30 Eylül 2009

Rijkaard'ın A Planı

Son zamanlarda ne uzun maç analizleri yazmayı seviyorum ne de okumayı. Birazdan kendimle çelişeceğim. Galatasaray-Eskişehirspor maçından sonra da benim için oyunun özeti Brian Clough'un bir sözüydü. "If God had wanted us to play football in the clouds, he'd have put grass up there" (Tanrı eğer futbolu bulutlarda oynamamızı isteseydi çimi oraya koyardı.) Son 20 dakikada ileride hala topu indirecek Hakan Şükür var sanan tribünlerin telaşıyla sistemine ihanet etti Galatasaray. İki ön liberonun oyunu sete çevirecek mahiretinin olmaması, forvet dörtlüsünün top alıp, kaybettiğini kovalamaktan helak düştüğü, Elano'nun kulübede unutulduğu ayrıntıdır, bu saatten sonra bayar insanı...

Ben Ariel Sela'dan bahsedeyim size. Profesyonel kumarbazdı. Günde 18 saat rulet oynar ve içki içmezdi. Bir sistemi vardı Sela'nın. Masada diğer oyuncular ne oynamış, krupiyer hangi numarayı atmış, umurunda bile değildi. 18 saatlik zaman dilimi içinde kendi oyununu oynar, sistemi o gün galip gelirse odasına mutlu çıkar, uyur ertesi günü beklerdi. Hollanda ve İngiltere'de casinolar batırdı. Hile yapmadan... Üstüste 5 kere tier atan krupiyer ağzını sulandırmadı. "Bet"lerini sabit tuttu. Sistemi vardı; vazgeçmedi. O sistemi kurmak için aylarca yanındaki masada gelen numaraları yazardı Sela. Onu yıllarca izledim. Bana "Her rulet çemberi 'Human made', ben kusurunu buluyorum"derdi. Sabır, sabır, sabır... (Sela, öleli 10 yıldan fazla oldu, gerçek adı da bu değildi zaten... )

Futbol sahasına dönelim. 2006 Şampiyonlar Ligi'ni alan Barcelona, Eto'o'nun yanına dünyanın en iyi santrforlarını alabilir miydi? Ya da Arsenal'den gelen Henry'e neden kanatta oynayacaksın dediler? Bu sezon Guardiola, Eto'o'yu elde tutup; İbrahimovic'i kadrosuna katamaz mıydı? Herkesin ağzının sularını akıtan bu takımda neden Eto'o-Drogba hayali gerçekleşmedi? Çünkü Guardiola, Rijkaard'dan devraldığı sistemin bekçiliğini yapıyor, kusurlarını gidererek, karakterini ortaya koyarak...

29 kişilik kadroda, sadece iki santrfor; Nonda ve Baros'un varlığı bile bu sezon Galatasaray'ın ne oynayacağının göstergesi. Rijkaard bunu sezon başından işaret etmiş. Ne elde olanları tutmuş ne de takviye yapmış o bölgeye. Belli ki biri oynadığında, diğeri yedek oturacak. Çünkü adamın bir sistemi var ve ona inanıyor. Son maç üzerinden pratiğe dökelim ve olasılıkları sıralayalım:
Oyun 1-1 devam ederken oyuna Baros girip çift santrfora dönüyor Galatasaray ve maçı kazanıyor: Ankaragücü maçına çift santrforla çıkmazsa kazanan formüle ihanetle suçlanacak. Çıkıp da puan(lar) kaybederse de sistemsizlikle...
Oyun 1-1 devam ederken oyuna Baros girip çift santrfora dönüyor ve Eskişehirspor maçı kazanıyor: Oyundan çıkan muhtemelen bir ön libero olacağından Rijkaard rakibe göbeği teslim etmekle suçlanacak ve 3 puan kaybın çift santrfora dönüş olduğu yazılacaktı.

Kazansın ya da kaybetsin Rijkaard ve Neeskens'in kazandıkları gelecekleridir. Takımın kafasını karıştırmadılar. Çift santrfor oynamayacaklarını, sistem denilen şeyin maç içindeki 2 değişiklikle çöpe atılacak birşey olmadığını gördüler futbolcular. B planı olmamakla suçlanan Rijkaard; eğer o plana sahip olsaydı -ki oyun felsefesini paramparça etmekten bahsediyoruz- gelecek maçlar onun için C-D-E planlarını da gerektirecekti ki; isterseniz biz ona sistemsizlik diyelim. Rijkaard ve Neeskens'in Galatasaray'da taçları kime attırdığından, kornerdeki taktiklere; frikiklerdeki farklı varyasyonlara kadar aşıladığı bol miktarda oyun çözümü var ki; keşke plan diye bunları görebilseler...

Rijkaard'ı eleştirirken "Türkiye Ligi başka liglere benzemez, evinde çift santrfor oynayacaksın " yorumu ise artık baygınlık verdi. Bırakın yahu; bizim ligimiz biraz da Rijkaard'a benzesin. Rijkaard da biraz Türk futbolunu kendine benzetsin. Yoksa yıllardır "Al geriden birini, santrforu çiftle","Tek forvet oynadın mı; korkaksın"la nereye kadar? Millet sıkıldı, siz sıkılmadınız mı?

70 yorum:

freeland dedi ki...

Bülent Abi,
Eline sağlık, ezber bozmuşsun, B Planından bahsetmek ne kadar kolay di mi NTV ekranlarından,

A dedi ki...

Türk futbolunun skor yorumculuğundan kurtulacağı anı sabırsızlıkla bekliyorum.

Erdal Güngör dedi ki...

Yaşamamış Ariel Sela'dan bahsederken aklıma bir Sting'in bir parçası geldi,orada şöyle diyor;

"He deals the cards as a meditation
And those he plays never suspect
He doesn't play for the money he wins
He doesn't play for respect
He deals the crads to find the answer
The sacred geometry of chance
The hidden loaw of a probable outcome The numbers lead a dance"

Sen arada kendin ile çeliş güzel oluyor ;)

Arkhe dedi ki...

Rıdvan gerçekten çok büyük adammış.

Spooky dedi ki...

elinize sağlık, yerinde ve bence çok doğru fikirler var.

bu yazıya ilave olacak bir örnek vereyim.

oyun içinde sürekli diziliş değiştiren, oyuncuların yerleriyle sık sık oynayan fatih terim'i ne oynattığı belli değil; sürekli takımı değiştiriyor, kaos futbolu oynatıyor diye eleştirenler bugün b planından bahsediyor. bu ikiyüzlü tavır da benim midemi bulandırıyor.

Mustee dedi ki...

Süper yorum olmuş üstad.Biris çıktı Ntv 'de B planı dedi.4 gündür herkes aynısını söylüyor.Futbol sistemimiz aynı olduğu gibi(topu şişir elbet bir forvetin önüne düşer) yorumcularımız da aynı yorumları yapıyor.

hadesperado dedi ki...

elne sağlık abi, maalesef bloglarda kalıyor bu düşünce ürünleri..

bazı düşünce irinleri ise her maç sonrası tvlerde...

anlayana...

gica dedi ki...

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=956827&Yazar=BANU%20K.%20YELKOVAN&Date=30.09.2009&CategoryID=103

BarFly dedi ki...

Çok haklısın Bülent abi. Galatasarayın Eskişehir karşısında ilk yarı oynadığı çok iyi futboldan bahsetmiyolar çift forvetten bahsediyolar hala. Tek eleştiri düzgün eleştiri panik yapıp şişirmeleriydi. Rijkaard Barcelona yı 2 yılda kurdu ki genlerinde paslaşmak olan bir takımdır Barcelona.2 yıl sürdü bunu oturtmak.

Galatasaray taraftarı maçtan çıktığında mutsuz değildi, kimse rıdvan a güntekin e inanmıyor takmıyor onları.Biz daha büyük düşünüyoruz. Herkesin sabır yemini var.

Saygılar

Mert Canlı dedi ki...

Yine harika bir analiz olmuş. Tebrikler. Sisteme ihanet etmeden, taşları oynatmadan, oyuncuların kafa yapısını bu sisteme alıştırmak en doğru çözüm olacaktır. Özellikle maçın ikinci yarısında panik halinde ileriye atılan şişirme toplarla bu işin yürümeyeceğini oyuncular artık anlamalı. Ortasahada oyunu sete dönüştürecek bir oyuncu kesinlikle olmalı. Bu oyuncu, ne M. Topal ne de M. Sarp. Linderoth biçilmiş kaftan ancak sakatlıklar peşini bırakmıyor. Ayhan çoğu zaman bu görevi başarıyla yerine getiriyor ancak o olmayınca çok aksıyoruz. Bu bölgeye ara transfer döneminde bir takviye yapılması şart görünüyor. Defansın göbeği de kesinlikle mercek altına alınmalı. Görünen o ki, Emre Güngör ve Gökhan Zan yine sürekli sakatlanıp, seneyi saha dışında kapatacaklar. Gökhan Zan, özellikle de geçen sene bu kadar sıkıntı çektiğimiz bölge için çok yanlış tercihti. Umarım en kısa zamanda yönetim bunun farkına varır. Tecrübeli bir yabancı o bölgedeki sorunu çözecektir diye düşünüyorum.

Jordi Metal dedi ki...

Teoman'ın Zamparanın Ölümü şarkısında bar filozofunun bir değimi vardır : 'Çok kadın hiç kadındır oğlum yalnızlıktır sonu'

Bunu Rijkaard'a transpoze edersek : 'Çok sistem hiç sistemdir oğlum Hakan Şükür aramaktır sonu'

Sanırım bu tam olarak senin ne demek istediğini açıklıyor :D

Oylum Tanış dedi ki...

Eline sağlık, güzel bir yazı olmuş.

Mesut Tok dedi ki...

Hrika bir analiz olmuş.Bende sizin gibi düşünenlerdenim.

aksilaz dedi ki...

Rıdvan Dilmen özelinde bütün skor yazarlarına okutmak gerekli. Bakalım bu hafta Ankaragücü maçından sonra neler diyecekler.

Zaten Fenerbahçe ile aramızdaki farkda bu. Sistem nedir bilmezler? Zico dan başka sistemli futbol oynatan kimse barınamadı orada. Tabi Zico ne kadar barınabildi o da ayrı.

blogger dedi ki...

ben eğer 3 sene sonra şamp liginde başa oynayabilen, yada uefayı alan, oynarken zevk veren bi gs izleyeceksem ki rijkard kalırsa öyle olacak, ozaman yemişim 3 şampiyonluğu hiç umurumda değil. o şampiyonluk ta rıdvan gibi B planı olanların, burası türkiye ligi diyenlerin olsun. sıkıldım ben artık her sene bursayı, eskişehiri, antepi yenmekten artık tekrar madridi, manuyu, barçayı yenmek istiyorum...

Recoba dedi ki...

Söz konusu Rıdvan ise gerisi teferruattır.

Serhat dedi ki...

Böyle düşünenlerin olduğunu bilmek güzel..

cerkez1905 dedi ki...

benim eklemek istediğim tek şey var bu yazıya ve bunun gibilere..Galatasaray taraftarı sabırlı olsun ile dewam eden cümlelere...

kimse merak etmesin Galatasaray taraftarı bugun o kadar mutlu ki..oynanan oyundan takımın bir sistemi olduğundan hakedenin oynadığını görmekten...7 maçta 19 puan alanı eleştiren zihniyet hiç umrunda değil...hemde şansa mansa enteresan atılan gollere mahalle futbolu oynayan takımın 7 de 7 yapması ve onun gereksiz medaysının!! yorumları hiç de umrunda değil...

Galatasaray bu sene 4-5 hafta önceden şampiyon olur daha erken olmalıydı demeye başlayacak insanlara rağmen ..!!!!

A . A dedi ki...

