16 Eylül 2009

İki Topla Oynanana Kadar Barça!

Star, Şampiyonlar Ligi'ne santra ile giriyor. Bugün kaçırdım, yayınladılarsa özür dilerim ama bu maçların bir de santra öncesi hikayesi var. Rejinin aktardığı tünel görüntüleri. Özellikle de bu eşleşme için. Eto'o ve Ibra eski takım arkadaşlarıyla karşılaştığında ne oldu? Futbolsever bunu da merak ediyor. Takasa bakınca kraliyet ailelerinin çocuklarını evlendirmesi geldi aklıma. Büyükler kendi aralarında alıp veriyorlar işte. Keyifli de oldu iki yıldızı farklı formalar altında eski defanslarına basarken görmek. Mourinho'nun, Guardiola'nın Barça'sını nasıl durduracağını merak ediyordum. Futbol aklı tavan yapmış bu adam, teorikte kazandı aslında! Ama takımının ciğerleri yetmedi. İlk 45 dakika deli gibi bastılar. Eto'o ve Milito'dan başlayarak canlarını dişlerine taktılar. Lakin bu oyunda topu koşturan, bir zaman sonra çok koşanın dilini dışarı çıkartıyor. Muntari yine oruçlu muydu, bilmiyorum ama Ramazan'ın onu çok sarstığı belli. Iniesta'sız başlayan Barça karşısında 45 dakika kafa kafaya mücadele verdiler. Orta sahayı teslim etmek istemeyen Mourinho, hücumları uzun paslara bırakmıştı. Puyol ve Pique'nin zor top çıkardığı dakikalarda Barça, İniesta'yı aradı. Ne Toure ne de Keita, Xavi'nin yanını dolduracak adam değiller. Messi daha yavaş yavaş kendine geliyor ülkesindeki travma sonrasında. İkinci yarıda dili dışarı çıkan Inter doğal olarak geri çekildi. Barcelona 12 aydır rakiplerini buna mahkum ediyor. %60'ın altına düşmeyen topa sahip olma oranı, San Siro'da da %64 çıktı. Bir penaltılarının verilmediğini söyleyebiliriz. Inter geçen sezonki savunmasıyla oynasaydı, mutlaka yerdi. Lucio ve Sneijder ile sınıf atladıkları kesin. Barça ise bildiğimiz Barça... Futbol iki topla oynanana kadar bu kadronun bileği zor bükülür...0-2 geriden gelip deplasmanda Standart Liege'i 3-2 mağlup eden Arsenal dışında bir hikaye yok aslında bu akşam Şampiyonlar Ligi'nde. Az golle başladılar ilk haftada. Olympiakos ne zaman teknik direktörünü kovdu da; ne zaman Zico geldi. Tam piyasa adamı oldu bu arada. Onun yerinde olsam, Pire'de ev falan tutmam, otelde kalırım. Kokkalis gibi başkanın olduğu yere ancak bir valizle gidilir!

19 yorum:

TheRealBigLebowski dedi ki...

kotu mac oldu

M.T dedi ki...

Reklamlar yüzünden maç öncesi görüntüleri veremediğimiz için o kadar çok üzülüyorum ki... Tünellerde ve yedek kulübelerindeki muhabbetler, güzel kareler, tribünlerden enstanteneler sadece sayılı insanlar yani bizler tarafından görülebildiği için çok şanslıyız. Ama elimden geldiği kadarınca, kendim hazırladığım Cumartesi günleri yayınlanan ''Şampiyonlar Ligi Özel'' programında benim gözüme takılanları yansıtmaya çalışıyorum. Geçen sezon her hafta ''AKILDA KALANLAR'' diye bir bölüm hazırlamıştım, bu sezonki programda da devamı gelecek. Bir futbolsever olarak, dışarıdaki insanın neler görmek istediğini biliyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorum bundan emin olabilirsiniz Bülent ağabey. Saygılar...

Erdal Güngör dedi ki...

Sayılı insanlar derken? Ben SkyTV abonesiyim bizlere gösterdiler,bakın onlar paralı kanal reklamsız ve bütün maçlar canlı,ister dönüşümlü neden Türkiyede bunu yapamıyorlar?

Genel Sekreter Vak dedi ki...

Önce Zlatan'ın sonrada geriye kalanların biraz form tutmasının akabinde şov devam edecektir kaldığı yerden.Zlatan bugün kötüydü ama sistemi baltalama hususunda iyiye gidiyor gibi.Son 20 dakika topa gitmeye devam etseydi keşke ama.Iniesta form tutmalı birde.

Bence bu sonuçla grup liderliği gelmiştir.Jose efendi Camp Nou'ya gelsin bakalım.

bonedriven dedi ki...

arsenal'in beraberlik golü TSL'de olsa o hakem o staddan çıkabilirmiydi merak ediyorum.

msaries dedi ki...

Benim anlamadığım bir şey var. Neden Barcelonayı bu kadar benimsiyoruz? Geçmişinde Türklük mü var veya bir yararı mı dokundu bize? Yoksa Inter mi bir şey yaptı size? Zenginin parası züğürdün çenesinimi yoruyor yoksa...

Bu maçla hiçbir alakamız olmamıza rağmen tarafsız bir maç anlatımı ve yorumu dinleyemiyoruz. (Sadece bu maç için de değil genel olarak rahatsızım bu durumdan.) Tamam güzel top oyunuyorlar ve sen de seviyorsun ama bunu konumunu bilerek dile getirmekte veya getirmemekte yarar var.

Not: Burada rahatsız olduğum şey blog camiası değildir yanlış anlaşılmasın, daha geniş kitleye hitap eden yayın organlarıdır.

Atilla Nesipoğlu dedi ki...

msaries'la ayni fikirdeyim!özellikle spikerlerden çok rahatsızım maçı o kadar kirletiyorlar ki sesini kısmak istiyorum ama o zamanda tribünlerin sesi gelmiyor.Bu kadar bilgi şocu oyuncuların tam isimleri İbrahimoviç'in siyah kuşak sahip olmasi filan derken,Xavi'nin bilgisayar kontröllü ayakarı iş çığrından çıkıyor.Kendi anlatıkları maçı tekrar dinlieyipde rahatsız olmuyorlar mı merak ediyorum...

edebivurgu dedi ki...

Xavi'nin ayak içiyle attığı o harika paslar ve Ibrahimovic'in belini bir türlü kaleye döndürememesi. Henry'nin silik futbolu, Messi'nin çabaları...

Maico'nun dikine gidişleri, Zanetti'nin yıllarla mücadelesi, Moruhinho'nun Eto'o ile sohbeti, Milito'nun beceriksizlikleri...

Hepsi de golsüz biten maçı izlenir kıldı, kıldı da ayrı bir paragraf açmak gerek bir adama. "Samuel" Neydi o be? Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar cengaver bir savunma oyunu gördüm. Basıyor, kapıyor, güreşiyor, zıplıyor, sıçrıyor sonunda yine alıyor topu. Yiğit adammışsın be Samuel.

Öte yandan ilk iki paragraftaki cümleleri açacak olursak; Xavi'deki ayak için nedir öyle? Ibrahimovic rakip kalenin arkasında kaldığını bilseydi belki yüzünü kaleye daha çabuk dönerdi. Gerçi Inter'deki Milito da tüm gücüyle Ibrahimovic'e rakip olmak için yarıştı. Hakemin ofsayt bayrağını kaldırdığı o güzelim posizyonda ofsayt olmasa ne olacaktı ki? Önüne aldığı topla kaleye gitmek yerine sırtını dönüp savunma oyuncusunu beklemekte ne demek?

Mourinho iyi sabretti. Muntari'nin ödenecek faturaları var herhalde. Yolsa çıkışta çoluk çocuk ekmek bekliyor havalarını başka neyle açıklayabiliriz ki? Tabii Mourinho demişken, ne zaman İtalyan oldun beyim demek geliyor içimden. Orta saha diye bir mevki var yahu, ikinci yarı neredeydi senin elemanlar diye de sormak geliyor içimden ayrıca?

-Sonunda son paragrafa gelebildim.- Golsüz biten bir maçtan bu kadar haz alabileceğim aklıma gelmezdi doğrusu. Bir de Kiev ve Rubin Kazan, Inter ve Barcelona. Maçları da Hulusi Kentmen yönetsin de bir tarafta zengin bir tarafta fakir hesabına, hikaye boşa gitmesin!

Berber Kenan dedi ki...

Genelde radyo spikerleri bu işte daha başarılılar. O nedenle ben bazen eğer maç radyolarda da veriliyorsa TV'nin sesini kısıp radyoyu açıyorum ve salak saçma bilgiler ve yorumlardan kendimi sıyırıyorum.

Pads dedi ki...

Hani 'Futbol dilencisi' lafı var ya, Zico da 'Doğu Avrupa dilencisi' oldu resmen. Sırada Bulgar ligi var.

dumiboy dedi ki...

Sevgili M.T,
Anladığım kadarı ile yayıncı kuruluşta görev yapıyorsunuz. Sizinle aynı blogu takip ettiğimiz içinde yayın yapan kuruluşunuz ve spikeriniz hakkında bir futbolsever olarak bir iki şey paylaşmak istedim. Maçı nakleden mesai arkadaşınız maçı o kadar izelenemez hale getiriyorki sonunda ister istemez sesi minimumda tutup izlemek zorunda kalıyoruz. Son BJK maçında belli bir dakikadan sonra anlamadığımız şekilde ayağına her top geldiğinde devamlı Fabian Ernst için "Alman Ernst" diye hitap etmesi. Maça hazrılanmadan sadece internet üzerinden aldığı bilgilerle çıkması, olayı milli ve hamasi bir hale getirerek olası beraberliği bir destanmışçasına vermesi anlaşılır gibi değil. Düpedüz izleyiciyi cahil yerine koyuyor bence bilinçli yada bilinçsiz. Şunu unutmamak gerekir bu kuruluş yayın için kucak dolusu para ödüyor ve bu spiker arkadaş nihai tüketici ile aranızdaki tek kişi ve önemli bir pozisyonda. Bence bunun hakkını vermeli.

Emre AKTAN

muglacpl dedi ki...

Ertem hazretlerine göre,futbola az ilgisi bulunan biz bayanlar bile Mourinho'nun karizmasına dayanamayıp futbolu benimsemişiz.Aforizma olsunda saçmalığında bir sınırı olmalı zannımca.Ben Star TV yerinde olsam maçları NTV spikerlerine anlattırmaya çalışırdım.Onlar en azından bzim yerimize karar vermiyorlar :)))))

burak dedi ki...

Ertem Şener bir ara koridorda Eto'o'nun ve Ibrahimovic'in eski takım arkadaşlarıyla görüşmesini herzamanki gibi heyecanlı bir şekilde anlattı. Bu arada Ertem Şener'in maç içinde söylediklerini derledim. Alttaki linkten ulaşılabilir.

http://bogunfutbol.blogspot.com/

Mesut Tok dedi ki...

Eto'o çok hırslıydı.Bir türlü istediği topları lamadı.İbra ise Lucio duvarından bir türlü kurtulamadı.Sneider ve Lucio ile İnter bir başka olmuş. Barca ise bildiğimiz gibi.Xavi oyunu yönetiyor messi pek fazla varlık gösterenedi.İbra gol atmayı çok istedi ama Lucio ile Burdisso sürekli engellediler.Henry ise çok silik kaldı. Morinho yine her zaman ki gibi maçı adeta içinde yaşıyordu.Bir türlü yerinde duramadı.Hakemle tartıştı Eto'o ile sohpet etti ama Barca'yı yıkmayı başaramadı malesef.

Doğan Kelleci dedi ki...

"Bir gol eksikti" demiş Mundo manşetinde.
Öyle gerçekten, herşeyin yanında bir gol olmayınca olmuyor ama tadı işte.
İlk yarı iki taraf içinde iyi geçerken, ikinci yarı Barça ağırlığını koydu.
denedi...çabaladı... ama olmadı.
Ibrahimovic'in kendine gelmesi lazım bir an önce.
Herşeye rağmen Inter gibi bir deplasmandan 1 puan bence kazançtır.
Başlık çok hoş Bülent abi kalemine sağlık :)

armandolionel dedi ki...

chivu akıllı ol!

AFO dedi ki...

Ertem Şener, bir ara top Schneijder'in ayağındayken "Kendisi aynı zamanda Star'da da yayınlanan Prison Break isimli dizinin fan'ıymış." dedi. Yani maçlarda sanal reklam uygulanıyor da, bu kadarına da pes doğrusu. Utanmasa Star'dan takip ediyor diyecekti. :))

judas dedi ki...

ben ertem şener kadar lüzumsuz ve boş konuşan adam az gördüm herhalde onca düz anlatan adamın arasında böyle ilginç bilgiler falan vererek farklılık yaratıp sevildiğini falan düşünüyor. star tv yi mail bombardımanına tutasım geldi bak.

hayır ilker "the hem penaltı hem gol" yasin i arar oldum o derece.

Adsız dedi ki...

Emre AKTAN adlı beyfendiye sonsuz kere katılıyor ve gönlümden geçenleri paylaştığı için teşekkür ediyorum.

s.ugan - e.şener- e.tilev
lütfen
futbolun güzelliği adına
bırakınız bu işi,
kabul edin
y-a-p-a-m-ı-y-o-r-s-u-n-u-z !!!