28 Mart 2010

Galatasaray:0 Fenerbahçe:1

Maçın 3 dakikalık özet görüntülerini izleyen, bu 10 yıl önce Fenerbahçe'nin Johnson'un frikiğiyle kazandığı maçın benzeri diyebilir. Değildi. Fenerbahçe, net pozisyon üretemediği, rakibine de 4 pozisyon verdiği maçtan 3 puanı bileğinin hakkıyla aldı. Fenerbahçe'nin ilk 15 dakikadaki oyunu rakip sahaya yıkma düşüncesi geçmiş maçlarda Rijkaard'ın oyunu kendi sahasında kabul etme anlayışı gibi görülebilir ama bu da değildi. İlk çeyrek, orta sahada Galatasaray'ın yine çaresiz olduğunu gösterdi. Emre ve Cristian'ın olmadığı Fenerbahçe göbeğinde Selçuk ve Mehmet Topuz'a yakın oynayan Alex, karşılarındaki üçlüye üstünlük sağladılar ve maçı tabelada olmasa bile pratikte sahada aldılar o dakika. Oyunu bırakın iki taraflı oynamayı, tek yönünü bile beceremeyen Galatasaray'ın orta üçlüsü olmayınca, bir derbiden 4-0-3 ile 3 puan çıkarmanız beklenemez. Kanatlarda Fenerbahçe'nin iki adamı da rakip kademesine girerken aralarındaki mesafeyi korudular ve birini ekarte eden Galatasaraylı, ikincide duvara çarptı. İki takım koşu toplamlarından çok; koşu tiplerine bakmak lazım. Galatasaray'da koşan adamlar rakibe refakat eden mesafedeyken, Fenerbahçe'nin her koşusu rakibin ya ensesinde ya burnunun dibindeydi. İki takımın forvet arkasında oynayan Alex ve Elano'nun ayağına -yeri önemli değil- top geldiğinde hangisinin daha boş alan bulduğu da zaten bunun göstergesi. Daum'un "beraberlik de benim" oyun anlayışını Galatasaray, 30. saniyede kırabilirdi. İkinci yarının başında Giovani'nin golü de galibiyeti getirebilirdi ama Rijkaard'ın haftalardır çektiği sıkıntı bu. Trabzonspor maçını da net iki pozisyon kaçırdıktan sonra bireysel hatayla kaybetmişlerdi. Yine öyle oldu. Leo Franco'nun uyuduğu pozisyon ve Fenerbahçe'de 5 yıl daha kalmayı garantileyen (!) Selçuk'un golü sonrasında kalan 25 dakikada sakat Arda (ısınırken yere eğilemeyen) tercihi, Galatasaray'ın son sanşını da tüketti. Kazanan Fenerbahçe'de "gol attı" diye Selçuk'u tercih etmezseniz ;maçın adamını seçmekte zorlanırsanız. Takım olarak bir standart tutturdular. Hepsi maçın adamıydı. Galatasaray tarafında maçın adamını bulmak için ise çok kafa patlatır, laf olsun diye belki "Lucas" derseniz. Bu da iki takımın; pardon biri takım olmayı başarmış; diğeri ise yaptığı transfer yanlışları yüzünden bu sezon Beşiktaş maçı dışında büyük maç kazanamamış bir 11'in farkıdır zaten. Galatasaray (su şisesi yüzünden bir maç sahası kapanır), şampiyonluk yarışından ve ikincilik potasından da düştü. "Total Futbol" diye başlanan ama orta sahada yanlış adamlar yüzünden "Topal Futbol" olarak biten bir sezon olarak yazılabilir kulüp tarihine. Yarından itibaren Servet-Rijkaard kavgası büyüyecektir. Kaybeden de yolcu da Servet olur. Kaybettiği havayı tekrar yakalayan Fenerbahçe'nin bir sonraki finali Beşiktaş derbisi olacak. Gerçek sezon finali de o derbidir...

57 yorum:

çağatay dedi ki...

Maçtan sonra rijkaard maçın ve oyuncuların kalitesi tartışılabilir ama mücadele vardı dedi. basın toplantısında servetin tam tersi mücadelemeiz eksikti söylemi hatırlatılınca herşey mücadele değil akıl da lazım dedi. gerçekten de iyi bir analizdi.bizim topçularda kabiliyet ve akıl eksik bu açığı dana gibi koşarak kapatmaya çalışıyorlar. rijkaard daum gibi eyyamcı değil gerçekleri söylüyor.ama bu ülkede donkişotluk yaparak bir yere varmak da mümkün değil.

Çağrı dedi ki...

Takıma 3 ay önce katılmış Gio kadar bile mücadele etmediniz, yazıklar olsun Inglorious Basterds !

KaranlıkGüneş dedi ki...

Arda girdi, Saray bitti!

ACY dedi ki...

galatasaray taraftarı olmanın okuyucu tarafından bilinmesi psikolojisiyle anadolu takımı gibi oynayan fenerbahçeye kaymış biraz klavye sanki..

otti dedi ki...

maçın adamı topuz bana göre. koştu, mücadele etti, top tuttu. bugüne kadar bir tek beşiktaş maçında beğendim onu geri kalan tüm maçlarda küfrettim ama bugün çok iyiydi. selçuk maçın adamı falan olamaz bi golle verdiği paslar golle anca kapanır.

nocturnal dedi ki...

Sene başında "iki farlı onbir çıkarır, ikisi de şampiyonluğa oynar" deniyordu Galatasaray için. Hatta Maraton'da iki 11'i yanyana koyup göstermişlerdi. Haksız da sayılmazlardı gerçi..ama gelinen noktada eldeki 22 kişi ile Avrupa ve kupadan sonra ligde de umutlar tükendi.

Lucas Neill ise yeni bir Galatasaray efsanesi olma yolunda ilerliyor. Allah nazardan saklasın.

erdem diye biri dedi ki...

caner bana çocukluğumu hatırlattı. çocukken bakkaldan plastik top alır arkadaşlarla ¨kim çatıya kadar dikecek¨ diye iddalaşırdık.caner de aynı hesap, biriyle iddiaya girmiş olmalı ki her topu dikti...

Adsız dedi ki...

gerçek sezon finali son haftaki fener-trabzon, bursa-beşiktaş maçlarında olacak gibi görünüyor. bursa ile fener arasında. iki hafta önce bunu söylediğimde çok kişi gülmüştü. aynı tarihlerde burada yapılan ankette ise %50'nin üstünde gs çıkmıştı. bunu abartılı bulduğumda ise çok kişi laf etmişti.

gs'nin sorunu sadece vasat altı orta sahası değil, aynı zamanda ilerideki oyuncuların disiplinsizliği. aynı formattaki barcelona'da pedro'yu (veya ileride oynadığında iniesta'yı) top rakipteyken izleyin. sonra gelin bir de keita'yı top rakipteyken izleyin.

ozzywashere dedi ki...

"Kazanan Fenerbahçe'de "gol attı" diye Selçuk'u tercih etmezseniz ;maçın adamını seçmekte zorlanırsanız. Takım olarak bir standart tutturdular. Hepsi maçın adamıydı."
Bence maçın özeti bu analizde saklıydı.Kabul etmek gerekir ki Fenerbahçe pozisyona giremedi ama akıllı oynadı.Eğer karşında büyük takım gibi oynamayan bir Galatasaray varsa,sen de karşısında istersen Anadolu takımı gibi oynarsın istersen Fenerbahçe gibi.Bu saatten sonra sadece kazanmak önemli o yüzden ben kendi adıma iyi oyun beklemiyorum Fenerbahçe'den.Daum korkak oynatmış olabilir,Avrupa da başarısız olabilir ama Türkiye şartlarında Rijkaard'ı cebinden çıkarır.Fenerbahçe bu maçı oynadığı taktiği ve karşı taktiğin sonucunda kazanmıştır.
Teşekkürler Fenerbahçe...
Ve taraf olmana rağmen yazdığın objektif yazı için sana da teşekkürler Bülent Abi...

Tuğberk dedi ki...

Fenerbahçe'nin sezon genelinde Galatasaray'a göre bariz üstün olduğu tek taraf ortasahası idi..Ve o ortasahanın sırasıyla ilk 3 adamı bu akşam çubuklu giymedi..

Buna rağmen Galatasaray yenemedi Fenerbahçe'yi yine..

Maçtan önce atıp tutanlara unutamayacakları bir tokat daha atıldı..Her Fenerbahçe maçından önce kendilerine inanılmaz güvenen Galatasaray taraftarı maçtan önce hafta boyu çok konuşmuşlardı yine..Hele Emre sakatlandı ya keyiften dört köşeydi hepsi..Ama Fenerbahçe ile dalga geçilemeyeceği gerçeğini bu gece onlara birkez daha hatırlattı Fenerbahçeli futbolcular..

Fenerbahçe'nin Galatasaray önündeki psikolojik eziciliği dünyada başka hiçbir rekabette yok..

Keita , zavallının tekisin bu arada..Komedi..

Bellamy. dedi ki...

şu futbollarla f.bahçe veya g.saray şampiyon olursa 15 teknik adamın net bir şekilde harakiri yapmaları gerekiyor. beşiktaş fener maçına ihtiyaç duymadan alır bu ligi, ctesi akşamı gösterdiler hırslarını.

Barakuda dedi ki...

fenerbahçe'ye anadolu takımı gibi oynadı demek tam anlamıyla haklarını yemek olur. fenerbahçe bugün doğru oynamıştır ve doğru oynamak amacıyla sahaya çıkan fakat yetersiz futbolcuları nedeniyle yanlış dahi oynayamayan galatasaray'ı bileğinin hakkıyla yenmiştir.

bazı kolaya kaçan tatlı su insanları rijkaard'a küfrederken ben hala sonuna kadar güveniyorum rijkaard'a. bu adam bir gün bizden kovulursa bu bilin ki skibbe'de olduğu gibi yine kolayı seçen yönetim, skor taraftarları ve ölüsoyucu medya yüzünden gerçekleşmiştir.

zerre kadar sevmediğim oyununu hiç beğenmediğim ve hala da tonla açığı olan sabri'ye evrim geçirten bir adamdır rijkaard. ta barcelona günlerine gitmeye gerek yok. senin oyuncun sahada iki adım ötesindeki topa koşmuyorsa, rakibini yanına da değil 3 metre arkasında düz koşu hızında kovalıyorsa, dünya kupasına gideceğim diye toptan kaçıyorsa vs bu o'nun suçu değildir.

evet galatasaray bugün fenerbahçe karşısında aciz kalmıştır, yüreğimi yakmıştır. 8senedir trilyonlar kazanmasına ve kişiliğine 7/24 küfrettiğim selçuk bugün topal-sarp-elano triosu karşısında tek başına çekip çevirdiyse orta sahayı kendine büyük güven duyarak, çok da tartışmaya gerek yok bu maçı aslında. sahada hiç yok dediğimiz alex bile senin 190cm'Lik sırıklarından kaç defa hava topu aldıysa iş bitmiştir. rijkaard mesela bir arda konusunda hatalı olabilir ancak detaydır bunlar. sahaya dalıp da sarp'ıın topal'ın caner'in servet'in elano'nun kulağını çekemezsin. bunlar elbette ki kaydediliyo kara kaplıya. 34. hafta sonuna kadar eldeki malzemeyle ve körelmiş beyinlerle devam etmek zorunda hoca.

fazla uzatmayayım. doğru oynayan fenerbahçe'ye tebrikler. dünya üzerinde aynı havayı solumaktan utanç duyduğum volkan'a şu şaklabanlıkları yaptıranlar utansın. ayrıca seneler boyu tribün teröründen fiziki ve mental olarak bu kadar zarar gördükten sonra bir veledi zinanın attığı şişeye bu denli çıldıran fenerbahçe topçularınaysa ne dense boş. üç maymun mu desek..? ya da 11..?

Mitya dedi ki...

clean shit - fenerbahce anadolu takimi gibi oynadiysa galatasaray'in ne oynadigini aciklamak gerekiyor. eger bir anadolu takimi rakip sahada "avrupa" takiminin tum sezonunu cope attiran caresizliklerini afise edebiliyorsa, belki artik galatasarayin da avrupa'dan anadoluya "dusme" zamani gelmistir.

sunu da soylemeden gecmeyelim - herhangi bir derbide ev sahibi takimin nasil oynamasi gerektigini gormek icin, bkz. 2000-2010 fenerbahce galatasaray derbileri.

twilost dedi ki...

topa hükmeden takım fenerbahçe'ydi. pas yapabilen, koordine olabilen istediği tempoda maçı götüren.. maç içinde pas istastiği geliyor daha 20.dakikalarda fenerbahçe 100 gs 47.. bilica lugano arası paslarını çıkarsan arada 30 fark kalır.. top tutma mesafe kat etme de öyle.. çekilen şut bile fenerin üstünlüğünde.. ilk dakika pozisyonu, gionun şutu keitanın şutu.. gs nin 3 pozisyonu var.. fenerbahçe gol atmaya çabalamadan gol attı üstüne bi de golle bitecek pozisyonu kesildi yanlış ofsayttan.. daum resmen araya sıkıştırırsak neden kötü.. sıkıştırmazsak da 0-0 iyi sonuçtur diyerek gelmiş.. istediğini aldırdı.. anadolu takımı falan diyenlere de sorarım, karşımızda takım olan bir topluluk bile yoktu.. defans yapmayı beceremiyor deniyordu da hücum yapabiliyor mu acaba? en üretken adamı keita santosa bi kere beşik attı bi kere yanından geçti.. tam tersi santos kaç tane çalım attı acaba keita sabri 2lisine bi tekrardan izleyip saysınlar bakalım.. fenerbahçe kazanmayı istemeden rölantide oynadı, galatasaray kazanmayı amaçlayıp oynamayı beceremdei.. arada büyük bir fark var..
ha bu fenerbahçe beşiktaşı da içeride yenecektir. ama şampiyonluğu hak eden bursadır.. fenerbahçe'de de önemli 3-4 hamle yapılması gerekiyor ve şampiyonluk gelirse o hamleler yapılmaz.. seneye şampiyonlar ligine katılmak ve o hamleleri yapmak şampiyonluktan daha önemli..

Minozzi dedi ki...

Cahil cesareti ile bir yorum yapmak istiyorum:
Bence Galatasaray'ın Keita ve dos Santos gibi sağ/sol açık oyuncularının olmadığı bir dizilişe ihtiyacı var. Sürekli topu sıfıra taşıyıp rakibe teslim ederek gol yapamıyor takım. O kadar yorulacaklarına uzaktan şut çekseler bir tanesi denk gelirdi belki, Selçuk'un şutu gibi..

Del Piero dedi ki...

Bana göre ne fener ne de cimbom iyi oynadı, ikisi de çok pas hatası yaptı, hele bir ara tam çıldıracaktım baydı artık. Ama Fener daha akıllıca oynadı ki istedigi sonucu da aldı.
Galatasaray da daha fazla bireysel oyun anlayısı görüyorum maalesef, mesela en çok alkış alan keita, mümkün oldugunca topu ileri sürüp kendi başına oynamaya çalısıyor. Neticede ortada olan bir maçı fener aldı, gs nin şampiyonluk şansı bana göre pek kalmadı, umarım 2. olur da şampiyonlar ligine gidebilir. Yönetim de trübünlere oynayıp göz boyacagına rijkaard ın istedigi, gerçekten yararlı olabilecek transferler yapmalı.

Çağrı dedi ki...

Mehmet Topal, İngiltereye transfer olursa ben de Oxford Üniversitesi'ne yüksek lisans için başvurup referans olarak da Mehmet Topal'ı göstereceğim !

Aydın dedi ki...

Sezon başından beri takımda orta saha oyuncusu yok diyen bi tek ben deilmişim...Topal, Sarp, Elano, Ayhan, Barış acilen satılmalı..Yerlerine Sezer Öztürk başta olmak üzere yeni isimler aranmalı.Nuri Şahin yerli olmasından dolayı üzerinde durulabilecek başka bi isim.Marchisio tadında bi-iki adam bulmak lazım.

pilav dedi ki...

Galatasaray sadece bir maç kaybetmiştir, koca sezonu değil!( en azından daha şimdilik)

Genel Sekreter Vak dedi ki...

İki takımında bir olayı yok.Gio'nun topu bir karış yana gitseydi daha çok Fenerbahçe eleştirilecekti, Selçuk'un 30 metrelik şutu girdi ve iç sahadada olmanında etkisiyle haklı olarak Galatasaray yerin dibine sokuluyor. Yani iki takımda çok çok kötü yahu...Neyse, Beşiktaş az istikrar yakalarsa 2.şampiyonluğuda alır üst üste.Fener'de şanslı elbette, her zamanki dopinglerini aldılar neticede...

Birde başkan sanki Türk futbolcularımız futbolcuymuşçasına "Avrupadan kupa getirmeden gitmeyecekler." diyor ya...

Büyük Kaptan dedi ki...

fenerbahçe ilk yarı daha iyiydi. 15.dkdan sonra orta sahada çok iyi top yaptı, akıllı paslarla oynadı. güizayla 2 yüzde yüzlük pozisyon üretti biri ofsayt gerekçesiyle, biri de elle oynama gerekçesiyle durduruldu ki ikisi de hatalı kararlardı. solda vederson-andre santos ikilisini çok beğendim ama acetonun dediği gibi fenerbahçe tam olarak takım oyunu oynadı.

galatasaray rüzgar gibi başladı maça erken gol bulmak için.. ama kanat hücumlarını başarıyla karşılayan fenerbahçe, orta sahada da üstünlük kurunca galatasarayın yüksek tempo yapmasına izin vermedi. ikinci yarıda biraz daha etkili olan galatasaray, takımın en iyisi dos santos'un ayağından mutlak golü kaçırdı. bu dakikadan sonra sık duran oyun ve düşen tempo, 0-0 bitecek izlenimini verdi. 70te top selçuğun ayağına geldiğinde umarım vurmaz diye geçirdim içimden. gerçekten zayıf bir vuruş çıkardı ve franco topu izledi, uzandığında ise artık çok geçti.. bundan sonra keitanın şutu ve volkanın kurtarışı dışında kayda değer bir olay olmadı. son dakikada dos santosun ceza sahasında çekilmesi bana göre fauldu.

ikinci yarıda en az 4 basit pas hatasını saydığım selçuk, fenerbahçenin bu oyun düzenini berbat edebilirdi ama attığı golle kahraman oldu.. kaçırdığı gole kadar savunmayı tek başına zorlayan galatasaraylı dos santos ise maçın adamı olma fırsatını tepti..

neticeyi kaleciler belirlemiş oldu. franco galatasaraya geldiğinde, sanctis çok aranacak diye yazmıştım blogda. şimdi napoli maçlarını seyredenler iki kat daha fazla üzülüyorlardır.

Majesty dedi ki...

Bülent Bey, Galatasaray adına sahanın en iyisi açık ara Gio idi. Keita'yı saymıyorum çünkü laubali hareketleri ile artılar eksileri götürdüğü çok oldu. Gio ise hem hücumda çok etkindi, hem de savunmaya yardım etti forvet oynamasına rağmen. Tabi takım olmayan takımda çok etkili olamadı bunlar. Fakat benim dikkatimi bir şey çekiyor, tamam Gio sağ kanatta daha iyi diyorlar ama, bir oyuncu sağda ve ortada bu kadar iyi iken, sol kanada geçince birden bire kötüleşiyorsa, ben bunu normal göremem. Caner'e dikkat diyorum, ondan bir şey olmaz bu kafayla.

Halim dedi ki...

su takima gelecek sene 4 tane göbek oyuncusu alinsin. iki siyahi, bi italyan birde fransiz/ alman. topal,sarp,ayhan,baris,elano,.. isimlerini duymak bile istemiyorum. hepsi ama hepsi gonderilmeli. kaleyi de ufuk'a teslim edip sonuna kadar arkasinda durmak lazim. ya kaleye casillas/vd sar ayarinda biri alirsin ya da kendi yeteneklerine sonuna kadar güvenirsin.

keita,giovani,baros,neil hariç takimdaki yabancilarin tumume yol verilmeli. gerçi kewell zaten gidecek, adam dunya kupasi oncesi florya'yi rehabilitasyon merkezi olarak goruyor. sezon bitmeden bir iki maça çikar, 'uzatmak için elimden geleni yapyorum' der, dunya kupasi baslayincada arkasina bakmaz ada'nin yolunu tutar. stay with us kewell !

her sene uefa'ya katilmaktan vallahi biktim. eger seneye de uefa'ya kalirsak kontenjani bi anadolu takimina verelim veya bazi fransiz/italyan takimlari gibi ligde forma sansi bulamayan oyuncular çiksin TÜM maçlara. devre arasi göbege transfer yapmayi gerekli görmeyenlere öpücük ve selam yolluyorum!

farukbaydar dedi ki...

yediği kaza golünden sonra, yeni açık leo franco'ya her top geldiğinde onu sürekli yuhaladı... bunlar olmazdı... değmezdi...
eski açık, gol sonrası, hemen yanlarındaki rakip taraftarın kışkırtmasına rağmen hiç ses çıkarmadı... maç sonuna kadar şok golün sessizliğini korudu... tebrik ederim hepsini, kapalıdan hayranlıkla izledim...
taraftar olamadan, futbolculara kızmak, güzel oynayamadıkları sebebiyle negatif bağırmak, neyin nesidir... maça üzüldüğüm kadar, buna da üzüldüm...
maalesef ki "total" bi olmamışlık var...

