21 Haziran
1978 günü öğle saatlerinde Arjantin’nin Cordoba şehrinde oynanan 90 dakika
futbol tarihine “Cordoba mucizesi” olarak geçti ve o günün kahramanı Hans
Krankl’dı. Avusturya, Brezilya’ya kaybetmiş olmasına rağmen gruptan lider
çıkmış ve karşısında 47 yıldır galibiyet sevinci yaşayamadığı -büyük rakibi mi
yoksa en yakın dostu mu tartışılır- Batı Almanya’yı bulmuştu. 1974 Dünya
Kupası’nın sahibi Almanlar iki golsüz beraberlikle şaşırtmış, gruplarından
ikinci çıkmışlar ve ikinci tur grubunda her şey son maça kalmıştı:
Avusturya-Batı Almanya…
Kalesinde
efsane Sepp Maier, defansında Berti Vogts, uzaktan şutların adamı Rainer
Bonhof, yolu bir zaman sonra Galatasaray’dan geçecek olan Abramczik ve
forvetlerin hası Karl Heinz Rummenigge’li Almanya, kalesinde Koncilia, orta
sahasında Prohaska ve forvet hattında Krankl olan komşusu Avusturya karşısına
büyük favori olarak çıktı. Avusturya o gün maçı 3-2 kazanırken, 87. dakikada
galibiyet golünü atan Hans Krankl ülkesinde kahraman ilan edilirken, evine
dönen Almanlar’da Helmut Schön görevi bırakmak zorunda kaldı ve yerine Jupp
Derwall geldi. 78 Arjantin, Hans Krankl’a Barcelona’nın kapılarını açtı. Rapid
Wien’de yıldızı parlayan Krankl, Barcelona’da ilk sezonunda 29 golle La
Liga’nın gol kralı olurken, 3 yıl sonra döndüğü eski takımı Rapid Wien’de 5
yılda 107 gol daha attı. İşte tam da o günlerde Trabzon’da bir çocuk
geleceğinde Avusturya’ya göç edeceğinden ve orada evlatlarından birine “Yeni
Messi” denileceğinden habersizdi elbette…
Cordoba
mucizesinden 4 yıl sonra rövanş zamanıydı. Euro 1980’i kazanan Almanlar yine
karşılarında Avusturya’yı buldular. Şehrin ana dili yine İspanyolcaydı ama bu
kez Arjantin’de değil, İspanya’da Gijon’daydılar. El Molinon Stadı’nda Almanlar
gruptan çıkmak için kazanmak zorundaydılar ama bir ya da iki farklı galibiyet Avusturya’yı
da bir üst tura taşıyacak, Almanları devirmiş Cezayir bu hesapla evine
dönecekti. Hesabı iyi yaptılar. Almanlar o gün maçı tek golle kazanırken, iki
takım “Gijon anlaşması” diye tarihe geçen kendi sahalarında top çevirmeyle son
düdüğü beklediler…
Gijon’da 82 yazından 21 yıl sonra Viyana’da gurbetçi bir aile çocuklarına Yusuf ismini verdiler. Hans Krankl o günlerde Avusturya Milli Takım teknik direktörüydü. Trabzonlu her çocuk futbolcu doğar ama Yusuf bir başkaydı. Kuzenleri Berke ve Kerim de futbolcu olan, kardeşi Furkan da bugünlerde Rapid Wien alt yapısında oynayan Yusuf, 10 yaşına geldiğinde kendini Hans Krankl, Ernst Happel, Prohaska ve David Alaba’nın yetiştiği kulübün idman tesislerinde buldu. Babası garsonluk yapan, annesi süpermarkette çalışan Yusuf basamakları üçer üçer tırmandı adeta. 15 yaşına geldiğinde ilk profesyonel kontratını imzaladığında yanında olan menajeri onu ilk kez izlemesi için çağıran babasına önce olumsuz yanıt vermiş ama izlediğinde de “Böyle bir yeteneğin mutlaka menajeri olmalı” diyerek oyuncunun haklarını almıştı…
Top ayağına
yapışan ve elbette yakışan 1.73 boyundaki Yusuf boyundan büyük işlere soyunma
kararlıydı, 17 yaşında Avusturya futbol tarihinde gol atan en genç futbolcu
ünvanını Gerd Wimmer’dan aldı. Geçen sezon Gent ile oynanan Şampiyonlar Ligi
maçında gol attığında Yusuf’un peşinden üç yıldır koşan kulüpler ellerini çabuk
tutmaları gerektiğinin farkındaydı. İş milli takımı gelince biz yine kaybeden
taraftık. Avusturya Milli Takımı ile maça çıkan Yusuf Demir işte tam da bu
yüzden o maçtan 4 ay sonra Barselona’da “Krankl’dan sonra ikinci Avusturyalı”
diye takdim edildi…
Avusturya’nın
genç milli takımlarında kaptanlığa kadar yükselen Yusuf Demir çocukluğunda
taraftarı olduğu Rapid Wien’den 16 yaşında da ayrılabilirdi ama alt yapı
hocalarının sözlerine bakılırsa Trabzonlu genç çocuk vefalıydı ve doğru zamanı
bekliyordu. Yetenek avcılığı söz konusu olunca Barcelona’nın Avrupa’da çok
rakibi vardı ama efsane alt yapısı La Masia’ya bir genci kazandırma kozu her zaman
Katalan ekibinin büyük kozuydu. O alt yapıdan yetişmiş ve kariyeri beklenenin
uzağında kalmış bir isim Yusuf Demir’in transferi için sportif direktör Eric
Abidal’ı aradığında pandeminin ikinci ayıydı ve futbol ara verilmiş, İspanya
her ülke gibi virüsle mücadele ediyordu. Almanya’da Sindelfingen’de Mercedes
Cup’da izlediği Yusuf için Bojan Krkic, işi ağırdan alan Eric Abidal’dan sonra
devreye kulübün efsane isimlerinden Josep Mari Bakero’yu soktu. Barcelona B
takımına yeni yetenekleri kazandıran Bakero ikna olmuştu. Bir yıl boyunca
Yusuf’un özel hayatı da dahil sahadaki her yaptığını mercek altına aldılar. Ve
mutlu son… Rapid Wien’e gelen teklif Yusuf’a iletildiğinde Trabzonlu gencin
idolü olan Messi ile bir gün birlikte forma giyme hayali gerçek olacaktı.. Ama
hayat başka işte.. Barcelona onu genç takımına transfer edip pişmesini
bekleyecek ve performansına bakıp gelecek sezon kadroya alacaktı… Barselona’da
2021 yazı sıcak geçti! Yusuf Demir bir yıllığına kiralanmış ve gelecek sezon
için 10 milyon Euro’ya bonservisinin alınması için Rapid Wien ile imzalar
atılmıştı. Yusuf Demir, A takımının hocası Koeman’ın hazırlık döneminde gözdesi
olmayı başardığında Messi’nin yeni kontratı için ter döken Barcelona yönetimi
zorunluk ayrılık kararını açıkladı. Messi gidiyordu ve “Yeni Messi” mi olacak
dedikleri genç Trabzonlu, A Takım kadrosuna yazıldı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder