28 Mart 2011

Emre Tuncay Barcelona

Genç adam kapıyı vurdu ve geniş odaya adımını attı. "Otur," dediler. "Yeni sözleşmede peşinatı biraz yükseltebilir miyiz? Aileme ev alacağım," dedi. Aldığı yanıt olumsuzdu. "Beni Avrupa'dan isteyen takımlar var," dedi genç adam. Kontratı sona eriyordu. İstediği takıma imza atabilirdi. "Kim istiyor ki seni!" dedi yönetici gülerek... Görüşme o dakika sona erdi... Altyapısından yetişen Emre Belözoğlu ile beş yıllık sözleşme yapmak ya da süren sözleşmeyi uzatmak Galatasaray kulübünün aklına gelmemişti. 21 yaşındaki büyük yetenek Emre ve futbolunun en verimli çağındaki Okan Buruk böyle koptular sarı-kırmızı renklerden. 2002 Dünya Kupası'nda üçüncü olan milli takımın kalecisi Rüştü Rençber, Barcelona'ya; yıllar sonra Tuncay Şanlı da Middlesbrough'un yolunu tutarken Fenerbahçe de oyuncuların arkasından bakakaldı. Son 15 yılda Türk futboluna damga vurmuş üç yıldızdan beş kuruş kazanamadı İstanbul'un iki büyüğü. Gün geldi, Emre için Fenerbahçe, Newcastle kulübüne 5 milyon avro ödedi! Evet, Barcelona 'bir kulüpten öte' ama önce bir kulüp! Bir spor kulübü nasıl yönetilmesi gerekiyorsa öyle, layığıyla yönetileninden... Sahada oynadıkları oyunu övmek için artık kurulmadık cümle kalmadı! Başka cümlelere kuralım o zaman, saha dışına bakalım: Taktik teknik adamların işi, yönetim katında rakibiniz Barcelona'yı nasıl yıkarsınız? Bunun cevabını 10 yıl önce ilk başkanlık döneminde Florentino Perez, Barça'nın kaptanı Luis Figo'ya Real Madrid formasını giydirerek vermişti. Rakibin en büyük silahını, beynini rekabette kendi tarafınıza çektiğinizde onu iki kere öldürürsünüz. Yöntem basit ama bir o kadar da etkilidir. Barcelona'nın o şoku atlatması tam dört yıl sürdü ve bundan bir ders çıkardılar. Real Madrid, dünyanın bütün süperstarlarını kadrosuna katıyor ama Barcelona'ya dokunamıyor! Çünkü Katalanlar, iki yıldır herkesi pes ettiren futbolcularını uzun kontratlarla kendine bağladı. Yaz aşkı değil Barça'nınki.. Her yıldızıyla tek tek kıyılmış bir nikahı var onun... Takımın gözbebeği Lionel Messi, 23 yaşında ve kontratında bitiş tarihi hanesinde 2016 yazıyor! Almak mı istiyorsanız? 250 milyon avro nakit lazım ama önce Messi'yi ikna edin. 24 yaşındakli Pique, 26 yaşındaki Iniesta, 22 yaşındaki Busquets ve 28 yaşındaki Dani Alves de 2015 yılına kadar Barcelona'da! Kaleci Victor Valdes, takımın beyni Xavi, golcüleri David Villa ve Pedro, Arjantinli ön libero Mascherano da 2014 yılına kadar Barcelona forması giymeyi kağıt üzerinde taahhüt etmişler. 32 yaşındaki kaptan Puyol için de 2013 yılına kadar forma garanti. 34 yaş, Barcelona'da kontrat sonu demek. Abidal ve Milito gibi sözleşmeleri 2012 yılında bitecek olan futbolcularla yola devam edilmeyeceği de bu tablodan net olarak anlaşılıyor. Defanstan Pique iyi oyun kurarmış. Xavi ile Iniesta oyunu iki yönlü oynarmış, Dani Alves her maç kanattan 20 kez bindirirmiş, sırtında 10 numara yazan Messi bir yıldır santrfora geçmiş, 60 gol atmış, bir maçta 800 pas yapıp, topa yüzde 80 sahip olurlarmış... Bütün bunların arkasındaki adam da Guardiola'ymış... Onların ezberlenmiş futbol hikayesi bu. Peki şimdi oturup, 15 yıldır Emre Belözoğlu'nun formasını giydiği Galatasaraylı, dokuz yıldır Fenerbahçe forması giyen Tuncay Şanlı'lı bir futbol tarihi yazmak istesek... Dünden ve bugünden daha 'öte' olur muydu acaba! (27 Mart 2011/SABAH)

2 yorum:

Murat dedi ki...

Blog'un anlamı gazete yazıları paylaşmak değildir be Aceto!
Aceto, Carlos'dan daha iyiydi ama artık bitti.
Sen de biliyorsun biz de.
Herşeyin bir sonu var. Kabul et, veda et.
Sağolasın, uğurlar olsun.
http://www.youtube.com/watch?v=WyOJ-A5iv5I

needcure dedi ki...

Türk futbol yöneticileri ile ilgili olumlu bir şey diyormuşum gibi algılanmasın da Tuncay da Emre de önüne ne kadar para konursa konsun kulüplerinde durmayacaklardı, aynı durum bu ara Arda için de geçerli. Bence Avrupa'dan bir kulüp kendilerini istediği için de gitmiyorlar, gitmelerinin tek sebepleri en az 3 yıl yurt dışında oynayıp bedelli askerlik yapma hakkı kazanmak. Emre'nin de Tuncay'ın da haklarında Türkiye'de çok büyük futbolcular gibi konuşulmasına rağmen sıradan takımlara gitmeleri, orda başarısız olmaları, yedek kalmalarına rağmen Türkiye'ye dönmemeleri bedelli askerlik için 3 yılı doldurmaya çalıştıklarını gösteriyor diye düşünüyorum. Emre gibi Tuncay da bu süreyi doldurduktan ve Avrupa'da iyi bir takım umudu kalmadıktan sonra kapağı Türkiye'ye atacaktır. Öyle olmaz umarım ama maalesef Arda da aynı yolda gibi görünüyor. Maalesef Türk futbolcuları Avrupa'nın en iyi takımlarında oynamayı, dünya yıldızı olmayı hedeflemiyor, kariyerlerini ona göre şekillendirmiyor, Türkiye'de popüler ve zengin olmak onlara yetiyor gibi görünüyor.