5 Ağustos 2007

İstanbul trafiği ve gelirse 40 gol atar

Türk futbolunda yabancı transferi öncesi ve sonrasında çıkan standart iki habere sallasayım geldi. 1. klişe İstanbul'a transfer olan yabancı futbolcunun dakika 1, trafikten şikayet etmesi. En son Roberto Carlos'un ağzından yazmışlar bunu. Yok İstanbul trafiği bilmemneymiş, boş saatler hangisiymiş. Ulen sanki bu adamlar aydan geliyor. Nerde top oynuyor bu adamlar, Avrupa'nın metropollerinde, hangisinde trafik yok peki? Madrid'de şıkır şıkır mı akıyormuş? Roma'da, Paris'te, Milano'da akşam vakti millet kafayı yemiyor mu? Hayır bir de sanırsın adamın işi Merter'de fason atölyesi evi de Pendik'te. Kardeşim sen antrenmana Samandıra'da çıkıyorsun, evin de ya Beykoz Konakları'nda ya da Acarkent'te. Hangi trafik, izin gününde bir gece Reina'ya aktığında mı şikayet ediyorsun. Aynı geyik Beşiktaş ve Galatasaray için de geçerlidir. İki takımda da yabancılar ya Acarkent'te ya da Florya, Yeşilköy'de oturur, yıllardır aynı terane sürer.İkinci gerzek klişe; X santrforun transferde adı geçtiğinde; aklımız başımızda forumlarında futbolu çok bilmişlerin ve gazetecilerin yaptığı "Türkiye'ye gelirse 40 gol atar" dallamalığı. Kezman mı? Gelsin 40 atar, ee geldi ne oldu? Crespo, Adriano, Ronaldo, Cassano, Kanoute... Gelsin 40 gol atar. Bunu ağzına alan ne sanır futbolu; anlamam. Hani "Kobe Bryant gelirse 70 atar" de inanayım. Atıyor adam zaten...

Hiç yorum yok: