4 Ağustos 2020

Galatasaray'da 10 yılın Z Raporu

22 yıl önce Zidane, Dechamps, Inzaghi’li Juventus kaptanı Conte önderliğinde Ali Sami Yen zeminine çıktığında karşısında Terim yönetiminde Hagi’li Galatasaray vardı. Sarı kırmızılı takım Terim yönetiminde iki kez şampiyon olmuş, üçüncünün de net favorisiydi. Fazlasını yaptılar, 4 şampiyonluk ve UEFA Kupası.. O Juventus kadrosundan Igor Tudor gün gelecek Galatasaray’ın hocası olacak, Conte de 13 yıl sonra Terim’e büyük bir hediye verecekti. 2010-2011 sezonunda Juventus ve Galatasaray dibe vurdular liglerinde. G.Saray ligi 16 mağlubiyetle 8. sırada tamamlamış, Juventus ise 10 mağlubiyetle  Serie A’yı 7. sırada bitirmişti.

İki takım da hoca değişikliğine gittiler ve Juve’de göreve gelen Conte, ABD’deki hazırlık kampına Felipe Melo’yu götürmedi. Terim çalıştırdığı ve çok yakından takip ettiği Fiorentina yıllarından beğendiği Felipe Melo’yu kiralayarak 3. dönemini başlattı Galatasaray’da… İki yıl arka arkaya şampiyon olan kadroda iki yaz döneminde de çok önemli takviyeler yapılmış, kadro yenilenmiş ve zorda olan Inter’den Sneijder alınmıştı. Conte’den önce iki sezonda toplam 25 mağlubiyet alan Juve de Terim’in Galatasaray’ı gibi iki yıl arka arkaya şampiyon olurken ilkinde 38 haftada yenilgi yüzü görmemişti.

Galatasaray’da hiçbir başarı cezasız kalmaz. Dönemin başkanı Ünal Aysal, lige 1 galibiyet 3 beraberlikle başlayan Fatih Terim’in görevine son verirken, Conte o sezon 3. şampiyonluğuna koşuyordu. 19. Şampiyonluğu kazandıktan sonra Florya’daki ofisinde sırtını verdiği tabloda yer alan 4 yıldızın beyaz olan bir köşesini boyayamadan ya da tamamlayamadan ayrılan Terim elbette ki, Conte Juve ile 3 yapıp yeter deyip İtalyan Milli Takımı’na gittiğinde koltuğu bırakan Prandelli’nin bir gün Galatasaray’daki koltuğunda kısa da olsa oturacağından habersizdi.. Ya da onun öncesinde İtalya Kupası’nda finale koşturduğu Fiorentina’da koltuğuna oturan Roberto Mancini’nin Ünal Aysal tarafından yerine getirileceğini…

Bayern Münih’in 8, Juventus’un 9 seri şampiyonluk kazandığı son 10 yılda PSG’nin uzun serisini bozan Falcao’lu Monaco olmuştu. Galatasaray’da 2000 yılında Terim ayrıldığında “Kalsa seri uzar mıydı?” sorusuna bir soru daha eklendi 2013 yılında. İki soruya tarihin vereceği bir cevap yok elbette…

98’deki Juve maçının kahramanlarından Tudor döneminde yapılan transferlerle yenilen kadroyu Terim teslim aldığında, Beşiktaş, Gordon Milne dönemi gibi bir üçlemeyi Şenol Güneş ile yapabilirdi ama Şampiyonlar Ligi mesaisi ama milli takım koltuğu; olmadı… Hamza Hamzaoğlu ile 20. Şampiyonluğunu kazandıktan sonra zirveyi Beşiktaş’a kaptıran Galatasaray, Terim’in 4. döneminde iki şampiyonluğu nefes nefese finallerde kazanırken, hocasının aklında artık kırılacak bir rekor bir de yıldız vardı…

Terim, 5 yıl arka arkaya şampiyonluk ve 5. yıldızı armaya takıp ezeli rekabette rakiplerine uzak ara yapmak niyetindeydi. Bu hedef tutarsa ezeli rakiplerinde mutlaka yönetimler değişecekti, ki Beşiktaş’ta değişti… 2011 yılında olduğu gibi transferde gelen-gidenlerin trafiği Florya yollarını tıkadı ama bu kez hesap tutmadı. Bonservisi alınamayacak kadar pahalı ama yetenekleriyle ligi süpürebilecek yıldız isimler kiralandı ve bonservisi elindeki marka golcü Falcao kadroya katıldı. Geçen sezon 8 puan geriden gelen kadrodan sonra bu sezon G.Saray’ın puan tablosunda hiç arkasına bakmaması gerekiyordu.

Son 25 yılda yabancılardan en iyi performansı alan ve “havası başka” denilen Florya’da armayı ve formayı benimseyen yabancılarla fark yaratan Galatasaray’ın bu sihri bozuldu. Çünkü artık sosyal medya vardı ayağın tökezlese çukuru düştün eyyamı yapan, daha dün gelen futbolcuya bugün “defol git” diyenlerle dolu bir sanal dünya... Giderken itibarsızlaştırılan Sneijder’in yerine gelen Belhanda, asist pası gibi detay istatistiklerle iteklenirken, Fransa Milli takım seviyesindeki Nzonzi sosyal medyaya kurban verildi. Falcao sakatlanmış, müzmin sakat Lemina bir var bir yokken, geniş tutulan kadroda Emre Mor, Jimmy Durmaz, Babel, Şener safra olmaktan öteye gidemedi.

Elbette ki pandemi dönemi ve Muslera başta olmak üzere sakatlıklar, Mart ayındaki araya 3 puan geride giren Terim’in beş seri şampiyonluk hayallerine darbe vurdu ama Galatasaray ile aynı sezon dibe vurmuş Juventus, 9 yıl arka arkaya şampiyon olurken iki takım arasındaki fark bir adım geri çekilip baktığınızda futbola bakış açısıydı. Juventus’un bir sportif direktörü vardı Fabio Paratici.. Dünyaca ünlü yıldızları Juve markasıyla ikna edip bonservissiz transfer eden (aynı zamanda Ronaldo’ya, 100, direkt rakibi Napoli’nin golcüsü Higuain’e 94 milyon ödeyen, Pogba’yı da 100+’ya satan) adam…

Galatasaray’da özellikle Dursun Özbek döneminde olmayan futbol aklı işte budur… Yoksa kim gidip kontratının son yılına giren Belhanda’nın bonservisine 8+2 milyon Euro, Osmanlıspor’da 450 bin Euro kazanan Ndiaye’ye 2.75 milyon maaş verir, kim santrforsuz kalınca “Deli” Diagne’ye 13 milyon bonservis öder ya da kim Mancini’nin olduğu sezonun devre ortasında yangından mal kaçırır gibi 10 transfer (Alex Telles haricinde kimsenin G.Saray’da 11 çıkacağına inanmadığı Hajrovic, Salih Dursun, Ontivero, Veysel Sarı, Umut Gündoğan ve Endoğan Adili gibileri)  birden yapar ki…


Hiç yorum yok: