9 Mayıs 2021

Bir Hayalimiz ve Önümüzde Çöl Vardı

Oğulları, anne ve babasını iki yıl önce Dubai’ye tatile götürdüğünde çöl manzarası anne Maria’nın gözyaşlarını boğulmasına sebep olmuştu. Eşi Felix ile 93 sonbaharında Gana’dan yola çıktıklarında ilk çocuklarına hamileydi ve tek dileklerini evlatlarına daha iyi bir yaşam sağlayacakları bir yerde yaşamaktı. Çölde yürüdükleri günler aklına geldi anne Maria’nın. Ayakları yanmış, aç sussuz kalmışlar ama sonunda 3 bin kilometre ötede Fas’a ulaşmışlardı. Niyetleri Avrupa’ya gitmekti ama tutuklandılar. Liberya’daki savaştan kaçtıklarını söylediklerinde mülteci koğuşuna alındılar. Bir avukat devreye girdi Maria-Felix çifti hayallerinde adı geçmeyen bir şehre doğru yola çıktılar. İspanya’nın kuzeyinde Bask bölgesindeki Bilbao… Oğulları dünyaya geldiğinde ona, yardımlarını esirgemeyen rahip Inaki Mardones’in ismini verdiler. Coğrafya değişmişti ama ya kaderleri? Baba Felix gündelik işlerde çalışıyor, hayır kurumlarının desteğiyle kirası ödenen bir evde yaşıyorlardı. Inaki 8 yaşına geldiğinde kardeşi Nicholas dünyaya geldi.

Athletic Bilbao’nun eskinin hemen yanına yapılan San Mames Stadyumu’nda adının 50 bin Basklı tarafından haykırılmasına daha yıllar vardı. İnaki 12 yaşına geldiğinde futbol yeteneğinin çevresindeki herkes farkındaydı. İyi beslenemediğinden çelimsiz bir çocuk olan İnaki, o günleri İspanyol El Pais iki yıl önce böyle anlatmıştı: “Eve geldiğimde yiyecek bir şey bulamazdım. Elektriklerimiz sık sık fatura ödenmediğinden kesilirdi.” İnaki, anne babasından vazgeçmemeyi öğrendi ve onların sürekli söylediği iki kelimeyi hiç unutmadı: “Çok çalışın.”

 

123 yıl önce Bask bölgesinde kurulan Athletic Bilbao, kuruluşundan 1912 yılına kadar İngiliz futbolcuların da forma giydiği bir kulüptü. O sezon İspanyol futbol federasyonu ligde sadece İspanyol futbolcuların forma giyebileceğini açıkladığında bir karar aldılar. Athletic’te artık sadece Bask bölgesinde doğanlar forma giyebilecekti. Bu karar hiçbir zaman kulüp yazılmadı, sözlü gelenek ise 100 yılı çoktan geride bıraktı. Bilbao 110 yıl önce “Alt yapıdan yetişen oyuncularımız ve taraftarımızla dışardan gelen kimseye ihtiyacımız yok” diye yola çıkmıştı. Bu prensip elbette Bask milliyetçiliğinin bir tezahürüydü ve uzun yıllardır da futbol dünyasında endüstriyel futbola karşı son kale yakıştırması ve ırkçılık suçlamaları arasında gidip geliyorlar. Bir kulüp sadece alt yapıdan yetişen oyuncularla ülkenin en üst liginde başarılı olabilir mi? Bu sorunun cevabı Athletic tarihinde gizli. La Liga tarihinde iki dev Real Madrid ve Barcelona dışında düşmeyen tek bir kulüp var: Evet, Athletic Bilbao. Sonuncusu 1985’te olmak üzere 8 lig şampiyonluğu olan Bask bölgesi kulübü tam bir Kral Kupası canavarı. Son yıllarda finallerde kaybetselerde müzelerinde 23 Kral Kupası var ve İspanya Süper Kupası’nı da 3 kez kazandılar.

İspanya’nın kuzeyinde Athletic Bilbao ve Real Sociedad’ın derbi rekabeti elbette ki alt yapıdan başlıyor. San Sebastian şehri takımı Real Sociedad da uzun yıllar boyunca yerli oyuncularla yola devam eden ve 80’lerde arka arkaya iki lig şampiyonluğunu yerli futbolcularla kazanan bir kulüp. 1989’da İrlandalı santrfor John Aldridge ile başlayan, Dalian Atkinson ile devam eden ve bizim hafızalarımıza Nihat Kahveci ve Darko Kovacevic ile kazınan Real Sociedad, Athletic Bilbao kadar katı kurallara sahip değil.

2011 yılına kadar İspanya Ligi’nde siyahi bir oyuncunun forma giymediği tek kulüp Athletic Bilbao idi. O sezon Angolalı bir baba ve Basklı annenin oğlu olan Jonas Ramalho bunu başaran ilk futbolcu oldu. Athletic Bilbao’nun efsane alt yapısı Lezama’dan yetişen Ramalho’dan bir yıl sonra kulübün kapısından Maria ve Felix’in çiftinin büyük oğulları girdi. İnaki Williams kulübün gelecekte A takımında oynayabilecek şartları yerine getiren bir geçmişe sahipti. Bilbao’da doğmuş ve futbola Bask bölgesinde başlamıştı. İnaki’nin yolu uzundu, iki yıl boyunca A takıma yükselmeyi bekledi onu bir yıllığına pişmesi için Baskonia kulübüne yolladılar. 6 Aralık 2014 tarihinde La Liga’da Athletic formasıyla sahaya çıktı, taraftarı önünde Cordoba’nın 1-0 kazandığı 90 dakika onun ilk maçıydı. İki ay sonra Avrupa Ligi’nde Torino deplasmanında gol attığında ise kulüp tarihin gol atan ilk siyahi oyuncusu olmayı başardı.

Inaki Williams’ı özel yapan ise müthiş bir istikrarının öznesi olması. 17 Nisan 2016’da oynanan Athletic Bilbao-Malaga karşılaşması Inaki’nin tribünden izlediği son karşılaşmaydı. Son 5 yılda Athletic Bilbao’nun oynadığı 191 maçta da İnaki sahadaydı, ya 11’de başladı ya sonradan oyuna girdi ama yıllardır La Liga’nın stoperleriyle boğuşan Gana asıllı İspanyol santrfor bir kez olsun sakatlanmadı. Inaki başardı peki ya kardeşi Nicholas? O da abisinin izinden gitti ve 10 gün önce ağabeyi sahadayken Athletic Bilbao-Valladolid karşılaşmasında 62. Dakikada oyuna girdi, 10 dakika beraber oynayabildiler, İnaki oyundan alındı. Yolları uzundu, daha çok maç vardı, bir sonraki geçen hafta sonundaydı. Sevilla deplasmanında ikisi de yedek kulübesindeydi. Teknik direktör Marcelino önce 63. dakikada 18 yaşında Nicholas’ı oyuna aldı. 6 dakika sonra ağabey Inaki oyuna girdi. Şampiyonluk kovalayan Sevilla’yı 90’da attıkları golle devirdiler. Golü mü kim attı? İnaki Williams. Bu gole 700 kilometre uzakta, Bilbao’daki evlerinde ekran başında bu gole sevinen binlerce Basklı vardı bir de Ganalı Maria-Felix Williams çifti…

1 yorum:

EP dedi ki...

kaleminize sağlık, yine şahane bir yazı...