19 Ocak 2019

Özgeçmiş Sihirbazı Comolli

Son 15 yılda Fenerbahçe kadrosunda iki kırılma yaşandı. İkisinde de başkan Aziz Yıldırım'dı. Önce belki de tarihinin en iyi takımı olabilecek kadrodan Appiah, Tuncay ve Anelka gitti. İkinci kırılma yine Yıldırım döneminde Emre Belözoğlu'nun ayrılığıyla yaşandı. Avrupa'da şampiyonluğa oynayan bir takımın ezeli rakibine milli formayı banko giyen sağ ve sol bekini kaptırdığını duydunuz mu hiç? Hepimiz biliyoruz ki Gökhan Gönül, Caner Erkin ve Emre bugün Fenerbahçe'de banko forma giyerlerdi.

Aziz Yıldırım'ın "Ben artık karışmıyorum, yabancı sportif direktör getirdim" dediği günlerin öznesiydi Guiliano Terraneo. Emre'nin gönderilmesinde başroldeydi İtalyan 'sportif direktör'... 80'lerde İtalya'da kaleci olan Terraneo'yu kimse tanımıyordu. Fenerbahçe'ye gelmeden 11 yıl önce son olarak Inter'de çalışmıştı. Tamam, misafirperver bir milletiz, yabancının bir isteğini iki etmeyiz, çayımız demli, soframız açıktır da biz bu adamların kariyerlerini niye kendi kafamıza göre yazıyoruz ki? Fenerbahçe'ye geldiğinde Inter'in Mourinho ile 2010'da 3 kupayı aldığı kadroyu kurdu diye yazılan Terraneo, 2004 yılında Inter'den ayrılmıştı. Üstelik Emre-Okan'ın Inter'e transferini yapan Gabriele Oriali'nin de sağ kolu olmaktan öteye gidememişti. 10 yıl boyunca ne içti ne yedi bilinmiyor, Kadıköy'e adım attığında futbol sihirbazı dediler. Ya sonra? 

Son olarak bu yaz West Bromwich Albion'un Çinli patronlarına transfer döneminde geçici olarak danışmanlık verdi. İngiliz kulübü tam zamanlı çalışmaktan vazgeçmiş çünkü önerdiği isimler teknik direktörü çileden çıkarmış... Ali Koç dönemi 20 yıl aradan sonra beyaz sayfaydı Fenerbahçe için. Terraneo olmamıştı ama bu kez Damien Comolli girmişti kapıdan. 46 yaşındaki Fransız sportif direktör, 'yetenek avcısı'nın CV'si parlaktı. Arsenal, Saint Etienne, Tottenham ve Liverpool'da çalışmış, yıldız isimleri keşfetmiş ve çalıştığı her takıma yetenekli futbolcular kazandırmıştı. Gerçekten böyle miydi? Bir kulüpte scout bölümünde çalışıyor olmak, sportif direktör olarak görev yapmak, transferlerin hepsinde sizin imzanız olduğunu kanıtlamaz. Futbolcu, bir menajer tarafından yönetime teklif edilmiş olabilir, teknik direktörün transfer listesi vardır, takımdaki bir futbolcu eski bir futbolcu arkadaşını ya da ülkesinden genç bir yeteneği önerebilir. Damien Comolli hakkında pozitif cümleler kuranların referanslarındaki sapma budur.


Gelin Arsenal'den 20 yıl sonra ayrılan Arsene Wenger'in 2010'da söylediklerini hatırlayalım: "Comolli, Arsenal'de sportif direktör falan değildi. Bizim şef scout'umuz Steve Rowley, onun altında çalıştı Comolli". Abartmayın demeye getiriyordu Fransız teknik adam çünkü vatandaşı Comolli, İngiliz futbolunda kendi CV'sini kurarken Arsenal'e yıldızları kazandıran adam olarak kendini tanıtıyordu. Cesc Fabregas, Theo Walcott, Bacary Sagna, Abou Diaby ve Philippe Senderos transferleriyle alakası yoktu ama varmış gibi bilinsin istiyordu. Arsenal'e kazandırdığı tek ismin bugün Başakşehir forması giyen Gael Clichy olduğunu yazan Independent Gazetesi, Damien Comolli'nin benzer bir CV pazarlama taktiğini Tottenham sonrasında Liverpool'a da yaptığını yazdı. Liverpool'da Daglish dönemindeki transfer fiyaskosunun faturası Comolli'ye kesildi. Evet, Luis Suarez iyiydi ama ya 40 milyonluk balon Andy Carroll? 

Fransız medyası büyük bütçelerle oynamayı seven Damien Comolli'nin profesyonel kariyerinin başında görev yaptığı St-Etienne'e Premier Lig'de çalışmış etiketiyle döndüğünde yaptığı transferlerin fiyasko olduğunu ve Fransız kulübünün 25 milyon euro harcama altında ezildiğini yazdığı satırlar da gazete arşivlerinde... Ali Koç'u da etkileyen tartışmalı CV'si onu Fenerbahçe'nin sportif direktörü yaptı... Son beş ayda Fenerbahçe'de tartışılan transferleri ve takımın performansını, teknik direktör değişiminden elbette ki haberdarsınız. Bir soruyla bitireyim: Comolli'nin bize sunduğu "Onu da ben aldım, bunu da ben keşfettim, hep en iyisini yaptım" CV'si, hep mutlu fotoğrafların olduğu Instagram'ı hatırlatmıyor mu sizce de?

1 yorum:

Onur Öztaş dedi ki...

Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum bu kadar futbol aşkı sadece bende var sanıyordum :)