22 yıl önce Zidane, Dechamps, Inzaghi’li Juventus kaptanı Conte önderliğinde Ali Sami Yen zeminine çıktığında karşısında Terim yönetiminde Hagi’li Galatasaray vardı. Sarı kırmızılı takım Terim yönetiminde iki kez şampiyon olmuş, üçüncünün de net favorisiydi. Fazlasını yaptılar, 4 şampiyonluk ve UEFA Kupası.. O Juventus kadrosundan Igor Tudor gün gelecek Galatasaray’ın hocası olacak, Conte de 13 yıl sonra Terim’e büyük bir hediye verecekti. 2010-2011 sezonunda Juventus ve Galatasaray dibe vurdular liglerinde. G.Saray ligi 16 mağlubiyetle 8. sırada tamamlamış, Juventus ise 10 mağlubiyetle Serie A’yı 7. sırada bitirmişti.
İki takım da
hoca değişikliğine gittiler ve Juve’de göreve gelen Conte, ABD’deki hazırlık
kampına Felipe Melo’yu götürmedi. Terim çalıştırdığı ve çok yakından takip
ettiği Fiorentina yıllarından beğendiği Felipe Melo’yu kiralayarak 3. dönemini
başlattı Galatasaray’da… İki yıl arka arkaya şampiyon olan kadroda iki yaz
döneminde de çok önemli takviyeler yapılmış, kadro yenilenmiş ve zorda olan
Inter’den Sneijder alınmıştı. Conte’den önce iki sezonda toplam 25 mağlubiyet
alan Juve de Terim’in Galatasaray’ı gibi iki yıl arka arkaya şampiyon olurken
ilkinde 38 haftada yenilgi yüzü görmemişti.
Galatasaray’da
hiçbir başarı cezasız kalmaz. Dönemin başkanı Ünal Aysal, lige 1 galibiyet 3 beraberlikle
başlayan Fatih Terim’in görevine son verirken, Conte o sezon 3. şampiyonluğuna
koşuyordu. 19. Şampiyonluğu kazandıktan sonra Florya’daki ofisinde sırtını
verdiği tabloda yer alan 4 yıldızın beyaz olan bir köşesini boyayamadan ya da
tamamlayamadan ayrılan Terim elbette ki, Conte Juve ile 3 yapıp yeter deyip
İtalyan Milli Takımı’na gittiğinde koltuğu bırakan Prandelli’nin bir gün
Galatasaray’daki koltuğunda kısa da olsa oturacağından habersizdi.. Ya da onun
öncesinde İtalya Kupası’nda finale koşturduğu Fiorentina’da koltuğuna oturan
Roberto Mancini’nin Ünal Aysal tarafından yerine getirileceğini…
Bayern
Münih’in 8, Juventus’un 9 seri şampiyonluk kazandığı son 10 yılda PSG’nin uzun serisini
bozan Falcao’lu Monaco olmuştu. Galatasaray’da 2000 yılında Terim ayrıldığında
“Kalsa seri uzar mıydı?” sorusuna bir soru daha eklendi 2013 yılında. İki
soruya tarihin vereceği bir cevap yok elbette…
98’deki Juve
maçının kahramanlarından Tudor döneminde yapılan transferlerle yenilen kadroyu
Terim teslim aldığında, Beşiktaş, Gordon Milne dönemi gibi bir üçlemeyi Şenol
Güneş ile yapabilirdi ama Şampiyonlar Ligi mesaisi ama milli takım koltuğu;
olmadı… Hamza Hamzaoğlu ile 20. Şampiyonluğunu kazandıktan sonra zirveyi
Beşiktaş’a kaptıran Galatasaray, Terim’in 4. döneminde iki şampiyonluğu nefes
nefese finallerde kazanırken, hocasının aklında artık kırılacak bir rekor bir
de yıldız vardı…
Terim, 5 yıl
arka arkaya şampiyonluk ve 5. yıldızı armaya takıp ezeli rekabette rakiplerine
uzak ara yapmak niyetindeydi. Bu hedef tutarsa ezeli rakiplerinde mutlaka
yönetimler değişecekti, ki Beşiktaş’ta değişti… 2011 yılında olduğu gibi
transferde gelen-gidenlerin trafiği Florya yollarını tıkadı ama bu kez hesap
tutmadı. Bonservisi alınamayacak kadar pahalı ama yetenekleriyle ligi
süpürebilecek yıldız isimler kiralandı ve bonservisi elindeki marka golcü
Falcao kadroya katıldı. Geçen sezon 8 puan geriden gelen kadrodan sonra bu
sezon G.Saray’ın puan tablosunda hiç arkasına bakmaması gerekiyordu.
Son 25 yılda
yabancılardan en iyi performansı alan ve “havası başka” denilen Florya’da armayı
ve formayı benimseyen yabancılarla fark yaratan Galatasaray’ın bu sihri
bozuldu. Çünkü artık sosyal medya vardı ayağın tökezlese çukuru düştün eyyamı
yapan, daha dün gelen futbolcuya bugün “defol git” diyenlerle dolu bir sanal
dünya... Giderken itibarsızlaştırılan Sneijder’in yerine gelen Belhanda, asist
pası gibi detay istatistiklerle iteklenirken, Fransa Milli takım seviyesindeki
Nzonzi sosyal medyaya kurban verildi. Falcao sakatlanmış, müzmin sakat Lemina
bir var bir yokken, geniş tutulan kadroda Emre Mor, Jimmy Durmaz, Babel, Şener
safra olmaktan öteye gidemedi.
Elbette ki pandemi dönemi ve Muslera başta olmak üzere sakatlıklar, Mart ayındaki araya 3 puan geride giren Terim’in beş seri şampiyonluk hayallerine darbe vurdu ama Galatasaray ile aynı sezon dibe vurmuş Juventus, 9 yıl arka arkaya şampiyon olurken iki takım arasındaki fark bir adım geri çekilip baktığınızda futbola bakış açısıydı. Juventus’un bir sportif direktörü vardı Fabio Paratici.. Dünyaca ünlü yıldızları Juve markasıyla ikna edip bonservissiz transfer eden (aynı zamanda Ronaldo’ya, 100, direkt rakibi Napoli’nin golcüsü Higuain’e 94 milyon ödeyen, Pogba’yı da 100+’ya satan) adam…
Galatasaray’da özellikle Dursun Özbek döneminde olmayan futbol aklı işte budur… Yoksa kim gidip kontratının son yılına giren Belhanda’nın bonservisine 8+2 milyon Euro, Osmanlıspor’da 450 bin Euro kazanan Ndiaye’ye 2.75 milyon maaş verir, kim santrforsuz kalınca “Deli” Diagne’ye 13 milyon bonservis öder ya da kim Mancini’nin olduğu sezonun devre ortasında yangından mal kaçırır gibi 10 transfer (Alex Telles haricinde kimsenin G.Saray’da 11 çıkacağına inanmadığı Hajrovic, Salih Dursun, Ontivero, Veysel Sarı, Umut Gündoğan ve Endoğan Adili gibileri) birden yapar ki…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder