18 Aralık 2008
Burak Yılmaz
Manisa'ya Fenerbahçe'nin ne kadar bonservis ödediğini bilmiyorum lakin ne vermişlerse; Güiza ve Emre'nin bonservisinin yanında lafı olmaz. Burak Yılmaz, sezonun ilk yarısının en büyük hayal kırıklıklarından. Antalya'da ligin en iyisiydi. Beşiktaş'taki ilk sezonunda ligin ilk haftalarıydı. Bir maçın ilk yarısında kanadından (gazhane tarafı kaleye) 10'dan fazla orta yaptı. Hayran kaldım. Yıllardır kısa boylu yetenekli adamlar yetiştiren Türk altyapısından, boyu posu Avrupa ölçülerinde bir forvet çıkmıştı. Cristiano Ronaldo'ya benzetirim fiziğini. Bu Allah vergisi özelliğiyle yaşıtlarından hep bir adım öndeydi Burak Yılmaz. Beşiktaş'ta İbrahim Akın'a sabredildiği kadar ona sabredilmedi. Yine de 2 sezon önemli bir zamandır. İnönü'nün kimi zaman ayakları birbirine dolayan atmosferinin kurbanı da oldu diyebiliriz. Manisa iyi tercihti, zıplama yaptı ve Fenerbahçe'ye geldi. Ben Kazım'ı futbolcu olarak kabul etmediğimden, Deivid de ayağını kırınca Kadıköy'de sağ kanadı Burak alır dedim. Yanıldım. Sorunu nedir bilmiyorum. Üniversiteden atılan öğrencinin afla döndüğü okulda finallere girmemesi gibi kariyeri. Beşiktaş'da tutunamamışsın, şans işte; Fenerbahçe almış seni ve kendini futbola vermiyorsun. Antrenmanlarda iyi çalışmadığı sahadaki halinden belli. Fenerbahçe taraftarı bir türlü sevemedi kendisini, ilk top kaybında bile yuhalanan adam oldu. Burak muhtemelen devre arasında Fenerbahçe'den gidecek. Gökhan Emreciksin geldiğinde "yemeyenin malını yerler" mi diyeceğiz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
34 yorum:
Egesel&Tarhan menejerlik başarısı.. Gitmesi gereke yer, geldiği yerdir.. Antalya'yı ligde tutsun.. Küçük şehirin büyük futbolcusu olsun.. Ya da cadde de kafelerde takılsın
Sağ kanattan yardırıp rakip ceza sahasını ortaya boğduğu maç 2006-2007 sezonundaki Gaziantepspor maçıydı. O maçta çoğu Beşiktaşlıyı heyecanlandırmıştı. Ama daha sonraları hem saha içindeki bazı davranışları hem de dibe vuran formuyla(ki Tigananın ona fazlasıyla şans verdiğine inanıyorum)gözden düşmüştü. Fenerbahçede oynarken sahadaki hali 2006-2007 sezonunun ikinci yarısındaki (yanılmıyorsam 10 a yakın maçta üst üste ilk 11 de çıkmıştı.) halini hatırlattı. İnönüdeki atmosferden etkilenmiş diyeceğim ama en iyi performansını sene başında İnönüdeki maçlarda gösterdi. Kaldı ki kendisinin deplasmandaki maçlarda da başarılı bir performans gösterdiğini söyleyemeyiz heralde.
Burak'ın fiziğine ve yeteneğine dair düşüncelerine yüzde yüz katılıyorum. Çok büyük bir futbolcu olabilecek bir insan (dı). Tigana pek boşa sallayan bir hoca değildir, bir bildiği vardı.
Bence şu ana kadar çok büyük bir patlama yapamamasının sebebi mental özellikleri. En küçük bir harekette kendini yere atması, hakeme itirazları, vs kendini biraz itici kılıyor taraftarın gözünde.
Şu an adını hatırlamadığım bir yorumcu zamanında Overmars için "bal yapmayan arı" demişti, çok gülmüştüm yorumcunun bu saçma yorumuna. Burak Yılmaz'a nedense bu yorumu yakıştırabiliyorum. Büyük takımlarda bir türlü bal yapamadı.
Ancak çok genç oyuncudur. Hala patlamayı ve balı yapmak için zamanı var. Fenerbahçe için çok düzgün bir yedek kendisi. Ben Gökhan Emreciksin geleceğine Burak kalsın derim her koşulda. Ama yönetim bu seneki başarısızlığı bir şekilde örtmeye çalışacağı için gereksiz gereksiz isimler transfer edecektir, elde kalması gereken Burak gibi oyuncuları da gereksiz yere gönderecektir.
Bari Bursaspor'umuza versinler Burak'ı da biz onu bir parlatıp yine üç büyüklere satalım :) Ya da Sinan Kaloğlu gibi Avrupa'ya satalım ve kendini kurtarsın. Milli takım da iyi bir oyuncu kazansın!
bilmiyorum kaç kişi benim gibi düşünür ama burak gibi hatta yazıda ismi geçen ibrahim akın gibi oyuncularda birşey var tam adlandıramadığım. bir dolu örnek yazılabilir beklenene gelemeyen oyuncular bahsinde, ama sanki olmayacağı baştan belli oyuncular var bir de. beklenenin olmayacağı demek istiyorum. aslında afla dönüp finale girmeyen öğrenci örneği uzun zamandır gördüğüm en iyi örnekleren biri. çünkü tutunamayan her topçu aynı değil, bazısı aleme daldığından bazısı klasik tabirle küçük takım topçusu dendiğinden, bazısı yanlış zamanda yanlış takıma geldiğinden bekleneni veremiyor olabilir. ama burak yılmaz -bana göre- baştan olmayacak gibi duruyordu, iyi başlamasına karşın belki de sırf beklenenden iyi başladığı için.
gökhan güleç de eklenebilir aynı tayfaya. bir kademe yükseltirsek emre belözoğlu da. hep sahada bazı anlarda yaptıklarına bakıp da büyük potansiyel oldukları düşünüldü ama sanırım işin özü de bazı kelimesinde.
çok alakasız görünecek ama ortaokulda falan basket oynarken tek potada (ki potayı ezberlemek tabirine uygun olarak) akan elemanlar vardı. birkaç şeyi iyi öğrenip mükemmele yakın uygularlardı. ama farklı tipte maçlarda nasıl oynanacağı konusunda sınıfta kalırlardı. okul takımının dişli bir rakiple yaptığı maçlarda görünmezlerdi. işler birazcık zorlaşınca hiçbir şey üretemeyen ama ortada fazla sorun yokken ortalamanın üstünde iyi oynayan tiplerdi.
Beğendigim bir futbolcu, Okan Koça benzedi ama hikayesi. Bir süre sonra Gs de görürsek şaşırmayın...
Dogdugumdan beri fanatik Besiktas liyim,ben Besiktas icin ter doken her futbolcuyu cok severim ve kotu olmalarini istemem.cunku bu kutsal forma icin ter akitirlar.Ister inanin ister inanmayin su ana kadar 3 tane Besiktas li futbolcuya hic ama hic isinamadam sevemedim bir turlu.
1.tumer:zaten antipatik in,megaloman in cahil bilgenin tekiydi daha sonrasi zaten malum
2.burak yilmaz:Inonudeki ilk golunu elle atti kahretti beni.Arif vari hep kendini yere atti,super futbolcu altyapisi var ama adam olmaz iste.Besiktaslilik durusu yok bui kere.
3.Serdar Ozkan:Bu cocuk nasil bizim altyapidan yetismis hic aklim almiyor.Katildigi panellerde Besiktaslilik durusu diyen dilini yilanlar soksun onun.Once adam ol sonra caka sat.Iyi topcu,iyi teknigi var ama antipatik in teki,topcu olur adam olmaz
Ek Not:Bundan bizde iki tane daha vardi(I Akin,Okan Koc(harbi o napiyor acaba) ),kurtulduk Allah a cok sukur
taklacinin krali kum havuzuna atlar gibi atliyo 8 takla atiyo sanirsin bacagi kirildi iste her buyuk takima gelen genc topcu kendini cristiano ronaldo sanarsa olmaz, sen birak ayak hareketlerini falan once bi topunu oyna ki hareketin kralini gormeyesin her sene sonu..
Butun yazdiklarina katiliyorum Aceto ama, Burak yanilmiyorsam hep isler kotuyken alindi oyuna. Takimin cogu kotu oynuyordu o sahadayken. Oyunun gidisatini degistirebilecek bir oyuncu da degil zaten. Bana kalirsa Aragones Deivid sakatken onu bir kac mac degerlendirebilirdi. Olmadi. Dedigin gibi devre arasi veya sezon sonu yolcu gibi. Bakalim sonu Fatih Tekke veya Ayhan Akman gibi mi olacak, yoksa Okan Koc veya Selahattin Kinali gibi mi?
Yıllar önce Hasan Şaş'ı Ankaragücü formasıyla canlı canlı seyrettiğimde hayran kalmıştım. G.Saray'a geldiğinde de arkadaşlarıma süper futbolcu aldık demiştim. Burak da senin yazdığın gibi Antalya'da müthiş top oynuyordu, 2. Lig'in ona küçük geldiği belliydi. Ona büyük gelen Süper Lig değil İstanbul oldu sanırım. Bu Gökhan Emreciksin'de de Hasan Şaş emareleri görüyorum. Çalım ve pas yeteneği belki Şaş kadar yok ama müthiş bir şutu var. Sert ve düzgün. Fener alırsa veya almışsa önemli transfer. Colin Kazım ve Burak'ın pabucu dama atılır.
bizim arkadaşlar antalyada halı saha maçına almazlarmış bunu...
YEni Fabio Pinto'dur Burak Yılmaz. Tek fark Fabio mazlumdu garibandı ve Burak ise fırlama.
Jean Tigana 'yla "olmayan" bir genç oyuncunun küçük takımlarda rahatlayıp özgüven kurarak, çevresinde kendinden daha yetenekli (göreceli bu gerçi ama) adam yokken "kral" olabileceği gerçeği var. Evet, Bu tip bir futbolcu var ve neredeyse her ligde var bu. Ama diğer liglerdeki nisbî azlık orada futbolcuyu mental olarak da yetiştirebildiklerinden olmalı. Huntelaar, Real Madrid 'de, beğenirsiniz beğenmezsiniz.
Burak Yılmaz bir...aaaah...odun. Evet. Teknik yok, varsa da göstermiyor, derdim değil. Burak ne zaman oyuna girecek olsa aynı şansı neden Olcan veya Gürhan bulamıyor diye iki kat hayıflandım hep (biliyorum Olcan gitti).
Gökhan Emreciksin de Süper Lig 'i idare edecek bir adamdır. Ali Bilgin 'in Antalya 'dayken Gökhan Emreciksin profilinden ne farkı vardı, biri bana izah etsin.
Bir de Gökhan 'ın büyük dedesinin hangi kafayla "Emreciksin" diye bir soy isim aldığını çok merak ediyorum.
''Üniversiteden atılan öğrencinin afla döndüğü okulda finallere girmemesi gibi kariyeri''
Benzetme müthiş,Aceto.Burak'ın durumunu tek cümlede harika özetlemişsin.
Manisalıyım ama hala manisa'nın geçen sene 2.lige düştüğüne inanamıyorum. inş bu sene tekrar süperlige döneriz. Bakıyorum holosko ve ugur inceman beşiktaşa, burak fenerbahçeye, selçuk trabzona.. oynamamışlar demekki.
kimse kızmasın ama fb (ve hatta bjk) kulüplerinde türk (türkiye doğumlu), yetenekli (veya vaadeden), küçük takımdan gelen (dolayısıyla paranın şöhretin tadını almamış) topçu her zaman 2. sınıf topçudur. böyle topçular için bu takımlar her zaman kötü tercihtir. bu takımlarda böyle topçular ya ilk oyundan alınan olur ya da çok geç ve çok yetersiz oyuna alınır. böyle topçuların bu takımlarda tutunabilmeleri için ya çok üstün yetenekli olmaları, ya şanslarının yaver gitmesi (pozisyonunda oynayacak yabancı olmaması ve alınamaması), ya milli takımda kendilerini göstermeleri ya da çok sağlam bir profesyonellikle ve iş ahlakıyla sabretmeleri gerekir (ki bu da böyle topçularda nadir bulunur). ama hal böyleyken bu takımlar böyle topçuları almaya, böyle topçular da bu takımlara gitmeye devam eder. işin ilginç yanı bu takımlar her fırsatta yabancı sınırlamasından yakınır ve ne zaman böyle bir topçu gs'ye gitmeye kalkışsa ya engel olur ya aklını çeler (ve hayatını bitirir).
kimse kızmasın, doğruya doğru.
bazı futbolculara nedense kuvvetli olmayan ama özel bir sevgi beslersiniz. burak beşiktaş'tayken hiçbir zaman en sevdiğim oyunculardan olmadı, gol attığında "keşke x atsaydı" dediğim, kendini attığında küfrettiğim bir adamdı. ama bir yandan da başarılı olmasını istedim, bir şekilde maksimum verim alınmasını, kendisinin de yüksek çabasını ve gelişim sürecini görmek istedim. sonra manisa'ya gitti burak. holosko'yu aldık. denizli'ye 3 gol attığında içimde müthiş bir heyecan kabardı, istedim ki her haftasonu lig tv altyazılarında burak yılmaz ismi geçsin... daha sonra manisa 1.lige düştü burak da geldi fener'e... fenerbahçe sevgi beslediğim bir takım değil ama nasıl güizalı aragonesli fenerbahçe'nin yeni sezonda avrupa'da başarılarını tekrarlamasını, emre'nin de futbola yeniden tam anlamıyla yeniden dönmesini istediysem, burak yılmaz'ın da parlayıp kazım'ın yerine sağ kanadı almasını, veya forvette semih-güiza ikilisinin arkasında beklemesini, rotasyon dahilinde sürekli değişik yerlerde forma giymesini bekledim. uzaktan güzel şutlar, sağdan güzel çalımlar, koşular bekledim burak'tan. ama olmadı malesef, bir baktık yaş 24 olmuş bile.
burak kaybolan bir yetenek olabilir, iş ahlakı yüksek de değildir, kendini atar, kendini geliştirmez, çabalamaz, maça kendini vermez, ama yine de seviyorum bu adamı.
Aftan yararlandı mı bilmem de Burak benim sınıfımda üniversitede. Yoklamada adı var kendi hiç olmadı :)
Neyse gerçekten de Aceto'nun benzetmesi çok güzel.
İst. B.Ş.B'de kiralık görüyorum kendisini.
burak'ın babasıda antrenör, durmadan "oglumu arsenal istedi, ingiltere'yi istemedigimiz için göndermedik" tarzı konusmalar yapıp duruyor. Çok büyük futbolcu o vsvsvs..
@devletli
virgulune kadar katılıyorum, GS ile anlaşan Cavcav ve Okan Koç'un Sedat Peker'in dahiyane ikna teknikleri sayesinde aniden BJK ile anlaştıklarını bilen bilir. Ne oldu Okan'a mundar oldu. Ne gariptir ki SP ve ikna teknikleri 0-3 biten ilk yarının sonrasında Antep soyunma odasında da gorulmustur. Her derde devadır SP ve ikna teknikleri.
Burak Yılmazı Arsene Wenger bıle parlatamaz.Kucuk takımların buyuk topcusu.
Futbol zekası kısıtlı olduğundan yeteneğini kestiremiyoruz. Ama fiziğini ve gençliğini düşünerek, Fenerbahçe'nin sorunlu bölgesinde Selçuk'un yanında denenmesinde fayda var. Milli takımda da oralarda oynamıştı Beşiktaş'a gelmeden hemen önce.
rus karıyla takılıyor, birde hastalığı var. kimselere soyleyemediği ben biliyorum ama bende söylemem.
Burak'a Beşiktaş'ta sabredilmediği fikrine katılmıyorum. Aksine Tigana inatla sabretti, inandığı için. Burak kendisine inanmadı belli ki. Bizim genç futbolcularımız için çıta İstanbul ne yazık ki. İstanbul'a geldikten sonra "ben oldum" havasındalar. Bir şeyler öğrenmek, mevcut bildiklerinin üstüne katmak gibi bir gayretleri yok. O yüzden tribünlerde onların futbolundan ziyade gece hayatlarına dair tezahuratlar söyleniyor. Burak'a Tigana çok inandı, Tigana şu an başımızda olsa idi, Burak hala bizde top oynuyor olurdu. Evet Tigana'nın gidişi takımdan ayrılmasını kolaylaştırdı fakat o da kalmak adına bir şey göstermedi.
Burak'ı fenerbahçe aldığında havalara zıplamıştım.Beşiktaş'dan gittiği günkünden daha yükseğe zıplamıştım.Fenerin sabretmediği oynatmadığı Burak'a Beşiktaş niye İbrahim Akın kadar sabretsin ki? Çok bile şans verildi çok bile kaldı Beşiktaş'da.Burak Yılmaz bir "kontrolsüz güç"tür.. Takım oyunundan bihaber bir mantıkta oynar.Gazhane tarafına yaptığı ortalarda deniz tarafından gelen rüzgarın kendisinden daha fazla etkisi olduğunu düşünüyorum. Nolurdu kalsaydı ve oynasaydı fenerde:(
@cakarkeyf,
okan koç sonunda kendisini bjk'den kurtarıp gs'ye geldiğinde bjk araya girip konya'ya mı ankaragücü'ne mi ne yollamıştı. biz de "gs'ye gitmesin gider de kıymete biner küçük takıma gitsin sönsün" fikriyatının ne kadar coşabileceğini görmüş olduk.
daha fatih sonkaya, sinan kaloğlu, hatta fanatik'te hangi türk topçunun adı gs'yle anılsa bjk ona saldırıyordu ve kariyerini bitiriyordu.
şimdi gökhan emreciksin, özer hurmacı vs genç yetenekli yerli topçular da kariyerlerinin hayrına hangi takıma gideceklerini iyi düşünmeliler.
kemal aslan da çok yetenekliydi. önder turacı, deniz barış, hede, hödö de.
bunlar daha iyi günleri o kafayla bank asya'da düşmemeye oynayan takımlara kadar yolu var .
@devletli
abi sonda verdiğin örnekler pek doğru olmamış yalnız, kemal'in bitmek bilmeyen sakatlık problemi malumdu, deni barış'ın yaşadıkları apayrı-karısının olayı sonra tam form tutunca saktlanması vs.- önder turacı ise sakatlanmasaydı gökhan'a pek yerini kaptırmicak gibi duruyordu ama gökhan çok ekstra bi oyun koydu ve önder'in formayı alması imkansızdı. ha 3. stoper olarak kesinlikle can ve yasin yer,ne o oynamalı o ayrı. bence mahmut hanefi, tarık-hoş galiba onun gece hayatı ve sakatlık olayları vardı-, gibi örnekler takım seçmek örnekleri için daha doğru olur
sevgili Aceto,
Kazım'ı neden futbolcu olarak kabul etmediğinden kısaca bahsedebilir misin?
merakımdan soruyorum.
http://1.bp.blogspot.com/_WHA8qxQBOz8/ST1Sgl8f7qI/AAAAAAAAAA4/CAap-EocuDw/s1600-h/2008-12-08_idman20.jpg
Antremanda bile artistçe atlıyor, kafa hiç değişmemiş. Yazık..
Ben de Beşiktaş'ta yeterince şans bulduğuna inanıyorum. Bence Burak'ın sorunu mental yapısında. Ben Aragones ve/veya Burak'ın kendisi olsam kendimi hiç oynayamayacağım forvet veya arada sırada şans bulacağım sağ kanat yerine orta sahanın ortasına monte etmeye çalışırdım. Fizik olarak Steven Gerrard'dan eksiği yok. Tek yapacağı, bacaklarının inceliğini giderecek bacak içi çalışmaları yapmak ve bol bol savunma poziyonu çalışmak. Olmayacak bir şey değil..di..
O mac Antep maciydi, 2-1 kazandigimiz. Burak o sezon ilk 5-6 haftada 4 gol atmisti. Cok deli oynuyordu cidden. 06/07'nin 2. yarisinda cokusu basladi ; sabirsiz taraftarimiz da her top kaybinda onu yuhalarken cok daha berbat oynayan Delgado'ya ses cikarmiyordu bile. Moralman coktu, ertesi sene de Saglam'in gelisiyle gitti zaten. Severim ben Burak'i.
silenzio, doğrudur. onlar (en azından çoğu) gs'nin elinden alınmış ve kariyeri bitmiş topçular. sakat olmadıklarında da oynamazlar. kulüpten paralarını alırlar.
tabi bir de rezerv lig tartışması vardı, böyle topçulara ilaç gibi gelirdi olsaydı. ama yok.
denizli : baharda takımı görün, tigana : burak thiery henry' den daha yetenekli, toshack : çayırdaki 4 inek için beşiktaş defansı benzetmesi.. nedir bu hocaların demeçlerinden çektiğimiz yahu.. ziya doğan' a soruluyor : hocam sizi gattuso' ya benzetiyorlar ziya doğan : ben gattuso' nun gol atan haliydim, gattuso pek gol atmıyor. (bizzat lig radyo' da canlı dinledim)
Yorum Gönder