"Oyun 1-1 devam ederken oyuna Baros girip çift santrofora dönüyor Galatasaray ve maçı kazanıyor: Ankaragücü maçına çift santrforla çıkmazsa kazanan formüle ihanetle suçlanacak." demişsin

bu eskişehir maçındaki yanlış değişikliklerin özrü değil bence aceto.

rıdvan'dan önce maç devam ederken daha " üç forvetini çıkarıp yarı sahayı geçmemeye oynayan bir takım karşısında sistemimimi değiştirmem diyerek, forvet çıkarıp forvet almak, oyun kurmayan iki ön liberoyla devam edip, kenarda elano'yu unutmak ve soldan tek bir orta açamayan uğur'a bir alternatif üretmemek teknik direktör kusurudur" demiştim.

bir fenerli olarak daum'dan çok çok fazla sevdiğim rijkaard hatalar yapmıştır ve bunu söylemek çok zor olmasa gerek.

ve bunu söylediğinde birine skor yazarı yaftası yapıştırmak da en az skora göre yazı yazmak lkadar kilişe olsa gerek.

3-1 biten kasımpaşa maçında da sistemi bozmadan değişiklik yaptığında kaanmasına rağmen eleştirmiştim rijkaard'ı. ve bunda ısrar etmeye devam ettiğinde, oyunu her açamadığında "şişirme" taktiğini devreye alacak futbolcular.

june.one dedi ki...

bu eleştiriler ana nedeni şu an itibarıyle ilerideki 4 ile gerideki 6'lı arasındaki kalite farkı .bu fark rıjkard'ın sistemini bayağı bi zorlayacak.rıdvan'ın eleştirilerine de fazla takılmaya gerek yok bence.

Unknown dedi ki...

Bana bir Avrupa takımı söyleyin ki yenik olduğu zaman aynı anda 2-3 forvet oyuna sürsün. Böyle bir sistem ancak kaos futbolunda olur. O maçı kazanırsın, geri kalan maçlarda havanı alırsın.

Emre Albulak dedi ki...

niye gercekleri görmüyosunuz? futbol bir skor oyunu herkes o skoru almak için ugrasıyor . güzel bir ters e vurma konuyu yana yatırma girişiminde bir yazı yazmıssınız saygı duymakla beraber katılmıyorum. çünkü gayet mantıklı cift forvete dönmek niye o zaman arsenal finalinde sistemden taviz vermişti ve macı kazanmısdı BARCELONA bazen sistemleden taviz verinir ama bu taviz asla vazgeçiş değildir. SAYGILAR

GP dedi ki...

B planı olayının abartıldığı kesin. Lakin Oyunun bazen mecburen tıkandığı, doldur boşalta döndüğü bir anda, maç esnasında sistemi korumaktan 15 dakikalığına vazgeçip çift forvetle duran toplara ve karambollere güvenmek, tüm takımın bir sezonluk sistemini kökten bozmak mıdır ? Keita sola geçip kurtarıcı Aydın girince, skora etki etmedi ama en azından sistemi kurtardık diye mi sevinmeli yani Galatasaraylı taraftarlar? Bilemem belki öyledir ama bana çok anlamalı gelmedi.

thunderbird dedi ki...

Sistemin tutup tutmayacağı bile meçhul ama en azından bir düzen oturtma çabası var ki bu bile takdire şayan. Maç içinde alternatif planlar uygulamaya sokulabilir ama bu genel düzen içinde olmalıdır. Rıdvan, Rijkaard'ın Nonda'nın yanına Baroş'u sokmayı akıl edemediğini sanıyor, oysa Rijkaard bunu düşünmüyor bile: amaç sistemi kurmak.

Sistemden ödün vermemek Eskişehir maçındaki mağlubiyeti açıklayabilir ama sistemsizlik en son örneği Twente olan, takımlarımızın kendilerinden daha kalitesiz sıradan Avrupa takımlarına kaybetmesinin sebebidir.

beckham07 dedi ki...

A.A'nın yazdığı, yazılan posttan çok daha mantıklı ve doğrudur bence. diğer yorumlar aceto'nun da rıdvanın aksine yazmasıyla, rıdvanı eleştirmek için hazır kıta bekleyen gs taraftarının dışa vurumudur.

Schumy dedi ki...

"Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda. Ama hiçbir şey tam yok."

İşte Rijkaard' ın sistemi herşeyin tam olduğu bir sistem.

Galatasaray' ı Türk futbolunun ilerisine taşıma çabasıdır bu. Ve eğer bunu başka kişiler de görebilirse onlar da kendilerini geliştirme fırsatı bulabilirler.

Fakat doğruyu alkışlamadan kötüyü yeren bir millete, herkesin kendi çıkarını düşündüğü bir topluma sahip olduğumuzdan dolayı, şişirilmiş egolarından sıyrılıp gerçeği yazabilecek insanımız çok az.

Bunu yapan, yapmaya çalışan bütün kalemlere selamlar olsun...

salva dedi ki...

@Emre Akbulak,
2005 CL ligi finalinde Rijkaard, tam tersine sistemine sadık kalmıştı.
Van Bommel i yerine giren Larsson ismi lütfen seni aldatmasın, Larsonn orta sahada görev yaptı kalan 30 dk da.
Peki o maçın 70 küsüruncu dakikalarında oyundan çıkan oyuncu Olaguer giren oyuncu yine bir sağ bek Belletti, ki o esnada Barcelona 1-0 mağlup.
İşte Rijkaard 5 senelik yapıya ve sisteme o kadar güveniyordu ki, 1-0 mağlup olmasına rağmen, son değişiklik hakkını sağ bek oyuna alarak değerlendirdi.

Ülkemizde ki değerli yorumcuların bu konu hakkında nasıl yorumlar yapacaklarını tahmin bile edemiyorum.

Tabi kupayı getiren golün kim tarafından atıldığını tahmin ediyorsunuz veya hatırlıyorsunuz herhalde

Adsız dedi ki...

aceto'nun ve Banu Yelkovan'ın yazıları arka arkaya okunduğunda birer Galatasaray ya da Rijkaard eleştirisinden çok medya eleştirisi. Spor medyasının birkaç kaliteli isim dışında hali bu zaten. Eğer Rıdvan Dilmen'i çok önemseyip yorum yapıyorsanız zaten konuşacak birşey kalmıyor. O nedenle spor yazarlarının yazıda bahsedilen değişikliklerde o yorumları yapacaklarını hepimiz biliyoruz.

İki yazının anafikri şu aslında: Rahat bırakın Rijkaard'ı adamın bir anlayışı var ve o anlayış doğrultusunda futbol oynatıyor. Bu anlayış oturana kadar da sabır gösterin. Ben Eskişehir maçında Elano'nun oyuna girmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Baros ile Nonda'nın 2 forvet gibi oynamalarının da olumlu yönde bir değişiklik yaratabileceğini düşünüyorum ve bunların hiçbirini oyun anlayışından taviz vererek yapmasını istemiyorum Rijkaard'ın. Rijkaard'ın oyun anlayışını izlediğimiz 15 maçta anladık heralde ki öncesinde Barcelona döneminden de biliyoruz zaten. Ayağa hızlı paslı, topun kendisinde kalmasını önemseyen, hücum zenginliğine dayanan bir futbol anlayışı var. Ben Elano oyuna girsin derken yavaş oynayalım, topu rakibe verelim, savunma yapalım demiyorum ki. Rakip takım kapanmış, bizim takım hücumda zenginleşmeyi bırak al gülüm ver gülümden başak birşey yapmıyor, burada yaratıcı özellikleri olan, uzaktan şutları olan ve serbest vuruşları etkili kullandığı bilinen bir oyuncuyu kenarda oturtmanın alemi nedir? Yoktur! Eskişehir 75. dakikada 3. oyuncu değişikliğini yaptı. Bizim bitime yaklaşık 20 dakika kala üçüncü oyuncu değişikliğini yapmamız gerekirdi diye düşünüyorum. Eğer futbolu bir eğlence olayı, Galatasaray'ı da bir deney tahtası olarak görüyorsanız elbette çok anlamlar yükleyebilirsiniz bu değişikliği yapmamaya ancak o da futbol romantizminin ilerisine gitmez.

Ben Frank Rijkaard'tan Galatasaray'a istikrarlı, doğruları çok olan, mükemmeleşmiş, göze hoş gelen bir futbol oynatmasının yanında kazandıran da bir futbol oynatmasını bekliyorum. 2-3 maçtır zaten oynatmak istediği futbolun yanına bile yaklaşamazken bir de 3 puan alınabilecek bir maçta beraberlikle yetiniyorsak eleştirmekte haklı olduğumu düşünüyorum.

Ben Rijkaard'tan Fatih Terim'den daha büyük başarılara imza atmış bir Galatasaraylı olmasını bekliyorum!

Mithra dedi ki...

Rijkaard'ın sistemine saygım sonsuz.Tabii ki daha fazla bu sistemle oynatıp takımı alıştırmalı.Fakat Eskişehir maçı için 2 forvet oynamalıydı.Çünkü Es-Es 4 forvetle başladığı maçı yarım forvetle tamamladı.Yarım forvette bütün duran toplarda geride bekleyen,üstelik nasıl da kazma olduğunu bildiğimiz Mehmet Yılmaz'dı.Takımın hiçbir ofansif yönü kalmamıştı.Bence daha fazla saldırmamak kötü oldu.

Eskişehir 10 kişiyle defans yaparken 4'lü hücum hattımız dışında geriden hiçbir yardım gelmedi.Sabri desen zaten bir tane pası bile olumlu değildi.Solda Uğur ters ayak olduğu için Sabri'den beterdi.Ön liberolarımız malum işte.Geride kalmayı daha çok sever cinslerden.Bu durumda resmen 10 kişiye karşı 4 kişi hücum ettik.1-1'den sonra doğru dürüst pozisyon bile olmamasının sebebi budur.Bırakın Galatasaray'ı 10'a 4 şekilde Barcelona hücum etsin.Onlar da pozisyon bulamayacaktır.

Rijkaard iyi,güzel,hoş ama yanlışlarını söylememek lazım.Ben hemen bıraksın gitsin demiyorum tabii.Kalsın senelerce burada bir devrim yapsın.Bu sisteme daha fazla alıştırsın bizi.Takır takır top oynayalım.Fakat Es-Es'e karşı 2 forvete geçmiyorsa(üstelik bunu defanstan birisini de alarak yapabilirdi),sol bekte Caner hatta Alparslan gibi sol ayaklılar varken Uğur'u oynatıyorsa,bu kadar rezil olmasına rağmen Sabri'yi hala oynatıyorsa,bu denli kapanan bir takıma karşı çift ön libero oynamaya devam ediyorsa ben Rijkaard'ı eleştiririm.Özellikle de bu oyuncu değişiklilerinin sistem değişikliğiyle bir alakası da yok zaten.Şahsen 2 forvete geçip,maçı 4-1 kazansaydık,Ankaragücü maçında "niye çift forvetle oynamıyoruz?" demezdim.O işi yine Gs'yi karıştırmak isteyen Kutsal İttifak medyası yapar.Ben yine 4-3-3'ü isterdim.

mre dedi ki...

Kimileri ne derse doğru oluyor bu ülkede. Gündemi onlar belirliyor. "Aaa ama bilmem ne hoca öyle dedi" diye gerekçe gösteriliyor. Ama kimse demiyor ki "bu semih'in torres'ten ne farkı var?" diyen de, "Kewell fena bir futbolcu değilmiş" diyen de o sözde bilirkişi.
Sezon başından beri bir sıkıştırsam da şöyle güzelce çaksam diyenlere gün doğdu E.Şehir maçıyla. İçlerini boşalttılar % 100 tarafsız (!) futbol bilgileriyle. Belki de kendilerince hak ettikleri yerlerde olmadıklarından bu kompleksleri. Onlar sahada icraat başındayken biz burda geyik yapıyoruzun ezikliği, bilmiyorum.
Sözün özü; kafamı sağlam tutmak için izlemiyorum, okumuyorum türkiye ligi yorumlarını. Bloglarda çok daha aklıselim yorumlar var onlarla idare ediyorum. İlla okuyacaksam, sessiz sakin dünya kadar analiz yapıp, gündeme düşmek gibi bir kaygısı olmayan Uğur Meleke var, onu veya onun gibileri okuyorum. Bir kaç avrupa ligi yorumcusu var onları dinliyorum. Tavsiye ederim.

il divin codino dedi ki...

destination: Rıdvan the galloper Dilmen

cankalender dedi ki...

Maç berabere bitti arkadaşlar, "alınan mağlubiyet" diyenler var onlara ithafen söylüyorum.

