İhtiyar kurt
soyunma odasından ufak adımlarla basın toplantısının yapılacağı salona girdi,
yeni transfer onu kapıda başını öne eğerek selamladı ve ardından kendisine
gösterilen koltuğa oturdu. Tabloid medyasının cevval muhabiri ilk kanı akıtmak
istiyordu ve sordu: “Bu transfer şehri karıştırmayacak mı?” Yeni transfer ezeli
rakibin eski golcüsüydü ve bu iki takımın taraftarının en son aklına gelecek
şey kolkola maç izlemekti. İhtiyar kurt, soruyu soranın iki kuşak öncesininin
de laf ebeliğini susturmuştu, soru muydu şimdi bu? “Bana cevabını bildiğin
soruyu sorma evlat” dedi ve ekledi: Eğer onlar artık bu çocuktan nefret
ediyorlarsa, bizimkiler de fazlasıyla seveceklerdir onu”. Golcü ayağı kalktı ve
şehrin bir yakasını ne ilk kez ne de son kez bölecek olan hareketi yaptı. Yeni
formasıyla o artık, kuzeyin öte tarafının adamıydı. Doğduğu topraklar kıtanın
en ufak ülkelerinden biriydi. O doğduğunda sömürgeci ülkenin milli takımı kendi
kıtasında en büyük kupayı kaldırıyordu. Tekin sokakları olmayan, yoksulluğun
kol gezdiği bir şehirde emekleyen çocuklarının ilk adımını görmek için yanıp
tutuşan bir anne-baba. Çocuk üç yaşına geldiğinde hala emekliyordu ama
yürümüyordu işte. Doktor, doktor gezdiler ama çareyi söyleyeni bulamadılar.
Usanan anne “Artık doktorlara inanmıyorum, tek çare dua etmek” dedi ve çocuğu
kucağına alıp kilisiye koştu. Rahip, ağlayan kadını sakinleştirdikten sonra
çocuğu kucağına aldı, “Yedi gün boyunca kilisiye geleceksin ve kucağında
çocuğunla birlikte dua edeceksin” dedi. Kadın, sadece başını salladı. Ertesi
sabah çocuk sırtında kiliseden içeriye girdiğinde güneş yeni yüzünü
gösteriyordu küçük ülkenin küçük şehrine. İki, üç, dört, derken, yedinci gün
geldiğinde kadın umudunu yitirmişti... Kiliside kendisinden başka kimse yoktu
ve dışardan top oynayan çocukların sesi geliyordu. Sonra bir gürültü koptu,
çocuklardan biri topa abanmış, kilisenin açık kapısından içeri giren top oturma
sıralarından sekip koridora düşmüştü. Kadın oturduğu yerden kalkarken dizinin
dibindeki çocuk ayağa kalktı ve topa doğru yürümeye başladı ve hayatının ilk
şutunu attı, gol olmadı elbet ama çocuk sonunda golcü oldu.
Emmanuel Adebayor, 28 yaşında. 11 yıldır Avrupa’da muteber golcüler arasında. Arsenal sonrasında Tottenham forması giyerek Kuzey Londra’da en nefret edilen Togo’lu olmayı başardı!.. (4-4-2 Türkiye /Ekim 2012)
Emmanuel Adebayor, 28 yaşında. 11 yıldır Avrupa’da muteber golcüler arasında. Arsenal sonrasında Tottenham forması giyerek Kuzey Londra’da en nefret edilen Togo’lu olmayı başardı!.. (4-4-2 Türkiye /Ekim 2012)
3 yorum:
Abi bu yazıları gördükten sonra artık four four two almaya başlayacağım galiba:-) eline sağlık
real madrid'in müthiş transferi. gol ve kin makinesi.
Adebayor'un ilk adımlarıyla alakalı anlatılan masalın klasik bir PR stratejisi olduğunu sen ben önce anlamışsındır da ağabey, yine de çok güzel yazmışsın.
Yorum Gönder