hesap verecek.
Şimdi Aceto, Mister Sıkat ve ekibi diyosun da GS futbol takımının sağlık heyetinden de biraz bahsetmek lazım. İnsan Uğur Uçar'a, Serkan'a, Linderoth'a üzülüyo yani. Direkt galatasaray.org'da yazıyolar 2. kez ameliyat edildi diye. Sonuçta bademcik ameliyatı bile olsa zor bişeyken bu adamlar diz bağlarından, diz kapaklarından ameliyat oluyolar. Yazıktır, günahtır.
Ayrıca GS'nin en şaaşalı döneminde doktorumuz Burhan Uslu'ydu. Hakan Ünsal'ın sık sık tekrarlayan yan bağ sakatlıklarını saymazsak "30 yaşında, sakattır, oynamaz" denilen Hagi bile o 5 sezon boyunca uzun sakatlık yaşamadı. Ki 4 senede takımın yaptığı maç sayısının haddi hesabı yoktu..
peki bu ekip almanyayi calistirdigi turnuva sonrasi almanlarin sakatlik durumu neydi acaba?
ben ne olursa olsun euro 2008 de yasatilanlarin her seye degecegini dusunuyorum.
bu iste bi gariplik olduguna ben de katiliyorum hakkaten hepsi de boyle mi sakatliklardan muzdarip olur, sanirim bi yuklenmeden dolayi kaynaklandigi ortada, ama uzucu olan hakkaten diger takimlarda olmayan sakatliklar, bizimkiler nedense avrupa sampiyonasi sirasinda ve sonrasinda hepsi sakatlandi ve ister istemez turk futboluna da yansiyo bu formsuzluk olarak. avrupa sampiyonasina gidemeseydik, belki simdi galatasaray sampiyonlar ligindeydi. bi galatasarayli olarak bunu tercih ederdim ben napmisim avrupa sampiyonasi 24 takima cikmasi da ayri bi rezalet, bari bu sene galatasarayi izlerdik avrupada.
gerçekten kulüplerimizde (3 büyüklerden bahsediyorum, diğerleri gerçekten allaha emanettir) sağlık ekiplerinin performansı takip ediliyor mudur? bunu düşünürken bir gün gazetelerde g.saray' ın sağlık ekibinin değiştireleceği haberini okuyarak hayrete düşmüştüm ama haber ertesi gün hemen yalanlandı.
mesela uğur uçar' ın gerçek durumu hakkında neden ciddi bir açıklama yapılmaz? bu adamın cidden futbol hayatı bitti mi, yoksa ümit var mı? örneğin g.saray bu bilgiye göre gelecek transfer politikasını belirliyordur, diye düşünüyorum.
ya da daha geniş bakalım, g.saray' ın sağlık ekibi bu sakatlıklarla ilgili ciddi bir kök neden analizi yapıp antreman programları, futbolcuların vücut yapıları, alışkanlıkları vs. üzerinde bir iyileştirme çalışması yapıyorlar mıdır?
que paso? mucho jugadores turcos son danadas despues de euro2008. turchia tenia equipo de la aptitud de eu, el mismo equipe que trabajen con alemania en 2006 y aceto cree que ellos son muy mal.
sorry for my horrible spanish
haberlerde Nihat ın tekrar sakatlandığını duyunca ilk aklıma gelen bu konu oldu.yoğun geçen bir sezon ardından yapılan sanki sezon başı hazırlık kampı havasındaki yükleme üç büyüklerin ve milli takımın şansımanını dağıtmış durumda.26 kişilik milli takımın yarısı şu anda sakat diğer yarısı da çok formsuz;Uğur Boral, Kazım, Volkan Demirel, Ayhan,Servet,Gökhan Zan, Emre Belözoğlu; bunlar ise ancak "sakat olsalarda oynamasalar keşke" denecek durumdalar.ayakta duramıyorlar.bu durum üç büyüklerin en az devre arasına kadar çok istikrarsız sonuçlar almasına ve hedeflerinden sapmalarına yol açabilir diye düşünüyorum.özellikle yabancılarından yeterli verimi alamayan büyüklerin işi çok daha da zor olacaktır.
gracias. tu español no es malo.
la riqueza de los deportistas arte importante por supuesto. los equipos deben tener buenos jugadores, buen entrenador también buenos médicos y la medicina tripulación
Yorum Gönder