Önce İtalya'daki kuralı hatırlatayım sonra Türk futbolundaki rezalete geliriz. İtalya'da teknik direktörler bir sezonda bir takım çalıştırabiliyorlar. Görevden ayrılan ertesi sezonu beklemek zorunda. Bize en yakın örneği Fatih Terim, Fioretina'dan ayrıldıktan sonra sezon sonunu bekleyip öyle gitmişti Milan'a. Şimdi gelelim bizim futbolumuza. Kafayı taktığım kulüp Çaykur Rizespor, diğer Anadolu kulüpleri de farklı değil. Samet Aybaba ile başladılar, Samet 2. haftada kaçtı Rize'den. Teknik adam aramaya başladılar, "
Hikmet Karaman ile anlaştık" dediler, Karaman telefonunu kapadı, imzaya gelmedi.
Şimdi Saffet Susiç ile anlaşmışlar. Susiç kim; geçen sezon yolladıkları hoca. Rıza Çalımbay vardı geçen sezon, zamanında Beşiktaş'a gideceğim diye Rizespor'u yarı yolda bırakmıştı. Kim var başka? Ümit Kayıhan, şimdilerde Lig Tv'de yorumcu, çalışmış mıydı Rize'de? Yılmaz Vural, Rize'den kaçmıştı.
Erdoğan Arıca, Hüseyin Kalpar, Sakıp Özberk, Güvenç Kurtar, Nejat Biyedic, Hikmet Karaman, Saffet Susic, Giray Bulak. Bu adamların hangi Anadolu kulübünde kaç kez çalıştığını bilen var mı acaba? Ne veriyorlar Türk futboluna? Sistemleri nedir? Bunlar bir klan ve yaptıkları danışıklı dövüş. İşsiz kaldıkları dönemde Lig TV'de yorumculuk yapıp, gazetelerin iddaa eklerinde -çok anlıyormuş gibi- "
Stuttgart, West Ham kazanır" diye sallıyor; komşu komşunun külüne muhtaçtır deyip iyi geçiniyorlar, nasıl olsa birinin geldiği yerde bir diğeri gidiyor ve listedeki isimler hiç değişmiyor. Getirsinler bakalım İtalya'daki kuralı, görelim hepsinin boy ölçüsünü...
Önce İtalya'daki kuralı hatırlatayım sonra Türk futbolundaki rezalete geliriz. İtalya'da teknik direktörler bir sezonda bir takım çalıştırabiliyorlar. Görevden ayrılan ertesi sezonu beklemek zorunda. Bize en yakın örneği Fatih Terim, Fioretina'dan ayrıldıktan sonra sezon sonunu bekleyip öyle gitmişti Milan'a. Şimdi gelelim bizim futbolumuza. Kafayı taktığım kulüp Çaykur Rizespor, diğer Anadolu kulüpleri de farklı değil. Samet Aybaba ile başladılar, Samet 2. haftada kaçtı Rize'den. Teknik adam aramaya başladılar, "Hikmet Karaman ile anlaştık" dediler, Karaman telefonunu kapadı, imzaya gelmedi. Şimdi Saffet Susiç ile anlaşmışlar. Susiç kim; geçen sezon yolladıkları hoca. Rıza Çalımbay vardı geçen sezon, zamanında Beşiktaş'a gideceğim diye Rizespor'u yarı yolda bırakmıştı. Kim var başka? Ümit Kayıhan, şimdilerde Lig Tv'de yorumcu, çalışmış mıydı Rize'de? Yılmaz Vural, Rize'den kaçmıştı.
Erdoğan Arıca, Hüseyin Kalpar, Sakıp Özberk, Güvenç Kurtar, Nejat Biyedic, Hikmet Karaman, Saffet Susic, Giray Bulak. Bu adamların hangi Anadolu kulübünde kaç kez çalıştığını bilen var mı acaba? Ne veriyorlar Türk futboluna? Sistemleri nedir? Bunlar bir klan ve yaptıkları danışıklı dövüş. İşsiz kaldıkları dönemde Lig TV'de yorumculuk yapıp, gazetelerin iddaa eklerinde -çok anlıyormuş gibi- "Stuttgart, West Ham kazanır" diye sallıyor; komşu komşunun külüne muhtaçtır deyip iyi geçiniyorlar, nasıl olsa birinin geldiği yerde bir diğeri gidiyor ve listedeki isimler hiç değişmiyor. Getirsinler bakalım İtalya'daki kuralı, görelim hepsinin boy ölçüsünü...
7 yorum:
bu adamlar yıllardır böyle. bunlar yuzunden ne futbolcu yetişiyor, ne kendimize has bir ekolumuz oluyor. bir de buyuk takımlar su kadar para harcadı bak ben lincoln rcarlos parasına takım kurdum ucuyo derler, sonra takım küme düşmeye yakın istifa ederler. tabii bunlar önce federasyonun sonra yönetimlerin mok yemesi. başarısız olan adamı hala 20.kez getirmeye çalışırsan böyle olur.
Abi, mumkunse bir ara "Anadolunun memur topculari" hakkinda da detayli bir yazi bekleriz..
Evliya Celebi misali sehir dolasan o kadar cok topcu var ki Türksel fevkalade süper ligimizde..
Bence o teknik direktörlerde o yöneticilerde bu döngüsel sarmaldan memnunlar.Zaten artık Ortega'nın dediği gibi türksel fevkalede lig öyle bir hale geldi ki 4 büyükler dışında belki biraz Bursa taraftarı yönetimlerini zorlayabilir,hesap sorabilir.
Diğer takımlara bakın, tüm taraftarı yöneticilerin akrabalarıyla sınırlı,kim diyecek yöneticiye yeter artık saçmalama diye...
Her zaman sinirimi bozan bir durumdur bu. Bizim teknik direktörlerde "eski takımım" diye bir kavram da yok çünkü. Türk futbolu belli yerlere gelmek istiyorsa biraz sabretmeyi bilmeli...
Takımlara da bir sınırlama olması gerekmiyor mu?
İtalya'da var mı mesela?
takımlarda az değil onu kov bunu al değiştirip duruyorlar
ya ben bu yazıyı başka bir yerde de okumuştum. bu cahit midir vahit midir, onun intihalini okuyunca hatırladım. o zaman pek üzerinde durmamıştım. aceto buraya da yazmış, deyip geçmiştim. isme de dikkat etmemişim. çok da önemli değildi açıkçası kim olduğun, ne iş yaptığın falan. halen de değil. birlikte tribünden maç seyrediyoruz işte. o iğrenç merak dürtümüzle didik etmenin alemi yok. maç bitince evlere dağılacak herkes. neyse, bulamadım bahsettiğim yazıyı, ama sporx'ti gibi hatırlıyorum.
hazır gelmişken, daha önce de bir-iki yorum yazmıştım ama eklememiştim: ellerine sağlık :))
Umit Kayihan'i unutmussunuz sanirim. Bu adamlara mutalaka anilmas gerekir kendinisinin.
Yorum Gönder