Batistuta dedi ki...

maç önceki yıllara göre gayet centilmence geçti beklenen gerginlik pek olmadı ama gerginlik olsun olmasın fenerbahçenin bu derbilerdeki rahatlığı yine ön plana çıkıyordu.alexe atılan pet şişe, keitanın topuzla yaptığı mücadeledeki numarası ve dos santosun penaltı alma çabaları dışında oyunu çirkinleştirecek bişey yoktu.bunlar önceki derbilere kıyasla epey olaysız masun bir maç olduğunu gösterir. ayrıca galatasaray oyuna ardanın girmesiyle ortasaha mücadelesinde fenerbahçenin ekmeğine yağ sürdü.ne kadar çok forvet o kadar gol devri kapandı en azından derbilerde.fenerbahçe amçı almasına rağmen oynadığı futbol ile şampiyonluğa ulaşamaz;aslında bu sonuç yine bursaya yaradı bence...

cerkez1905 dedi ki...

şu volkanın yaptığı hareketi biri yorumlasın be..yorumlasın da fair-play neymiş ne işe yararmış canaydının ruhu nasıl anılırmış falan bi öğrenelim be abi_??????????????????

erdem diye biri dedi ki...

o değil de bülent abi'den ben artık bir elano yazısı bekliyorum, herkes ağzına dolamış bir elano'dur gidiyor.

neyse efendim önümüzdeki 3 hafta aşağıda:

Bursaspor'un maçları
: Antalyaspor (E),Gençlerbirliği (D),
G.Antepspor (E)

Fenerbahçe'nin maçları: 
Kayserispor (E)
,Ankaraspor (Hükmen 3-0)
,Beşiktaş (E)

Beşiktaş'ın maçları: 
Ankaragücü (D),
Trabzonspor (E)
,Fenerbahçe (D)

Galatasaray'ın maçları:
Sivasspor (D),
Diyarbakırspor (E)
,Manisaspor (D)

galatasaray'ın 2. şansı önümüzdeki 3 haftada gizli denilebilir. Ben Fenerbahçe'nin de Beşiktaş'ın da bu 3 haftayı kayıpsız geçebileceğini zannetmiyorum. fakat aynı şeyi galatasaray için söyleyemem, stad 1 maç kapatılsa bile bu maçın diyarbakırspor maçına rastlayacak ve ben galatasaray'ın 3'te 3 yapabileceğini düşünüyorum. en azından şampiyonlar ligi'ne bilet denilebilir...

derbiye gelince, fenerbahçe 3 puanı sökerek flian almadı kesinlikle. akıllı oynamış olabilirler fakat selçuk'un şutu da olmasa 3 puan'ı nasıl alacaklardı ki. berabere kalsalar ¨fener'in istediği beraberlikti zaten.¨ derseniz, beraberlik galatasaray'ı puan tablosunda en azından şimdikinden daha yukarıda tutardı.

neyse olan olmuş, yarınlar bizim...

cerkez1905 dedi ki...

bide fb gibi çağ dışı futbol oynayıp orta sahayı geçmeden maçı tamamlayan, her oyun durduğunda hakeme ve rakibe saldıran oyunculara sahip takım olmaktansa, maçı güzelleştiremeye hızlandırmaya çalışan yenilen takım olmaya bin kere razıyım..çok takımla oynadık bu kadar hücüma çıkamayan bilmem kaç kişiyle bekleyip hiçbi organize iş yapamayan bi takımla oynamadık verdiğimiz derbi tarifesini haram ettirdiler resmen.

selçukta 100 kere 40 metreden vursun 10 u kaleye tutarsa ben futbol izlemeyi falan bırakırım tenise geçerim

bu arada "galatasaray taraftarı olmanın okuyucu tarafından bilinmesi psikolojisiyle anadolu takımı gibi oynayan fenerbahçeye kaymış biraz klavye sanki."

yazısını ciddiye alırsın bülent abi inşallah son zamanlarda bunu çok kötü hissettiriyosun takımın Galatasaraysa korkmana gerek yok GALATASARAY TÜRKİYE DİR...

nyksss dedi ki...

servet, mehmet topal,mustafa sarp,sabri caner.Bu adamlarla rıjkard'ın futbolunu oynamanız imkansız.gökmen özdanak'ın dediği gibi kandırmışlar getirmişler rıjkardı.

deg dedi ki...

Rijkaard'a kişisel olarak açtığım kredi sonsuz ancak orta yapmayı bilmeyen iki bekine 40 metrelik uzun toplarla oyun kurdurmaya çalışmak ve buna 90 dakika devam etmenin bir mantıklı açıklaması var mı merak ediyorum.

FB'in oyun kuramadığı, bireysel hata yapılmazsa gol atamayacağı gün gibi ortadayken, orta sahada FB 18'i ile Topal-Sarp arasında 20 metre boşluk var. Tüm top yapan adamlar kanatta, Jo 18'in dışında yerden top gezdiriyor. Elano'yu da harcıyoruz resmen, bu adam TSL'de bugün hangi takıma gitse forvet arkasında çatır çatır maç alır, bizde golcüyle arasında 30 metre, orta sahada 2-1 yapıp duruyor. Herşey absürd kısaca.

TSL'de herkes kuru ekmeğe talimken, biz pasta yiyoruz dedik, mideyi bozduk sonunda resmen.

Batistuta dedi ki...

bide az önce oyunu çirkinleştiren hareketlerden bahsederken unuttuğum ve içlerinde de en kötüsü (cerkez1905 inde belirttiği) volkanın yaptığı terbiyesizlik...bir fenerbahçeli olarak volkanı kınıyorum, yıllardır üst düzey futbol oynamakta ama hala bu çaylak,taraftara yalanma çabası güden artist hareketler bizce pek hoş karşılanmıyor ama bunu hala anlayamamış; yazıkk

Corpse dedi ki...

http://corpse22.blogspot.com/2010/03/yine-yeni-yeniden-ali-sami-yende-son.html

Maç analizini yukarıda yaptım.. Bana göre bu açı Daum kazanmıştır.. Takımını Rijkaard'a göre çok daha iyi tanıyor ve çok daha iyi organize ediyor..

MizahiGeveze dedi ki...

HErkes rahat olsun.Fenerbahçeli arkadaşlar özellikle.Galatasaray şampiyonluğu kutlarken ,Daum bavulunu toplamış,Aziz Yıldırım 55. kere istifa edip tekrar geri dönmüş olacak.Herkesin içi rahat olsun.Derbi olabilir ama sadece bir maçtır kaybedilen.Vizyonunu kaybedenlere hediyemiz olsun.

drkgulusoy dedi ki...

hep boş yorumlar.daha ilk saniyede Mustafa Sarp kaleye vursa ve gol olsa ne Fenerbahçe kalırdı ne Daum.Ya da dos santos 57. dakikada topu dışarı değil de boş kaleye atsa şimdi tüm yorumlar 180 derece dönecekti.Daum korkakça oynattı takımını ve G.Sarayın üstüne gelmesini bekledi.Ama topal ve sarp yerinde pas yapabilen 2 orta saha olsaydı mesela fark olurdu.Bir de maçta gereğinden fazla centilmenlik vardı ve bu hırs ve mücadele kaybı yarattı bence.

raul #7 dedi ki...

@ cerkez1905
her sene annenin g.tüne küfür yersen topu g.tünle de kontrol edersin bilmem nerenle de. son dk g.tünü açmadığına dua et Volkan karakterinde bi adamın.
fair-play neymiş öğrenelim demişsin. alex in sırtına inen şişeyi de sorsaydın ya fair paly namına.dinime söven müslüman olsa derler adama

Unknown dedi ki...

en çok yenilen galatasaray taraftarı oldu.
hadi sıradan taraftarı geçtim.

ultraslan bir topluluk olup olmadığını, bir irade olup olmadığını sorgulamalı.

bugünleri görmek çok üzücü...

Sade dedi ki...

* "Galatasaray lige '-6' puan ile başlıyor..."
* "Galatasaray yine bireysel hata ile puan kaybediyor"
* "Yıldızlar takımı sadece gol yemede yıldız, gol atmaya gelince şansız"
* "Total futbol geyikleri vol.3"
* "Selçuk gol attı"
* "Keita süper oynuyor, sonuca etkisi sıfır. Sonuç; temiz futbol"
* "Barış, Topal, Sarp üçlüsünü; çarp, böl, topla, çıkar,... tam bir orta saha oyuncusu etmiyor"

MİNOSET dedi ki...

bu nasıl fetiş bir taraftar anlayışı anlamadım gitti bir allahın kuluda suç Rijkaard ta demezmi arkadaş neredeyse tüm galatasaray taraftarı tek suçlu biziz dokunmayın hocama modunda. adam düpedüz galatasarayı inek gibi sağıyor. ya bu adam 5. haftada 103 gol barajını aştı 6. haftada lig sonu 15 puan fark yaptı en fenasıda bu adama derwal muamelesi yapıldı. bakın bu adam yıl sonunda gidecek ve gs taraftarı 4. biten sezonun ardından hala Rijkaard ile yaşadığı ilişkinin orgazm zevkini unutamayacak ve yıllarca vay be bu ülkeden o geçti diyecek yazık...

cerkez1905 dedi ki...

raul #7

abisinin önce müslüman ne demek onu öğren sonra tom ve jerry e dewam et sen futbol seni aşar

nocturnal dedi ki...

Volkan'a veya herhangi bir oyuncuya küfür edilmesi hoş değil elbet. Ama küfür edilen ilk oyuncu da Volkan değil. Yaptığı terbiyesizliğin mazereti olamaz bu. Geçen sene kasık germeler, bu sene bu. Sen zaten Keita'nın volesini çıkarıp Galatasaray taraftarına yapabileceğin en büyük kötülüğü yapmışsın, daha hangi akla hizmet böyle bir saçmalık yapıyorsun ki? İster Fenerbahçe'de ister Tepecikspor'da ister Real Madrid'de oyna, rakibi aşağılayıcı davranış yapma hakkı yoktur hiçbir futbolcunun.

Bir paragraf da Keita'ya. Oscarlık performansları bir değil iki değil. Dün Topuz'la girdiği pozisyonda darbe aldı evet ama yüzünü tutup kendini yere atmasının bir açıklaması yok. Hakemi aldatmaya yönelik hareket sadece ceza sahasında kendini yere atmakla olmaz. Bu tarz hareketlerin de cezalandırılması gerekir bence hakemler tarafından.

Sön soz olarak da diyeceğim şudur ki Selçuk-Topuz ve Sarp-Topal ikilileri yer değiştirse maçın sonucu farklı olmaz ve bugün Topal ile Sarp'ın futbol konuşuluyor olurdu. Galatasaray tarafında takımın sahadaki uzunluğunu kısaltamadığı televizyondan bile rahatlıkla görülüyor. Fenerbahçe ise blokları birbirinden kopmayan, oyuncuların birbirine yakın olduğu bir oyunla, "kazma" diye tabir edilecek futbolcuları sırıtmadan işini görebiliyor.

Unknown dedi ki...

@MUTLU
Fikir değerlidir.
Alt tarafı "Rijkaard suçlu, taraftar onu boşuna savunuyor." diyeceksiniz. Aşağıdaki cümlelere, kelimelere ne gerek var:

"adam düpedüz galatasarayı inek gibi sağıyor." "bu adam" "orgazm zevki"...

mrt309 dedi ki...

Vizyon denilen şey Rijkaard, Elano yada yeni stadyum ise Fenerbahçe o yollardan yıllar evvel geçti. Galatasaraylı arkadaşlar kendilerini kandırmasınlar lütfen. Rijkaard çok iyi bir teknik direktör olabilir. Futbolculuk ve teknik direktörlük kariyeri genellikle zirvelerde geçti. Büyük tecrübesi var. Ancak Türkiye farklı. Senin elinde temel futbol bilgisini iyi almış bir oyuncu varsa istediğini rahatlıkla yaptırırsın. İspanya'da, Hollanda'da bu imkan mevcut. Ancak Türkiye'de sadece boylu ve kalıplı diye stoper yapılan, sadece çok koşuyor diye kanat oyuncusu yada ortasaha yapılan bir dolu futbolcu mevcut. Fiyatlarının 5-10 milyon euro olması tamamen yabancı sınırlamasından kaynaklanıyor. Bu malzeme ile Rijkaard mucize yaratamaz. Acı ama gerçek, Galatasaray asla Barcelona gibi oynayamayacak. Bunu kabullenmek lazım. Bülent Bey'in Aragones hakkında güzel bir yazısı vardı. Eldeki malzemelerin kalitesine vurgu yapıyordu. Aynı yazının kısmen Rijkaard içinde geçerli olduğunu düşünüyorum.

Fenerbahçe ise Türkiye'nin en çok maddi geliri olan kulübü ancak yedek stoperi yok. Belki şampiyon olabilir ama Lugano yarın sakatlansın şampiyonluk hayal olur. Madem bu kadar maddi gücün var neden bu kadar büyük risk alıyorsun? Suçlu hakemler yada futbolcular değil. Burası kesin.

Maç güzel görüntülerle başladı ancak rüzgar esse kendini yere atan Keita, rakibine saygısızlık yapan Volkan, sahaya şişe atan kendini bilmez ve kalecisini ıslıklayan taraftar bu maça yakışmadı. Fenerlilerin sesi daha çok çıkıyor, adam gibi tezahürat yapmıyorsun ve sen hata yaptı diye kalecini ıslıklıyorsun. Aslında Leo'nun sizi ıslıklaması lazım ama olmuyor işte.

Cem Gedikoglu dedi ki...

- İlk zamanlarında sol açık oynasa bu çocukta iş var diyenlerdendim. Caner iyi değil, hatta kötü.. Artık eminim.
- Arda 'çok iyi' mi yoksa 'iyi' mi hala emin değilim (Çok rahat olduğu bir pozisyonda kestiği topu Volkan'ın ellerine göndermesi en azından yıldız olmadığını gösteriyor bence).
- Volkan her zamanki gibi; çok yetenekli ve bir o kadar kalitesiz bir adam bence.
- Beyaz bir 'batmobil'e binen atmaca Selçuğun gol attığı maçtan sonra otobüsün ön merdivenlerinde Kasparov pozu vermesi kendisine çok yakışmış (Adaletsiz dünya).
- Bilica başta olmak üzere tüm FB futbolcularının maç içi tavırlarında makul bir seviye oluşu takdire şayan. Cristian ve Emre'nin olmayışı etken olabilir.
- Hem tribün hem de dışarıda GS taraftarının FB yenilgilerini kanıksamaya başladığını ve eskisi kadar travma yaşamadığını, dolayısıyla bunun malum psikozdan kurtulma yolunda ileriye dönük olumlu bir gelişme olduğunu gördüm (Tabiki bu durum tabandaki gibi yöneticiler ve futbolcularda da paralellik gösteriyorsa).
...

Daha çok madde yazabilirim ama yeter..

tofi dedi ki...

@BT güzel yazı olmus ama bu macın, johnson'un gol attıgı macla alaksı yok abi, o mac kaleye gidememiştik, bu mac ilk 15 dk bile cok daha rahattık, mac boyu da korktugum atak olmadı, giovani'nin kacirdigi haric..@cerkez 1905 yazilarına güluyorum aslanım, sen hep boyle b.k at;biz yenelim...aynen devam.. ilk mactan önce de konusuyordun, sonra göremedimm ama.

John Doe dedi ki...

Fenerbahçe beklediğinden rahat galibiyet aldı. Rijkaard'ın biletinin kesilmesi gerektiğini düşünüyorum. Servete yaptığı gider Arda'yı oyuna alma 4-3-3 ten vazgeçmeme fiziksel rezalet isteksizlik. Futbolcular bu adama güven duymuyor. Galatasaray tarihinin en kötü ayını geride bıraktı. Baş sorumlusu rijkaard. Hıncal Uluç'u sevmem ama bu konuda haklı sanırım. Rijkaard Gs'yi çok profesyonellerden oluşan bir takım sanıyor. Caner den bek falan olmaz soğukkanlı ve fizikli ayağına hakim 2 ortasaha oyuncusuna kesin ihtiyaç var.

Mehmet Topal Ayhan Caner Jo Leo Franco Servet takımdan ayrılmalı.

Rijkaard!a inanıyorlarsa ona bu oyunu oynayacak takım kurulmalı. Kewell ve Arda takımda yaratıcı özelliği olan 2 oyuncu 2 side yok. Dos Santos bu takıma faydalı olur.

SON BİR KEZ BU TAKIM 4-3-3 OY - NA - MAZ !!!!

BuRaK dedi ki...

artık galatasarylıların bu derbi hakkında konuşma hakkı yoktur. insanda biraz utanma olur

bizi tebrik etmeyin sadece mütevazı olun yeter. 11 lig maçında 9 yenilgi. kendi sahanda 5 maçta 3 yenilgi. deplasmanı es geçtim. selçuktan 30 metreden gol ye. hala fener şöyle böyle.

@çerkez
ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına

admin dedi ki...

Mustafa Sarp futbolcuysa ben de Messi'yim. Sadece Rijkaard'ı getirip Total futbol (Aynı cümle içinde 2 kez total futbol diyene Ömer Üründül plaket veriyormuş) oynanmıyor birader. Taraftarını mutlu etmek için kiralık topçular alıp asıl ihtiyacın olduğu yeri boş bırakırsan ortasahada ızdırap çekersin. Mustafa Sarp Topal'a pas veriyor, geriye gidip top bir daha istiyor. Ulan ileri gitsene be adam.

dogan pamuk dedi ki...

fenerbahçeyi ve fenerlileri tebrik ederim. bence de maçı hakettiler. kazanılan başarılarda kendine pay biçen bu yönetim bu rezil tablonun hesabını versin. beni galatasaraydan soğutmaya başladı bu polat ın ekibi.gösterişli transfer yapıp da ortasahadaki eksiği görmeyen yönetim galatasaray da olmayı haketmiyor bence.taraftar resmen kandırılıyor.
rijkaard napsın adam sene başında silip attığı barış a bile sarıldı çaresizlikten. rijkaard ın kulağına alex e topal markajını da çok büyük ihtimalle yönetim fısıldadı.
elano sol çizgide iyi oynayamadı dedi rijkaard. nasıl oynasın adamın biri markajla meşgul mustafa tek kalmış ortada.. ilk yarı çok afalladılar bir ara.
abi bir de şunu merak ediyorum. sami yen deki trabzon maçının 2. yarısında denediği (barca tarzı) dizilişi niye denemiyor bizde de 4 2 3 1 tarzı diziliyoruz. bir görüşün varsa okuruz. çünkü ikisi arasında çok fark var bence.

Selim Ugur dedi ki...

Bloga yazdigim yorumdan iki paragrafi izninizle buraya da yorum olarak geciyorum.

Bugun itibari ile herkes futbolculara kizacak, onlarin ruhsuz oynadigi dile getirilecek ama kimse bu takimin arka plandaki boslugunu gormeyecek veya gormek istemeyecek.

Siz dunya capinda bir hoca olan Rijkaard'i getirip, Neskeens, Puyol ve Quadrat ile sahane bir ekip kurup, onlarin yanina Turkiye'deki futbol ortamini bilen bir hoca ile desteklemez, ustune ustluk bu ekibin ve futbolcularin basina ne yaptigini bilmeyen tecrubesiz Cenk Ergun'u idari menejer yapip, Kapalicarsi Ingilizcesi konusan, yaptigi tercumenin dortte biri yanlis, dortte biri uydurma olan bir acemi tercuman ile desteklerseniz, saha icinde olmasi gereken Adnan Sezgin'i pasifize edip tribune "genel mudur" olarak oturtursaniz sonunda olacagi budur.

Turkiye'deki futbol takimlarda hiyerarsik duzen onemlidir. Cunku futbol sadece sahada degil saha disinda da oynanir. Bir taraftan takimdaki duzeni, oyuncularin ve teknik ekibin iliskisini ayarlayacak, onlarin sorununu cozup, maclara motive olmasini saglayacak, diger taraftan da futbolun saha disindaki vecibelerini yerine getirecek profesyonellere ihtiyac vardir. Futbol subesi sorumlusu olmadan biri tribunde oturan pasif menejer, digeri de kulubede uyuklayan cakma idari menejer ile bu islerin olmayacagi acikken Adnan Polat ya bunu 2 senedir gormuyor veya gormek istemiyor. Icraat olarak her kotu neticede suclu hoca veya futbolcular ilan edilip, ona gore hersey silbastan yapiliyor ve bu kafa degismedikce sorunun temelinin futbol subesinin isleyis yapisinin oldugu gorulmedikce de bu durum korkarim aynen devam edecek.

joe kleine dedi ki...

Rijkaard a laf edeni yamulturum çetesi, her ne kadar mevzi kaybetse de hala aktif ki konu anlaşılmamakta ısrar ediliyor, yok tercümanmış yok yöneticilermiş yok Francoymuş herkese bol keseden sallanırken küçük prens Arda'ya ve Rijkaard'a laf edilmemesi de heralde meşhur gs taraftarı iyimserliğiyle açıklanabilir.

Şimdi bu girizgah sizleri kızdırabilir ama emim olun ki bu yazdıklarımı bütün iyi niyetimle yazıyorum ve demek istiyorum ki bu takım yanlış yolda, bunu sene başında söylediğimizde linç ediliyorduk bakalım şimdi ne kadar sağ kalabileceğiz.

Öncelikli olarak soruyorum sizlere Terimle uefayı alan takımın sistemi neydi? 4-4-2 mi 3-5-2 mi 4-3-3 mü ya Zico'yla çeyrek yapan Fener'in ki...Ya da şöyle sorayım Terimin takımı 4-3-3 oynasa pres yapmayacak mıydı veya Zico'nun takımı 3-5-2 oynasa paslaşamayacak mıydı...4-3-3 için çıldıranlara soruyorum, peki cimbom takımı 4-4-2 oynasa Feneri yenecek miydi?

Demek istediğim şudur bir hoca bir takıma ya bir sistem hediye eder ya onun sistemini idare eder ya gelir kazanmayı öğretir ya da çok büyüktür o takımı baştan yaratır...Sistemse dizilişlerden bağımsız bir oyun felsefesi, bir ekoldür, işte Rijkaard'ın problemi de budur, ekolsüz ve sistemsiz olması...Daha doğrusu ekole-sisteme şimdiye kadar hiç ihtiyacı olmaması...


Ben de hoca konusunda istikrarın önemli olduğunu düşünüyorum ama istikrar ne içindir, bir kadroyu bir sistemi takıma oturtmak, ezberletmek, geliştirmek içindir, peki dün derbide ki cimbom takımı (ki bence sezonun iyi oyunlarından birini oynamıştır) hangi sistemi oynamaya çalıştı da beceremedi de gelecek seneye oturtmaya çalışacak.
Kadro ise tam muamma, franco-servet-caner-topal-sarp-kewell-arda-balta-barış-sabri-jo-gio-ayhan seneye olmama ihtimali olan ve olsa da beğenilmeyen yetersiz görülen adamlar bu listenin yüzde 30 u gitse dünkü maçın yarısına tekabül ediyor ki kadro istikrarı sağlamak mümkün gözükmüyor...Peki hala bu Rijkaard niye eleştirilmiyor? görüyorsunuz ki seneye her şey sil baştan olacak...
Arda'ya gelirsek bu adam sene başında Liverpool'a neyin gidiyordu o derece bir topçuydu soruyorum bu senenin sonunu düşünürsek siz Avrupalı bir menejer olsanız Arda'yı alır mısınız hadi aldınız ne kadar para verirsiniz, adam sakatlık konusunda müzmine bağladı, manitalar desen gırla, top oynama desen işin anca daylığında efeliğinde, bu gidişle Hidink bunu keser yerine Selçuğu koyar, kimsenin zoruna gitmesin.

Maç konusuna gelirsek sistemli takımın, kakafoni takımını yendiği, Fenerin sadece tertipli oynamasının yeterli olduğu bir maç olmuştur.

Not: Şu da vardır cimbomlular enseyi karatmasın sadece 2 puan geriye düşülmüştür bu haliyle bile şampiyon olabilir ki daha önce de böyle sistemsiz bir oyunla şampiyon olmuştur ama bu sistemsizliğin başlı başına bir vizyon problemi olduğu gerçeğini değiştirmez ki ondan en iyi uzun saçlı yönetici anlar ya da anlayabilir...

Valthord dedi ki...

gs için diyebileceğim tek şey var: bir orta saha bu kadar boş bırakılmaz.

sahanın fizik olarak en yetersiz denilecek adamı alex bile 170'lik boyuyla her kafa topunu aldı, her ikili mücadeleyi kazandı. selçuk'un attığı golü izleyin, selçuk topu ileri götürürken kim baskı yapıyor? baskıyı geçin, 15 metre yakınında herhangi bir gs'li var mı? böyle bir oyun anlayışı ancak brezilya ligi'nde geçerli olabilir.

kadıköy'deki maçta da aynı şey oldu, hem mental hem fizik olarak üstün ve savunması çok çok daha iyi olan fenerbahçe iki maçta da gs'yi rahat geçti. bu durumun özetini etrafında tam 4 gs'li ve 1 (yazıyla: bir) fenerbahçeli varken kendisine gelen topu panik içinde rövaşatayla taca atan sabri'de ve onun bu hareketini alkışlayan asy tribünlerinde görmek mümkün.

uzun lafın kısası, sırf hücum oyuncusu almakla takım olunmaz. orta saha rotasyonu mustafa sarp-mehmet topal-ayhan-barış özbek olan bir takım şampiyonluğu geçin, ligde kalmaya oynamadığına şükretmeli. gs tarihinin en pahalı kadrosu uefa'dan elendi, kupadan elendi ve ligde de 4. sırada.

herşey yeterince açık ve net.

erdem diye biri dedi ki...

rıdvan dilmen'in sergen yalçın'ın gazıyla gelmeyin mümkünse şu blog'a. rijkaard bu takımın başındaysa, takıma bir kimlik büründürmek için, her maç istikrarlı futbol oynatmak için, ¨takıma bak barça gibi oynuyorlar¨ dedirtmek için burada, günü kurtarmak için değil. yarın istifa etse wenger mi gelecek zannediyorsunuz anlamadım gitti ya. yok elano gitsin yok o şöyle yapsın böyle yapsın. e hadi siz yerine geçin rijkaard'ın o kadar iyi biliyorsanız bu işi. blog'larda postların altına ¨bu takım 4-3-3 oynamaz, elano çok dandik, leo şutlanmalı, skibbe daha iyi¨ yazmak kolay, leo'nun tazminatını devlet karşılıyor zaten...

diğer taraftan rijkaard'ın üstteki paragraftaki durumla çelişmesi, yani kendi prensibinden ödün verip son 7 haftaya maçlara ve kadroya göre oluşturabieleceği sistemlerle çıkması lazım cl bileti için, artık kontro bursa, fener ve bjk'da. onu yapması bunu yapması demeyeceğim, o teknik kadro hepimizden daha iyi biliyordur bu işi muhtemelen. lig bittiğinde de revizyon görmemiz mümkün, 9 ay olmasına rağmen hala yarı sahadaki pas trafiğini sadece elano ve neill sağlıyorsa bu puan kayıplarının yanında sezon sonundaki muhtemel bir değişimin de habercisi.

son olarak, lafımı jupp derwall dönemine bağlıyorum. derwall 3. senesinde -ki son sezonuydu- şampiyon olmuştu.ilk sezonunda 6. olmuştu hatta. fakat derwall'in 3 senede kattıklarını galatasaray uzun yıllar mustafa denizli ve fatih terim ile kullandı ve galatasaray 90lı yıllarda türkiye'nin en başarlılı kulübü olurken, avrupa'da türk futbolunun da yüzü oldu. galatasaray'ın son 20 yılındaki alman hoca takıntısı da bu yüzden. rijkaard da yeni derwall'imiz olabilir. rijkaard yenilikçi ve kendini de sürekli yenileyen bir teknik adam. kulübün uzun yıllar kullanabileceği bir kaynak. bizim gibi futbol fakiri bir ülkeye katacakları fazla. bundan dolayı lüle saçlıyı ve ekibini sonuna kadar kullanmamız lazım.

saat olmuş 6. ben de sözümü bitireyim bari...

Mitya dedi ki...

galatasarayli taraftarlar arasinda rijkaard uzerinden yasanan gerginlige disaridan bakmaya calisacagim. genelde soyle bir hava hakim rijkaardcilarda: rijkaard "marka" ve "vizyon sahibi" bir teknik adam, ustune ustluk su ana kadar elde edilen basarisizlik dolayisiyla bu sene atilan temeller gormezden gelinmemeli, yapilacak bir kac takviye ile bu takimin seneye firtina estirmesi kacinilmaz.

bir fenerbahceli olarak rijkaard'i seviyorum. ayni van hooijdonk'u sevdigim gibi. sakin, agirbasli, zarif, nazik, dogru durust bir adam iste. basin toplantilarinda orman ingilizcesiyle konusan tercumaninin yarattigi sanal tansiyonlarda takindigi tavir harika. rakip antrenore gosterdigi saygi hos. ancak tum bunlar bir teknik adamin basarisini olcmek icin kullanilacak kriterler degil maalesef.

bu sene kurulan takimin ileri dortlusune transfer edilen oyuncular, hepimizin kabul ettigi gibi, cok iyi. keita-arda-baros-kewell-elano. jo ve giovani'yi begenmiyorum, ama onlar da zamaninda parildamis, elbet belli bir kaliteye sahip adamlar. bunlari da takima aldiran, ya da alinmasina onay veren rijkaard. ancak ayni teknik adam herhangi bir takimin en kritik bolgesinde mustafa sarp-mehmet topal-ayhan akman gibi vasat oyuncular bulunmasina ragmen bu bolgeye transfer yaptirmadiysa, "haldun, ben mustafa sarp'in ekseni etrafinda donerken on saniye gecmesine tahammul edemiyorum" demediyse, benim icin bastan ciddi bir soru isareti olusuveriyor. ki bu simdilerde gitgide ayaga dusen "orta sahasizlik" laflari uzerine dilime pelesenk ettigim bir sey de degil - sene basinda emre belozoglu farkinin fenerbahce'yi galatasaray'dan bir adim one gecirdigini soylerken tam da bu soruna isaret etmistim, ancak elbette memlekette futbolu kagit uzerinde rakip kalenin onune yazilan firtina oyunculardan ibaret sananlarin sayisi cok oldugu icin bir kufur yemedigim kalmisti. burda asil sorun "total futbol" geleneginin temsilcisi addedilen bir teknik adamin, ister avustralya'da, ister finlandiya'da, ister de turkiye'de artik genel gecer bir dogru halini almis orta sahanin belirleyiciligi ilkesine bu kadar kayitsiz kalisi.

fenerbahce yillardir tam da bu sebepten dolayi orta sahasinda her daim oyunu iki yonlu oynama potansiyeline sahip oyuncular kullandigi icin surekli belli bir standartta oynadi, altina inmedi. zamaninda aurelio, appiah, ardindan emre ile bir sekilde orta sahayi zinde tutmayi becerdi, bunu yaparken teknik kapasitesini de mumkun oldugunca yuksek tutmaya gayret etti. kuskusuz fenerbahce'nin de tonlarca sorunu var - ancak sirf orta saha kurgusu ve savunmanin genel anlamda basarisi sayesinde hala bu ligde iddiali. gecen sene yasanan kopusta emre'nin sakatliklari, ve yerine oynayabilecek benzer tipte bir oyuncu olmamasi ciddi rol oynadi.

onemli olan rijkaard'i kosulsuz savunmaniz yerine bu adami neden savundugunuzu dusunmeniz gerekiyor. barcelona'yi calistirmis oldugu icin mi? yukarda saydigim kisisel ozelliklerinden dolayi mi? cunku takimin 27 haftasi gecen bir ligde henuz derli toplu bir oyun oynayamiyorsa ciddi bir sorun oldugu asikar. cozum elbette rijkaard'i kovmak degil, ama rijkaard'i kovmanin ilerde, yakin bir gelecekte, varoldugu zannedilen aydinlik gunleri karartacagini dusunmek de esit derecede sakincali, romantik, ve naif.

Minozzi dedi ki...

Rijkaard gönderilirse hiçbir şeyin çözülmeyeceğini herkes biliyor elbette. Ama "Geleceğimizin temelini atacak, seneye fırtına estirecek." sözlerinin de biraz altının doldurulması gerekiyor. Geldiğinden beri dillerden düşmeyen 'total futbol'un ne kadarını görebildik bu sezon içinde? Ya da ne kadar yaklaşabildik total futbola? Üst üste 3 pas yapmaktan aciz gibi duruyor takım, bu mudur total futbol? Kanat oyuncuları topu alınca sıfıra kadar inmeden kafalarını kaldırmıyor, ordan da 90% rakibe teslim ediyor, 10% başarısız bir orta geliyor, bu mu total futbol?

Rijkaard'ın futbol anlayışını, kariyerini vs. tartışıyor değiliz. Bu sezonki Galatasaray performansından rahatsızız, bu kadar basit. Ayrıca lütfen "Pas atmayı bilmeyen, 'fundamental'i olmayan oyunculara futbol öğretmeye gelmedi adam buraya. Bu oyuncularla bu kadar." geyiğine son verin. Mehmet Topal'ın milli takıma kadar yükselen performansını hatırlamaya çalışın biraz. Bir de şimdiki haline. Takımda herkesin performansı geriye doğru gidiyor devre arasından beri.

Toparlayamadım şimdi ama özetle Rijkaard bu sezon başarısız olmuştur. Gönderilir gönderilmez buna ben karar verecek değilim ama adamın ismi var illa kalsın diyenleri gülünç buluyorum.

Halim dedi ki...

maglubiyette rijkaard'in payi çok buyuktur ama herseye ragmen rijkaard'la kontrati bitene kadar devam edilmelidir. hatta iki sene dolduktan sonra bi iki sene daha devam etmeliyiz. rijkaard mantalite asilamaya calisiyor, bu kolay is degildir. sadece gobek ve beklere oyuncu transfer edilirse bu takim level atlar. diger mevkilere de takviyeler yapilirsa olacaklari sizin dusunun..

thp dedi ki...

Simon Templar'ın dedigi son derece dogru aslında. Ondeki 3lu ne rakibi kovalıyor ne rahatsız ediyor ne de karsılıyor. Bu 1.nokta. 2.si sahada bosuna kalabalık yapan mustafa sarp ve mehmet topalın stoperlerin hemen yanında kalması hem forvetle orta saha arasındaki mesafenin acılmasına hem de galatasaraya karsı orta saha ustunlugunun kolayca ele gecirilmesine sebebiyet veriyor. Topla cıkamayan ileri oynamayan sorumluluk almayan - alacak kapasiteleri yok suc aslında onlarda degil - bu adamların 4 3 3 sisteminde yerinin olmadıgı kesin. 3.Nokta 2.sinin sonucu aslında. Bu 2 adam yuzunden elano da kaybolur oldu bu sistemde. Verim alınması icin denenmedik yer kalmadı ama orta sahanın gobeginde `` yolda gorse tanımayacagı bu 2 adam `` yuzunden simdi istenmeyeler listesinde adı dolasıyor ki bu cok yanlıs. Sunu soylemek gerekirki cok kaliteli cift yonlu saglam disiplinli 2 tane adam (saglam bir appiah,aurelio gibi,ernst,emana,kallstrom vs...) alınmadıktan sonra galatasaray bu sistemde yapamaz rijkaard'da hep boyle tartısılır haksız yere. Kadrosu iyi dense de orta sahadaki ayhan,barıs,mehmet topal,mustafa sarp bir tane ernst etmez,fink'in eline su dokemez.
Sen eger rijkaardı basa getiriyorsan,onun futbol gorusunu sistemini biliyosan bu 4 tane orta saha oyuncusunun bu sistemde yapamayacagını ve buna gore yol almak gerektigini de bilmen gerekirdi. Mustafa Sarpdan bir iniesta cıkarmasını beklemek hayalcilik olur.

kidfromleeds dedi ki...

Fenerbahce Kayseri'ye gol atabilirse sampiyonlugun en buyuk aday olur