Yer yerinden oynadı 4-5 gündür, sanki Ali Sami Yen'de son 10 yıldır puan kaybedilmemiş gibi bir hava var. Rakibi sahasından çıkartmayıp saçma sapan bir gol yedik diye mi tüm bunlar?

Merak ediyorum Keita son dakikada golü atsaydı neler yazacaktınız? 2-1 olunca da BERABERE sayılırdı gerçi maç.

Mahalle futbolu gibi, siz güçlü oldunuz avans verin bize!

june.one dedi ki...

dünyanın her yerinde t.dler eleştirilir .rıdvan rıjkard'a B planı yok demiş.diğerleri rıjkard'ı pamuklara sarmışlar dokunulmaz ilan etmişler.bence garip olan ikincisi.aragones, skibbe,bülent korkmaz gerets.... bu isimlere neler söylenmedi bu ülkede.eleştirilere en güzel yanıt bizzat rıjkard tarafından zaman içinde verilecektir."zaman" belirleyici faktör.rıjkard'ın zamanı var mı? valla türkiye çok garip bir futbol ülkesi .....

cakarkeyf dedi ki...

Ridvan gibi skor yorumcusu olup futbol profesoru oldugunu sanan zavallilar elestirilmeyi degil dalga gecilmeyi hakederler.

Kewell'i tanimayan, ilk kez Kayseri ile oynanan superkupa macinda gorup "kumasi iyiymis" diyebilen adamin nesini elestiricez yahu, anca dalga gecilir.

Alper Öztürk dedi ki...

Sistemden taviz verilmemesi önemli bir mentalite farkını gösterse de, son dakikalarda Servet'in ileride oynadığını göz önünde bulundurursak, yerini gol becerisi olan bir oyuncuya bırakması daha doğru olurdu, bence...

sunshine dedi ki...

Teşekkürler.İnsan bazı yerlerine katılmasa bile böyle bir yazıyı okuyabilmekten zevk alıyor.
Malesef türkiyedeki utbol yazarlarının yorumcuların hali budur.Maçları para kazanmak aracı olarak gördükleri için izlerler izlemeyi sevdiklerinden değil.İzlemeyi Sevdikleri tek maç kendi takımlarının maçlarıdır.O yüzden bölelerinden fazlasını beklemek abes olur.

cem dedi ki...

Yazidaki medyanin sablon yorumlarina getirilen tepkiye katiliyorum fakat "sistem oturtmasi" adli yemek pek doyurucu gelmedi bana. Galatasaray'da bu sene nedense "disardan ne derlerse desinler biz hocamiza sahip cikicaz" refleksi var. Bu sahiplenis de malesef her inancimizda oldugu gibi fanatik ve dogmatik bi hal almis. Oyle ki, elestiriyi yapan bi Fenerbahce'li diye "o kendi takiminin sistemsizligine baksin" noktasina gelinmis. Halbuki adam bir Fenerli olarak degil, spor yorumcusu olarak getiriyor elestirisini.

"Sistemle oynamayarak futbolcularin kafasini karistirmadi" yorumu da bana garip geliyor. Futbolcu bu kadar salak mi ki oyun icinde iki degisiklik yapinca sistemin ne oldugunu unutsun? Ayrica sistem denilen sey bu kadar kati, ilk dakikadan son dakikaya kadar el surulemeyen bi sey olmamali. Eger oyle bi seyse Rijkard'in senelerce takimin basinda durmasina gerek yok. Sistemi oturttuktan sonra gider baska kulube, ordan arada faks cekip sistemi update eder.

Eger bir takim 90 dakika boyunca (atilan gol dahil) bir tek pozisyon bulamiyorsa bi seyler yanlis yapilmis demektir. "Sistem otursun da puanlar onemli degil" soylemi de cok samimiyetsiz bi laf. Hepimiz biliyoruz ki GS onumuzdeki iki macta da puan kaybederse "yerim senin sistemini" homurdanmalari basliycak.

Kisacasi Rijkard'in sistemine nasil saygi bekliyorsak, yorumcularin elestiri hakkina da oyle saygi gostermeliyiz. Sirf adama sempati duyduk diye abiligini yapmaya gerek yok. Yarin Rijkard o iyi ki yapmadi denilen degisiklikleri kendi yaparsa, sistemini "genisletirse" ne denicek? Sisteme ihanet mi?

onur dedi ki...

Sistemde ısrar etmek, oyuncuları her kim olurlarsa olsunlar formsuz ya da tembel iseler kenarda oturtmak, ya da oyunda tutmak uzun vadeli mantıklı doğrular olsa bile maç kazanmanın; kısa vadede moral motivasyon olması, kamuoyunu susturması ve yönetimin elini kuvvetlendirerek zaman kazandırması açısından mutlak gerekli olduğunu düşünüyorum. Kısa vadede belli başarılara ulaşamaz ise Rijkaard korkarım ki gereksinim duyduğu süreyi bulamayabilir...

PS: geçtiğimiz 5 sezonun futbolundan sonra şahsen ben tribünde çok daha fazla zevk alıyorum...

Unknown dedi ki...

Turkiye'nin baska yerlere benzemedegi icin burada boyle oynanir demek bir anlamda Eskisehirspor'a ve Anadolu takimlarina verilmis oyle sert bir "kimsenin ...inde degilsiniz" mesaji ki.. Adam diyor ki, burasi Turkiye, burada mac kazanmak icin, yani kapanan Anadolu takim defanslarini asabilmek icin Ispanya'da yapmadiklarini yapmak zorundasin. Ama 3 buyukler yapmak zorunda bunu, Anadolu takimlarinin gol yememek icin verdikleri mucadeleye bakmaksizin o takimlari yenmeden gondermemek gerek diyor. Burasi Turkiye diyor yani, burada buyuk takimlar ve digerleri vardir. Digerlerini yenmek icin bunlari yapacaksin, diyor.

Hayir yapmayacak, var mi?

cerkez1905 dedi ki...

bazıları tarafsız rıdvan diyolar yaa onlar fb gol atınca nasıl sevindiği izlesinler yeter..!!

futbol bilgisine gelince Galatasaray kadrosuna yetersiz deyip fb kadro derinliğini kullanıyor diyen adamın futbol bilgisi olsa ne olur olmasa ne olur..

Unknown dedi ki...

Ridvan Dilmen in yorumlarini dikkate almadan once, Ridvan'in Fenerbahce yenildigi zamanki yuz ifadesi ile kazandigi zamanki yuz ifadesi arasindaki farki dikkate almak lazim once, her ne kadar tarafsiz her takimin taraftarinin izlemek istedigi biri olarak lanse edilsede, gordugum en fanatik fenerlilerden biri, hatta bazen Guntekin Onay'a firca atma durumuna geliyor kizinca.
Rijkaard'a gelince; bence dunyada elestirilemeyecek adam yok, hatalida olabilir, haklida. Ama elestirecek adamlarinda hic olmazsa futbolla ilgi ve alakalari ona yakin olsa bari, yoksa haftada 2 tane mac izleyip dunyada bu isin nasil yurudugune bakmadan, iskembeden konusmak saygi duyulacak bir sey degil.

goleador dedi ki...

offfffffffffffffffffffffffff ki ne offffffffffffffff... benim sıkıntım başka... skor yorumculuğuna değil.. başka türlü bir perspektifleri yok ellerinden gelen bu. piyasa koşulları, izleyen izler.. benim derdim spor yorumcularının içinde bulunduğu tuhaf ruh hali... futbol izleyicisini kolay kafakola alınan üç beş kekodan ibaret sanan tavra.. okay karacan'ın zamandaki röportajını okumuşsunuzdur. futbol programlarını kimse izlemiyo ilk 100de yoklar diyordu.sadece futbol yorumcularının birbirlerini deli gibi takip ettiklerini söylüyordu.
rıdvan dilmenin futbol gurularının tasavvurundaki futbol kitlesinden tek farkı hasbelkader topa yeteneği olması. sonrasında da ağzının laf yapması çeşitli relasyonlarla kapağı bi ekrana atması.. lise mezunu mesleksiz bir adam en nihayetinde.. onca imkanına rağmen kendini geliştirmeyen ,dil bile öğrenmeyen güntekin bahsetmese avrupa maçlarını bile takip etmeyecek olan(yıllardır la liga da olan leo franco için daha bi fikir vermedi diyordu en son rastladığımda) lokal bir futbol geyikçisi.
sonuç olarak rıdvan dilmenin o kadar etkili olduğunu düşünüp 6yaşındaki bir çocuğa anlatır gibi bakın rijkard barçada şunları bunlarıu yaptı da şampiyon oldu vs diye anlatmak türk futbol seyircisine büyük haksızlık.. iyi bari gökmen özdenakın selçuk yulanın futbol yorumlarıyla aklımız karışmasın diye yazılar döşenmiyorsunuz. buna da şükür...

joe kleine dedi ki...

Rijkaard'a laf söyleyeni yamulturum çetesi geleneksel linç girişimi...

Sade dedi ki...

... So far, so complimentary. But there followed a more cutting remark. “I think in some ways it is a pity because the English teams have a lot more to give on the pitch that the public would like to see,” Rijkaard said, “but for them the result is all-important. It is strange to see English teams defending for their lives in Europe and trying to win games on the counter-attack. They can do a lot more than that.

“They have their own spirit and can play football on the front foot, but you don't see it in the Champions League. I see it on the TV in the Premier League, but not in European competitions. I think it started when the foreign coaches came. English football in Europe became more cautious. It is great for them to do so well, but it is also a pity. It is not the most beautiful way of football.”...

Source: http://www.timesonline.co.uk/tol/sport/football/european_football/article3849591.ece#

Adsız dedi ki...

ben cidden bazen insanlari anlamakta gucluk cekiyorum. Daha turkiyede dorduncu ayini doldurmamis bir teknik direktor, defansin gobeginde yasanan sakatlik kabusunun devami, yeni bir sistemi oturtma calismalari, bu sistemin en kilit mevkisi dcm'lerdeki en iyi iki alternatifin ayhan ve tobias'in sakatligi, ve ligin kisisel kanatim olarak en iyi basan, en diri ve en oturmus anadolu takimi eskisehirden kalecinin kontrpiyede (yada nasil yazilirsa) kalarak yedigi golle alinan 1-1. ustune son oynanan 10 macda alinan 10 galibiyet. Daha bu takimin nesi elestiriiliyor cidden anlamiyorum. Allah islah etsin. Yedi macta alti galibiyet alan takima laf soylenmez ama.... Rijkaardi ben kazandigi maclarda da elestirdim.... Bu cumleler artik fenalik getiriyor.

pompelmo dedi ki...

Pekiiii... "Servet ileride kalmak istedi, biz de izin verdik" ne oluyor?

İşler iyi gitmemeye başladığında Rijkaard ipleri elinden kaçıracak. Barcelona'da olduğu gibi.

dogan pamuk dedi ki...

rıdvan dilmen bu ülkenin en çok reyting alan yorumcusudur futbolseverler bazında. rıdvan, avrupalı gibi düşünemeyen biz türk toplumu içerisinde futbolu en iyi bilen insanlardandır bence. ama futbolu bizim gibi görüp de futbolu bilen bir insan. bana göre total futboldan değil de "top oynamaktan" bahsedersek rıdvan bize ilah gibi gelir. onu izleyenler çeşitli durumlarda kazanan veya çeşitli durumlarda kaybeden takımlar için söylediklerini aşağı yukarı ezberlediler. yorumculuğun zor olan tarafı ise;insanların göremediklerini, bilemediklerini ya da ayrıntıları ortaya çıkarıp farklı şeyler söylemektir belki de.
rıdvan bizim futbol kültürümüz olan "top oynamayı" herkesten iyi bilir ama kupaları toplayan avrupalıların bildiği "total futbolu" yanındaki güntekin kadar ya da bu blogda yazanlar kadar dahi bilmez bence. yorumlarında ve futbol sohbetlerinde bu zaten açıkça ortaya çıkıyor. avrupa ve dünya futbolu hakkında çok az donanıma sahip olmasına rağmen türk futbolunun piridir de diyebilirim kendisine.

Confeng dedi ki...

Teşekkürler Bülent Abi,
Bu konudaki yorumuna taraftar olarak ihtiyacımız vardı.

anotherday dedi ki...

Hafta sonundan beri ruh karartan yorumlardan sonra bize nefes aldıran analiziniz için teşekkürler.
Karamsarlığa düşen arkadaşlarıma yazınızı gönderdim biraz ferahlasınlar nefes alsınlar .
Nerdeyse her köşe yazısında aynı yorumlar B planı yok oyuncu değişikleri hatalı hatta aslında Galatasaray sezon basından beri iyi oynamıyordu beklenendi bu diyenden, Hala Hollandadaki ligden düşen takımı örnekler verenden Barcelona da bunu yapıyordun ama oradaki oyuncuların burada yok diyene kadar söylenmedik söz bırakmadılar sağ olsunlar Rijkaard’dan daha kariyerli yorumcularımız.
Breee Rijkaard senin düşmeni bu kadar mı bekleyen varmış beraberlikte ayağın tökezleyince böyle yorumlar yapılırsa mağlubiyette düşünce neler diyecekler sana...

A dedi ki...

Rijkaard'a laf atanlar hayatında Rijkaard gibi kişiliği ve kariyeri bir arada barındıran bir hoca görmüşler mi acaba? 6'da 6'ya benzemez bu.

Erkan Yılmaz dedi ki...

Bülent hocam'ın fikirlerine %98 katılıyorum. İyi bir plan hiç bir zaman yedek plana ihtiyaç duymaz.

Ama bir de şunu kabul etmemiz lazım, Türkiye'de futbol yorum gündemini artık Rıdvan Dilmen'inin belirlediği kesin. Maç biter bitmez ilk yorumu çok düşünmeden o yapıyor, herkes onun fikir ve analizleri üzerine konuşuyor.

MBC dedi ki...

bu yazi icin tskler..
cok dogru.. eger ciftlese "niye ciftledin kardesim?" ..

nikolatesla dedi ki...

fenerli arkadaşlar sağolsunlar, sayelerinde gülme uzuvlarımız çoğaldı.

elbette elinizdeki pek nadir efsanelerden rıdvan dilmen'e sıkı sıkıya sarılacaksınız. sizin futbol anlayışınızın peygamberi durumunda kendisi şu an. ama buralarda kendinizi boşuna yormayın bence. biz rijkaard'a o kadar çok güveniyoruz, onu o kadar çok seviyoruz ki, rıdvan ve familyasının söylemleri daha doğrusu feryatları çok afedersiniz bit osuruğu serzenişinden öteye geçemiyor nazarımızda. ama sizde haklısınız, o kıvırcık saçlı adam sizin yedek kulübenizde otursa bizde nereden geçireceğimizi şaşırırdık kanımca. herhalde rijkaard ve neeskens b planı haberlerini okuyunca "eheshehehshehe şuna bak lan hacı bize futbol öğretiyorlar" diye gülüyorlardır birbirlerine

1717 dedi ki...

Duran top organizasyonlarını 94 isveç milli takımına benzetiyorum, hele geçen gün frikikten arda'nın sanıyorum kaçtığı top, brolin'in sanıyorum kamerun'a attığı golün aynısı idi, takımlar ve isimler biraz sallama olabilir, 15 yıl olmuş.

Tommy Svensson'un rijaardla bağlantısını bulmaya çalıştım ama bulamadım.

moist dedi ki...

"skor" basinimizi anlamak mümkün değil... şimdiden rijkaard'a "1+1 kontratınız var, ne diyosunuz?" diye soru sorabilecek kadar yüzsüz, kıskanç, kaos ile beslenen bir "gazeteci" topluluğu var. bir de bir şeyden anlasalar da yazsalar yazılarını, içim yanmayacak... aslında rijkaard çok bile bu yurdum insanına, avrupaya gidilip 5 yenip gelindiği günlere layık bu insanlar. hoş, ona da sevinirler, asacak adam çıkmış olur haberlerine...

Unknown dedi ki...

Brian Clough demişken, Damned United filmini tavsiye edelim buradan.

haute_couture dedi ki...

vay vay vay yıllardır futbol izleriz forveti ikilemenin en büyük plansızlık olduğunu, b planının en büyük günah olduğunu şimdi öğreniyoruz. Ferguson, Van Gaal, Maurinho ellerindeki kadroya göre yılların oyun planlarını gerekirse anında çöpe atarlar, ama bu meğer ne büyük hataymış!(her takımda kadro ne olursa olsun 4-3-3 oynatan Zeman geldi aklıma birden) futbolcular da çok ilginç insanlar tabi, yıllardır bu işi yapmalarına rağmen forvet ikilendi mi beyinleri sapıtıyor, devreleri atıyor evet evet..

Bu arada yorumlar arasında Zico'nun Fenerbahçeye oynattığı sistemi "sistemsizlik" olarak görebilen insanlar olduğunu okudum, bari bu insanlar Rijkaard'ı savunmasın, adama ayıp.

purgatory dedi ki...

Hocam eline sağlık çok çok güzel olmuş.

Deniz dedi ki...

Yazı güzel, bir sisteme sadık kalmak da doğru. Ama metaforunuzda zayıf bir zincir var, o da her şartta aynı oyunu oynamanın sizi Ariel Sela yapabileceği gibi, o el yapımı, kusurları tespit edilebilen rulet masası da yapabileceğidir.

Büyük takımların güçlü karakterleri kendi sistemlerini karşı tarafa kabul ettirir, ama belli bir sisteme bağlı olan takımların başarılarının devamlı olmamasını da bir süre sonra ezberlenmelerine, dolayısıyla önlem alınabilir hale gelmelerine bağlıyorum. Mircea Lucescu Beşiktaş'ın başındaki ikinci sezonunun sonuna doğru söylemişti bunu: Bizi çözdüler, yenilik gerekiyor diye.

Ha, Rijkaard'lı galatasarayın çözülmesine daha vardır, ama bu sene başarı gelse de ikinci sezon "tek sistem - b planı yok" felsefesi ikinci barcelona (üçüncü müydü? tarih bilgim zayıftır biraz) sezonunu yaşatabilir.

kutay dedi ki...

yazı çok şahane olmuş ama katılmadığım bir nokta var.
"takım, tribünlerin telasına uydu" demişsin ama bence tam tersi oldu. takım daha önce telaşa girdi. çevremde "daha 75.dakıka bu neyın telası" dıyen ınsanlar vardı. ama 2003-2008 arası defalarca gordugumuz doldur bosalt lanetı tekrar hortlayınca trıbun de telasa kapıldı.

cbgursoz dedi ki...

Kasımpaşa Maçı dk 82 Servet yan top için rakip ceza sahasında , kafaya çıkıyr vuruyor ama dışarıya. Kulubeyle göz göze geliyor ve eliyle işaret yapıyor;

"Kalayım mı burda" cevap beni hayrete düşürüyor "DÖN YERİNE". Mac 3-1 bitiyor ve bu enstantene hakkında çok konuşulmuyor. Evet hocam sonuna kadar

haklısın Frankın sistemi tek, ama başarıyı getiren sistemdir. Takımım 2 sene sampiyon olmasın bu kalitede oynasın, bence şampiyondur. Bununda istatistiği

yapılırsa sonucunu da merak ederim deli gibi. Frank ve Neeskens bu futbol mantalitesiyle tam bir EZBER BOZAN

IBRAcadabra dedi ki...

elinize saglik BT.ben ridvan dilmen'in haftalardir Baros oynamaz , Nonda oynar , Nonda bu ulkenin en iyi forvetidir demesinin dahi lobi calismasi olduguna inaniyorum.yoksa bir adam gol krali olan bir futbolcunun yerine , butun sezonu nerdeyse bos gecen birinin ilk 11 oynamasi cigirtkanligini neden yapsin.ustelik bu adam Guiza'ya her firsatta methiyeler duzuyor.katilmadigim tek nokta , ben Rijkaard'in sadik kalmak istedigi sistemin her topu ileri dikmek oldugunu sanmiyorum.belki Rijkaard sistemini korumak istemis olabilir ama sahadakiler buna dahil olamadilar..an itibariyle Graz maci berabere bitti.ama Eskisehir macina gore sisteme daha fazla sadik kalinarak berabere bitti.simdi benim icin sergen'le mustafa dogan kendini ayirsa ne fayda , sadece meraktan izlerim ne diyecekler de futbolu bilen biri buralarda ayarlarini verecek diye...

hakang dedi ki...

Rulet iyi örnek olmamış. Tek masa tek top tek şans=rulet.
Futbolda birde rakibin var. Onun için ortam seni nereye götürecek bu bilinmeli. Unutmaki tüm takımlar ve tüm teknik direktörler seni izliyor ve önlem almaya çalışıyor. Biz bu kadar yorum yazdığımıza göre onlar nasıl çalışıyorlar kimbilir. O yüzden maç içerisinde sistem değişikliği kadar doğal bir durum olamaz. Sistemde değişir adamda bu felsefeyi değiştirmez. Stoperin oyundan atılsa ve kewellı stopere çekmek sistemde hata mı yaratacak yani.

A . A dedi ki...

fenerbahçe nefreti buradaki bazı okuyucuların gözlerini kçr ediyor ne yazık ki.. sırf fenerbahçeli olduğu için "bit osuruğu serzenişi" olarak nitelenen rıdvanın yorumlarında haklı olduğunu dün b ir kez daha gördük. dün ortasahada oyunu iki yönlü oynamaya çalışıp sadece savunömayı başarabilen ayhan çıkıp oyuna kewell giriyorsa bu "b planı"nı uygulamak anlamına gelir. çok övündüğünüz ve benim manasız bulduğum "sisteme sadakat" düsturunun da rijkaard'ın kafasında sizin düşündüğünüz gibi olmadığı ortaya çıkmıştır.

ayhanın yerine kewell'ı alan rijkaard doğru yapmışken bunu es es maçımnda yapmayan rijkaard hatalıdır.

önümüzdeki maçlarda nonda'yla baros'u yanyana da göreceğiz merak etmeyin.

kutay dedi ki...

ayhan'ın yerıne kewellı almamıstır, ayhan çıkıp kewell girmiştir..
ayhanın bosalttığı yere elano gecmiş, keweel arda keita baros ondeki 4lü olmuştur

A . A dedi ki...

elbette ki elano geçti ayhan'ın yerine. ama bu, sistem üzerinde oynamadır. ve bence doğru bir hamleydi.

ama es es maçında bu değişikliği "bile yapmamasını "sisteme sadakat adı altında savunmaya çalışmak yanlıştı bunu söylemeye çalışıyorum.

Unknown dedi ki...

Galatasaray Teknik Direktör Frank Rijkaard, taraftarlardan özür dileyerek "Daha çok maçımız var, panik havasının yaratılması doğru değil, gerekirse B planımız var" diye konuştu.

Kusura bakma ama Bülent Abi, bir haftadır burada bu yazınla ve twitterda postlarınla Rıdvan Dilmen ile sürekli dalga geçtin. Peki şimdi ne diyeceksin?

BT dedi ki...

@Alberto
Cımbızla cümle çekmek tehlikelidir. Ben sana uzun olanı aktarayım:
"O yüzden bildiğimiz işin (A) planı üzerinden gidip, bu planı nasıl daha iyiye getirebilmemizi düşünmemiz gerekir, yoksa mutlaka eğer birşeyler yolunda gitmezse (B) planımız vardır ama şu an için böyle birşey söz konusu değil."

İşte bunu diyorum. Sen A planı üzerine biraz daha düşün şimdi...

Unknown dedi ki...

planını her daim mükemmelleştirmektir, ama futbol dünyasında dalga geçilecek çok laf varken "B planı yok" cümlesini bu kadar eleştirmeni anlayamadım sadece, demek istediğim Rijkaard bile gerekirse düşünürüz diyor..

Bu arada çok teşekkürler yüzlerce yorum arasında soruma (birazcık eleştirime:)) cevap vermeye zaman ayırdığın için..

Unknown dedi ki...

bu arada bir karışıklık olmuş yorumun başı silinmiş :) "o konuda katılıyorum, zaten rasyonel olan A planını her daim mükemmelleştirmektir" diye başlamıştım, tekrar saygılar..