İspanya’da Cruyff yönetimindeki Barcelona dört yıl arka arkaya şampiyon olmuş, geride kalan haftada göreve getirdikleri Koeman’ın frikik golüyle Wembley’de Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Sampdoria’yı devirmişler tarihlerinin en parlak yıllarını yaşıyorlar. Sonraları fazlasını da kazanacaklar ama Milan onları Atina’da 4-0 süpürdüğünde devrin en iyi futbol oynayan takımı Capello yönetimindeki İtalyan devi.. 1994-95 sezonunda karşılarına genç bir teknik adam çıkıyor.
Luis Fernandez, İspanya’dan Fransa’ya göç eden bir ailenin oğlu, uzun yıllar formasını giydiği Paris Saint Germain’e hoca olduğunda 35 yaşında. Bu akşam Lizbon’da karşılaşacağı Bayern Münih’i 94 sonbaharında grupta iki kez mağlup ediyor PSG. Çeyrek finalde rakip işte o Cruyff’un efsane Barça’sı… Hagi’li Barcelona’yı çeyrek finalde eliyorlar ama yarı finalde dönemin acı gerçeği Milan’a boyun eğiyorlar. Ertesi sezon Paris Saint Germain kan kaybediyor, takımın hücum hattındaki iki büyük silahı Weah ve Ginola ayrılmış ama Luis Fernandez Kupa Galipleri Kupası’nda finale taşıyor takımını… UEFA’nın final için belirlediği stadyum o günden 11 yıl önce Heysel faciasının yaşandığı Brüksel’deki King Baudouin Stadı… Karizmatik kaleci Lama sonraları iyi bir teknik adam olacak Paul Le Guen, Sambacı Rai ve Djorkaeff’li PSG, Rapid Wien’i devirip tarihinin ilk ve tek Avrupa Kupası’nı kazanıyor…
Milli Takım düzeyinde çok daha fazlasını yapmış Fransızlar için Marsilya’nın kazandığı Şampiyon Kulüpler Kupası’ndan sonra ülkeye gelen ikinci ve son kupa bu… O Marsilya kadrosundan Dechamps teknik adam olduğunda Luis Fernandez gibi 35 yaşında en genç ikinci teknik adam ünvanıyla Şampiyonlar Ligi’nde finale çıkacak ve Jose Mourinho’nun Porto’suna kaybedecek 2004’de ama elbette haberleri yok. İspanyol asıllı Luis Fernandez gibi ailesi Endülüs bölgesinden Fransa’ya göç eden Rudi Garcia da vatandaşının yaptığını yaptı ve O.Lyon’a geçen hafta Bayern Münih karşısında yarı final oynattı…
90’lar İtalyanların sahnesiydi… 1999 Şampiyonlar Ligi finalinde Camp Nou’da UEFA Başkanı Johanson ve Şenes Erzik, dev stadyumun üçüncü katından 85. Dakikada kupayı vermek üzere asansöre bindiler. Bayern Münih 1-0 öndeydi ve ikili zemin kata indiklerinde Manchester United 2-1 öne geçmişti.. 70’lerde Şampiyon Kulüpler Kupası’nı üç kez arka arkaya kazanan Bayern Münih mükemmel yönetimi ve futbolcu fabrikası bir ülkenin en büyük vitrini olmasına rağmen çeyrek asır boyunca bu kupanın hasretini çekmiş, PSG’e kaybetmenin rövanşını da UEFA Kupası’nda 1996’da bir başka Fransız, Bordeaux’yu devirerek almaktan başka kayde değer bir başarıyı tarihine yazdıramamıştı.
Camp Nou faciasından bir
sezon sonra Şampiyonlar Ligi’nde iki sezon arka arkaya final oynayan
Valencia’yı penaltılarla devirip kupayı müzelerine götürdüler ama 2000’lerde
sahne İtalyanlardan İspanyollar ve İngilizlere kayıyordu ve onlar hep
televizyon başındaydılar. 10 yıl sonra finale çıktıklarında karşılarında
Mourinho yönetiminde Inter vardı. O gün de kaybettiler ve kazanmak için 3 yıl
daha beklemek zorunda kaldılar. 2013 Şampiyonlar Ligi yarı finalinde kadrosunda
tek bir Güney Amerikalı oyuncu olmayan B. Dortmund, Real Madrid’i 4 golle
dağıtırken, Bayern Münih, Barcelona’yı iki maçta 7-0 üstünlükle geçip adını
finale yazdırmıştı. Kim derdi ki 7 yıl sonra Barça’ya çeyrek finalde 90
dakikada 8 atacaklar! O gün Wembley’da kazanan Almanya idi elbette, Almanların
finalinden kupayı müzesine götüren Bayern Münih’ti…
Virüslü yıl
2020’de çok şey oldu elbette futbolda da.. İspanyollar 13 yıl aradan sonra
Şampiyonlar Ligi yarı finalinde yoktular. Messi ve Ronaldo 14 yıl sonra bir
yarı finali evden izlediler. B. Dortmund’dan 7 yıl sonra bir başka Alman takımı
Leipzig yine Güney Amerikalı futbolcunun olmadığı 11 ile yarı finale çıkan
taraftı. Paris Saint Germain’in sambası ve tangosu fazla geldi onlar… Üstelik
bu kez sahada, Jean Fernandez, Deschamps’dan da genç bir teknik adam vardı
Leipzig’in başında: 33 yaşındaki Julian Nagelsmann. Bayern Münih ise 8 yıl önce
finalde “genç ve geçici” bir teknik adam olan Roberto di Matteo’ya kaybetmiş,
kupayı Chelsea kazanmıştı… Bu akşam Lizbon’da tarihin en uzun futbol sezonunun
finali var. Bir tarafta son 10 yılda 3 final oynayıp bir kez kazanan Bayern
Münih ve diğer tarafta tek kupasını çeyrek asır önce kazanan ve Şampiyonlar
Ligi’nde ilk kez finale çıkacak olan Paris Saint Germain… Luis Fernandez
nerede derseniz, o da Fransa’da finali yorumlayacak…
1 yorum:
Bülent Bey yazınızı yeni okudum. Buna rağmen maçın oynandığı gece hazırladığım blog yazımda ben de Psg ve Bayern'in 1996 tarihinde kazandıkları kupalardan bahsederek giriş yapmış ve yazımı o şekilde şekillendirmiştim. Şimdi sizden okuyunca tuhaf hissettim açıkçası.belki okumak istersiniz diye düşünerekten blog yazımı paylaşıyorum. Dün de instagram üzerinden küçük bir irtibat kurmuştum hatırlarsanız. İyi günler dilerim.
https://harmeyatko.tumblr.com/post/627331657928704000/hat%C4%B1rlamak-istenmeyecek-y%C4%B1l%C4%B1-unutulmaz-k%C4%B1lan-tak%C4%B1m
Yorum Gönder